AB'den Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a adaylık statüsü verildi

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde Brüksel’de gerçekleşen Avrupa Birliği toplantısı, Almanya’da gerçekleşen G7 Zirvesi ve Madrid’deki  NATO Zirvesi yer aldı.

Üç ülkenin bayrağı
Nereye Doğru: 29 Haziran 2022
 

Nereye Doğru: 29 Haziran 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Aktar, Fransa dönem başkanlığının kapandığı AB toplantısına ilişkin, “Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a adaylık statüsü verildi. Batı Avrupa Birliği üyeleri karşıydı fakat Rusya’nın barbarlığı sonucunda iş oraya geldi. Akıl galip geldi. Ukrayna çok önemli bir güvenlik garantisi aldı. Kuzey Makedonya ile müzakereler 2005 yılından bu yana bir türlü başlamadı. Bu kez Bulgaristan karşı çıktı. Batı Balkanlar açısından bir hüsran yaşandı. Dışişleri bakanlığının konsey dolayısıyla yayınladığı basın bülteninde Türkiye genişleme değil, dış ilişkiler başlığında ele alınıyor. Yunanistan ve Kıbrıs’a olan dış politikaları nedeniyle uyarılıyor.” bilgilerini paylaştı.

Aktar, G-7’ye ilişkin önemli kararlar çerçevesinde, “Ülkeler Ukrayna’ya sonuna kadar koşulsuz destek kararı aldı ve uygulamaya geçtiler. Çin’in Yeni İpek Yolu girişimi olan Kuşak ve Yol girişimi salgın öncesinde çok revaçta bir meseleydi. Batılılar buna karşı 600 milyar dolarlık bir karşı teklif ortaya koydular.” dedi.

Türkiye, Finlandiya ve İsveç NATO Zirvesi'nde bir araya geldi

Finlandiya ve İsveç’in adaylığı meselesi ana gündem olduğu NATO Zirvesine ilişkin Aktar, “28 Haziran tarihinde Türkiye, Finlandiya ve İsveç bir araya geldi. Her iki ülkenin de tepe yöneticileri mutabakat zaptına katılıyorlardı. Üç saati aşkın toplantı gerçekleşti. NATO genel sekreteri de katıldı. Toplantıda olmayan ama işin içerisinde olan ABD de söz sahibiydi. Pazar günü Biden’ın Almanya’dan Erdoğan’ı araması hakkında herkes bu telefonunun çok belirleyici olduğunu söylüyor.” dedi.

Aktar, imzalanan 10 maddelik mutabakata ilişkin, “Türkiye’de bir zafer olarak algılandı. Türkiye’nin istediğini aldığını Finlandiya’nın ve İsveç’in önünü açtığını söyledi. Bu işin görünen tarafı. Batı’da ve İsveç’te basın temkinli yaklaşıyor. Mutabakat zaptı Türkiyeli diplomatlar tarafından yazılmış. Karşılıklı bir dolu taahhüt var. Mutabakatlar meclis onayı gerektirir. Finlandiya'nın ve İsveç’in konuyu meclislerinde tartışması gerekiyor. Basın bildirisi terörle mücadele, silah ihracatı ve suçluların iadesi konusundaki iş birliğini geliştirirken Finlandiya doğal olarak kendi ulusal mevzuatına göre hareket edecektir. Türkiye’de bir kişi karar veriyor ve uygulanıyor. Suçluların iadesine ilişkin Avrupa Sözleşmesi uyarınca suçluların iadesi gerçekleşiyor deniyor. Türkiye bu konuda Avrupa Sözleşmesi uyarınca bugüne kadar neredeyse hiçbir şey elde edemedi. Türkiye için başarı olduğu söyleniyor fakat insanlar ekonomik sıkıntılar altında o kadar ezilmiş vaziyette ki bu karar kimin işine yarıyor? Sonuca bakacak olursak 10 maddelik mutabakatta dokuz tane hüsnü-zan var. Önemi olan tek madde ise Ankara’nın vetosu sona ermiş bulunuyor. Türkiye’de şu anlaşılmıyor: Muhatap olunan ülkeler hukuk devleti normları açısından dünyanın önde gelen iki ülkesi. Bir telefon talimatıyla harekete geçmeleri mümkün değil.” yorumunda bulundu.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)