Ekoloji Hareketleri Gündemi: 08.01.2013

-
Aa
+
a
a
a

Ekoloji Hareketleri Gündemi*

 

8 Ocak 2013

 

Ekoloji hareketleri Gündemi'nde Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) Cömert Uygar Erdem ile Çevre mücadelecilerine açılan ceza davaları konuştuk:

 

Dinlemek için:

İndirmek için: mp3, 9.4 Mb.

 

8 Ocak 2013 tarihinde Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.

 

* Ekoloji Hareketleri Gündemi Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) ile birlikte hazırlanıyor:

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin yayınlanmış diğer bölümlerine ulaşmak için tıklayın.

 

***

 

 

 

Ömer Madra: Günaydın Cömert bey!

 

Cömert Uygar Erdem: Günaydın!

 

ÖM: Ekoloji Hareketleri Gündemi’nde bugün çevre mücadelesi yürütenlere karşı açılan ceza davaları gibi ilginç ve önemli bir konuyu konuşmak istiyoruz sizinle.

 

CUE: Ankara Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapıyorum, ayrıca CEHAV ve Ekoloji Hareketleri bünyesinde kendi çapımda ekoloji mücadelesi içerisinde yer almağa çalışan bir kişiyim. Bu çevre mücadelesini yürüten kişiler hakkında açılan ceza davalarında aslında alınan seyirden söz etmek istiyorum. Özellikle Gerze’de, Ulukışla’da, gene Trabzon’da Solaklı’da mücadele yürüten kişiler hakkında açılan davalarda aslında görmüş oldukları muameleler ve karşı karşıya kaldıkları baskıdan söz etmek adına aslında bu ceza davaları önem taşıyor. Şöyle bir durum var, HES yapmak isteyen şirketin şantiyesinde meydana gelen olaylar neticesinde hiçbir şekilde sanığın yani şüphelilerin kim olduğu hiçbir şekilde bilinmiyor ama bölgede HES karşıtı eylemler yürüten kişiler daha önce HES karşıtı eylemlerde bulunmaları nedeniyle olağan şüpheli olarak kabul ediliyorlar. Bir anda bu suçun sanıkları haline getiriliyor ve tutuklanıyorlar. Gerze’de aynı şekilde sondaj için Gerze’ye giden şirketin yetkililerinin orada mala zarar verme ve hakarete uğradıkları gibi suçları … sonrasında karakola gittiklerinde kendilerine Gerze’deki bu Yeşil Çevre Gerze Platformu var, oradaki aktivistlerin daha önceki eylemlerindeki alınmış olan görüntüler gösterilerek şüpheli teşhisi yaptırılmaya çalışılıyor. Şunu anlamı budur, insanlar yaşadıkları bölgelerde hak mücadeleleri yürütürken bölgenin potansiyel suçluları haline geliyor ve şirkete karşı işlenmiş herhangi bir suçta ya da gerçekleşen herhangi bir olayda bu insanlar oranın potansiyel suçluları olarak kabul edilmekteler. Hemen haklarında fezlekeler hazırlanmakta ve aynı zamanda tutuklanmaktalar, belli bir süre tutuklu kalmaktalar. Gene Perisuyu’nda aynı şekilde orada baraj yapan şirketin şantiyesinde meydana gelen kazada gene oradaki köylüler zaman zaman hiçbir somut delil olmasa da tutuklu kalabiliyorlar. Bunların gerekçesi de bu insanların bu süre içerisinde bu şirketlerin faaliyetlerine karşı orada yürütmüş oldukları mücadeleler dolayısıyla bir şüpheli haline getirilmesiyle oluşuyor.

 

ÖM: Mala zarar verme ve hakaret dediniz hangi ithamla

 

CUE: Orada özel olarak mala zarar verme ve hakaret suçlarının işlediği yönüyle bir şikayette bulunmuşlardı ama genel olarak bu çevre mücadelesini yürüten insanların bir baskı haline getirilen bir soruşturma …. Oluşturulmuş durumda ve belli suçlar da artık katalog haline getirilmiş. Bunlar mala zarar verme, polise mukavemet, …

 

ÖM: Maalesef bağlantıyı kaybettik. Cömert Uygar Erdem bize çevre mücadelesi yürütmekte olan Gerze’de, Sinop’ta, Ulukışla’da, Sivas’ta ya da Solaklı’da Trabzon’da bu sondaj çalışmalarına ya da HES gibi başka şirketlerin giriştikleri bu ilk sondaj ve araştırmalara karşı koydukları zaman kendilerine karşı davalar açılmağa, mala zarar verme, hakaret ve polise mukavemet gibi suçlardan böyle bir göz korkutma da diyebiliriz belki bunlara, öyle değil mi?

