“Afganistan’da bir Vietnam sendromu gerçekleşiyor”

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru programında bu hafta Cengiz Aktar’ın gündeminde üç konu yer aldı. Libya ve Afganistan’da yaşanan son gelişmeler ile dünya üzerindeki 128 ülke üzerinde demokrasi ve hukuka dair istatistikleri kayda geçiren bir sınıflandırma çalışması olan Dünya Adalet Projesi’nin yıllık Türkiye izlenimleri…

Nereye Doğru: 7 Temmuz 2021
 

Nereye Doğru: 7 Temmuz 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Aktar, Afganistan’ın mevcut huzura erememişlik durumunun tarihinin 27 Aralık 1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgali süreciyle başlayan ve günümüze kadar uzanan bir süreç olduğundan bahsetti. Halihazırda 38 milyon olan nüfusunun Taliban hükümetinden kaçarak çoğunlukla İran’a ve Pakistan’a sığınan vatandaşların 2000 yılından sonra Birleşmiş Milletler uhde ve tasavvurunda ülkeye döndüklerini fakat bu kez de Amerikan işgali ve mevcudiyeti meselesinden göç anlamında kanayan bir yara olmaya devam ettiğini dile getirdi. Günümüzde ise NATO ve dolayısıyla ABD yeni hükümetinin aldığı Bagram Hava Üssü'nden çekilme kararları üzerinden Aktar, “Afganistan’da bir Vietnam sendromu gerçekleşiyor” yorumunu getirdi. Ülkede tam bir kaos ortamının hakimiyetine değinen Aktar, Batı ülkelerinin ve NATO’nun çekilmesinden istifade ederek son hızla hükümetin elindeki bölgelere hücum eden Taliban’ın, bu hücum neticesinde yeni göç ve iltica dalgalarını başlatmış vaziyette olduğunu ve bunun hızlanacağı durumunun Türkiye’yi doğrudan etkileyeceği öngörüsünü paylaştı. 7 Temmuz tarihinde Amerikan Savuma Bakanı Lloyd Austin ile Hulusi Akar’ın Kabil Havaalanı hususunda gerçekleşecek olan görüşmesinin ayrıntılarına değinen Aktar, Taliban’ın hafta başında Türkiye’ye yaptığı söz konusu havalimanının NATO ve dolayısı ile Türkiye’nin kontrolünde olamayacağı uyarısından hareketle konuyu “görevimiz tehlike” olarak yorumladı. 

İkinci konu başlığı olan Libya’nın hızla krize sürüklendiğini ve Türkiye haricinde bütün uluslararası kamuoyunun yaptığı seçime gidilsin çağrısına rağmen 24 Aralık 2021 genel seçimler giderek riske girdiğini belirten Aktar, “Bütün Libya halkı, siyaset dünyası ve kabileler bu seçimleri istiyor fakat seçimlerin olmazsa olmaz koşullarından bir tanesi bölgedeki cihatçıların, nizami ve gayri nizami askerlerin çıkması şartı” dedi. Konu özelinde Türkiye’nin en başından beri takındığı inatçı tutumuna değinen Aktar, 21 Haziran’da Libya özelinde gerçekleşen Berlin 2 Konferansı’nın sonuç bildirgesinde de yer alan bütün savaşçıların çıkarılması konusuna Türkiye’nin itiraz ettiği hatırlatmasında bulundu. Türkiye’nin, temelde sadece gayrinizami askerlerin çıkarılması konusunda verdiği onayın Mısır Hükümeti tarafından tanınmamasının iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırdığı ve Mısır’ın Türkiye’yi güvenlik tehdidi olarak addetmesi gerekçesiyle Türkiye ile ilişkilerini sonlandırdığını masaya yatıran Aktar, Türkiye’nin bölgeden, SİHA’ları ve bir deniz üssünü yöneten askerlerini çıkarmak istemediğini ve 21 Aralık seçimlerinin önündeki en büyük engelin özellikle Türkiye’nin bölgeye taşıdığı ve aralarında çocuk askerlerin yer aldığı uçaklar dolusu cihatçı ordusu ve kendi silahlı kuvvetleri olduğunu aktardı. 

Aktar’ın değindiği üçüncü konu ise, dünya üzerindeki 128 ülke üzerindeki demokrasi ve hukuka dair istatistikleri kayda geçiren bir sınıflandırma çalışması olan World Justice Project yani Dünya Adalet Projesi ve projenin yıllık Türkiye izlenimleri oldu. Bu yıl ekim ayında yayımlanacak olan rapor bağlamında Aktar, Dünya hukuk devleti endeksinin 8 temel kriterine yer verdi. Devlet yetkileri üzerinde kısıtlamalar, yürütme organı üzerindeki kontroller, yolsuzluk, şeffaf devlet, temel haklar, düzen ve güvenlik, yargı kararlarının infazı meselesindeki hakkaniyet, hukuk yargısı ve son olarak ceza yargısı şeklinde kriterler özelinde Aktar, 2 ilgi çekici ayrıntıya değindi. İlk ayrıntı, yürütmenin herhangi bir uygunsuz etkisinden arınmışlık kriteri kapsamında Türkiye’nin 128 ülke arasında 124. sırada olduğuydu. Aktar’a göre bu sonucun anlamı söz konusu ülkede bağımsız yargının olmadığı gerçeği. İkinci ayrıntı olarak da yargı sisteminde idari gelişmelerin yani ceza ve yargıya götüren ön koşulların adil bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmesi kriterine değinen Aktar, Türkiye’nin 128 ülke arasından 126. sırada olduğu bilgisini vererek programı kapattı. 

 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)