Putin’in Sarayı: “Otokratların kasası yakın çevrelerindeki insanlardır”

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel, Myanmar’daki darbe ve Rus muhalif Navalny’nin durumunu yorumladı.

Ufuk Turu: 2 Şubat 2021
 

Ufuk Turu: 2 Şubat 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Ahmet İnsel bu haftaki Ufuk Turu’na Boğaziçi Üniversitesi’nde adil karar alınmasına ve üniversite özerkliğine yapılan darbenin teşhir edilmesi açısından çok önemli bir demokrasi mücadelesi yürütüldüğüne değinerek başladı. 

Türkiye’de sivil güç tarafından her alana müdahale etme, her alanda kendine bağımlı kişilerin yönetimde olmasını isteyen fikrin bugün Myanmar’da yeniden iktidarı aldığını, Brimanya ordusunun Facebook üzerinden açıkladığı bir bildiriyle yasama, yürütme, yargı yetkilerinin tamamını kendi elinde topladığını ilan ettiğini aktardı. İnsel, 1962’den beri neredeyse aralıksız olarak ordunun yönettiği Myanmar’da 2015’te ordunun yönetimi sivillere devrettiğini hatırlattı. Darbe ile gözaltına alınan ve kasım ayında yapılan seçimlerde Aung San Suu Kyi’nin Demokrasi için Birlik Partisi’nin açık arayla önde geldiğini, bu durumun generallerin hiç hoşuna gitmediğini belirtti. Myanmar’ın İngiltere’den bağımsızlığını kazandıktan sonra çok güçlü bir ordu kuramadığını, ulusal birliği savunmak amacıyla zamanla güçlendiklerini söyledi.  Ülkede 15 ayrı etnik grup olduğunu, bunlardan birinin 2017’de büyük bir kırıma uğradığını, BM’nin General Min Aung Hlaing için “soykırım niyetiyle orduyu yönettiği” görüşünün hatırlattı İnsel. Şimdi General Min Aung Hlaing’ın cuntanın başındaki kişi olduğunu, ülkede şu anda 1 yıllık acil durum ilan edildiğini, 1 yılın sonunda seçim yapılacağını ekledi. 

Ahmet İnsel pazar günü Rusya’nın belli başlı kentlerinde Navalny’nin serbest bırakılması ve yolsuzluklara son verilmesi için gösteriler yapıldığını, gösterilerde polis baskısı ve şiddetinin geçen seferkinden fazla olduğunu, 5 binden fazla kişinin gözaltına alındığını aktardı. Bugün Navalny’nin mahkemeye çıkacağını, daha önceki tecilli cezasının infaza çevrilmesinin talep edildiğini, Navalny’nin kurduğu yolsuzlukla mücadele vakfına yöneltilen fonların suiistimali iddiasıyla yürütülen 2 soruşturmanın daha olduğundan söz etti. Navalny’nin Putin’i rahatsız etmesinin temel nedeninin yolsuzluklar üzerine büyük bir kampanya yürütüyor olmasından kaynaklandığını ve Navalny’nin “akıllı oy” çağrısında bulunduğunu, Navalny’nin “akıllı oy”u Putin’in karşısındaki en güçlü rakibe oy verilmesi şekilde tanımladığını söyledi. Ömer Madra, Putin’in yaptırdığı iddia edilen sarayın Putin’in çocukluk arkadaşı ve judo partneri, milyarder, fosil yakıt şirketleri hissedarı Rotenberg olduğu bilgisini paylaştı. Ahmet İnsel konuyla ilgili: “Bütün bu otokratların kasası yakın çevrelerindeki insanlardır” dedi. 

Son olarak İnsel, Arap Baharı’nın başlangıcının 10. yıldönümü olduğunu, Tunus’ta bir gencin kendisini yakmasıyla başlayan bu gösterilerin diğer Arap ülkelerindeki gösterileri tetiklediğini, gösterilerin yıldönümünde banliyölerde gençlerin protesto gösterileri yaptıklarını hatırlattı.

Ahmet İnsel bu haftaki Ufuk Turu’nda Rusya yargısından, Myanmar’da ordunun yargıya el koymasından bahsettiğini ve Türkiye’de de yargıya el konulduğunu, otokrasinin çok açık işlediğini ve bunu tezahürlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ekledi. 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Sehel Oto’ya teşekkür ederiz.)