Koronavirüs salgınının dünyadaki seyri

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

5 Mayıs tarihli Açık Gazete’nin Ufuk Turu köşesinde Ahmet İnsel ile koronovirüs salgınının dünyadaki seyri üzerine konuşuldu.

Ufuk Turu: 5 Mayıs 2020
 

Ufuk Turu: 5 Mayıs 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Ahmet İnsel, Avrupa’da salgının genel olarak durulmaya başladığını ancak Rusya’da radikal bir artış olduğunu anlattı. Avrupa’da tedrici olarak kısıtlamaların kaldırıldığını, ABD’de tepe noktasına varıldığını ve kısıtlamaların kaldırılması tartışmalarının sürdüğünü, Brezilya’da ise vahim gelişmeler olduğunu söyledi. 

Afrika’da şimdilik salgının yaygın olmadığını, Ebola gibi bir vaka sayısının şimdilik var olmadığını ama başka bir sorun olarak çekirge istilasının olduğunu söyledi İnsel. Çekirge istilasının nedeninin de iklim değişimi sonucu olarak yaşanan kuraklık ve seller olduğunu söyledi. Çekirgelerin ekinleri yok etmesinin şu an koronovirüsten daha büyük bir sorun olduğunu belirtti.

Japonya’da Başbakan Abe’nin Trump ve Bolsonaro gibi aşırı umursamaz davrandığını ve ülkesinde çokça eleştirildiğini söyledi İnsel. Liberal Abe’nin uygulamaları için Abe-economics kavramının kullanıldığını ve ekonomiyi önceleyen tutumu nedeniyle çok geç önlem almaya başladığını söyledi. İnsel, Tokyo’nun kadın belediye başkanının, merkezi hükümete rağmen aldığı önlemlerin biraz da olsa salgının yayılmasını engellediğini anlattı. İnsel, “Japon Başbakan Abe’yi 16. Louis’e benzetiyor bazı gözlemciler. Bir toplantıda, mükellef bir sofra önünde oturmuş köpeğini okşarken ‘Evet, ben de sizin gibi çok üzülüyorum, dışarıda yemek yiyemiyorum’ diyen, dünyadan ve gerçekliklerden kopmuş bir adam havasında” dedi.

Mücadele yöntemlerindeki farklar

Ahmet İnsel, ülkeler arasındaki salgınla mücadele yöntemlerindeki farklar açısından hükümetlerin toplumlarıyla olan ilişki biçimlerinin önemine vurgu yaptı. Hükümetlere ve yöneticilere güvenin yüksek olduğu ülkelerde kısıtların kaldırılmasının ve ‘normale’ geçişin daha kolay olduğunu belirtti. Fransa gibi halkın yönetime olan güvenini önemli ölçüde kaybettiği ülkelerde, okulların açılması meselesinin büyük bir tartışmaya ve kutuplaşmaya yol açmış olduğunu söyledi. “Bazı kesimler sağlık açısından erken olduğunu, bazı kesimler ise %15-18 gibi dar gelirli ailelerin çocuklarının okuldan tamamen koptuğunu söylüyor” dedi. Sağlık sorunu, sosyal ve ekonomik sorunlar iç içe geçmiş durumda diye belirtti. Bu güvensizliğin ciddi bir belirsizliği ve tedirginliği beraberinde getirdiğini anlattı. Fransa’da okulların sağlık emekçileri için kapanmadığını da sözlerine ekledi İnsel. Sağlık emekçilerinin rahat çalışabilmesi için çocuklarına öğretmenler bakmaya devam etmişler okullarda.  

Ahmet İnsel, güven meselesinin Türkiye’de de önemli bir sorun olduğunu anlattı. Vaka ve ölüm sayıları karmaşasının devam ettiğini ancak bu durumun hemen hemen bütün ülkelerde bir düzeyde olduğunu söyledi. Hollanda’da gerçek ölüm rakamların %100 daha fazla olduğunu, Fransa’da %37 daha fazla olduğunu, Belçika’da %60, İngiltere’de yine %60 daha yüksek olması gerektiğinin raporlandığını açıkladı. Türkiye’de de İstanbul özelinde geçmiş yılın rakamlarıyla kıyaslandığında %50 daha fazla olması gerektiğinin söylendiğini anlattı aynı habere göre. Türkiye’de salgın nedeniyle doğrudan ve dolaylı şekilde ölenlerin sayısının 5-6 bin olması gerektiğini ama bunun nüfusa göre çok da büyük bir rakam olmadığını belirtti.