Ekim 2013

-
Aa
+
a
a
a

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, AralıkEkim 2013

İndirmek için: mp3, 7.9 Mb.

2013 yılında her ülke tarihî felaketten kendine düşen payı alıyordu.

 

Bu sefer sıra Balkanların kendi halinde ülkesi Arnavutluk’taydı. Başkent Tiran son 20 yılın en büyük sel felaketinde 39 sakinini kaybetti, 6 binden fazla Tiranlı da evlerinden tahliye edilmek zorunda kaldı.

 

 

Hindistan’da 39 kişinin öldüğü sellerden kaçanlar için 178 noktada kamplar kurulurken, Vietnam, Laos ve Tayland’da 100’den fazla ölü vardı, yağışlardan etkilenenlerin sayısı ise 3 milyonu geçiyordu.

 

 

Japonya’nın başkenti Tokyo yakınlarından geçen Wipha tayfunu arkasında 41 ölü ve 100 milyon doların üzerinde zarar bıraktı. Tayfun, yolu üzerindeki Fukushima nükleer santralinden daha fazla radyoaktif materyalin sızmasına neden oldu.

 

Dünyanın en büyük kömür ihratçısı olan ülkesi Avustralya’da yeni Başbakan Tony Abbott’un, ilk 2 işinin karbon vergisini kaldırmak ve ülkeye ulaşmaya çalışan mülteci teknelerini durdurmak olduğunu açıklamasından bir ay sonra tarihinde gördüğü en büyük orman yangınları Sydney’i tehdit ediyordu. En büyük kömür ülkesi Avustralya’da süper zengin kömür şirketleri halka Abbottomi yapıyordu.

 

Dünyanın en büyük kömür tüketicisi Çin’de ise durum gün geçtikçe trajik hale geliyordu.  Orman yangınları Çin’in 11 milyonluk Harbin şehrini kapatırken, ülkenin güneyindeki Haiyan adasını vuran Wutip tayfunundan ötürü sokağa çıkılamıyordu. 8 yaşındaki kız çocuğuna akciğer kanseri teşhisini koyan uzman doktorlar, hava kirliliğini suçladı.

 

 

Kaçabilecek bir yer yoktu ve ölüm her yerdeydi. Malta ile İtalya’nın Lampedusa adası açıklarında Ekim ayı içinde batan iki göçmen gemisinde açlık, susuzluk ve kuraklığın kol gezdiği Eritre, Nijer gibi Afrika ülkelerinden kaçan 380 göçmen boğularak hayatını kaybetmişti.

 

Gelen haberler acının ölümle de sınırlı olmadığını gösteriyordu: gemiye bindikleri limanda işkence ve tecavüze uğrayan göçmenlerin, güvenilir olarak gördükleri Avrupa’ya geldiklerinde topluca çırılçıplak soyulup ortalık yerde hortumla, dezenfektanlı sularla yıkandığı ortaya çıktı.

 

 

Ölmemek için ülkesini terk etmek zorunda kalanlar için ölüm sadece denizde değil, her yerdeydi ve gelen hikâyeler kan donduran cinstendi.

 

Ülkeleri Nijer’i susuzluk ve kuraklıktan ötürü terk eden ailelerden 55 çocuk, 33 kadın ve 7 erkek, otobüslerinin Sahra çölü ortasında bozulması üzerine susuzluktan kavrularak can veriyordu.

 

 

 

Ege denizi üzerinden Avrupa'ya geçmek isteyen Suriyelilerin yakalanma haberleri gazetelerin kenarında sıradan hikâyeler olarak varlık bulurken,  Türkiye hükümeti sınırın öte yanındaki savaştan Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesi sınırına çektiği duvarla kendini korumaya çalışıyordu.

 

Sınırın öte yanında devam eden savaştan ötürü harabeye dönmüş ülkede çocuk felci yeniden ortaya çıkarken, komşu Irak’ta her hafta yapılan bombalı saldırılar da orada adı konmamış yeni bir savaşın olduğunu düşündürüyordu insana.

 

Gezi parkı ile alakalı eylemlere katılındığı gerekçesiyle açılan soruşturmaların çoğalmaya başladığı Türkiye’de, sokaklarda, üniversitelerde ve stadyumlarda Gezi parkı sloganlarının atılması artık olağan hale gelmeye başlamıştı.

 

Ethem Sarısülük’ü silahla vurup öldürmekle suçlanan ve Eylül’deki ilk duruşmasında mahkeme salonundan apar topar kaçırılırken peruğu düşen polis Ahmet Şahbaz’ın Şanlıurfa’da "Koruma Şube Müdürlüğü'ne atanması üzerine Sarısülük’ün avukatları “kimi kimden koruyacaktır?” diye sordular. Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz'a atılan ve tehdit cümleleri içeren e-postayla ilgili olarak, "Mail adresi bana ait. Ancak maili ben yazmadım" diye yazdı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu: “İkinci bir Gezi olmasına izin vermeyiz” demesine rağmen, gezi parkı içerisinde ilk siyasi parti olan Gezi Parkı Partisi bu ay ortaya çıkıyor, Halkın Demokratik Partisi kuruluş kongresinde “Her yer Taksim, her yer direniş” ve “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” sloganları atılıyordu.

 

Avrupa ise “oyunbozan” Edward Snowden’ın ortaya çıkardığı belgelerin şaşkınlığı içindeydi. Amerikan ulusal istihbarat servisi NSA’in yeryüzündeki her insanın tüm haberleşmesini izlediği gibi, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in cep telefonunu da dinlediği de ortaya çıkmıştı.  Bu bilgi, dostlar arasında hafif kırgınlığa yol açtı ama Alman muhalefetinin çağrısı üzerine Snowden’ın Almanya’ya gelip tanık olarak dinlenmesi önerisi, bizzat Angela Merkel’in başında olduğu hükûmet tarafından ânında reddedildi.

 

 

Ekim ayı, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olarak lanse edilen Marmaray’ın Cumhuriyet bayramında yapılan açılışı ve sonrasında yaşanan aksaklıklardan 1. derecede sorumlu tutulan, imdat kolunun önündeki nöbetçilerin yeraltındaki uzun gölgesi altında son buluyordu.

 

***

 

Ayın Sözü:

 

"Aç kal ya da diz çök!"

 

4 milyon kişinin açlık sınırında olduğu Suriye'de, Beşar Esad'a bağlı birliklerin bulunduğu kontrol noktasındaki tabeladan. (Kaynak: Democracy Now)

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık