"Holokosta maruz kalmış halk, aynısını başka halka uyguluyor"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’da Cengiz Aktar’ın gündeminde, Gazze’deki son durum, Avrupa Birliği’nin yeni yayınladığı Türkiye stratejisi raporu, Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı en çok silah ve askeri hizmet satışı yapan ilk 100 şirket listesi ve İran’da devam eden idamlar yer aldı.

""

Cengiz Aktar, Nereye Doğru’ya Gazze’deki devasa katliamın ister istemez neredeyse artık gündemde tek konu haline geldiğini söyleyerek başladı. Aktar, hükümet dışı camiadan önemli bir çıkış olduğunu ve bundan bahsetmek gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti, “Uluslararası Kızılhaç Örgütünün başkanı Mirjana Spoljaric Egger, Gazze’ye gitti. Bu örgüt pek bilinmez; Kızılay, Kızılhaç ile karıştırılır. Farklı bir örgüttür, kuruluşu 1863 yılıdır ve 1859’daki çok kanlı ve İtalya’nın bağımsızlığına giden yoldaki en önemli savaşlardan biri olan Fransız ordusu ile Avusturya arasındaki Solferino Savaşı sonrasında, savaş alanında can çekişen yaralı askerlerin feci görüntüsü, savaşın verdiği, yarattığı tepkiyle İsviçreli, Cenevreli bir aydın olan Henry Dunant tarafından kurulmuştur. Henry Dunant, bu konuda bir farkındalık yaratarak, o dönemin hükümetlerini bir araya getirip savaş hukukuna doğru giden ilk Cenevre sözleşmesinin ortaya çıkmasını sağladı. Bu, insanlığın 19. yüzyıl sonunda önemli adımlarından biri olmuştur. 1863’den beri, 150 senedir sessiz ve derinden çalışan son derece etkin bir kurumdur. Birleşmiş Milletler (BM) dönemimde ben de onlarla epey çalışmıştım. Afganistan’da Uluslararası Kızılhaç örgütü ile savaşta yaralananlara, esirlere, esir değiş tokuşuna devamlı yardım etmiştir, hala da etmeye devam eder. Bu örgüt misyonu gereği, hiçbir zaman basının önüne çıkmaz, hiç konuşmaz. Çok nadirdir. İlk defa böyle bir şey oldu. Gazze’de üstünde Kızılhaç Örgütü’nün önlüğü ile iki dakikalık bir açıklama yaptı. Mirjana Spoljaric Egger, ‘Bu sorun, üç beş tane yardım kamyonu ile çözülebilecek bir şey değildir. Siyasi irade lazım,’ diye konuştu.”

ICRC Başkanı Mirjana Spoljaric Egger

Ömer Madra, Mirjana Spoljaric Egger’ın, ‘Özellikle kadınlara, çocuklara koruma sağlamamız lazım, gidecek hiçbir yerlerinin olmadığını gözlerimle gördüm. Buna çözüm bulmak durumundayız, başımızı geriye çeviremeyiz,’ dediğini de ekledi. Cengiz Aktar, uluslararası kuruluşun başındaki yönetici olarak Mirjana Spoljaric Egger’ın, bunun çaresinin insani yardım olmadığını, önemli olan noktanın çareye işaret etmesi olduğunu belirtti. Aktar, “Üstelik, Uluslararası Kızılhaç Örgütü, insani yardım konusunda en önde gelen kuruluşlardan bir tanesidir. Bunun çaresi siyasidir, oturup konuşulup savaşı durdurmanız gerekir. Yani kısaca ateşkes diyor,” dedi. Ömer Madra, “Le Monde gazetesinde Gazze’de insanlık en karanlık saatine doğru gitmektedir,” diye bir açıklama var. Madra, “Cenevre’de Dünya Sağlık Örgütü Filistin temsilcisi Richard Peeperkorn, açıkça son durumun çok kötü olduğunu söylüyor. Norveç Mülteci Konseyi başkanı Jan Egeland da, ‘Gazze’de yıkımın ötesinde, bu toz dumana çevirme, sivil insanlara yapılmış kendi çağımızdaki en ağır şeydir,’ diyor” eklemesini yaptı. Cengiz Aktar, “Bunlar söyleniyor çok şükür ama Isaac Herzog başka bir şey söylüyor. Herzor, ‘Biz, Gazze’yi yerle bir ederek Batı uygarlığını kurtarıyoruz’ diyor,” dedi. Özdeş Özbay, İsrail’de bir generalin Gazze’deki salgınların onlar için iyi olduğunu söylediğini ve bunun üzerine Gideon Levy’nin, ‘Bu karşılaştırmayı yapmaktan genelde imtina ederim ama bu Nazilerin açıklamasına benziyor,’ dediğini söyledi. Cengiz Aktar, “Holokosta maruz kalmış halk, aynısını başka halka uyguluyor. Lafın bittiği yerdeyiz,” diyerek diğer gündemine geçti.

