Nobel Ödülü sahipleri siyasi mahkum Ala Abdulfettah'a özgürlük istiyor

Editörden
-
Aa
+
a
a
a

Seven Stories Press tarafından yayımlanan, İngiliz yazar ve filozof Ala Abdulfettah’ın Mısır’da süren tutukluluğuna son verilmesi için çağrıda bulunan Nobel Edebiyat Ödülü sahiplerinin önemli bir kısmının imzaladığı mektubu sizlerle paylaşıyoruz.

Fotoğraf: AFP

Hayatta olan Nobel Edebiyat Ödülü sahiplerinin önemli bir kısmı, 2022 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'ndan (COP27) önce dünya liderlerine mektup yazarak, "gündemlerinizin bir bölümünü Mısır hapishanelerinde tutulan binlerce siyasi mahkuma,en acil olarak altı aydır açlık grevinde ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalan İngiliz yazar ve filozof Ala Abdulfettah’a adayın" çağrısında bulundu.

Ala'nın yayıncıları Fitzcarraldo Editions ve Seven Stories Press tarafından düzenlenen mektup, Nobel ödüllü 15 kişi (Svetlana Alexievich, JM Coetzee, Annie Ernaux, Louise Glück, Abdulrazak Gurnah, Kazuo Ishiguro, Elfriede Jelinek, Mario Vargas Llosa, Patrick Modiano, Herta Muller, Orhan Pamuk, Roger Penrose, George Smith, Wole Soyinka ve Olga Tokarczuk) tarafından imzalandı.COP27'nin ilk günü olan 6 Kasım'da Ala su içmeyi bırakacak. Kendisi Mısır'daki hapishanede 6 ayı aşkın süredir açlık grevinde.

Aşağıda yer alan mektup, COP27 için Mısır'a gidecek olan bir dizi devlet başkanına, iklim bakanlarına, elçilere ve müzakerecilere gönderildi. Aralarında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcısı, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı, ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve İklim Elçisi, Birleşik Krallık Başbakanı, Dışişleri Bakanı ve COP26 Başkanı, Muhalefet Lideri, Gölge Kabinesi Dışişleri Bakanı ve Muhalefet İklim Bakanı, İngiltere Kralı III. Charles, Fransa Cumhurbaşkanı ve İklim Elçisi, Almanya Şansölyesi, Dışişleri Bakanı ve İklim Elçisi, Bangladeş Başbakanı, Barbados Başbakanı, Brezilya Devlet Başkanı, Danimarka Başbakanı, Gana Başkanı, Vatikan Temsilcisi, Endonezya Cumhurbaşkanı, Kenya Başkanı ve Çevre Bakanı, Marshall Adaları Başkanı, Hollanda İklim Elçisi ile İklim ve Enerji Bakanı, Yeni Zelanda Başbakanı, Norveç Başbakanı, Palau Başkan Yardımcısı, Papua Yeni Gine Başbakanı, Samoa Başbakanı, Senegal İklim Değişikliği Bölüm Başkanı, Güney Afrika Devlet Başkanı, İsveç Başbakanı, İsviçre Başbakanı, Zambiya Başkanı bulunuyor.

Ülkenizin delegeleri Mısır'daki COP27 Uluslararası İklim Konferansı’na hazırlanırken, Nobel ödülü sahipleri olarak biz, gündeminizin bir bölümünü Mısır hapishanelerinde tutulan binlerce siyasi mahkuma - en acil olarak altı aydır açlık grevinde ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalan İngiliz yazar ve filozof Ala Abdulfettah’a adamanız için yazıyoruz.

Ala, son on yılını (hayatının dörtte birini) yazdığı kelimelerden dolayı hapiste geçirdi.

Nobel Ödülü alan kişiler olarak, kelimelerin dünyayı değiştiren gücüne ve daha sürdürülebilir, gerçekten daha adil bir gelecek inşa etmek istiyorsak onları savunmamız gerektiğine inanıyoruz.

Şu an elinizde olan fırsatı sadece yükselen denizler için değil, en savunmasız olanlara, hapsedilmiş ve unutulmuş olanlara, özellikle de sizi ağırlama ayrıcalığına sahip olan ülkeye yardım etmek için kullanmaya çağırıyoruz. Adil bir geçiş, yalnızca emisyonları azaltmakla ilgili olamaz. Muhakkak statükonun sömürü ve baskıdan uzakta yeniden inşasını aramalıdır. Dünya liderleri Mısır'da toplanır ve en savunmasız olanlar hakkında tek kelime bile etmeden ayrılırlarsa, o zaman nasıl umut olabilir? COP27, kimsenin açıkça konuşma riskini almadığı sessiz bir toplantıyla sonuçlanırsa, o zaman hangi gelecek üzerine müzakere edilecek?

Müzakerelerde neyin tehlikede olduğunu ve durumun aciliyetini iyi anlıyoruz. Ancak size hatırlatmak için yazıyoruz ki, nihayetinde, krizlerin önüne geçilmesinin yolu otoriterlikle uzlaşmayla olamaz. Sürdürülebilirliğe giden en doğru yolun daha fazla demokrasi, daha fazla şeffaflık ve daha fazla sivil katılım olduğuna inanıyoruz. Zor sorulardan kaçınmak için pragmatizm bahanesini kullanmayalım.

Genel kurulunuzu, tutukluların adlarını söylemek, özgürlükleri için çağrı yapmak ve Mısır'ı yeni bir sayfa açmaya ve insan yaşamına ve onuruna saygı duyan  bir geleceğin gerçek ortağı olmaya davet etmek için kullanmanızı istiyoruz. İkili görüşmeleri, Mısırlı ve uluslararası insan hakları gruplarının mahkum affı çağrısını desteklemek, desteğinizi kalıcı bir gündem maddesi yapmak için kullanmanızı istiyoruz.

Konuşmanızda haksız yere hapsedilenlerin seslerini salona getirmenizi rica ediyoruz. Ala Abdulfettah'ın demokrasi için güçlü sesi sönmeye yakın, sözlerini okuyarak ona hayat vermenizi istiyoruz. 2019'da söylediği, iklim kriziyle başa çıkmakla ilgili şu sözler özellikle çarpıcı:

Kriz bir farkındalık krizi değil, eşitsizliğin kaçınılmazlığına teslim olma krizidir. Bizi birleştiren tek şey tehdit ise, o zaman herkes çıkarlarını savunmak için harekete geçecek. Daha iyi bir gelecek, her türlü eşitsizliğe son verdiğimiz bir gelecek umudu etrafında toplanırsak bu küresel farkındalık pozitif enerjiye dönüşecektir.

Umut, burada gereklidir. Rüyalarımız gerçekleşmeyebilir ama kabuslarımıza teslim olursak tufandan önce korkudan ölürüz.

Gerçekten de eşitsizliğin kaçınılmazlığına teslim olamayız. Ahlaki olmayan bir kriz yönetimine farklı bir gelecek olasılığını teslim edemeyiz. Sözlerimizin en savunmasız olanları savunmak için söylendiğinden emin olmalıyız, çünkü sessizliğimizin onları daha fazla riske attığını biliyoruz.

Saygılarımızla,

Svetlana Alexievich

J. M. Coetzee

Annie Ernaux

Louise Glück

Abdulrazak Gurnah

Kazuo Ishiguro

Elfriede Jelinek

Mario Vargas Llosa

Patrick Modiano

Herta Müller

Orhan Pamuk

Roger Penrose

George Smith

Wole Soyinka

Olga Tokarczuk

Ala Abdulfettah, Mısır'daki Natrun Vadisi Cezaevi’nde hapsedilen demokrasi yanlısı bir yazar. Hayatı ciddi risk altında. Nisan 2022'den beri açlık grevinde ve 6 Kasım'da Şarm El-Şeyh tatil beldesinde COP27 başladığında su içmeyi bırakmayı planlıyor.

