Gezegenin Geleceği: +4. Gün

-
Aa
+
a
a
a

Greenpeace Akdeniz Direktörü Dr. Uygar Özesmi, 7 Aralık'ta Danimarka'nın başkenti Kopenhagen'da başlayan iklim zirvesinde Climate Justice Fast hareketine katılarak 14 günlük iklim orucu tutuyor. Uygar Özesmi'ye destek vermek için tıklayın.

 

10 Aralık 2009

 

Bugün, Kopenhag İklim Zirvesi'nin ve İklim Orucu'nun dördüncü günü.

Dinlemek için:

İdirmek için:mp3, 6 Mb.

 

Kopenhag Zirvesi dün askıya alındı! Kopenhag'da her şey çok hızlı ilerliyor. Ilk önce Afrikalı delegeler toplantıda beklenmedik bir eylem gerçekleştirdi.  Delegeler, ülkeler tarafından önerilen 2 derecelik sıcaklık artışının kendileri için ölüm demek olduğunu, artışın en fazla 1 dereceyle sınırlanması gerektiğini ifade etti. Afrikalıların eylemine diğer katılımcılar da slogan ve alkışlarla destek verdi. Delegeler,“İki derece ölüm demektir!”, “ Halkımız ölüyor, gerçek bir anlaşma istiyoruz!” “Bir Afrika, Bir Derece” “Siyasi bir anlaşmaya hayır!” gibi sloganlar attılar. Ardından, Tuvalu, dün daha once sunmuş olduğu Kyoto’ya paralel gelişmekte olan ülkelerin de hukuken bağlayıcı sorumluluk almasına dair taslağının tartışılmasını istedi. Buna Çin, Hindistan gibi ülkeler karşı çıkınca, Tuvalu bu taslağı sunma hakkına dair ortak bir karar alınıncaya kadar toplantının askıya alınmasını istedi. Birçok ülke hukuki açıdan bağlayıcı bir iklim anlaşması yapılmadığı takdirde görüşmelere devam etmeyeceklerini söylemeye devam ediyor. Küçük ada ülkeleri ve Afrika ülkeleri , zaten her fırsatta iklim değişikliğine karşı hukuki bağlayıcılığı olan bir anlaşmanın kendileri için şart olduğunu ifade ediyorlardı. Tuvalu delegesi Ian Fry 'Geleceğimiz bu toplantının sonuçlarında' diyerek durumu gayet güzel özetledi. Aslında bu gelişmeler olumsuz değil çünkü gezegenin geleceğini düşünenlerin baştan beri savunduğu “yasal baglayiciligi olan bir anlasma”ya karar verilme ihtimali böylece arttı.

 

ABD uzun bir süredir yasal bağlayıcılığı politik bağlayıcılığa cevirmeye çalışıyor ve son olarak Çin ile birlikte yaptığı açıklama da durumunu güçlendirmişti. Toplantının başında bu konunun gündeme oturması toplantı sonunda hukuken bağlayıcı bir antlaşma çıkması açısından olumlu bir gelişme.

 

Türkiye, Kopenhag'taki İklim Değişikliği Zirvesi'nde sunacağı ''İklim Değişikliği Ulusal Strateji Belgesi''ni açıkladı. “Türkiye Çözüme Ortak Oluyor” sloganı adı altında oluşturulan belgede sunulan hedefler çözüme ortak olmak bir yana, neredeyse Kopenhag’ta bir anlaşmaya engel olabilecek unsurlar içeriyor. Bu nedenle Türkiye, bu konuda aktif rol alması için kendisine çağrıda bulunan Greenpeace ve diğer sivil toplum kuruluşlarını hayal kırıklığına uğrattı. Kopenhag’daki duruşumuzu belirlemek için yazılmış strateji belgesi son derece zayıf. Ayrıca Türkiye'yi iklim değişikliği gerçeğini ciddiye almayan ve mücadele kapasitesini küçümseyen bir ülke olarak gösteriyor. Örneğin, birçok ülke, 2020 yılına kadar sera gazı salımlarını azaltmak için kendilerine somut hedefler koydu. Ancak Türkiye'nin yol haritası olması gereken belgede böyle bir hedef yer almıyor. Enerji alanında belirlenen hedefler de Çin veya Avrupa Birliği, hatta Güney Afrika hedefleriyle karşılaştırılınca son derece küçük kalıyor. Hükümetin 2020 yılında beklenen salımlarını en az yüzde 30 azaltması gerekiyor. Türkiye eğer bu duruşunda ısrar ederse, gelecekte çözüme ortak olan bir ülke olarak değil, anlamlı bir Kopenhag anlaşmasına engel olan bir ülke olarak anılacak. Hedefler eksik olsa da belgede önerilen politikaların pek çoğu Greenpeace’in uzun zamandır savunduğu politikalar. Ama yasal ve somut hedefler olmadığı sürece bunlar içi boş laflar olarak kalacağını biliyoruz. Ayrıca nükleer ve kömür gibi Kyoto mekanizmalarında hiçbir yeri bulunmayan kirli ve iklim değişikliğine neden olan enerji biçimlerine destek vermek de Kyoto ertesi süreç için çok anlamsız ve hatta çok tehlikeli.

Greenpeace, üç ayı aşkın bir süredir http://iklimicinvanminut.org/ sitesinden Başbakan Erdoğan’ın Kopenhag’da güçlü bir liderlik göstermesi için kampanya yürütüyordu. Cumhurbaşkanı'nın Çevre ve Orman Bakanı'yla birlikte Kopenhag'a gidecek olması, iklim değişikliği için güçlü bir liderlik isteği olduğunu da gösteriyor. Bunu göstermek için Cumhurbaşkanı Kopenhag'a geldiğinde, bu kötü ve bizi utandıran yol haritasından uzaklaşarak Türkiye'nin geleceği için yüksek hedefleri açıklar ve içindeki yanlış politikaları temizler.

 

Iklim orucunun 4. Gününde Kopenhag’da olan bitenleri, görüş ve yorumları paylaşmaya devam ediyorum. Besin olmasa da enerjim yerinde ve mücadeleye devam ediyorum… burada küçücük ülkelerin sesleri duyulurken G20 ülkesi güçlü Türkiye’nin sesinin duyulmaması beni açıklıktan çok daha fazla etkiliyor… orada kimse var mı?

 

Kopenhag İklim Zirvesi’nin dördüncü günü, gezegenin geleceği için toplantı devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü

Gezegenin Geleceği dizisinin eski sayılarına ulaşmak için: