“Batı’da Türkiye denince akla Ege, Akdeniz, Suriye, Libya sorunları geliyor”

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin köşelerinden Nereye Doğru programında Cengiz Aktar, Türkiye’nin dış siyasetini yorumladı.

Nereye Doğru: 19 Ağustos 2020
 

Nereye Doğru: 19 Ağustos 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Cengiz Aktar’la Nereye Doğru programında bu hafta gündemin ilk maddesi Ege ve Akdeniz’de Avrupa Birliği ile yaşanan gerginlikti. Geçen hafta gerçekleşen ve dışişleri bakanlarının katıldığı, gayriresmi bir video konferans toplantısı gerçekleştirildiğini dile getiren Aktar; bu toplantının sonunda Türkiye ile alakalı herhangi bir yaptırım ortaya çıkmadığını zaten toplantının gündeminin de oldukça yoğun olduğunu belirtti. 

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass’ın şu anda 19 Ocak’ta gerçekleşen Berlin Konferansı’nın Libya ile alakalı sonuçlarının uygulanmasını talep eden görüşmeler yaptığını dile getiren Aktar, 27-28 Ağustos tarihlerinde dışişleri bakanlarının katıldığı bir toplantı daha gerçekleştirileceğini ve gündemimde Türkiye’nin durumunun da konuşulacağını belirtti. 24-25 Eylül tarihlerinde ise Avrupa Birliği Konseyi gerçekleşeceğini ve bu defa hükümet başkanlarının katılacağını belirten Aktar, bu toplantının ana gündem maddesinin Doğu Akdeniz olduğunu ve dolayısıyla Türkiye’nin fosil yakıt arayışı da olduğunu ifade etti. Cengiz Aktar, önemli olanın rezerv bulmak değil bulunan bu rezervin kullanılabilir olması gerektiğini  ifade ederken bu ifadesini Kıbrıs’ın bulduğu ancak kullanamadığı rezervler üzerinden örneklendirdi. 15 Eylül’ün ardından Yunanistan kıta sahanlığında kazı yapılacağını bu durumun ise bir savaş sebebi olarak kabul edilebileceğini belirten Aktar, asıl bu noktadan sonra ciddi gerilimler yaşanabileceğini ifade etti.

Bir diğer gündem maddesi ise Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan anlaşmaydı. Burada gündeme gelen anlaşmanın Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırması Anlaşması olduğunu ifade eden Aktar, daha önce Yunanistan ve İtalya arasında bu tip bir anlaşmanın imzalandığını belirtti. Aktar, bu anlaşmalara Türkiye’nin dahil olmasıyla Libra meselesinin sınırlar hususunda daha da karışacağını belirtti. 

Irak tarafında ise şu dönemde Irak Kürdistan’ı ve PKK ile TSK arasında oldukça şiddetli çatışmaların devam ettiğini ifade eden Aktar, köylerin boşaltıldığını ve oldukça fazla zaiyat olduğunu ancak bu durumun başına yansımadığını dile getirdi.

Suriye tarafında ise Londra Merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıkladığı son rakama göre Türkiye’den Libya’ya gönderilen Suriyeli cihatçı sayının 18.000’e çıktığını ifade eden Aktar, Genel Kurmay Başkanı Yaşar Güler ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın geçtiğimiz günlerde Katar’ın savunma bakanıyla görüşme yaptığını söyledi. Aktar, Mısrata’da Türkiye’nin bir üs kurmakla meşgul olduğunu ve bu durumun Libya’nın bölünmesi anlamına geldiğini ifade etti. 

10 Haziran’da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Raportörleri’nin Türkiye’nin Cenevre temsilciliğine yazdığı bir mektubun ortaya çıktığını ve bu mektupta ‘Türkiye’nin Libya’ya yolladığı ve adı terörist listelerinde geçen Suriyeli cihatçılar ve çocuklar’ hakkında Bilgi talep edildiğini ancak Türkiye’nin bu mektubu cevapsız bıraktığını belirten Aktar, dünyanın Türkiye’yi ve eylemlerini izlemekte olduğunu söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass’ın Türkiye’ye silah ambargosu yapılması için görüşmeler yaptığını ifade eden Aktar, bu taleplerin cevapsız kaldığını belirtti. 

Suriye’ye dönüldüğünde ise gündemde IŞİD tarafında öldürülen Rus general ve İdlib’de devam eden yığınak vardı. Bu durumun Türkiye’nin de bir tarafı olacağı bir savaşın emareleri olduğunu belirten Aktar, mevcut durumun Türkiye’nin ekonomisiyle de doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.

 

Aktar; Türkiye çevresinde alınan kararların  büyük bir çoğunlukla Türkiye’nin eylemlerinin karşısında olduğunu ifade etti.