Dokuz yıl hapiste kaldıktan sonra, Ala'nın serbest bırakılması için küresel baskı, özellikle Mısır, COP27'nin ev sahibi olarak uluslararası ilgi odağı haline geldikçe her geçen gün artıyor. Mısır'da da serbest bırakılması için önemli bir kamuoyu ağırlığı var ancak bunu sosyal medya dışında ifade edecek bir platform yok. Ala'nın hayatı tehlikede. Bölgenin en saygın demokrasi şampiyonlarından birini kurtarmak için ortak ve acil bir diplomatik çaba gerekiyor.

Arka Plan

1. Ala Abdulfettah, ilk kez 2006'da yargının bağımsızlığını protesto ettiği için tutuklandığından beri Mısır rejiminin sık sık hedefi oldu. Ekim 2011'de, Mısır ordusunun çoğunluğu Mısırlı Hristiyan protestocuları öldürmesini ayrıntılarıyla anlatan bir gazete makalesi yazdıktan sonra tutuklandı. Ala, 2013 yılında Mısır'ın acımasız protesto yasasını ihlal ederek yeniden tutuklandı.  Beş yıllık cezasını çektikten sonra Mart 2019'da serbest bırakıldı.

2. Şu anki mahkumiyeti, Ala’yı temsil ederken tutuklanan avukatı Muhammed el-Bakir ile birlikte 2019’da tutaklanmasından beri sürüyor. Tora Hapishanesi’nde korkunç koşullarda, güneş ışığı almayan bir hücrede tutuldu, kitaplara, egzersizlere, radyoya, şilteye veya yatağa erişimi ile hücresinden dışarı çıkması engellendi.

3. İki yıl tutuklu kaldıktan sonra yeni bir dava hazırlanarak Mısır Devlet Güvenlik Acil Durum Mahkemesi'nde hızla yargılandı. Ala, Aralık 2021'de, cezaevinde insan hakları ihlalleriyle ilgili bir Facebook gönderisini paylaştığı için beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi ve Almanya Dışişleri Bakanlığı daha karar bile verilmeden süreci eleştirdiği ölçüde yargılanması açıkça adaletsizdi. Ne iddia makamı ne de savunma davalarını sundu. BM Keyfî Tutuklamalar Çalışma Grubu, Ala'nın keyfî olarak alıkonduğunu tespit etti. İki yıllık tutukluluk süresi bu yeni cezaya dahil edilmedi. Önceki dava sonuçsuz kaldı.

4. Başkan Sisi'nin Ala'nın davasıyla kişisel olarak ilgilendiği, yani dosyasının Mısır'ın istihbarat teşkilatlarında çok yüksek seviyelerde ele alındığı yaygın olarak anlaşılmaktadır. 

5. Aralık 2021'de Ala, Londra'da doğan annesi aracılığıyla İngiliz vatandaşlığı kazandı. Ancak aylarca İngiliz Büyükelçiliği personelinin konsolosluk erişiminin reddedilmesinden sonra bu hakkı talep etmek için Nisan 2022'de açlık grevine başladı. İngiliz hükümeti Ala'nın davasını en üst düzeyde (Haziran ve Temmuz'da o dönemin Dışişleri Bakanı Liz Truss, ardından Ağustos'ta o dönemki Başbakan Boris Johnson) gündeme getirmiş olsa da ne serbest bırakılması ne de konsolosluk erişimi konusunda ilerleme kaydedilmedi. Henüz hiçbir İngiliz yetkili onu ziyaret edemedi.

6. İngiliz parlamenterlerden ve uluslararası kültürel şahsiyetlerden gelen uluslararası ve yerel baskının artmasıyla Ala, Mayıs 2022'de kitaplarına izin verilen farklı bir hapishaneye (şu anda bulunduğu yere) taşındı. Bu noktada “Gandhi tarzına” yani açlık grevine, günde 100 kalori ile hayatta kalmaya geçti. Bununla birlikte, sağlığı açıkça ve gözle görülür bir şekilde kötüye gitti. Ailesi onu ziyaret edebildiğinde ne kadar zayıf olduğu hakkında yorum yaptılar.

