61 ilde 344 maden sahası için ihale açıldı

-
Aa
+
a
a
a

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre 61 ilde 344 maden sahası için ihale açıldı.

Gezegenin Geleceği: 31 Mart 2022
 

Gezegenin Geleceği: 31 Mart 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce (MAPEG) Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 61 ilde 344 maden sahası için ihale açıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce yapılacak olan ihalenin teminatı, teklif edilen ihale bedelinin yüzde 20’sinden ve taban ihale bedelinden az olamayacak. İhaleye ilişkin bilgiler, ilanın yayın tarihinden itibaren en az 15 gün süreyle MAPEG internet sitesinde duyurulacak. 

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Adana Çevre ve Tüketiciyi Koruma Derneği (ÇETKO) deniz kaplumbağası kostümü ile Adana’da gelenekselleşen Portakal Çiçeği Festivali’ne katıldı. Dernek üyeleri Adana’nın, küresel ölçekte tehlike altında olan deniz kaplumbağasının yuvalama sahillerinden Sugözü’ne yapımı devam eden Hunutlu kömürlü termik santrali hakkında ziyaretçileri bilgilendirdi. ÇETKO, bu yıl doğa ve su temalı kostüm yarışmasında, deniz kaplumbağası kostümüyle Adana’daki yuvalama alanı santral inşaatına feda edilen deniz kaplumbağalarını ve Adana’nın temiz hava hakkını temsil etmek üzere alanda bulundu. Yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’de tehlike altındaki canlı statüsünde. Türkiye’nin Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki kumsalları, yeşil deniz kaplumbağasının tüm Akdeniz’deki popülasyonunun yüzde 80’ine, tüm Türkiye’deki popülasyonun ise yüzde 91,5’ine ev sahipliği yapıyor. Adana’da yapılan Hunutlu termik santrali, Sugözü Kumsalı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına İlişkin 2009-10 sayılı Genelge’ye göre korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı olan bölgede bulunuyor. Adana’ya Temiz Hava kampanyasını başlatan ve Doğu Akdeniz Çevre Platformu’nun bir üyesi olan Dr. Bölükbaşı sözlerine şöyle devam etti: “Change.org’ta iki yıl önce ‘Adana’ya temiz hava’ ismiyle başlatılan imza kampanyasına bugüne kadar tüm Türkiye’den 113 binden fazla kişi destek verdi. Yıllardır devam eden mücadelemizi, Adana’ya yeni bir kömürlü termik santral istemediğimizi, ‘Adana Portakal Çiçeği Festivali’nde de söylemiş olduk. Adana’ya kömürün is kokusu değil, portakal çiçeklerinin kokusu yakışır’ dedik.” Adres change.org/AdanayaTemizHava

Yayınlanan yeni bir rapor, elektrik üretiminde en hızlı büyüyen kaynaklar olan rüzgar ve güneş'in 2021 yılında küresel elektrik üretimindeki payının %10'u yakalayarak rekor kırdığını ortaya koyuyor. Önemli bir kilometre taşı teşkil eden bu seviyeye şu anda dünyada 50 ülke ulaştı. Genel olarak, 2021 yılında küresel elektriğinin %38'i temiz kaynaklardan üretilirken, kömüre dayalı üretimin seviyesi %36’da kaldı. Rapor, 2021 yılında dünyanın en büyük beş ekonomisi de dahil olmak üzere 50 ülkenin elektrik üretiminde rüzgar ve güneşin payının yüzde ona ulaştığını ortaya koyuyor. Dünya genelinde, Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015 yılından bu yana rüzgar ve güneşin payı iki katına çıktı. En hızlı dönüşüm, elektrik talebinin yüzde onunun sadece son iki yılda fosil yakıtlardan rüzgar ve güneşe kaydığı Hollanda, Avustralya ve Vietnam'da gerçekleşti. Rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki rekor büyümeye rağmen, 2021'de elektrik talebindeki küresel artışın sadece %29'u bu iki kaynaktan, geri kalanı ise fosil yakıtlardan karşılandı. Sonuç olarak, 2021'de, kömür enerjisi 1985'ten bu yana en hızlı büyümeyi gösterdi (+%9) ve 10.042 TWh ile tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi.  Rüzgar ve güneş üretimi 2021 yılında %17 büyüdü. Enerji sektörünü 1,5 derece hedefine yönlendirmek için, rüzgar ve güneş enerjisinin 2030’a kadar her yıl, son on yılın ortalaması olan %20'lik bileşik büyüme oranlarını yakalaması gerekiyor.

Çevre, İklim ve Sağlık için İşbirliği Projesi (ÇİSİP) ve Temiz Hava Hakkı Platformu çatısı altında bir araya gelen STK’lar ve kurumlar, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekerek, Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 2021 yılında revize edilerek aşağı çekilen sınır değerlerini benimsemesi ve önlem alması çağrısını yineledi. DSÖ, hava kalitesini ve kirlilik seviyelerini belirlemede en önemli ölçüt kabul edilen PM2.5 sınır değerini 2021 Eylül ayında güncelleyerek 10 μg/m3’ten 5 μg/m3’e düşürmüştü. Türkiye’de mevcut durumda ise hava kalitesi DSÖ’nün halk sağlığını korumak için belirlediği güncel sınır değerlerini de, bir öncekini de karşılamıyor. DSÖ’nün güncel değerlerine uyum konusunda 2021 yılında tüm ülkeler sınıfta kalırken, Türkiye’de de durum farklı olmadı. ÇİSİP ağında yer alan sağlık uzmanlarına göre 2021 yılında açıklanan yeni DSÖ hava kalitesi sınır değerleri dikkate alarak hava kirliliği ile mücadele edilmesi, dolayısıyla yönetmelikte belirlenen değerlerin bu doğrultuda güncellenerek yürürlüğe girmesi gerekiyor. Temiz Hava Hakkı ve ÇİSİP’deki uzmanların yaptığı bir çalışmaya göre DSÖ’nün eski kılavuz değerlerine uyulması durumunda bile, Türkiye’de yılda yaklaşık 45 bin erken ölüm engellenebilirdi.