"Her şeye rağmen barış olsa da dünyanın diline işlemiş olan barış dili değil, savaş dili"

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde, tüm dünyada 21 Eylül’de; Türkiye’de ise 1 Eylül’de Barış Günü olarak kutlanan Dünya Barış Günü’nün tarihsel süreci ve Afganistan’da yaşanan son gelişmeler yer aldı. 

Justice In Conflict
Nereye Doğru: 1 Eylül 2021
 

Nereye Doğru: 1 Eylül 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Cengiz Aktar, 1981 yılında, Birleşmiş Milletler’in 57. birleşiminde, her Eylül ayının üçüncü salı günü olarak kabul edilen Dünya Barış Günü’nün (International Peace Day); 2001 yılına gelindiğinde 21 Eylül’de kutlanmasına karar verildiği bilgisini paylaştı. Aktar, her 21 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde savaşlarda hayatını kaybeden insanlar adına çalınan çanların yanı sıra bu çanların üzerine 65 ülkeden çocuğun bağışlamış olduğu bozuk paraların eritilmesi yazılan “Çok Yaşa Mutlak Barış” sloganına değinirken, barış çanlarının, içlerinde Türkiye’nin de yer aldığı, 19 ülkede var olduğunu ve her yıl teması değişen günün, bu yılki temasının “Kalıcı Barışa Giden Yol: Barış ve Güvenlik İçin Gençliğin Gücünden Yararlanma” olduğunu belirtti. Aktar, Türkiye’de kutlanmamasının nedeninin kaynaklara göre, Sovyet Ordusu’nun 1 Eylül 1930’da Polonya’yı işgalini tüm dünyaya ibret olması açısından anmaya karar vermesiyle Doğu Almanya ve Sovyetler’ de yıllarca kutlandığı bilgisini verdi. Dünyada ise Türkiye dışında herhangi bir ülkede kutlanmadığı ve üstelik son yıllarda Almanya’da unutulmuş olan 1 Eylül’ü, Türkiye ve KKTC’nin unutmadığına işaret eden Aktar, “Türkiye herhalde Sovyetler ve Varşova Paktı'nın izinden gidiyor. Bu tartışmanın özü her şeye rağmen barış olsa da dünyanın diline işlemiş olan barış dili değil, savaş dili.” yorumunu yaptı. 

Aktar, Afganistan’daki son gelişmelere dair, “Batıya doğru İran üzerinden büyük bir göç var. İran, Afgan sınırından aldığı mültecileri doğrudan doğruya minibüsle Türkiye sınırına getiriyor. Çünkü İran’da hali hazırda 3 milyondan fazla Afganlı var fakat bu durum 2011 yılında Türkiye’ye gelen Suriyelilere benziyor. Türkiye’de doğup büyümeye başlayan 500 binden fazla Suriyeli çocuk var.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vermiş olduğu Türkiye’de 300 bin Afgan var bilgisine karşılık Aktar, “Legal bir şekilde göç etmiş çok az sayıda insan dışında hiçbiri kayıtlı değil ve dolayısıyla bunu bilebilmek mümkün değil.” dedi.

Dünyada konuşulmaya başlanan Afganistan’da çıkması beklenen iç savaş ihtimaline karşılık Aktar, “Afganistan’da iç savaş çıkmaz çünkü herkes silahlı. Bütün civar ülkeler ve başta Pakistan olmak üzere, Afganistan’ı kalıcı istikrarsızlık merkezi ilan etmek üzere elinden geleni yapacaktır ve kabak herkesin başına patlayacak. IŞİD ve El- Kaide hazır beklemekte.” yorumunu getirdi. Aktar mevcut savaştan bağımsız, ülkenin içinde bulunduğu kaos durumuna istinaden, “Esas nedeni 3 yıldır muazzam bir kuraklık yaşanıyor. Eğer Madagaskar’da olduğu gibi olursa insanlar böcek yemeğe başlayacaklar. Dünya Gıda Örgütü’nün (WFO)  hem de UNİCEF ’in beyanlarına göre ülkede muazzam bir açlık ve kıtlık yaşanıyor. Sadece savaşla açıklanacak bir şey değil. Böyle bir durumda barıştan bahsetmek çok tuhaf.” açıklamasında bulundu. 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)