7. Şimdi, aylarca süren tahammülün ardından Ala, 1 Kasım'da 100 kaloriyi almayı bırakıp tam bir açlık grevine döneceğini açıkladı. COP27'nin ilk gününde, 6 Kasım'da su içmeyi bırakacak. Bu, hayatını akut riske sokar.

Ala’nın Destekçileri 

Ala, dünya çapında pek çok destekçiye sahip, ancak aralarında şunlar yer alıyor: 

Birleşik Krallık parlamentosunun 63 üyesi, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, 15 ABD'li meclis üyesi, BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü; Paris Kent Konseyi, Washington Post Yayın Kurulu, Greenpeace İngiltere, Greta Thunberg, Uluslararası Af Örgütü, Gazetecileri Koruma Komitesi, Reporters Sans Frontieres, Electronic Frontier Foundation, Trades Union Congress ve 14 nobel edebiyat ödülü sahibi.

Birleşik Krallık parlementerleri: Shadow Foreign Minister David Lammy, Bambos Charalambous, Debbie Abrahams, Rushanara Ali, Lord David Alton of Liverpool, Baroness Joan Bakewell, Hannah Bardell, Rt Hon Baroness Tessa Blackstone, Steven Bonnar, Crispin Blunt, Baroness Rosel Boycott, Rt Hon Ben Bradshaw, Rt Hon Alistair Carmichael, Rt Hon Lord Menzies Campbell of Pittenweem, Rt Hon Baroness Shami Chakrabarti, Rt Hon Baroness Lynda Chalker of Wallasey, Rt Hon Jeremy Corbyn, Marsha de Cordova, Angela Crawley, Baroness Christine Crawley, Wayne David, Rt Hon Baroness Frances D’Souza, Lord Alf Dubs, the Earl of Dundee, Stephen Hammond, Lord David Hannay of Chiswick, Neale Hanvey, Wera Hobhouse, Baroness Fiona Hodgson of Abinger, Baroness Gloria Hooper, Lord Raymond Hylton, Lord Michael Jay of Ewelme, Rt Hon David Jones, Baroness Jenny Jones, Baroness Helena Kennedy of the Shaws KC, Lord John Kerr of Kinlochard, Earl of Kinnoull, Chris Law, Tony Lloyd, Caroline Lucas, Kenny MacAskill, Andy McDonald, John McDonnell, Layla Moran, the Duke of Norfolk, Lord Jonathan Oates, Brendan O'Hara, Baroness Nuala O'Loan, Rt Hon Lord Chris Patten of Barnes, Baroness Patricia Rawlings, Lord Simon Russell of Liverpool, the Earl of Sandwich, Tommy Sheppard, Andrew Slaughter, Baroness Elizabeth Sugg, Zarah Sultanah, Rt Hon Sir Desmond Swayne, Alison Thewliss, Rt Hon Sir Stephen Timms, Rt Hon Valerie Vaz, Rt Hon Lord Norman Warner, Baroness Janet Whitaker, Nadia Whittome, Munira Wilson, Mohamad Yasin.

Kültür dünyasından: Riz Ahmed, Mahershala Ali, Olivia Colman, Angela Davis, Dame Judi Dench, Dave Eggers, Joseph Fiennes, Stephen Fry, Neil Gaiman, Paul Greengrass, Abdulrazak Gurnah, Rebecca Hall, Khaled Hosseini, Naomi Klein, Nathan Lane, Steve McQueen, Carey Mulligan, Bill Nighy, Cynthia Nixon, Ben Okri, Michael Ondaatje, Mark Ruffalo, Stellan Skarsgård, Dan Stevens, Emma Thompson, Yanis Varoufakis, Emily Watson 

Nobel ödüllü yazarlar: Svetlana Alexievich, J. M. Coetzee, Annie Ernaux, Louise Glück, Abdulrazak Gurnah, Kazuo Ishiguro, Elfriede Jelinek, Patrick Modiano, Herta Müller, Orhan Pamuk, Roger Penrose, George Smith, Wole Soyinka, Olga Tokarczuk

Çeviren: Ceren Demirci