"Türkiye çıkışlı ilticada çok büyük yükseliş var"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde Türkiye, Yunanistan ve Ukrayna yer aldı.

//
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
Nereye Doğru: 25 Ekim 2023
 

Nereye Doğru: 25 Ekim 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

“Guterres açık açık ateşkes çağrısında bulundu”

Cengiz Aktar programa 24 Ekim 2023’de New York’ta, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in İsrail - Filistin konuşmasında açık açık ateşkes çağrısında bulunduğunu belirterek başladı. Aktar, “Bu son derece cesur bir çıkıştı açıkçası, bu seviyede bir çağrı daha önce hiç gelmedi,” dedi. Aktar, Joe Biden’ın 'şimdi ateşkesin zamanı değil' dediğini ve bunun üzerine İsrail Dış İşleri Bakanı’nın Guterres ile yapacağı toplantıyı iptal ettiğini ve hatta Guterres’in istifasını istediğini belirtti. Aktar, “Batı dünyası ısrarla ateşkes sözcüğünü ağzına almamaya dikkat ediyor. Bütün bunların ileride bedeli olacak gibime geliyor,” diye ekledi

//

“Cumhuriyet’in 100. Yılına özel yeni bir af görünmüyor”

Cengiz Aktar, konuşmasına Türkiye ile devam ederek, “29 Ekim münasebetiyle bir af konuşuluyor. Kimileri genel af çıkacak diyor, KHK’lılara yönelik genel af çıkacak diyenler var. Aslında af gerçekleşti, tam 15 Temmuz öncesinde infaz düzenlemesi yapıldı, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi, onaylandı. 15 Temmuz’da yürürlüğe girdi,” dedi. Bu düzenleme sonucunda hapishane nüfusunun 342 binden 261 bine gerilediğini, 80 binden fazla kişinin affedildiğini söyledi. Aktar, “Salıverilenlerin hiçbirisi siyasal değil. Sadece cinayet, yaralama, uyuşturucu ticareti, kadınlara ve çocuklara tecavüz, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma ve rüşvet suçlarını kapsıyor. Sürpriz bekleyenler, 'genel af geliyor' diye ortalığı karıştıranlar var,” diyerek bu konuda hiçbir ön bilgisinin olmadığını belirtti. Bu durumun aynı zamanda tatsız ve üzücü bir konu olduğunu, Cumhuriyet yıl dönümlerinde hükümetlerin, iktidarların çok önemli kararlar aldığını ve bir çeşit af çıkarttıklarını söyledi. Aktar, “Hapishane nüfusu meselesi önemli. İnsanlar hapishanede üst üste yatıyordu, oradaki baskıyı hafiflettiler. Hapishane inşaatları da eskiden olduğu gibi sürüyor,” diyerek devam etti.

“Kasselakis, Trump gibi sosyal medya üzerinden herkesi tehdit ediyor”

Cengiz Aktar, konuşmasına Yunanistan’daki son durumla ilgili görüşleriyle devam etti, Yunanistan’da pek kimsenin tanımadığı, siyasetçi olmayan Stefanos Kasselakis’in Syriza’ya seçilmesinden sonra partinin birbirine girdiğini belirtti. Ardından iki önemli gelişmeden bahsetti; ilk olarak Syriza’nın Avrupa vekili, gazeteci Stelios Kuloglu’nun çok sert mektup yazarak Syriza’dan istifa ettiğini, ikinci olarak da partinin solunda konumlanmış olan üç Syriza vekilinin, bu yönetimle Syriza’nın hiçbir yere varamayacağı yolunda demeçler vererek ayrıldığını belirtti. Aktar, Kasselakis’in aynı Trump benzeri, 'siz görürsünüz, sizin böyle devam etmeniz mümkün değil' gibi sözlerle X üzerinden tehditte bulunduğunu söylerek, “Oysa partinin belirli bir yolu yordamı var. Vekil ya da partili yanlış bir şey yaparsa kurullar var. O kurullara gidilmesi gerekli,” dedi.  Ayrıca, parti kongresinin 23 - 25 Şubat’ta yapılacağını ancak gözlemlerin Syriza’nın o zamana kadar dayanamayacağını, muazzam bir rahatsızlık ve huzursuzluğun hakim olduğunu söylediklerini belirtti. Aktar, “Disiplin kurullarını çalıştıracaklar mı? Bunu bir kenara not etmek lazım, Yunanistan muhalefetinin içinde bulunduğu durumu anlatıyor bize. Bakalım nereye kadar gidecek?” diyerek Kasselakis ile anlaşamayan, ayrılan üç vekilin yeni parti kurmasının konuşulduğunu, Kasselakis’in Syriza’ya getirmek istediği kamusal politikaların solla alakasının olmadığını, siyasi yelpazesinde öyle bir ihtiyaç da duymadığını belirtti.

