Açık Gazete: 12 Ocak 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Karmaşa mı, Kargaşa mı, Kaos mu?

Gazeteci, yazar ve akademisyenler Prof. Dr. Mehmet Altan’la, Dr. Şahin Alpay’ın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruları yanıtlandı. AYM, iki başvurucu için de tutuklamanın hukuki olmadığına, ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine, Altan’a 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.

AYM kararlarına bağlı kalmak zorunda olan yerel mahkemelerin bu karara uyarak tutuklu gazeteciler için tahliye kararı vermeleri gerekiyordu.

Ama öyle olmadı. Yerel mahkemeler AYM’den “gerekçeli karar gelmedi” diye tahliye kararı vermedi, 2’ye 1 çoğunlukla tutukluluğun devamı kararı verdi. Ayrı mahkemelerde birbirine benzeyen muhalefet şerhleri veren iki üye, Kadir Karakoç ve Recep Kurt, AYM kararının kesin ve bağlayıcı olduğunu, hak ihlalinin ancak tahliye ile giderilebileceğini karşı oy yazılarıyla ayrı ayrı belirttiler.

Tanınmış Anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu, yerel mahkemeler tahliye kararı vermeliydi dedi. Hukukçu Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yerel mahkemenin bu kararının “hürriyeti tahdit suçu”nun işlenmesi demek olduğunu belirtti. Hukukçu Prof. Yaman Akdeniz, yerel mahkemenin bağlayıcı karara uyması gerektiğini, “karar Ağır Ceza mahkemesine gönderildikten sonra Ağır Ceza’nın tek yapabileceği ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu da sadece ve sadece ‘tahliye’ anlamına gelir” dedi.

AYM kararına rağmen Alpay ve Altan'ın tahliye başvurularını reddeden ağır ceza mahkemeleri, kararın kendilerine henüz tebliğ edilmediğini kaydedince, AYM de geç saatlerde attığı tweetlerde kararın tam metnini Mahkemenin internet sitesinde yayınladığı vurgusu yaptı.

DW haber sitesi durumu “Mahkemeler arasında ‘tebliğ’ karmaşası” başlığı ile vermekteydi.

Peki ama hangisi? Bu bir karmaşa mıydı, yoksa kargaşa mı?

Hükûmet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin “süper temyiz mahkemesi gibi davranamayacağını”, ‘hak ihlali’ kararı ile “anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aştığını” savunduğu bir tweet attı: “Alpay ve Altan kararları, Can Dündar kararının kötü ve yanlış bir tekrarından ibarettir” diye de ekleyerek ibreyi “kargaşa”ya doğru biraz daha yaklaştırdı.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın bir kademe üstündeki Başbakan Binali Yıldırım, durumu bir beğeni meselesine indirgeyerek daha da karmaşıklaştıran bir açıklama yaptı. Kendisine başvuru yapılan AYM’nin, bu başvuruyu incelediğini ama böyle yapmakla, bilmediği bir konuda karar verdiğini söyledi: “AYM'nin kararını beğeniriz beğenmeyiz ancak takdir edersiniz ki, ilk derece mahkemesi dosyaya hakimdir. Dosyanın içeriğini biz de bilmiyoruz, AYM de bilmiyor. Doğru kararı verecek olan birinci derece mahkemesidir.”

Daha bir üst kademede Cumhurbaşkanı Başdanışmanı hukukçu Mehmet Uçum, Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı ihlal ettiğini, hukuka aykırılığın yanı sıra toplum vicdanında rahatsızlık yarattığını belirten bir tweet attı ve “...AYM, mahkemelere talimat vermemelidir, tespitle yetinmelidir” dedi. Böylece göstergemiz bir dizyem daha “kargaşa”ya kaymış oldu.

Bu satırlar kaleme alınırken, en üst mevkiden gelecek nihaî değerlendirme beklenmekteydi...

Baştaki soruyu bir daha soralım o zaman:

Sizce 3 K’dan hangisi: Karmaşa mı, Kargaşa mı, Kaos mu?

(Küçük bir hatırlatma: Şıklar arasında “Hiçbiri” yok, ama “Hepsi” var.)

Vakanüvis ÖM

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Clash I fought the law
Frank Sinatra "New York, New York"
Liza Minnelli New York, New York