Körfez ülkelerinde 20'den fazla can kaybına yol açan su baskınları ve sellere neden olan şiddetli yağışlar yaşandı.
Körfez ülkelerinde 20'den fazla can kaybına yol açan su baskınları ve sellere neden olan şiddetli yağışlar, dünyanın en yoğun ikinci havalimanındaki hava trafiğini de olumsuz etkiledi. Dubai Uluslararası Havalimanı, yüzlerce uçuşun iptal edilmesinin ardından Perşembe günü yeniden açıldı. Havaalanı yetkilileri, uçuşu olan yolculara ‘çok zorlu koşullar’ yaşandığı açıklamasını yaptı ve havalimanına gelmeme çağrısında bulunmuştu. Ülkenin kuzeyinde araç içinde sele yakalanan bir kişi hayatını kaybetti. Birleşik Arap Emirlikleri’nin kuzey komşusu Umman da son 75 yılın en şiddetli yağışından en çok etkilenen bölge ülkeleri arasında bulunuyor. Bin 400 kişinin sığınaklara yerleştirildiği ülkede, sel sularına kapılan en az 20 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında servis araçları suya kapılan 10 öğrenci de bulunuyor. Meteoroloji yetkilileri, şiddetli yağmur ve kuvvetli rüzgar beklentisinin devam ettiğini ve pek çok alçak bölgenin hâlâ sular altında olduğu konusunda uyarıyor. Yetkililer, son 75 yılın en yüksek yağış miktarının kaydedildiğini duyurdu.
Türetim Ekonomisi Konferansı Türkiye’de
Dünyada ilk kez Türkiye'de gerçekleşecek olan Türetim Ekonomisi Konferansı IPEC2024, 29 – 30 - 31 Mayıs 2024 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek. Konferans, Türetim Ekonomisi ve yeni bir sürdürülebilir ekonomik vizyona odaklanacak. Küresel ekolojik ve sosyal değişimin gerekliliği, hatta kaçınılmazılığı tartışılacak, çözüm önerileri sunulacak. Dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’den birçok uzman isim, konferansta bilgi ve deneyim paylaşımı yapacak. IPEC2024, alternatif ekonomi modelleri ve sürdürülebilir gelecek üzerine odaklanacak ve Türetim Ekonomisi konusundaki yenilikçi düşüncelerin paylaşılmasına olanak sağlayacak. Katılımcılar, çeşitli sektörlerden gelen deneyimli konuşmacıların sunumlarını dinlerken, paralel oturumlar ve interaktif çalışma gruplarıyla da konu hakkında derinlemesine tartışma imkanı bulacaklar. Konferansla ilgili ayrıntılı bilgi almak ve ücretsiz katılım kaydı yaptırmak için https://2024.turetim.org sayfasını ziyaret edilebilirsiniz.
En sıcak Mart rekoru
Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre, geçen ay küresel ortalama sıcaklık 14,14 dereceyle 2016 Mart ayındaki ortalama sıcaklığı 0,10 derece geride bıraktı ve en sıcak Mart ayı olarak kayıtlara geçti. Haziran 2023’ten bu yana geçen 10 ayda, o aylara ait tarihteki en yüksek sıcaklıklar kaydedilirken, geçen Mart ayı, sanayi öncesi dönemin (1850 - 1900) Mart ayı sıcaklık ortalamasından 1,68 derece daha sıcak geçti. Küresel ortalama hava sıcaklığı, son 12 ayda (Nisan 2023 - Mart 2024), 1991 - 2020 ortalamasının 0,70 derece, 1850 - 1900 ortalamasının ise 1,58 derece üzerine çıktı. Avrupa’da geçtiğimiz ay ortalama hava sıcaklığı, 1991 - 2020 yılı Mart ayı ortalamasının 2,12 derece üzerinde seyrederken; kıtada 2014 yılından sonra ikinci en sıcak Mart yaşandı. Almanya’da 1881’de başlayan ölçümlere göre, geçen ay en sıcak Mart olarak kayıtlara geçerken, Hollanda’da da benzer şekilde 1901’den sonraki en sıcak Mart rekoru kırıldı. İlkbahar mevsiminin ilk günlerinde etkili olan mevsim normallerinin üzerindeki hava sıcaklıklarına ilişkin Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, ilerleyen günlerde yeni sıcaklık rekorları kırılabileceği uyarısında bulundu. Gelecek üç ay boyunca yeni sıcaklık rekorlarıyla karşılaşılabileceğini fakat sonrasında sıcaklıkların 2016 ve 2020 yıllarına benzer bir çizgide seyredeceğini belirten Kurnaz, bu dönemlerde sıcaklık rekorları kırılacak olsa bile 2023 ortasından bugüne kadar olduğu gibi sıcaklık rekorlarının ağır bastığı bir dönem yaşanmayacağını kaydetti. Yani yavaş yavaş ısınan tencerede haşlanan kurbağalar gibiyiz. Neden acil ekonomik dönüşüm gerekliliğinin ve kaçınılmazlığının da haberi bu aslında.
Gelişmekte olan ülkelerin düşük karbonlu bir ekonomiye geçmek için 2030’a kadar yılda 2,4 trilyon dolara ihtiyacı var
Dünya Bankası’nın yoksul ülkelere kredi ve hibe dağıtan kolu olan Uluslararası Kalkınma Birliği fonunun değeri, yaklaşık 93 milyar dolar ancak ekonomi uzmanlarına göre bu rakamın 2030 yılına kadar kabaca üç katına çıkması gerekiyor. Hükümetlerin bu hafta Dünya Bankası’nın Washington D.C.’deki yıllık bahar toplantılarında yeni yardım taahhütlerini tartışması bekleniyor. Dünya Bankası, dünyanın dört bir yanındaki kamu tarafından finanse edilen kalkınma bankaları ve Uluslararası Para Fonu, dünyayı ihtiyaç duyulan düşük karbonlu geçişe yönlendirebileceklerini gösterme baskısı altında. Nicholas Stern ve Vera Songwe’nin çalışması, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkeleri düşük karbonlu bir ekonomiye geçirmek için 2030 yılına kadar yılda 2,4 trilyon dolara ihtiyaç olduğunu öne sürüyor. Bunun yaklaşık 1,4 trilyon dolarının bu ülkelerin yatırımlarından, geri kalanının ise zengin ülkelerden gelen kamu finansmanı yardımlarından ve özel sektör yatırımlarından sağlanması bekleniyor. İhtiyaç duyulan dönüşümün boyutu göz önüne alındığında, Birleşmiş Milletler’in iklim kriziyle ilgili üst düzey yetkilisi Simon Stiell, Dünya Bankası’nın iklim finansmanı konusunda ‘kuantum sıçraması’ çapında bir eyleme ihtiyacı olduğunu söyledi.