Cengiz Aktar, geçen hafta 30 Kasım 2023 Çarşamba günü bu programda konuştuktan birkaç saat sonra, Brüksel’de Avrupa Birliği’nin (AB) yeni Türkiye stratejisini açıkladığını söyledi. Bunu komisyonun kaleme aldığını, gelecek hafta Perşembe - Cuma günü (14-15 Aralık 2023) mutat AB Konseyi’nde görüşüleceğini ve muhtemelen kabul edileceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuyla ilgili açıklama bile yapmadığını, hoşlarına gidecek bir rapor olmadığını, sadece Mehmet Şimşek’in beğendiğini belirtti. Aktar, “18 sayfalık bir rapor bu. Türkiye’de maalesef uzmanlar tarafından ‘AB göz kırpıyor’, ‘el uzatıyor’ gibi ifadelerle gaz veriliyor. Bu rapor, adaylık sonrası dönemi tarif etmeye başlıyor. Türkiye için kağıt üzerinde ‘aday’ yazıyordu ama ne olduğu belli değildi. Şimdi içini doldurmaya başladılar. Belli koşullar yerine getirilirse ‘transactional’ yani ‘al-ver ilişkisi’ ile çalışmaya hazırız deniyor. Türkiye’de pek çok insanı ilgilendiren hukuk devleti, adalet konularından kısaca bahsediyor ama Brüksel - Ankara arası ortak çalışma için bunu koşul olarak zikretmiyor. Yeni değil ama kayda geçmiş durumda. ‘Sizin İnsan Hakları sorunlarınız var’ diyor sadece. 18 sayfalık metinde üyelik sözcüğü hiç geçmiyor. Bunu herkes görmezden geliyor. Başımızı kuma gömmeye alışkınız. İki buçuk sayfası Kıbrıs ve Yunanistan üzerine, ilk sayfalar eski raporların tekrarı. Yeni olan adaylık sonrası dönem önemli ve AB üyeliği artık kağıt üstünde bile yok. Sürekli diğer adayların dışında ele alınıyor Türkiye, giderek oturdu bu sistem. İki konu üzerinde yoğunlaşılıyor; bir tanesi, çok tahrip olmuş Gümrük Birliği Anlaşması’nın gözden geçirilmesine yeşil ışık yakıyor ama bu yine de eski bir konu. Bugün düğmeye basılsa, her iki taraftaki kısıtlardan dolayı karara etki edecek yeni metin 10 sene sonra filan çıkar. Burada heyecan yapmanın manası yok. Diğer konu, belli gruplara - öğrenci, burs kazananlar, hocalar - vize kolaylığı. Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor ve 10 senedir hep üstünde durduğumuz vize muafiyetinden bahsedilmiyor. Daha önce de vize kolaylığı teklif edilmişti ama 2013’de reddedilmişti. Diğer taraftan, hükümet vize almakta zorlanan iş adamlarına gri pasaport dağıttı. Gri pasaportların da istikbali parlak değil. Son olarak bu stratejide altı çizilmesi gereken noktalar, Kıbrıs’taki tıkanıklıklar, Gazze’de olup bitenlerle alakalı olarak Ankara’nın Hamas yanlısı tavrı ve İsveç’in NATO üyeliğindeki sorunları. Ankara hala onaylamadı, Budapeşte de öyle. Bunlara da atıfta bulunuluyor. Cumhurbaşkanı onaylamıştı ama bekletiliyor,” diyerek gündemi tamamladı.

Cengiz Aktar, gündemine İsveç ile devam etti. Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI), 4 Aralık 2023 Pazartesi günü dünyada 2022’de en çok silah ve askeri hizmet satışı yapan ilk 100 savunma sanayi şirketini gösteren bir rapor açıkladığını belirtti. Bu rapora göre, şirketlerin geçen yıl silah ve askeri hizmetten 597 milyar dolar gelir elde ettiğini söyledi. Aktar, “En çok satış yapan 100 şirketin 42’si Amerika’da. İlk 100’de yer alan Avrupa’da 26 şirket var. 121 milyarlık satış yapmışlar. Listede büyük dört Alman şirketi var; Rheinmetall, ThyssenKrupp, Hensoldt ve 96. sıradaki Diehl şirketi. Dünyanın her yerine silah satıyorlar. Muhtemelen 2023’de bunların hem satışları hem de kârları patlayacak çünkü Ukrayna savaşı nedeniyle stoklar eritildi. Şimdi harıl harıl fabrikalar üç vardiya şeklinde 24 saat çalışıyorlar. Tüm silah fabrikaları dünyada böyle çalışıyor. Listede dört Türk şirketi var; 60. sırada Aselsan, 76. sırada Baykar, 82. sırada Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ve 100. sırada da Roketsan. Geçen yıl dünyada satışları en çok Türkiye şirketleri arttırmış rapora göre. Gelirlerinde %94’e varan artışla Baykar, 100. sıradan 72. sıraya yükseliyor. Toplam gelirleri beş milyar 500 dolara ulaşmış,” diye belirtti.

Cengiz Aktar, son olarak bütün bu hengamede gözden kaçmasın diyerek İran’daki idamlarla ilgili konuştu. Aktar, “İran’da idamlar hiç durup dinlenmeden devam ediyor. En son 62 yaşında bir insan hakları aktivisti asıldı. İran İnsan Hakları Derneği, 2023’de 707 idam saymış. Son sekiz yılda görülmüş bir rakam değil bu. İsrail - Gazze savaşı başlangıcı 7 Ekim’den bu yana son 54 günde 176 idam var,” diyerek gündemini tamamladı.

*Program özetini hazırlayan gönüllümüz Hasibe Bal'a teşekkür ederiz.