Bira - Çekin kültürel mayası

-
Aa
+
a
a
a

Eylül ayında Prag'ı ziyaret edenlerin ilgisini ilginç bir sergi çekmiş olabilir, özellikle bizim gibi bira içmeyi sevenlerin. Mánes Galerisinde açılan "Prazdroj Ceske Kultury" (Çek Kültürünün Kaynağı) başlıklı sergide biradan etkilenmiş yaklaşık yüz civarında resim, heykel, yerleştirme (enstalasyon), fotoğraf gibi sanat eseri yer alıyordu. Bu sergi projesi Çek Cumhuriyeti'nde üretilen biraların içinde en çok tanınan Pilsner Urquell tarafından desteklenmiştir.

Şirket temsilcilerinden Alexej Bechtin bu serginin nedenini şöyle açıklıyor: "Çek kültüründe, Çek geleneğinde, Çek tarihinde bira bir içecek veya bir ticari ürün olmanın da ötesinde. Bira ülkenin günlük yaşamının bir parçası, derin sosyal tartışmalarının bin parçası. Bu nedenle sanattan etkilenmiş sanat eserlerinden örnekler toplamaya uğraştık, çoğunluğu resimler oluşturdu- ilişkinin daha görülebilir olması- yine de edebiyattan, bazı filmlerden, 70'li yıllarda Çek birahanelerinde çalan müzik gruplarından ağırlıklı olarak underground türünde örneklerle geniş bir sergi."

Sergide yer alan yapıtlar 20. yüzyıl sanatçılarının çalışmalarıyla sınırlanmasının nedeni için de şunları söylüyor:

  Serginin afişi

"Biradan etkilenen sanatın Ortaçağa kadar uzandığının bilincinde olmakla beraber biz bu etkilenmenin daha belirgin olduğu 20. yüzyılın başına kadar gittik. En güzel örnek Josef Lada'nın Šveik ilustrasyonları ve birahane çevresinden resim ve çizimlerdir. Bir başka örnek çok ünlü bir grafik tasarımcısı olan Michal Cihlár'ın duvar kağıdı, üzerinde bira içen veya bira etrafında oyun oynayan figürlerin olduğu duvar kağıdı. Kurt Gebauer'in ünlü cücelerini anlatan heykeller. Bira içen bu cücenin serginin simgesi olduğu söylenebilir."

Büyük bir keyifle dolaştığım sergiyle ilgili basılmış olan katalogda tanıtıcı yazılar Çek kültüründe biranın önemini çok daha güzel verdiği için bu yazılardan alıntılar yapmaya karar verdim.

"Çek Kültürünün Kaynağı" başlıklı serginin küratörü olan ressam ve heykeltraş Petr Rehor (d.1949) Prag Güzel Sanatlar Akademisinden mezun olmuş ve 1975 yılından beri de Finlandiya'da yaşamakta. Serginin oluşumunu daha iyi anlatabilmek için ilk alıntıyı onun katalogda yer alan "Ne İçersiniz?" başlıklı yazısından yapacağım:

"Çek kültürü çerçevesi içinde biranın önemine ve etkisine yapılan yorumlar tartışılabilir bir konudur. Bazıları biranın toplumu aptallaştıran ve beyni körelten proleter bir içki olduğunu iddia eder ve bu nedenle de onun yüksek sanat değeri olan kültürün yaratılmasında önemi olduğunu söylemenin uygunsuz olduğu görüşündedir. Kültürel tartışmalarda 'şarap ve konyakın lehine biradan vazgeçilmelidir.' Bu görüşü savunanlar bir açıdan biradan utanmakta ve aşağılamaktadır, kendileri bir bardak soğuk birayı reddetmeseler de. Benim açımdan bu iki yüzlülüktür. Bazı entelektüeller nerden geldiklerini ve entelektüel güçlerinin dayandığı köklerini inkâr etmektedirler.