 

CUE: Evet. Bu şekilde bir baskı haline getirilmiş durumda ve insanlar ceza alma, vs. gibi korkularla, o ceza hukukunun temel prensiplerinden birisi de budur, yani insanları suç işlemekten caydırıcı olması niteliğiyle aslında cezalandırma uygulamaları yürütülmekte tarih boyunca. Yani bu da günümüzde de bu şekilde bir hal almış durumda, en azından ekoloji mücadelesi üzerindeki yansıması bu şekildedir diyebiliriz.

 

ÖM: Bir de ikinci konudan bahsediyordunuz ki o sırada bir kesinti oldu, onu da söylerseniz lütfen.

 

CUE: Bahsettiğim işlenen suçlar, yani daha doğrusu atılan suçlar 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek, kamu görevlisine görevini yaptırtmamak, direnme, kamu malına zarar verme, hakaret, tehdit gibi suçlar daha çok isnat edilmekte. Bunun yanısıra Hopa’da olduğu gibi, Mersin’de gene nükleer karşıtlarına olmuştu 2011 yılında terör suçu kapsamına sokulmağa çalışıldığı yerler de olmaktadır. Bir de şöyle özel bir durum var, Kütahya’da Eti Maden’in şantiyesinde barajın çökmesi olayından sonra hemen civarındaki Dulkadir köyündeki zehirlenmeler, hayvan ölümleri, vs. gerçekleşmişti. Bununla ilgili Kütahya’da davalar yürütülüyor, dava açıldı halihazırda, genel tehlike suçu yaratmakla ilgili Kütahya 1. sulh ceza mahkemesinde Dulkadir köyündeki zehirlenmeler dolayısıyla da Tavşanlı asliye ceza mahkemesinde dava yürütülmekte. Tavşanlı’daki asliye ceza mahkemesinde şu an gelinen durumda bilirkişi sadece 2 tane sanığı tali kusurlu olarak buldu ve diğerlerini tamamen kusursuz olarak buldu. Bunu da görev şemasındaki dizilişlerine göre belirledi ama hiçbir şekilde şirketin asıl sahibi, oradaki yönetim kurulundaki kişiler hiçbir şekilde yargılamaya dahil edilmedi. Bu tarz durumlar söz konusu, yani şirket personelleri üzerinden yürütülen bir ceza kovuşturması var ve şu an gelinen durumda bu kişilerin yani şirketin orada senelerdir yapmış olduğu faaliyetin oluşturduğu genel tehlike, vs. gibi durumlar, kamu sağlığı gibi durumlar göz ardı edilmekte ve uğranılan zararı karşılayıp karşılamadığı merak edilmekte. 3 duruşmadır dava bu nedenle uzamaktadır ve şu anda alınan en son ara karar gereği Kütahya’da o köylülerin ölen 7 ördeğinin fiyatı üzerinde şirketle köylülerin anlaşamaması durumu hasıl oldu ve şu an jandarma Kütahya’da bir ördeğin ne kadar olduğunu araştırıyor mahkeme kararı gereği. Durum böyle de bir trajediye yol açtı.

 

ÖM: Evet, trajikomedi aslında. Peki bunu takip etmeğe devam edeceğiz. Şunu da soracaktım ama maalesef vaktimiz kalmadı, yani sistematik olarak bu çevre mücadelesi verenlerin yıldırılmasını ve şirketlerin de korunmasına yönelik bir şema çıkarılabiliyor mu diye ama bunu daha sonraki bir programda tekrar daha etraflı konuşma fırsatı bulabiliriz ümidindeyim. Çok teşekkürler.

 

CUE: Umarım, sağ olun! Hoşça kalın, iyi yayınlar!