'Grevci' Greta AB'ye seslendi: Hedefleriniz çocukların geleceğini korumaya yetmez

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg 21 Şubat Perşembe günü, Belçika’da geçen yılın Aralık ayından beri her hafta yürütülen iklim okul grevlerinden birinde yer almak üzere Brüksel’deydi. Greta, AB temsilcilerine hitaben bir konuşma yaptı. 

Fotoğraf: New York Post

Evan Lamos ve Frédéric Simon

euractive.com

Konuşmanın tam metnini videosu eşliğinde sunuyoruz.

“Onbinlerce çocuk iklim için Brüksel sokaklarında okul grevi yapıyor. Yüzbinlercesi de dünyanın her tarafında aynı şeyi yapmakta. Bazıları da şimdi burada.

Biz okul kırıyoruz çünkü ev ödevimizi yaptık. İnsanlar bize her zaman çok umutlu olduklarını söylüyorlar. Onlar, gençlerin dünyayı kurtaracakları konusunda umutlular. Ama biz dünyayı kurtarmıyoruz.

Bizim büyümemiz ve sorumluluk almamız için bekleyecek vakit yok ki. 2020 yılına kadar karbon salımları eğrisini keskin şekilde aşağı çekmiş olmamız lazım. Bu, gelecek yıla kadar demek.

Politikacıların çoğunun bizimle konuşmak istemediğini biliyoruz. İyi. Biz de onlarla konuşmak istemiyoruz zaten. Biz onların bizimle değil, bilim insanlarıyla konuşmalarını istiyoruz. Onları dinlemelerini. Çünkü biz bilim insanlarının söylediklerini ve on yıllardır söylemekte olduklarını tekrarlamaktan başka birşey yapmıyoruz zaten. Biz sizin Paris Anlaşmasına ve IPCC (BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) raporlarına uymanızı istiyoruz. Başkaca bir manifestomuz veya talebimiz yok. Bilimin arkasında durun yeter. Talebimiz bundan ibaret.

Politikacıların çoğu iklim için okul grevleri konusunda konuşmaya başladıklarında, iklim krizi dışında hemen herşeyden bahsedip duruyorlar. Birçok insan da okul grevlerini bizim okula dönüp dönmememiz gerektiği meselesine bağlamaya çalışıyor. Binbir türlü komplo teorisi kuruyor, bizi de kendi başına düşünemeyen birer kukla olarak görüyorlar.

Odak noktasını iklim krizinden uzaklaştırmaya, konuyu değiştirmeye can atıyorlar. İklim krizi hakkında konuşmak istemiyorlar çünkü bu savaşı kazanamayacaklarını biliyorlar. Çünkü ev ödevlerini yapmadıklarını da biliyorlar. Ama biz, ev ödevlerimizi yaptık.

Ev ödevini yapıp bitirdin mi yeni politikalara ihtiyacımız olduğunu hemen farkedersin. Herşeyin, hızla azalmakta olan ve elimizde son derece sınırlı bir miktarı kalan karbon bütçemize dayalı olduğu yeni bir ekonomi lazım bize.

Ama bu da yetmez. Yepyeni bir düşünme biçimine de ihtiyacımız var. Sizin kurmuş olduğunuz siyasi sistem, tümüyle rekabet anlayışına dayalı. Yapabildiğinde üç kâğıt da yaparsın, çünkü burada önemli olan tek şey, gücü elde etmek için kazanmak.

Bunun sona ermesi şart. Birbirimizle yarışmaktan, rekabet etmekten vaz geçmeliyiz. Bizim işbirliği yapmaya, gezegenin kaynaklarını hakça ve âdil şekilde paylaşmak için birlikte çalışmaya ihtiyacımız var.

Gezegen sınırları içerisinde yaşamaya başlamalı, hakkaniyet ilkesine odaklanmalı ve yaşayan tüm türler adına birkaç adım geri atmasını bilmeliyiz.

Bu sözler size çok saftirik gelebilir; ama eğer ev ödevini yaptıysan başka bir şansımız kalmadığını hemen anlarsın. Varlığımızın her santimetrekaresini iklim değişikliğine odaklamak zorundayız. Bunu yapamazsak o zaman başardıklarımızın tümü ve kaydettiğimiz tüm ilerlemeler boşa gitmiş olacak. Siyasi liderlerimizin mirasından bize kalacak tek şey, insanlık tarihinin en büyük başarısızlığı olacak. Siyasi liderlerimiz de, söz dinlememeyi ve harekete geçmemeyi seçmiş oldukları için, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük hainleri olarak hatırlanacaklar.

