Türkiye’deki işkence iddiaları Belçika’daki Türkiye Mahkemesi’nde eylül ayında görülecek

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin Nereye Doğru köşesinde Cengiz Aktar ile Belçika’da bir grup avukatın girişimi olan Türkiye Mahkemesi ve Libya’daki gelişmeler konuşuldu.

Nereye Doğru: 1 Temmuz 2020
 

Nereye Doğru: 1 Temmuz 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

(1 Temmuz 2020 tarihinde Açık Gazete'nin içindeki Nereye Doğru isimli programda yayınlanmıştır.)

Cengiz Aktar, 1966’da Bertrand Russell ve Jean Paul Sartre’ın başını çektiği bir Vietnam Mahkemesi’ni hatırlatarak başladı. Bu mahkemede (henüz Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurulmadığı bir dönemde) ABD’nin suçlarının yargılandığını söyledi. Bu ilk girişimin ardından birçok benzer mahkeme kurulduğunu anlattı. Arjantin ve Şili’deki diktatörlüklerin, 2004’te Irak’ın işgalinin, 2005’te de İstanbul’da Irak işgalinin benzer sivil mahkemelerle yargılandığını, 2009’da Barselona’da Filistin mahkemesinin kurulduğunu belirtti.

Cengiz Aktar, Brüksel’de kurulan Türkiye Mahkemesi’nin ise Belçikalı bir hukuk firması tarafından organize edildiğini ve içerisinde çok önemli isimlerin olduğunu anlattı. Mahkemenin “Türkiye’de son yıllarda yaşanan işkence, kaçırma, basın ve ifade özgürlükleri, insan hakları ihlalleri” konularında karar vereceğini söyledi. 

Türkiye Mahkemesi’ndeki bazı kişilere de yerdi Aktar; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski başkan yardımcısı, Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi eski genel sekreter yardımcısı, Venedik Komisyonu eski üyesi gibi heyet üyeleri; bunlar dışında insan hakları uzmanlarının ve kuruluşlarının muhabir olarak yani bilgi toplamak üzere görev yapacaklarını, bir rapor sunacaklarını anlattı. Bu grupta Türkiye’den de iki kurumun yer aldığını söyledi. Bunlar; Avukatlar Kolektifi ve Ankara Barosu. Ayrıca Şebnem Korur Fincancı’nın da uzmanlar heyetinde yer aldığını belirtti. Türkiye Mahkemesi’nin ilk duruşmasının 21-25 Eylül’de Cenevre’de gerçekleşeceğini açıkladı Aktar.

Libya’da savaş kötüye gidiyor

Libya konusunda ise savaş sürecinin kötüye gitmekte olduğunu söyledi. BM tarafından yürütülen ve Libya’daki Hafter ve resmi hükümetin beşer temsilcisinin görüştüğü 5+5 görüşmelerinin başlaması için çalışma koşullarında uzlaşıya varıldığının açıklandığını söyledi Aktar. Bir türlü başlayamayan bu görüşmelerin hâlâ da başlayıp başlamayacağının belirsiz olduğunu ve zaten BM’nin bu açıklaması dışındaki bütün açıklamaların son derce olumsuz olduğunu belirtti. 

Mısır’ın Sirte (General Hafter’in kontrolünde olan bölge) konusunda resmi Libya hükümetine karşı açıklamaları olduğunu, bu arada IMF’den bekledikleri 6,5 milyar dolarlık kredinin (her ne kadar savaş için kullanılamayacak olsa da) eline ulaşmasıyla elinin güçlendiğini belirtti Aktar. Ayrıca, Mısır ile Yunanistan’ın münhasır ekonomik bölge anlaşmasında uzlaştığını ve ağustosta imzalanacağını, bunun da Türkiye-Libya arasındaki anlaşma bölgesinin üzerinden geçtiğini ve bölgede gerilimi artıracağını belirtti.

Aktar, Rusya’nın da Sirte’ye askeri yığınak yapmakta olduğunu açıkladı. Fransa’nın da Rusya gibi Hafter güçlerine destek verdiğini ve Türkiye ile ilişkilerinin kriz aşamasına geldiğini belirtti. Macron’un Türkiye’ye karşı ağır açıklamalar yaptığını ve hatta cezai sorumluluklardan söz ettiğini söyledi. 

Bu gelişmeler yaşanırken eski asker ve DEVA Partisi kurucusu Metin Gürcan’ın iki makale yazarak bir hafta içinde bir Sirte Harekatı’nın başlayacağını duyurduğunu söyledi. 

Libya’ya özellikle Türkiye’den taşınan cihatçılar meselesinin en önemli mesele olduğunu söyledi. Eğer TSK askerleri gönderilseydi bu kadar büyük bir sorun olmazdı yorumunda bulundu Aktar. Libya meselesinin bir diğer nedeninin de petrol rezervleri olduğunu anlattı.