//

“Türkiye çıkışlı ilticada çok büyük yükseliş var”

Cengiz Aktar, Türkiye çıkışlı ilticada çok büyük bir yükseliş olduğunu söyledi. “Bu hot-spot denilen Midilli, Sakız, Sisam, Leros ve Kos adalarındaki mülteci kampları dolup taşmış vaziyette. Hepsinin kapasitesi aşılmış vaziyette. 2015’deki gibi bir kriz yok ama hem Orta Doğu’daki süregelen savaşlar, hem de yeni savaşlar göçün arkasında yer alıyor. Türkiye’nin kapasitesi, imkanları da belli. Türkiye’dekiler Türkiye dışına taşıyor ve taşmaya da devam edecek. Filistin’de olup bitenler de ister istemez yangına körük olacak ve zaten Yunanistan’da mülteciler arasında gözle görülür Filistinli nüfusu var,” diye ekledi.

//

“Macaristan sorun çıkarmayı sürdürüyor”

Cengiz Aktar, Ukrayna’da önemli gelişmeler olduğunu belirterek devam etti. Aktar, 8 Kasım’da Avrupa Komisyonu’nun Ukrayna’nın bugüne kadar Avrupa Birliği ile müzakere edebilmek için yaptığı çalışmaları, çıkardığı yasaları takibe aldığını ve bununla ilgili bir rapor yayınlayacağını, müzakerelere başlamak için ehil olup olmadığı yönünde Avrupa Birliği Konseyi’ne görüş bildireceğini söyledi. “Gelen bilgilere göre bugüne kadar ve savaşa rağmen Ukrayna’da yapılan Avrupa Birliği Uyum Çalışmaları Komisyonu'nun -Türkiye de unutuldu gitti- 'Ukrayna ile müzakereler başlansın' görüşünü telaffuz etmesi için yeterli gözüküyor. Karar yıl sonunda, Aralık ayında Avrupa Birliği Konseyi'nde verilecek ve yılbaşında resmen müzakerelere başlanacak,” diye ekledi.  En başında Avrupa Birliği yönetici kurumlarının Ukrayna’nın müstakbel üyeliğine karşı olduğunu da hatırlamak gerektiğini belirtti.

//

Cengiz Aktar, “Bir bilinmeyen var; Aralık zirvesinde 27 ülke ortak tavır takınabilecek mi belli değil. Kocaman bir çıban var, ipin ucu tamamen kaçmış vaziyette,” dedi. Genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Macar Olivér Várhelyi’den bahsetti. Várhelyi’nin ilgisi olmamasına rağmen, 7 Ekim sonrasında Filistin’e verilen Avrupa Birliği yardımının kesilmesini istediğini söyledi. Aktar, tabii söylediklerinin onaylanmadığını ama hala orada durduğunu belirtti, “Çok tuhaf olan Macar hükumeti, Ukrayna ile ilgili alınan her karara karşı çıkıyor ama komisyonun açıklamak durumunda olduğu görüşün sahibi de Várhelyi’nin kendi birimi. Oradan sorun çıkmaz ama Aralık’ta Macaristan yine taş koyabilir,” dedi. Macaristan’ın Rusya ile ‘dört kol çengi’ anlayışını sürdürdüğünü de yineledi. Aktar, “Çin’de iki yönetici birlikte konuştu, Putin’le Orban bir araya geldiler. Tuhaf bir toplantıydı,” diye eklerken, “Şimdi Ankara’nın NATO üyeliği hamlesinden sonra Macaristan muhalefeti, bir an evvel parlamentonun İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması için toplanmasını ve konunun gündeme alınmasını önerdi. Tabii ki hükumet yine reddetti. Batı dünyasının, buna NATO ve Avrupa Birliği olarak bakmak lazım, artık nur topu gibi bir Macaristan sorunu var,” dedi. Kimsenin bu sorunun nasıl çözüleceği konusunda bir şey söylemek durumunda olmadığını ama baş belası olarak devam ettiğini belirtti. Geçen hafta Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yapılacak yardımın önünü kesmeye devam ettiğini ve tek çare olarak hukuk devleti normlarına uymadığı için cezai önlem olarak Macaristan’ın dondurulan 13 milyarlık yapısal fonun serbest bırakılması kararı alındığını hatırlattı. Aktar, “Bu iş nerede bitecek tahmin etmek çok zor,” diyerek Brüksel’deki daimi temsilciler toplantılarına Türkiye ve Macaristan’a rağmen İsveç Büyükelçisinin de çağrıldığını, Türkiye ve Macaristan’ın vetosunun dikkate alınmadığını ekledi.