'Biranın önemini gözden kaçırıyoruz'

Bazıları ise biraya karşı söylemleri duymak istemezler, onlara göre bira Çek atalarının ve tanrıların içkisidir. Onlar, fermantasyonun ve biranın rol oynamadığı herhangi bir kültürel yönü düşünmenin bile olanaksız olduğu görüşündeler. Çek bölgesinin, altın içkinin demlendiği Orta Avrupa'nın kültürünün bir parçası olduğu bilinen bir gerçektir. Bunun küçük görülür bir yönü yok, aksine içtiğimiz nesnenin ulusal bir gurur olduğunu açıkça itiraf etmemiz gerekir. Bu sergi ziyaretçilere biranın Çek kültürünün köklerinde özellikle güzel sanatlar dallarında ne kadar derinde yattığını göstermektedir. Müzik, edebiyat, film ve dans alanında biranın önemini gözden kaçırdığımızı da söylemem gerekiyor. Serginin kapsamı bu konunun hak ettiği oranda irdelememize izin vermiyor. Bu nedenle bu serginin Çek kültürel yaşamında bira olgusunun araştırılması için sadece bir ilk adım olduğuna inanıyoruz.

 Michal Cihlár'ın duvar kağıdı, çini mürekkebi, 1992(Resmi tıklatın!)

Sergi düzenleyicileri sergiyi belirli başlıklar altında toplamaya uğraştılar. İlk bölümde Hugo Boetinger, Hanuš Sweiger ve Jan Wenig gibi sanatçıların resimlerinde geç 19. yüzyılın tarihsel çerçevesini özetlemeye uğraştık. Josef Lada ve Jaroslav Hašek gibi sanatçıları ve Aslan Asker Şvayk'ın filmleştirilmiş örneğini ekledik. Savaş sonrasının sorgusuz en önemli sanatçısı olan František Tichy de bu bölümde; çalışmalarında bira içmekten etkilenen tek kişi değildir.

 

Diğer önemli bir alanda ise yazar Bohumil Hrabal ve grafikçi Vladmír Boudník çevresindeki grubu belirlemeye uğraştık. Bu da bizi geç 1950'ler ve 60'lardaki durumu anlamak için temel önemi olan sanatçılara ulaştırdı.

Hrabal ve Boudnik'e ek olarak Jirí Kolár, Josef Hampl, Hana Hamplová, Andre B´elocvetov, Ladislav Cehelák ve aralarında Eugen Brikcius, Karel Nepraš, Nada Plíšková, Olaf Hanel, Ota Slavík, Jan Zteklí, Karel Malich ve diğerleri olan Krízovnická Okulu gibi sanatçının özgür ifadesini savunan ve 70'lerin gerçeğe eleştirel yaklaşımı savunan sanatçılar yer alıyor. Birçok açıdan o dönem Hašek'in romanının devamı gibiydi ve durumun ümitsizliğini yansıtan şekliyle Prag birahaneleri absürdlüğe ve sınırsızlığa olan yolu açtı. Sınırlamanın yokluğu düşüncesiz değildi (eleştirenler sarhoş diyecektir) ama sanatçıların bugün tekrar edilemeyecek çalışmalar yapmalarına esin kaynağı oldu.

Bu da bizi tüm sürecin kilit öğesi ve çözümleyicisi olan biranın içildiği mekana getirir -pub, birahane, bar ve okuyucunun tanışık olduğu diğer eş anlamlı alanlara. Bu alanlara verilen kritik önemi yapacağım alıntılarla özetlemek istiyorum. Böylesi önemli bir konuyla ilgili belirgin bir şey yazabilmek için kendimin yeterli edebi yeteneğe sahip olduğumu sanmıyorum. Bu biras kaos teorisinin ve strüktürünü tanımlamaya uğraşmaya benzer. Çıkış noktası olarak Radko Pytlík'in 'Gezginci Kaz Palazı'ndan bir alıntıyla başlayacağım:

'İnsanlar burada bireyselliklerini anlatırlar, açılırlar, sesler ve gizli düşünceler saklı güzellik anlayışlarını ortaya çıkarır, yeni ilişkiler kurarlar. Birahanenin loş ve fantastik atmosferinde başka zamanlarda günlük çalışma alışkanlığıyla, yaşamın sorumluluğuyla, sosyal katmanların baskısıyla gölgelenmiş şiirin öğeleri kristalize olur. Bu atmosfer içinde en önemsiz hikayeler gerçek olarak algılanır ve en soylu gerçekler de hikayemsi bir renge bürünürler. Prag birahanelerinin mentalitesi ulusal karakterin önemli öğesini yansıtır: Mizah. Mizah küçük insanın iyimserliğini ve özgüvenini korumasına yardımcı olur, hatta en ümitsiz durumlarda bile… insanlar ekonomik ve politik durumun bedbahtlığını mizah anlayışı ve sarhoş saçmalığı ile dengelerler.'

