Vakanüvisiniz hakir, mütercim vakanüvislik görevini bir kez daha keyifle üstleniyor ve grevci Greta’nın tarihi konuşmasını buraya yerleştiriyor...
Vakayinamede tarihi vaka.16 yaşındaki iklim aktivisti, okul kırıcısı Greta Thunberg’in Davos’ta Dünya Ekonomi Konferansı’nın kapanış günü kürsüden milyarderlerin yüzüne karşı yaptığı güçlü ve radikal konuşmadan sonra Avrupa’nın çeşitli ülkelerinin kentlerinde 160 bin protestocu öğrenci dersleri asıp okullarını kırarak sokakları ve meydanları doldurdu. Öğrenciler acilen iklim adaleti için yürüdüler ve kendi karar alıcılarını fena sıkıştırdılar.
Fotoğraf: AFP
Vakanüvisiniz hakir, mütercim vakanüvislik görevini bir kez daha keyifle üstleniyor ve grevci Greta’nın tarihi konuşmasını buraya yerleştiriyor:
Evimiz yanıyor. Bunu söylemek için buradayım ben: Evimiz yanıyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, hatalarımızı geri döndüremeyeceğimiz noktaya varmamıza 12 yıldan az bir zaman kalmış durumda. Bu süre içinde tüm toplumun her yönünde şimdiye kadar benzeri görülmemiş değişiklikler yapılması gerekiyor – Karbondioksit (CO2) salımlarımızda en az yüzde 50 indirime gitmek de buna dahil.
Şuna da dikkatinizi çekmek isterim: bu sayılar meselenin hakkaniyet yönünü içermiyor – ki Paris İklim Anlaşması'nın dünya çapında işlemesini sağlamak için hakkaniyet mutlak bir gerekliliktir. Ayrıca bu rakamlar 'devrilme noktaları'nı ya da Kuzey Kutbu’ndaki sürekli donmuş toprak tabakasının (permafrost) çözülmesinden dolayı atmosfere salınacak olan o son derece güçlü metan gazını içermiyor.
Davos gibi yerlerde insanlar başarı hikâyeleri anlatmayı seviyor. Ama onların mali başarısı, beraberinde çok ağır bir fiyat etiketiyle geliyor. İklim değişikliği konusunda ise çuvalladığımızı kabul etmeliyiz. Bugünkü haliyle tüm siyasi hareketler çuvalladığı gibi, medya da geniş kapsamlı bir kamusal farkındalığı yaratmakta başarısız oldu.
Ama Homo sapiens henüz yenilmiş değil.
Evet çuvallamaktayız, ama her şeyi tersine çevirmek için hâlâ vaktimiz var. Bunu hâlâ onarabiliriz. Her şey hâlâ ellerimizde – avuçlarımızın içinde. Ama şu anda geçerli olan sistemlerimizin baştan sona çuvalladığını fark edip kabullenmedikçe, büyük olasılıkla hiçbir şansımız kalmayacak.
Muazzam sayıda insan topluluklarının dile getirilemeyen acılarının yarattığı büyük felaketle yüzyüze bulunmaktayız. Şu an nezaket cümleleriyle ya da neyi söyleyip neyi söylemeyeceğimiz konusuna odaklanmakla vakit kaybedecek zaman değil. Şimdi açık seçik konuşma zamanı.
İklim krizini çözmek Homo sapiens’in şimdiye kadar karşılaştığı en büyük ve en karmaşık mesele. Buna karşılık, esas çözüm o kadar basit ki, küçücük bir çocuk bile bunu kavrayabilir. Sera gazı salımlarımızı durdurmak zorundayız.
Bunu ya yaparız ya yapmayız.
Siz diyorsunuz ki hayatta hiçbir şey siyah - beyaz değildir. Ama bu yalan. Çok tehlikeli bir yalan. 1.5 derecelik ısınmayı ya önleriz ya da önleyemeyiz. İnsanın denetiminden çıkmış o geri döndürülmez zincirleme reaksiyonun harekete geçmesini ya engelleriz ya da engellemeyiz.
Ya bir medeniyet olarak devam etme kararı veririz ya da bu kararı vermeyiz. Bu alabildiğine siyah-beyaz. Var olma konusunda gri alan diye bir şey yoktur.
Hepimizin önünde bir seçme hakkı var. Gelecek kuşaklar için yaşam koşullarını koruma altına alacak dönüşümsel bir eyleme geçebiliriz. Ya da, işler böyle gelmiş böyle gidecek demeye devam eder ve yeniliriz
Bu, size ve bana kalmış.
Bazıları 'Aktivizme girişmemeliyiz' diyor. Aktivizm yerine herşeyi politikacılara bırakıp sadece değişim için oy kullanmalıyız diyor. Ama ortada siyasi irade diye bir şey yoksa ne yapacağız o zaman? İhtiyaç duyduğumuz politikacılar ortadan toz olmuşlarsa ne yapacağız?
Fotoğraf: AFP
Burada Davos’ta –başka her yerde olduğu gibi– herkes paradan bahsediyor. Anlaşılan o ki, başlıca kaygılarımız para ve büyümeden ibaret.
Ve iklim krizi de hayatta bir kere olsun kriz olarak ele alınmadığı için, insanlar bunun gündelik hayatlarımız üzerinde yarattığı tüm sonuçlardan düpedüz habersiz haldeler. İnsanlar karbon bütçesi diye bir şey olduğunun farkında bile değiller, elimizde kalan karbon bütçesinin inanılmaz ufaklıkta bir miktar olduğunun da farkında değiller. Bunun bugün, şimdi değişmesi gerek.
Hızla kaybolup gitmekte olan karbon bütçemiz hakkında geniş kapsamlı bir kamusal farkındalık ve bilinç yaratmanın önemi ile başedecek hiçbir başka güncel meselemiz olamaz; bu mesele bizim yeni küresel değişim birimimiz olmalı, şu andaki ve gelecekteki ekonomimizin yüreğini oluşturmalıdır.
Tarihin öyle bir dönüm noktasındayız ki, medeniyetimizi –ve tüm canlılar âlemini– tehdit eden iklim krizi hakkında herhangi bir fikri ve içgörüsü olan herkesin berrak, açık-seçik bir şekilde bunu dile getirmesi gerekiyor – bunu yapmak ne kadar tedirgin eden, ne kadar kâr getirmeyen bir şey olsa bile.
Günümüz toplumlarındaki hemen herşeyi değiştirmek zorundayız. Karbon ayak iziniz ne kadar büyükse, ahlakî yükümlülüğünüz de o kadar büyüktür. Hitap ettiğiniz kürsü ne kadar büyükse, sorumluluğunuz da o kadar büyüktür.
Yetişkinler bize hep şunu derler: 'Gençlere umut vermek bizim üstümüze düşen bir borçtur.' Ben sizin umudunuzu istemiyorum ki. Sizin umutlu olmanızı filan istemiyorum ben. Ben sizin paniğe kapılmanızı istiyorum. Her gün duyduğum korkuyu duymanızı istiyorum. Ve ondan sonra da harekete geçmenizi istiyorum.
Bir krizde nasıl hareket edecekseniz şimdi de öyle hareket etmenizi istiyorum. Eviniz yanıyormuş gibi hareket etmenizi istiyorum. Çünkü yanıyor.
Çeviren:Vakanüvis ÖM