‘Azmanbüs’ eylemleri devam ediyor

-
Aa
+
a
a
a

İstanbul Adalar’da toplu ulaşımda kullanılmaya başlayan, ebatları nedeniyle yurttaşların, “Azmanbüs” adını verdikleri minibüslerin kullanılmasına karşı eylemi devam ediyor.

Gezegenin Geleceği: 20 Haziran 2024
 

Gezegenin Geleceği: 20 Haziran 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

İstanbul Adalar’da toplu ulaşımda kullanılmaya başlayan, ebatları nedeniyle yurttaşların, “Azmanbüs” adını verdikleri minibüslerin kullanılmasına karşı eylemi devam ediyor. Adalılar, Büyükada Saat Meydanı’nda bir araya geldi. Ada Dostları Derneği adına basın açıklamasını okuyan şair - yazar Ataol Behramoğlu, Adalar’a getirilen minibüs tartışmalarının aylardan beri sürdüğü söyledi. Basın açıklamasının ardından Ada halkı, Adalar Belediyesi önüne yürüdü. ‘Başkan nerede, Adalılar burada’ sloganları atan grup, ‘Adalar’da Azmanbüs istemiyoruz’, ‘Azmanbüsün sefası olmaz, cefası olur’, ‘Kedisi, kirpisi, kıyısı, bitkisi. Önce ada sakini, sonra ziyaretçi’ yazılı dövizler açtı. Öte yandan oyuncu ve senarist Levent Kazak da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gönderdiği mektupta, "Sizden sürece bizzat katılıp, bu sorunun diyalogla çözülmesine önayak olmanızı rica ediyoruz," dedi. Minibüslere karşı eylemler düzenlerken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise ‘Aslında Adalar'da ne oluyor?’ başlığıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada, özetle, "Adalar ilçesinde toplu ulaşım hizmetinin verilmemesi yasal olarak mümkün olmadığı gibi, Adalar’da yaşayan farklı yaş ve farklı sağlık durumdaki insanların hastane, okul, mezarlık, sahil gibi istedikleri yere ulaşımlarının sağlanabilmesi açısından bir zaruret. 16 kilometrekare alana sahip olan Adalar ilçesinde, yaz ve kış gibi yılın farklı mevsimlerinde ulaşım tamamen yaya olarak sağlanamayacağı gibi, resmi tatil günlerinde ve hafta sonlarında nüfusu 60 bini aşan Adalar’a gelen turistlerin de ulaşımının sağlanması gerekiyor," ifadelerine yer verildi. Sorunun gaz bombası ve polis jobuyla değil, toplumsal barış ve diyalog ile çözülmesi gerektiği aşikar.

‘Vahşi madenciliğe hayır’

Giresun’un üç ilçesini kapsayan alanda işletilen maden ocağının kapasitesinin attırılmak istenmesine tepki gösteren halk, bölgenin ekosistemini bozacak projeye karşı mücadele edeceklerini söyledi. Harşit Vadisi Platformu, Giresun’un Doğankent, Görele ve Tirebolu ilçelerini kapsayan geniş bir alanda işletilen bakır madeninin kapasitesinin genişletilmek istenmesine karşı Tirebolu Şenyuva Köyü’ndeki Gariygen Tepesi’nde gerçekleştirilen kitlesel açıklamada, ‘Vahşi madenciliğe hayır’ pankartı açıldı, "İliç olmak istemiyoruz" dövizleri taşındı.

Aydın’da jeotermal enerji santralleri sorunu

BirGün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre, Aydın’ın jeotermal enerji santralleri soruna dönüştü. Kentte yaklaşık 40’a yakın jeotermal enerji santrali bulunuyor. Tarım, orman ve yaşam alanların tam ortasına kurulan projelere her gün bir yenisi daha ekleniyor. Kentte en çok jeotermal çalışması Germencik’te yapılıyor. Germencik Çevre Platformu’nun aktardığı bilgilere göre, ilçede 21 tane proje var. Özel bir şirket tarafından ilçede yeni jeotermal kaynak aramak için çalışma başlatıldığı ortaya çıktı. Şirket, iki ayrı projeyi Bakanlığa sunarak çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci başlatılması için talepte bulundu. 44 bin 793 nüfuslu ilçe tarım ile geçiniyor. İlçede zeytin, incir, pamuk gibi birçok tarımsal ürün üretiliyor ve kurulan jeotermal faaliyetler sonrası ise tarımsal faaliyet bitme noktasına geldi. Germencik Çevre Platformu Başkanı Halil Çetinkaya, “Şirket ilçemize çökmüş durumda. Germencik’i yok etmekte kararlılar. Meyve ve sebzelerim artık ne verimli, ne de kaliteli. İnsan sağlığı kötüye gidiyor. Havamız çok kötü. Bilimsel veriler de bunu söylüyor. Bu yaşananlara rağmen yeni projeler yapılmak isteniyor. Davalar açıyor, kazanıyoruz ama fayda etmiyor. Bölge halkı olarak jeotermal enerji santralleri değil, yaşamak istiyoruz. Tüm bunlara rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz. Yılmayacağız, ilçemizi koruyacağız,” diye konuştu.

Eğer Muğla’da RES projeleri onaylanırsa en az 36 bin 214 ağaç kesilecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Alman rüzgâr enerjisi şirketinin Muğla’nın dağlarına inşa etmek istediği dört rüzgâr enerji santralinin (RES) ikisinin onaylandığını, ikisinin de onay aşamasına geldiğini belirtti. Artı Gerçek'in haberinde, ÇED raporlarında yer alan bilgilere göre, rüzgâr enerji santralleri Muğla’nın Milas, Köyceğiz, Ula ve Bodrum ilçelerine dikilecek. Dikilmesi planlanan 84 türbinin tamamı ise Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre orman alanında yer alıyor. Eğer projelerin tamamı hayata geçer ise en az 36 bin 214 ağaç kesilecek. Projelerin yapılacağı alanlar önemli doğa alanları içerisinde bulunuyor, çeşitli endemik bitkileri barındırıyor. ÇED dosyasında görüşü alınan Muğla Büyükşehir Belediyesi, proje için olumsuz görüş bildirdi. Görüş yazısında proje alanının orman alanı sınırları içinde yer aldığı, ağaçlar ve zengin bitki örtüsünün yanı sıra endemik türleri de içeren ekosisteme ev sahipliği yaptığı vurgulandı. Projenin, iklim değişikliği ile mücadelede yutak görevi gören orman alanları başta olmak üzere, bölgedeki doğal yapı ve bitki örtüsü üzerinde ciddi olumsuz etkileri olacağı belirtildi. Proje alanının biyoçeşitlilik açısından önde gelen, yaban hayatı ve koruma altındaki kuş türleri başta olmak üzere birçok tür için önemli yaşam alanı sağlayan Bafa Gölü Tabiat Parkı’na yaklaşık 5.66 kilometre mesafede yer aldığına da dikkat çekildi.