'Dünyanın anlamsızlığından kaçış'

Daha fazla ne söylenebilir ki? Radko Pytlík 'Gezginci Kaz Palazı'nı 60'lı yıllarda yazmıştı ve 1971'de yayımlandı, kötüleşen normalizasyonun başında. Her ne kadar Hašek'in dönemindeki birahanelerdeki atmosferi anlatıyor gibi gözükse de, bana göre kitabı üzerinde çalıştığı dönemi anlatmayı amaçlıyordu. Hašek'i hayranı olarak kendi yöntemini geliştirdi. Var olan durumla ilgili duygularını doğru bir şekilde ifade edebilmek için geçmişi şimdiki zamana ayna tutmak için kullandı. Burada çevremizdeki dünyanın anlamsızlığından kesin kaçış için birahane ortamının özgünlüğü görülür. Bu ortam şarap ve konyak içme kültürünü kullanamadığımız bir dönemde Çek kültürünün hayatta kalmasına izin verir. Birahane ortamında önemli ilişkiler ortaya çıkmış ve halen de çıkmaktadır, sanatın ve Çek hayatının değişik alanlarında düşünceler ve manifestolar kristalleşir. Kısaca, başka yerde çözümlenemeyenler bira ile halledilir.

Bu nedenle Krízovnická Okulu'nu kapsayan bir sergi de birahane ortamında kurgulanmıştır. Bu okulun hayatta olan üyeleri bu yerleştirmeye katkıda bulunmuşlardır. Serginin küratörleri Hana Hamplová, Bohran Holomicek, Jan Steklik ve diğerlerinin fotoğraflarının belgesel gücünü kullandılar. Bu, serginin merkez noktasını oluşturuyor. Sergiyle ilgili duygularımız karıştığında ve yol göstediciye gereksinme duyduğumuzda buraya dönebiliyoruz. Burası Mihail Cihlár'ın duvar kaplamaları ve Josef Jíra'nın resimlerini içeriyor.

 

 "Son bira isteyen?" Yerleştirme, Krizovnicka Okulu'ndan mültimedya sanatçısı Amerikalı Benjamin Patterson (d. 1934)

Aslan Asker Şvayk'ın biri çizgi film olmak üzere üç film versiyonunda Hašek'e ve çağdaş Çek kültürünün köklerine iniyoruz. Amacım Hašek'i ve yapıtlarını analiz etmek değil. Sadece Çek kültürü için değil, bir bütün olarak tüm batı uygarlığı içinde yeri doldurulamadığını ve öneminin azalmayıp arttığını belirtmek istemiştim. Burada iç çekerek 'Ne yazık ki Hašek artık aramızda değil' diyorum. Şimdiki politik durum üzerine ne gibi yorumlar yapardı acaba. Ümit ederim ki okuyucular beni daha başka görüş belirtmediğim için affederler.

Serginin bundan sonraki sanatçı grubu Michal Rittstein, Jirí Beránek, Jindrích Zeithamml Tomás Ruller, Vladimir Merta, Martin Meinar, Antonin Kroca, František Scála gibi tanınmış isimlerden oluşuyor ve aynı zamanda henüz başlayan daha genç sanatçılara örnek olabilecek kişiler. Taklit anlamında değil, daha çok nasıl devam edebilecekleri ve nereden başlayabilecekleri gibi. Adı geçen sanatçıların birçoğu zaten sanat okullarında eğitim verdikleri için de bu konuda hiç bir kuşkum yok.

Serginin küratörleri sunulan açının daha geniş ve daha derin olabileceğinin (bazı eleştirmenler olmalıydı diyorlar) bilincindeler. Bu doğru, ama bu kadar küçük alanda serginin özüne varamazdık, geleneğin çağdaş ve genç sanatçıların yapıtlarında da bir o kadar güçlü olarak yaşadığının. Ziyaretçilerin bu özetlemeyi anlayacaklarına, bira olayının önemi hakkında bilgisizlik sonucuna veya kaynak azlığına bağlamayacaklarına, kendi araştırmaları için ancak ana hattı olarak algılayacaklarına inanıyorum..."

"Şerefe!" Alçı üstüne patina, Jiri Dusek (d.1921)

İkinci alıntım da, sergi danışmanlarından Jirí T. Kotalik'in "Çek kültürünün esin kaynağı olarak birahane ve bira fenomeni" başlıklı önyazısı:

 

"Zaman içinde birahane ve bira ulusal kimliğin simgesi olarak önem kazanmıştır. Sadece adam başı yıllık bira tüketimini gösteren istatistiklerde uzun süreler üstünlük olarak değil aynı zamanda da Çek birahanesinin buluşma yeri ve kültür ve politikanın doğal alanı olarak önemi.

