Antalya Lara'da falezlerin üzerinde bir otel işletmesinin önünde izinsiz yapılaşmaya gidiliyor.
Antalya Lara bölgesinde doğal sit alanı olarak koruma altında bulunan falezlerin üzerinde bir otel işletmesinin önünde izinsiz yapılaşmaya gidilmesi üzerine yurttaşlar konuyla ilgili şikayette bulundu. Evrensel’de yer alan habere göre, mülkiyeti kamuya ait olan deniz manzaralı korunan alandaki izinsiz uygulamalarla ilgili işlem başlatan Muratpaşa Belediyesi, hazırladığı tutanağı sit alanından sorumlu kurum olan Antalya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne iletti. Bunun üzerine müdürlük ekipleri 25 Temmuz’da söz konusu alanda inceleme yaptı. İncelemede, Şirinyalı Mahallesi sınırlarında bulunan 1591 ada, 9 No’lu parselin önündeki park alanında bulunan işletmede daha önce yangın çıktığı, yangın sonrası kalan malzemelerin sökülerek yeni imalatların başlandığını tespit etti. İncelemenin ardından Muratpaşa Belediyesi’nin başvurusuna yanıt veren İl Müdürlüğü, söz konusu işletmenin sit alanı vasfındaki araziyi kiralamak için bakanlığa talepte bulunduğunu bildirerek, uygun bulunan kiralama talebi sonuçlanıncaya kadar herhangi bir fiziki uygulama yapılmamasını istedi. Lara kıyı bandını oluşturan falezlerin üzerindeki korunan alanın üzerinde izinsiz uygulama yapan işletmeye kiralanması, izinsiz uygulamalarla işgalin ödüllendirilmesi olarak değerlendirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, söz konusu arazinin kiralanmasıyla ilgili sözleşmenin geçtiğimiz Aralık ayında imzalandığını doğruladı.
Hindistan daha fazla kömür kullanmak için yeni hedefler belirliyor
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Hindistan, fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdüne rağmen daha fazla kömür kullanmak için yeni hedefler belirliyor. Aralık 2022’de Dubai‘deki COP28’de fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik bir anlaşma tartışılırken, Hindistan başka bir enerji çıkmazı ile karşı karşıyaydı; hızlı bir şekilde daha fazla enerji kapasitesi inşa etmesi gerekiyordu. Yeni termik santrallerin büyük çoğunluğu kömür yakacak. Küresel karbon bütçesinin adil payını kullanmaktan hala çok uzak olan Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkeler de daha yeşil bir yol seçmek için daha fazla teşviğe ihtiyaç duyuyor. Hindistan Çevre, Orman ve İklim Değişikliği Bakanı Bhupendra Yadav, bu hafta kitabının tanıtımı sırasında, dünyanın COP28’de fosil yakıtlardan uzaklaşmayı kabul etmiş olmasına karşın Hindistan gibi ülkelerin kömürü ikame etmelerine yardımcı olacak etkili yollar bulamadığını öne sürdü.
Artan iklim krizi ve aşırı hava olayları, 2024’de tarımsal üretimi ve turizmi zayıflatacak
Birleşmiş Milletler’in (BM) yeni yayımlanan küresel ekonomik beklentilere ilişkin öncü yıllık raporunda, bu takvim yılı için küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyüme oranını %2.7’den %2.4’e düşürüldü. Bu durum çok yönlü nedenlere sahip. Bunlar arasında, gelişmekte olan ekonomilerde yavaş pandemi iyileşmeleri, Orta Doğu ve Rusya - Ukrayna gibi bölgelerdeki çatışmalar, son iklim hasarları ve iklimle bağlantılı yaklaşan riskler bulunuyor. BM Genel Sekreteri António Guterres raporun ön sözünde; iklim değişikliği, çevresel bozulma, artan yoksulluk ve besleyici gıdalara eşitsiz erişim de dahil olmak üzere dünyanın birbiriyle bağlı en büyük krizlerinden bazılarına ‘ülkeler ve ekonomiler arasındaki bölünmelerin etkili bir tepki verilmesini engellediği’ konusunda uyarıda bulundu. Raporda, iki yaz boyunca rekor kıran aşırı hava koşullarıyla birlikte artan enerji ve emtia fiyatlarının 2022 ve 2023 yıllarında dünya çapında gıda fiyatlarının yükselmesine neden olduğu belirtiliyor ki bu da yaşam kalitesini düşürdü. BM, fiyatların genel olarak 2024 yılına kadar yüksek seyretmesini öngörüyor. Özellikle Afrika, Güney Asya ve Batı Asya’da fiyatların daha uzun süre yüksek kalması muhtemel. BM’nin tahminlerine göre, Afrika Boynuzu’ndaki uzun süreli kuraklıkların bu yıl önemli ölçüde hafiflemesi pek mümkün görünmüyor. Raporda, ‘Bu şokların, tarımın GSYİH’nın en büyük payını oluşturduğu ülkelerde orantısız derecede şiddetli olması bekleniyor’ ifadesine yer verildi. Raporun genel uyarısı ise ‘artan iklim krizi ve aşırı hava olaylarının, 2024 yılında tarımsal üretimi ve turizmi zayıflatacağı’ yönünde.
Yeni ‘Küresel İklim Riski Barometresi Raporu’ yayımlandı
Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi tarafından hazırlanan Küresel İklim Riski Barometresi Raporu’nun beşincisi yayımlandı. Raporda yer alan bilgiler, iklimle ilgili finansal verilerin raporlanmasını teşvik etmek için kurulan ‘İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü’ (Task Force on Climate-related Financial Disclosures, TCFD) tarafından belirlenen 11 temel tavsiye ekseninde inceleniyor. Barometre, şirketleri kapsam ve kalite bağlamında değerlendiriyor. Bu yılki rapor, kuruluşların iklim taahhütleri ile kurumsal stratejileri arasında derin bir kopukluk olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, çalışmaya katılan şirketlerin neredeyse yarısı yani %47’si iklim taahhütlerini açıklamalarına rağmen bu taahhütleri hayata geçirecekleri yol haritasını açıklamıyor. %74’ü ise iklim riskinin ölçülebilir etkilerini iklim değişikliği stratejileriyle ilgili açıklamalarına dahil etmiyor ve bu da konunun kurumsal düzeyde yeterli değeri görmediği gerçeğini ortaya koyuyor. Barometre, şirketlerin iklim değişikliği ile ilgili beyanlarını hem sayısal hem de kapsam açısından değerlendiriyor. Buna göre açıklamalarını paylaşan şirket oranında ilerleme kaydedilirken - 2022’de %84, 2023’de %90’a yükseliyor - paylaşılan beyanların kapsamı ise %50 gibi görece düşük bir düzeyde kalıyor. Bu konuda sadece yıllık bazda %6 oranında artan bir iyileşme sağlandığı tespit edilmiş durumda