Büyük Dayı mı Büyük Amca mı?

-
Aa
+
a
a
a

Ne der Orhan Veli?

 

"Gemliğe doğru

Denizi  göreceksin;

Sakın şaşırma".

 

Naçizane bir ekleme de ben yapayım. Gemlik'i geçtikten sonra, halen yerinde duruyorsa, bir tabela daha göreceksiniz  ona da şaşırmayın. Üstünde “Chicken Translate” yazar o tabelanın. Eğer Türkçe’ye “translate” edecek olursak “Piliç Çevirme” anlamına gelebilecek bu fevkalade yaratıcılık abidesi, zihnimizin nasıl şekillendiğine dair de şık bir örnektir.

 

Bir aralar seri halinde piyasaya sürülen ve daha çok otantik melodilerin yer aldığı  Yedi Karanfil müzik albümlerini hatırlayalım. Turistik bir "kültür hizmeti" olarak planlanmış Yedi Karanfil kutularında  parçaların Türkçe adları ve İngilizce karşılıkları vardı, “My Red Crane”, Allı Turnam; “Desterados Can Not Rule Of The World”, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz; “Looking At The Road”, Yollarına Baka Baka Kaldı Gözlerim; “Your Sister Doesn't Hear”, Kardeşin Duymaz;  “If Your Letter Didn't Exist”, Olmasa Mektubun oluveriyor, liste böylece uzayıp gidiyordu.

 

Peki Kültür Bakanlığı'nın web sitesinde "Dersim Dört Dağ İçinde" türküsünün İngilizce karşılığının ne olduğunu bilen var mı? "My Lesson in four Mountains". Şaka mı? Değil. Aynen öyle. Daha doğrusu öyleydi. Son yılların en hınzır projelerinden biri olan Ekşi Sözlük bu durumu fark edip web sitesinde yayınlayana kadar.

 

Türk’ün başka lisanlarla imtihanına dair örneklerin haddi hesabı yok. Ama mevzuumuz  bu değil. Mevzuumuz aslında bu kadar eğlenceli de değil. Mevzuumuz: Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan, Amin Maalouf'un son kitabı Yolların Başlangıcı ve onun çevirisi. Yayınevi söz konusu kitabı "Fransızca'dan sonra ilk defa Türkçe'de" diye piyasaya sürdü. Bunu anlamak zor değil. Zira Maalouf  Türkiye'de sevilen ve okunan bir yazar. Yazdıkları çok akraba, çok tanıdık geliyor bize.  Üstelik söz konusu kitapta Abdülhamid'in, Enver Paşa'nın ve Atatürk'ün adı bol bol geçiyor. Yazarın dedesi Butros o kadar koyu bir Mustafa Kemal hayranı ki, doğacak çocuğunun adını

Çizim: Aydan Çelik

Kamal koymaya karar veriyor. Öyle ki 1921'de dünyaya gelen bebeğin kız olması  bile Butros'a geri adım attırmıyor, ve Amin Maalouf  Kamal adında bir halaya sahip oluyor. 

 

Yollarının Başlangıcı'nın ilk 214 sayfasını Samih Rifat, kalan kısmını ise Aykut Derman dilimize kazandırmış. Orijinal adı “Origines” olan kitapta Maalouf  kendi ailesini hikâye ediyor. Romanın merkezinde duran kişi: yazarın dedesi Butros. Nev’i şahsına münhasır bir karakter olan Butros'un yazdığı mektuplar, tuttuğu defterler Maaoluf'ların hikâyesinin ana eksenini oluşturuyor. 

 

Kitaptaki diğer önemli figür ise Butros'un kardeşi Cebrail (Gabriel).  1895’te Havana'ya göç eden Cebrail, Samih Rifat'ın çevirisi boyunca “Büyük Amca” diye geçerken, Aykut Derman'ın çevirisinde, birdenbire “Büyük Dayı” oluyor. Fransızca'da “amca” ile  “dayı” aynı kelimedir, “ne var bunda basit bir karışıklık” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama mesele o kadar basit değil.  Belli ki Sayın Derman kitabın birinci bölümünü okumamıştır. Filme ikinci yarıda dahil olmuş ve aidiyet ilişkilerini kavrayamamış, amcayı dayı yapmakla kalmamış, dayıyı da amca yapmıştır. Zira Maaoluf'un Büyük Dayısı Alfred'de  Derman'la birlikte  Büyük Amca oluvermiştir. 294. sayfadan itibaren Gabriel yeniden Büyük Amca'ya dönüşmüştür.

 

Bu  durumun sorumlusu kimdir?  Aidiyet ilişkilerini karıştıran çevirmen mi? (elliye yakın çeviri yapmış bir insan nasıl  böyle bir pozisyona düşer?)  Çevirmenler arasında koordinasyon sağlayamayan editör mü? Hataları atlayan düzeltmen mi? Yoksa yangından mal kaçırır  gibi kitap basan Yayınevi mi? (“İlk defa biz basıyoruz, heyyyt ilk defa!”) Yoksa, orası fason üretim yapan bir trikotaj atölyesi midir?