Açık Gazete: 30 Nisan 2018

Britanya’da “kaçak göçmen” skandali. Britanya’nın İçişleri Bakanı Amber Rudd, Pazar günü geç saatlerde Başbakan Theresa May'i arayarak istifasını verdi. Konu, son haftalarda İngiltere gündemine oturmuş olan ve 'Windrush skandalı' olarak anılan gelişmeler. Bakanlık yetkililerinin Windrush neslinden göçmenleri sınırdışı etmeye çalıştığı, buna gerekçe olarak da göçmenlerin gerekli belgelerinin olmamasını gösterdiği ülke basınına yansımış, İçişleri Bakanı bunları yalanlamış, ancak daha sonra göçmenlerin sınırdışı edilmesi konusunda hedefler belirlendiğini doğrulamış, kendisinin bu hedeflerden habersiz olduğunu ifade etmiş, Financial Times, hedefin 8.337 göçmen olduğunu, bu hedefin sızdırılan bir İçişleri Bakanlığı belgesinde görüldüğünü ifade etmiş,

Guardian ise Rudd'ın Başbakan May'e 2017'de yazdığı bir mektubu haberleştirip Rudd'ın sınırdışı hedeflerinden haberdar olduğunu ortaya koymuş,  Rudd bunu önce yalanlamış sonra özür dileyip istifa etmişti.

İşçi Partisi'nin bir Twitter mesajında "Görünen o ki Amber Rudd bu işin asıl sorumlusu yerine çöpü dışarı çıkaran kişi" demiş, Windrush skandalına konu olan uygulamaların hayata geçirildiği yıllarda İçişleri Bakanlığı görevini yürüten şimdiki Başbakan Theresa May'in de istifa etmesi gerektiğini söylemişti. (BBC Türkçe, Guardian)

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ABD Başkanı Trump’ı resmî ziyareti sırasında Beyaz Ev’in bahçesine, I. Cihan Harbi’nde Fransa’da Fransa için düşmanla çarpışırken ölen1811 Amerikan askerinin anısına Trump’la birlikte kazma kürek diktiği meşe fidanı, dikme töreninden bir-iki gün sonra Reuters muhabiri tarafından çekilen fotoğrafta “görünmez” olmuş, daha doğrusu “sırra kadem basmış” görünüyor. Beyaz Ev’den bu konudaki sorulara henüz cevap vermemiş. Bir Fransız yetkilisi ise meşe fidanının “sıhhatte” ama “karantinaya alınmış” olduğunu açıklamış.(Guardian)

Cumhuriyet gazetisinin Cumartesi  nüshasının manşeti “Apoletli ziyaret!” idi. Aydın Engin Pazar günkü köşe yazısında da Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanı’nın sözcüsünün devlet olanaklarını kullanarak, yani devletin helikopterini filan havalandırıp eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyarete gittiklerini, kapalı kapıların ardında iki, iki buçuk saat süren bir görüşme olduğunu, ne konuşulduğunu Cumhuriyet’in yazdığını, ama ana akım yazılı görsel medyanın hiçbirinin bu haberi okurlarına ulaştırmadığını, ana akım medyada bir gazeteci bunu haberleştirince onun da “anında kapının önüne konduğunu”, Cumhuriyet’in ise  birinci sayfadan dokuz sütuna yayılmış manşete çektiğini yazdı.

Hasan Cemal de Türkiye’de siyasette asker-sivil ilişkilerinin küçük bir kronolojisini çıkardığı yazısında, Atatürk’ün ölümü üzerine Ordu Komutanı Fahrettin Paşa’nın kolordu ve tümen komutanlarıyla toplantı yapıp İnönü üzerinde “karara vardıklarını” nasıl açıkladığını yazıyor  (Cumhuriyet, T24)

Vakanüvis ÖM