Ağustos 2013

-
Aa
+
a
a
a

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık

Ağustos 2013

İndirmek için: mp3, 8.7 Mb.

Ağustos’ta dünya üzerindeki hakim olan sistemin çatırtısına yer kabuğundan gelen çatırtının eklenmesiyle ortaya çıkan gürültü kâinatta ne kadar yankılandı bilinmez, ama dünyada kulakların uzun bir süre çınlayacağının neredeyse garantisi vardı.

 

 

Son 140 yılın en sıcak yazını yaşayan Çin'de 10 kişi güneş çarpması nedeniyle hayatını kaybederken, ülkenin kuzey bölgeleri son otuz yılın en şiddetli sel felaketiyle karşı karşıya geldi. Rusya’da Türkiye büyüklüğünde bir bölge sel suları altında kalırken,  Pakistan ve Afganistan’da 1 milyondan fazla insan aşırı yağışlar yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldı.

 

Filipinler ve Sudan’da 300’er bin kişiyi de bu kervana ekleyince durum daha da vahimleşiyor, Japonya ve Suudi Arabistan’ın da sel olaylarında vatandaşlarını kaybettiği haberleri şaşkınlık yaratıyordu.

 

Almanya’nın bazı bölgelerinde Temmuz sonunda görülen dolu yağışının zararı Ağustos’ta ortaya çıkıyor, otomobil devi Volkswagen’in tesislerinde binlerce araca hasar verdiği bildiriliyordu.

 

Ama asıl hasar, 2011’de deprem ile tsunami yüzünden tahrip olan Fukushima nükleer santralinde saptandı. Japonya'da gözlemciler, santralde bulunan kirlenmiş yeraltı sularının bariyerleri aşarak denize sızdığını belirttiler.

Türkiye’de ise enerji konusunda topa Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar giriyor, "Akkuyu Nükleer Santrali olmazsa olmazımızdır, mutlaka yapacağız…” diyor, HES’ler ile alakalı ortaya çıkan tepkilere ise “Derelerde mutlaka cansuyu bırakıyoruz.” cevabını veriyordu. HES’lerle derelerin canının çıkarıldığı itirafını aynı bakan iki ay sonra yapacaktı.

 

Bu ay dünyanın yarısı sel sularından kaçmaya çalışırken, diğer yarısı ise benzeri görülmemiş orman yangınlarından canını kurtarmakla meşguldü.

Bosna, Yunanistan, Bulgaristan, İspanya ve Portekiz’de binlerce hektarlık ormanlık arazi yanıyor, Amerika Birleşik devletleri’nin California eyaletindeki pek ünlü Yosemite doğal parkında çıkan yangının bir türlü söndürülememesi üzerine âcil durum ilan ediliyordu.

 

Türkiye’de de durum daha az âcil miydi, bilinmez:  

 

Samsun, Zonguldak, Eskişehir, Kütahya, Aydın, Bursa, Ödemiş, Antalya, Çorum, İzmir, Manisa, Bingöl, Tekirdağ, Adana, Antalya, Kırklareli, Kocaeli, Pozantı, Uşak, Ankara, Söğüt, Bolu, Kahramanmaraş, Bodrum, Manavgat, Marmaris, Didim, Dalaman, Fethiye ve Karabük’te yangınlarda yüzlerce hektar arazide ağaçlar yandı gitti, kül oldu.

 

Hatay’ın Suriye sınırına yakın bölgelerinde çıkan orman yangını 5 gün sonra güç bela durdurulabildi. Sonuç çok ağırdı, sadece bir yangında 4 bin futbol sahası büyüklüğündeki alan yanıp gitmişti.

 

 

TEMA, ‘Orman yangınlarının yüzde 98'i insan kaynaklı’ derken, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2010, 2011, 2012 yıllarında verdiği demeçleri tekrarladı: “Orman yangınıyla mücadelede en başarılı ülke Türkiye” dedi, dikilen ağaçlarla övündü. Ama, Balıkesir’de 2011 yılında çıkan yangını hatırlamak için dikilen tabelanın arkasında, yeni yanan ağaçlardan çıkan duman da görünür hale geliyordu. Orman yangınları artık uzaydan da görülür hale gelmişti: Bunu uydu gözlemlerine göre NASA söylüyordu; sebep de, sonuç da iklim değişikliğiydi!

 

Suriye sınırında çıkan orman yangınları ise sadece muazzam derecelere varan hava sıcaklıklarından değil, aynı zamanda sınır bölgelerinde yeni cephe savaşlarından seken ateşler yüzündendi.

 

PYD ile İslamcı grupların Suriye’nin kuzeyinde giriştikleri savaş sınırı da aşıyor, Ceylanpınar’da bir süre sokağa çıkılması mümkün olmuyordu.

Esad’a bağlı güçlerin de de havadan bombaladığı bölgelerden binlerce kişi kaçarak Türkiye’ye geçiyor, hatta TSK’nın açıklamalarına göre sayıları 3 bini bulan “kaçakçı” grupları ile asker karşı karşıya geliyordu.

 

Türk hava yolları pilotlarının kaçırıldığı Lübnan’da, Hizbullah, Suriye‘de kendisine bağlı milislerin savaştığını açıklıyor, “Yozgat’a gider gibi sık sık Somali'ye gidiyorum” açıklamasında bulunan Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ’a, radikal İslamcıların saldırdığı söylenen Suriye’nin Kürt köyleri sorulduğunda “Konuyu takip etme imkânım olmadı.” cevabı alınıyordu.

 

 

Suriye’de yüzlerce kişi ölmeye devam ederken muhaliflerin elinde bulunan Şam yakınlarındaki Guta’ya kimyasal saldırı yapıldığı haberi geldi. İnsanların uykuda olduğu sabah saatlerinde düzenlenen saldırıda, çoğu çocuk ve kadın, binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Muhalifler orduyu, ordu muhalifleri sorumlu tuttu. Suriye’de trajedinin sonu yoktu.

 

Tartışmaların devam ettiği Eylül ayında, ABD’nin müttefikleriyle birlikte derhal cevap vereceğini ilan etmesine, Rusya’nın resti de eklenince, dünyada borsalar çöküşe geçti, petrol fiyatları fırladı, dünyayı yeni bir dünya savaşı korkusu alacaktı.

 

Liderlerinin söylevlerine rağmen müdahale kararından önce İngiltere vazgeçti, ardından ABD ve sonunda, yalnız başına hareket etmeyeceğini söyleyen Fransa.

 

Rusya’nın diplomatik zaferi olarak görünen bir anlaşma sonucunda Esad yönetimi elindeki kimyasal silahları teslim edeceğini söylüyor, Suriye halkı hariç tüm aktörlerin rahatladığı görülüyordu.

 

***

 

Ayın Sözü:

 

"Mısır, gelmekte olan distopya (karanlık çağ) hakkında bize bir pencere açıyor. İnsanlığın gezegen üzerindeki ikametinin son evresi ölüm kalım savaşları halinde geçecek. Bunların nasıl bir şey olacağını öğrenmek istiyorsanız, Kahire'de herhangi bir şehir morguna bir ziyaretiniz yeterli."

Pulitzer ödüllü savaş muhabiri Chris Hedges, Mısır'daki darbe ve katilam fırtınasını geniş, sınıfsal bir perspektiften değerlendiriyor. (Kaynak: Truthdig)

 

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık