Greta Thunberg, Angela Merkel'le Almanya'da buluştu

-
Aa
+
a
a
a

İklim aktivisti İsveçli aktivist Greta Thunberg, Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüten Angela Merkel ile Almanya’da buluştu.

Gezegenin Geleceği: 24 Ağustos 2020
 

Gezegenin Geleceği: 24 Ağustos 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

İklim aktivisti İsveçli aktivist Greta Thunberg, Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüten Angela Merkel ile Almanya’da buluştu. Euronews’in haberine göre Berlin’de Şansölye ile yapılan toplantıya Greta Thunberg’in yanı sıra diğer çevreciler Alman Luisa Neubauer ve Anuna de Wever, Belçikalı Adelaide Charlier de katıldı. İngiliz The Guardian gazetesi ve Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan bu mektupta aynı zamanda “Harekete geçme söz konusu olduğunda her zaman bir inkar halindeyiz. İklim ve çevre krizi hiçbir zaman bir kriz olarak ele alınmadı” denmişti. Ancak aktivistler, yapılan tüm çağrılara rağmen ülkelerin siyasi eylemsizliği nedeniyle iki önemli yılın kaybedildiğini söylüyor. “Yaptıklarımız ve gerçekte yapılması gerekenler arasındaki fark her dakika artıyor” diyerek ülkeleri fosil yakıtlara yapılan tüm yatırımları acilen durdurmaya çağırıyorlar.

2020 kaynaklarını tükettik

WWF-Türkiye’nin açıklamasına göre 23 Ağustos itibariyle gezegenimizin 2020 için sunduğu kaynakları tükettik ve yılın geri kalanında 2021’e borçlanmaya başlıyoruz. Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın verilerine göre geçen yıl 29 Temmuz olan Dünya Limit Aşım Günü, hesaplanmaya başlandığı 1970 yılından bu yana ilk kez geri gelmedi. İlk kez bu yıl, doğa kaynakları tüketme hızımız geçen seneye göre daha düşük: Limit Aşım Günü bu yıl 3 hafta ötelendi. İnsanlığın son yüzyılda yaşadığı en büyük ekonomik ve toplumsal krizlerden biri olan COVİD-19 salgını, küresel ekonomide radikal bir yavaşlamaya; doğal kaynaklara yönelik talebin ve doğa üzerindeki ekolojik ayakizimizin azalmasına neden oldu. Bedeli çok ağır olan bu durum nedeniyle gezegenimiz üzerindeki insan baskısı geçici bir süreliğine de olsa azaldı. Normal şartlarda sevinçle karşılanacak bu gelişme, bu kez ayrıntılı ve çok boyutlu analizler yapmamızı, acilen somut adımlar atmamızı gerektiren mesajlar içeriyor.

Mikroplastikler her yerde 

Mikroplastikler, Kuzey Kutbu’ndan Alp Dağları’ndaki topraklara ve en derin okyanuslara kadar tüm gezegeni kirletti. İnsanların bunları yiyecek ve su yoluyla tükettikleri ve soludukları da biliniyor, ancak insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkisi henüz bilinmiyor. Araştırmacılar, insan organlarındaki parçacıkları bulmayı umuyorlar ve dokudaki kimyasal plastik izlerini tespit ettiler. Ancak bu tür küçük parçaların izole edilmesi ve karakterize edilmesi zor. Bilim insanları mikroplastik partiküllerinin test edebilmek için, nörodejeneratif hastalıkların çalışılması için kurulan doku bankasından alınan 47 adet akciğer, böbrek, karaciğer ve dalak doku örneklerine partiküller ekledi. Amerikan Kimyasal Topluluğu buluşmasında çalışmalarını sunan bilim insanları, tekniklerinin diğer araştırmacıların insan organlarındaki bulaşma seviyelerini tespit etmelerini mümkün kılabileceğini söyledi. Araştırmacılar 47 örnekte de lastiklerin yapımında kullanılan BPA (bisfenol A) buldu. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) BPA konusunda endişeli çünkü “hayvan çalışmalarında üreyen, gelişen ve sistemik bir zehir.”

Yeşil büyüme 2 milyon yeni iş yaratacak

Yeni İklim Ekonomisi ve Washington Dünya Kaynaklar Enstitüsü, eski ekonomi bakanları ve Dünya Bankası yöneticilerinin birlikte yürüttüğü bir yeni çalışma var. Grup ormansızlaştırmanın azaltılmasını, sürdürülebilir tarımı, daha az kirleten enerji seçeneklerini ve geniş çapta araçların elektrikleştirilmesini öneriyor. Çalışma, yeşil büyümenin iki milyon işgücü yaratabileceğini, önümüzdeki 10 yıl içerisinde GSYH’i 535 milyar dolara kadar çıkarabileceğini öngörüyor. Düşük karbonlu bir büyüme ülkenin seragazı emisyonlarını 2025 itibarıyla %42 oranında azaltarak 2005 seviyelerinin de altına indirebilir. Bu oran Brezilya’nın Paris Anlaşması kapsamındaki %37 taahhüdünü de geçiyor. Rapor “Düşük karbonlu enerji teknolojilerine geçiş, 21. yüzyılın güçlü bir trendi. Artık olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı meselesi” diyor ve hem Çin hem de Avrupa Birliği’nin COVID-19 sonrası ekonomik planların daha yeşil büyüme bölümlerinden oluştuğuna dikkat çekiyor. Raporda yer alan öneriler arasında Brezilya’nın doğayı korumak için daha fazlasını yapması gerektiği ifadesi de yer alıyor.

796 canlı "av" için vurulacak

Sivil toplum kuruluşları  22 Ağustos’ta başlayan av sezonu için açıklama yayınlayarak 798 canlının yaşamının av turizmi adı altında “para karşılığında ihaleye açılacağını” söyledi. Açıklamada belirtildiğine göre avlanmasına izin verilen türler arasında; Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yaban keçisi, yaban domuzu ve nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ile elmabaş patka kuş türleri de bulunuyor. 

Genetiği değiştirilmiş sinekler doğaya salınacak

Amerika Birleşik Devletleri‘nde zika ve dang humması gibi sivrisineklerin yol açtığı hastalıkların önüne geçmek için genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin doğaya salınmasına karar verildi. BBC’nin aktardığına göre genetiği değiştirilmiş 750 milyon sivrisineğin 2021 ila 2022 yıllarında doğaya salınacak. Bu şekilde sivrisinekler vasıtasıyla hastalığın genetiğinin değiştirilmesi amaçlanıyor. Pilot olarak ilk başta Florida eyaletinde gerçekleştirilmesi düşünülen projeye yerel halk ve çevre aktivistleri tepki gösteriyor. Projenin ekosistemlere zarar verebileceğini belirten halk, bunun dışında böcek ilacına dirençli sivrisineklerin oluşma potansiyeli olduğunu belirtiyor. Çevre grubu Friends of the Earth de projeyi kınayan bir açıklama yayımlayarak, “Genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin serbest bırakılması, Floridalıları, çevreyi ve nesli tükenmekte olan türleri bir pandeminin ortasında gereksiz yere riske atacaktır” dedi. İtirazlara rağmen Florida Keys Sivrisinek Kontrol Bölgesi, pilot projeye nihai onayı verdi.