Ama bu, böyle olmak zorunda değil. Hâlâ vakit var. IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) raporuna göre, insan kontrolundan çıkmış geri döndürülemez bir zincirleme reaksiyonu tetikleme konumuna düşmekten kurtulmak için yaklaşık 11 yılımız kalmış durumda.

Bunu önlemek için şu önümüzdeki on yıl içinde eşi benzeri görülmemiş değişiklikler meydana gelmesi zorunlu. Bunlar içinde 2030 yılına kadar CO2 emisyonlarımızı en az yüzde 50 oranında azaltmamız zorunluluğu da var. Lütfen şunu da not edin: Bu rakamlar konunun hakkaniyet yönünü içermiyor; oysa hakkaniyet Paris Anlaşmasına küresel çapta işlerlik kazandırılabilmesi için mutlak bir zorunluluk. Ayrıca, bu rakamlar devrilme noktalarını ya da kuzey kutup bölgesindeki sürekli donmuş toprakların (permafrost) çözülmesi sonucu salınacak o son derece güçlü metan gazı gibi artı geri besleme mekanizmalarını da içermiyor. Öte yandan, yakında icat edilmesi gereken ve fakat birçok bilim insanının asla zamanında yetişemeyeceğinden korktuğu ve yetişse bile öngörülen ölçekte hizmete sokulmasının imkânsız olduğunu belirttiği o gezegen çapındaki muazzam negatif emisyon tekniklerini ise içeriyor.

Bize söylendiğine göre AB emisyon azaltma hedeflerini büyütme niyetinde. Yeni hedefe göre AB sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar 1990 seviyelerinin yüzde 45’ine indirecekmiş. Bazıları bunun iyi ya da iddialı bir hedef olduğunu söylüyor. Oysa, bu yeni hedef de küresel ısınmayı 1.5°C altında tutmaya yetecek bir hedef değil. Bu hedef, bugün büyümekte olan çocukların geleceğini korumaya yetmez.

Eğer AB 2°C sınırı için gerekli karbon bütçesi içinde kalma konusunda kendi âdilane katkısını yapacaksa, o zaman 2030’a kadar en az yüzde 80 emisyon azaltımı yapmak zorunda. Ve bu azaltım havacılığı ve deniz taşımacılığını kapsamalı. Öyleyse, şu andaki önerinin yaklaşık iki katı emisyon azaltımı gerekiyor.

Gerekli olan eylemler manifestoların ve parti politikalarının ötesinde. Bir kere daha [politikacılar] pisliklerini halının altına süpürüyor ve temizliği yapıp sorunu çözme işini de bizim kuşağa bırakıyorlar.

Bazıları bizim kendi geleceğimiz için mücadele ettiğimizi söylüyor. Ama bu doğru değil. Biz, herkesin geleceği için mücadele ediyoruz. Ve eğer sokaklarda olmak yerine okulda olmamız gerektiğini düşünüyorsanız, o zaman sokaklarda bizim yerimizi sizin almanızı ve işe gitmemenizi öneririz. Hatta, daha iyisi, siz de bize katılın da süreci hızlandıralım.

Ve, affedersiniz ama, hiçbir şey yapmadan öyle oturup dururken bir yandan da herşey yoluna girecek diye konuşup durmanız bize hiç de umut verici birşey gibi gelmiyor. Aslına bakılırsa bu, umudun tam tersi. Ve işte siz tam da bunu yapıp duruyorsunuz. Koltuklarınızda oturup dururken umudun gelmesini bekleyemezsiniz. Öyle yaptığınızda şımarık sorumsuz çocuklar gibi davranmış oluyorsunuz çünkü.

Umudun, uğraşıp didinerek kazanılması gereken birşey olduğunu anlayamamış görünüyorsunuz. Ve eğer değerli ders saatlerini heba ettiğimizi söylemeye devam edecek olursanız, izninizle size şunu hatırlatayım ki siyasi liderlerimiz inkâr ve eylemsizlik yoluyla nice on yıllarımızı heba ettiler. Ve zaman da iyice daraldığından, biz eyleme geçtik artık.

Sizin pisliğinizi biz temizlemeye başladık ve işimiz bitene kadar da durmayacağız. Teşekkürler.”

Çeviren: Ömer Madra