 

Bu olgunun bu ülkede saygıdeğer bir geleneğe sahip olduğunu söylemek bir abartma değildir. 1997 yılında Çek Bilimler Akademisinin bir bölümü olan Çek Edebiyatı Enstitüsü bu konuya odaklanmış bir konferans düzenlemiştir; tabii ki Dejvice'deki Formanka birahanesinde. Konuyla ilgili olmayanlara bu olay iki Jaroslav'a - Hasek ve Cimrman- yakışır şaşırtıcı ve absürd mizah örneği gibi gelebilir. 1997 yılında Vladimír Novotny´ tarafından yayına hazırlanan "Çek Toplumunda Birahane ve Bira" adlı kitabın içinde yer alan makaleler okunduğunda, konferansta uzmanların sundukları aydınlatıcı görüşleri birahane ve biranın ulusal canlanmadaki hayati rolünü daha iyi anlaşılabilir.

Özellikle edebiyat alanında sağlam kanıtlar iyi ilacı öven veya etkisinde kalmış yapıtlarda izlenebilir (K.J. Erben, Jan Neruda, Svatopluk Cech). Aynı şey müzik alanı özellikle şarkılar için de söylenebilir. Bu bağlamda ulusal opera "The Bartered Bride"ın açılışındaki birahane sahnesinde koronun söylediği "Sevinelim, neşelenelim"i hatırlayabiliriz.

Güzel sanatlarda bira

Bu olguyu güzel sanatlarda izlemek biraz daha zor. Ortaçağ el yazması tezhipleri ve Rönesans dönemindeki Eski Ahit örneklerinde yer alan yemek yeme sahnelerini bir kenara bırakırsak, sanatçıların kendilerini ilk kez bira ve birahaneyle anlattığı devir olan Barok dönemine geliriz. Yapıtlarda daha az belirgin olan bu konu o dönemin sanatçılarına yapılan ödemelerin kaç bira bardak olduğunu veya bu sanatçıların meyhaneye olan borçlarını belgeleyen arşivlerden daha iyi izlenebiliyor. Karel Škréta ve Petr Brandl birahanelerde kavga çıkarmaları ile ünlü, fresk ressamı olan V.V. Reiner'in parıltılı kariyeri o dönem Prag şehrinin önde gelen bira üretecisi ve birahane sahibinin kızıyla yapmış olduğu evlilikten sonra başlıyor.

19. yüzyıl resmi günlük yaşamdan gerçekçi sahnelerle ilgilenmeye başlayınca Josef Navrátil, Quido Mánes ve Ludek Marold gibi sanatçıların resimlerinde bira içenler ve birahane gibi görüntüler de görülmeye başlıyor. Alman etkisindeki aristokrasi ve burjuvazisinin sosyal yaşama egemen olduğu dönemde birahaneler doğal olarak milliyetçiliğin merkezi oldular. Mikolás Ales içki şarkıları için yapmış olduğu ilustrasyonlarda ve zaman zaman da Prag ve Plzen'deki yapılara uyguladığı devasa duvar resimlerinde ve sgrafitolarda bu otantik görüntülere yer vermiştir. Yardımcıları ve izleyicileri olan Láda Novák ve Liebscher Biraderler, U Fleku, U Tomáše ve U Maliru gibi Prag kentinin tanınmış birahanelerinin dekorasyon projelerini aldılar. Yıllıklara ve kayıtlara bakıldığnda da birahaneler aynı zamanda bazı derneklerin (Škréta, Mánes) ve maskeli balo ve benzeri eğlencelerin de merkezi olduğu görülüyor.

1891 yılında düzenlenen Etnografya Sergisi ve Çek tavernasının ve Wallach sifon biralı mekanın büyük başarısı yeni birahane tarzının doğumuna neden oldu. Bu tarz Art Nouveau ve yaklaşan modernizm ile gösterişli kamusal mekanlar için yeni bir tipoloji oluşturdu. Önde gelen sanatçılar dekorasyonları gerçekleştirirken, Art Nouveau taverna konusunun dekadan ve nihilist esinlenme kaynağı olarak işledi.

  1989'dan sonra Çeklerin izleyebildiği ilk Vaclav Havel (d.1936) oyunu "Seyirciler"i 1990'da Jiri Menzel sahneye koymuştu(Resmi tıklatın!)

(Resim sanatında Hanuš Schwaiger ve Victor Oliva, edebiyatta Jiri Karásek ze Lvovic ve Géza Vcelicka).

Çek olgusu içinde taverna kurumu kültürel işlevini eşsiz bir şekilde yerine getirmeye devam etti. Sadece kuklacı Matej Kopecky'ne ev sahipli yapmıyor aynı zamanda Josef Kajetán Tyl'in gezginci tiyatro kumpanyaları biçimindeki Çek tiyatrosunun da kökenidir. Bu geleneğin derin kökleri günümüze kadar amatör üretimler olarak devam etmiştir, spor ve sosyal kulüplerin özel geceleri, değişik müzikal eğlence ve revüler, itfaiyeci ve avcı baloları, konser ve kabareler. Birahanelerin sosyal yaşamın ve popüler eğlencelerin merkezi olarak tipik rolü giderek ağırlık kazanması Josef Lada'nın çizimlerinde, Hugo Boetinger'in karikatürlerinde ve Jaroslav Hašek'in ve Karel Polácek'in edebiyatında hoş bir şekilde işlenmiştir.

Birahane kültürünün rönesansı

Bu özel alan sonsuz çeşitlemeler ve içeriklerle modern sanatçılar için de önemli bir kaynak olmuştur. Karel Soucek konuya sosyal etos olarak, František Tichy lirik nostalji, Ladislav Cepelák varoluşçu alt yapı ve Josef Jíra, Antonín Kroca ve Otakar Slavík dışavurumcu güç olarak yaklaşmıştır; Çek sanatının gelişmesi içinde bunu daha da ileri götürebiliriz.

Bu bağlamda Bohumil Hrabal'ın ve sanat ve edebiyat arkadaşlarının özel bir yeri vardır; bu anların gücü ve özgünlüğü Bohdan Holomicek'in, Pavel Hudec'in ve Hana Hamplová'nın fotoğraflarında belgelenmiştir. Prag birahanelerinde buna paralel olarak başka bir olgu ortaya çıkmıştır: Efsanevi Šmidras ve Krízovnická Şakasız Mizah Okulu. Normalleşme yılları içinde sıradan birahanelerdeki liberal ortam alternatif kültür ve tüm biçimleri içinde underground için korunmalı yerler halini aldı ve devrim sonrası Çek kültürü için temel ve kalıcı etkileri oldu. Böylece Çek kültüründeki birahanelerin ve biranın önemi doğrulanmıştır, deneysel çizginin yanı sıra birahanenin popüler televizyon dizileri ruhu içinde anlamsız gevezelik olma rolü olması da göz ardı edilemez.

 Hasek'in Aslan Asker Şvayk kitabı resimlemeleri; Josef Lada (1887-1957)

Yeni bazı kuruluşların mimarlar ve sanatçılar tarafından düzenlenmiş neşeli içmekanları bu ülkedeki birahane kültürünün rönesansına önemli bir katkıdır (František Skála'nın Akropolis'i, David Vávra'nın Práce Bar'ı, Expo Sevilla'daki Michal Cihlár'ın Çek birahanesi gibi).

 

Bu nedenle Çek toplumundaki bu olguyu ilk kez belki de son kez olmayan geniş bir şekilde belgeleyen bu serginin oluşumunda Plzensky Prazdroj'un cömert katkılarına teşekkür ediyoruz."

Birayı ve özellikle Pilsner Urquell'i çok seven biri için gerçekten de bu kadar güzel özetlenmiş ve toparlanmış bir sergiyi izleyebildiğim için kendimi çok şanslı buluyorum. Bu kadar sanatçıyı bir arada ancak müzede tanıyabilirdim ama böylesi eğlenceli bir başlık altında tanımak gerçekten de keyifli oldu. Tek üzüldüğüm üzerinde değişik dönemlerin bira bardaklarının yer aldığı bardak altlıklarının tam serisini alarak evimizin mütevazı altlık koleksiyonuna katkıda bulunamamaktı. Bu arada bira göbeği ve bira arasında ilişki olmadığı saptandığına göre, rahatlıkla biranın sanatsal ve kültürel boyutlarını tartışmaya devam edebiliriz.

Sergide yer alan yapıtları, sanatçıları ve Çek kültürüne etkilerini izlemek isteyenlere "The Fount of Czech Culture - Art Inspired by Beer" adlı kataloğu tavsiye ederim. ISBN 80-86079-08-2