Japonya, yenilenebilir enerjinin payını yüzde 20,8'e çıkarttı

-
Aa
+
a
a
a

Japonya Sürdürülebilir Enerji Politikaları Enstitüsü’nün hesaplamasına göre elektrik tüketimindeki yenilenebilir enerji kaynak payı yüzde 20,8’e ulaştı.

Gezegenin Geleceği: 21 Nisan 2021
 

Gezegenin Geleceği: 21 Nisan 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Japonya Sürdürülebilir Enerji Politikaları Enstitüsü’nün hesaplamasına göre 2020 yılında ülkede öz tüketim dahil olmak üzere, elektrik tüketimindeki yenilenebilir enerji kaynak payı yüzde 20,8’e ulaştı. Bu oran bir yıl önce yüzde 18,5, 2014’te ise yüzde 12,1 idi. Güneş enerjisinin payı ise ilk kez hidroelektriği de geride bırakarak yüzde 8,5’e ulaştı. Böylece güneş ülkenin birincil yenilenebilir enerji kaynağı oldu. Japonya’nın güneş enerjisi kurulu gücü 2020 sonunda 71 GW’ı aşmıştı. Yeşil Ekonomi’nin aktardığına göre bu dönemki tüketimde hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 7,9, biyokütlenin yüzde 3,2, rüzgâr enerjisinin yüzde 0,86, jeotermal enerjinin ise yüzde 0,25 olarak kaydedildi. Her ne kadar bu taahhüt sevinçle karşılansa da Japonya’nın sıfır emisyona ulaşmak için nükleer enerjiye yeniden dönmesi endişe konusu.

Biden'dan zirve daveti

ABD Başkanı Joe Biden, 22 Nisan’da başlayacak ve çevrimiçi gerçekleştirilecek iklim zirvesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dahil olduğu 40 ülke liderini davet etti. ABD, zirve sırasında Paris İklim Anlaşması altında iddialı bir emisyon azaltım hedefi açıklayacağını şimdiden duyurdu. Davet edilen diğer dünya liderlerinin de zirvede daha iddialı iklim hedefleri  açıklamaları bekleniyor. Çağrıyı yapan sivil toplum kuruluşları (350.org, CAN Europe, Change.org, Doğa Derneği, SEFIA, TEMA Vakfı, WWF-Türkiye, Yuva Derneği ve Greenpeace Akdeniz), Paris İklim Anlaşması hakkında doğru bilinen yanlışları da ortaya koymayı amaçlıyor. Bu doğrultuda “10 Soruda Paris Anlaşması” isimli bir broşür hazırlayan kuruluşlar, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı neden onaylaması gerektiğini detaylı olarak bu broşürde ele alıyor. Küresel sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmayı amaçlayan Paris Anlaşması’nı Türkiye’nin de onaylaması için 47 sivil toplum kuruluşu TBMM’ye iletilecek bir imza kampanyası başlatmıştı. Paris Anlaşması’na bugüne kadar 197 ülke imza attı, bunların 191’i anlaşmaya taraf olarak süreci tamamladı. Türkiye ise Eritre, Libya, Irak, İran, Yemen ile birlikte dünyada anlaşmaya taraf olmayan altı ülkeden biri.  Sivil toplum kuruluşlarının Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması için başlattığı imza kampanyasına bugüne kadar 15 bin kişi katıldı. İmza kampanyası Change.org/ParisiOnayla adresinde. 

Brezilya'dan yılda 10 milyar dolar çağrısı

Brezilya Çevre Bakanı Ricardo Salles Cuma günü Reuters’e verdiği röportajda, Brezilya’nın 2060 yerine 2050 itibarıyla net sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için yıllık 10 milyar dolar dış yardım alması gerektiğini söyledi. Salles, uluslararası topluma, ağırlıklı olarak ormansızlaşmadan kaynaklanan Brezilya’nın karbon emisyonlarını azaltma konusunda düzenli olarak çağrıda bulunuyordu. Brezilya, Amazon Ormanlarındaki ormansızlaşmayla mücadele etmek için yabancı fonları toplamak adına ABD ile ayrı bir potansiyel anlaşma müzakere ederken, yılda 10 milyar dolarlık yardım çağrısında bulunuyor. Salles, bu hafta yapılacak ABD Dünya Günü Zirvesinde bir anlaşmanın açıklanmasını beklemediğini, ancak ABD ile görüşmelerin devam edeceğini söyledi. Salles, “22 Nisan’da sonlandırılacak bir tür anlaşma müzakere edilmedi ve asla hedeflenmedi” dedi. Brezilya’nın ormansızlaşmayla mücadele çabalarını artırmak için önden fon talep etmesiyle potansiyel bir anlaşmanın çıkmaza girdiği bildirilmişti. ABD ise fon aktarmadan önce sonuç talep etti. Salles, “Mantıklarını anlıyoruz, ancak Brezilya’nın zaten birçok sonuçla baş başa olduğunu anlamaları gerekiyor” dedi. 

2020 en sıcak üç yıldan biri

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 2020 Küresel İklim Raporu’na göre, COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik yavaşlama dahi iklim değişikliğini ve etkilerini frenleyemedi. 2020 şimdiye kadar kaydedilen en sıcak üç yıldan biri olurken, kasırga, sıcak hava dalgaları, sel ve orman yangınları gibi aşırı hava olayları da dünya genelinde en yüksek seviyelere ulaştı. 2015’ten bu yana geçen altı yıl ise en sıcak yıllar olarak kayda geçti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres raporun açıklanmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, 2020’nin sanayi öncesi döneme göre 1,2 santigrat derece daha sıcak olduğunu belirterek, “uçurumun eşiğindeyiz” uyarısı yaptı. Küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derecede tutulması ve karbon salımının 2050’ye kadar sıfıra indirilebilmesi için hükümetlere “iddialı planlar” sunmaları çağrısı yapan Guterres, iklim kriziyle mücadelede “Bu yıl, eylem yılı olmalı” dedi. Paris İklim Anlaşması hedeflerinin karşılanması için “zamanın hızla tükendiğine” dikkati çeken Guterres, iklim değişikliğinin gıda güvenliğini de tehlikeye attığını söyledi. Guterres ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil ekonomiye geçişin ise 25 milyon istihdam yaratacağını ifade etti. Rapora göre, Eylül 2020’de Kuzey Kutup Dairesinde yani Arktik’te deniz buzu seviyesi, tarihinin en düşük ikinci seviyesine geriledi. Atlantik Okyanusu’nda geçen sene meydana gelen 30 fırtına en az 400 kişinin ölümüne ve 41 milyar dolar zarara neden olurken, aşırı sıcak hava dalgaları, şiddetli kuraklıklar ve orman yangınları da milyarlarca dolar ekonomik kayba ve birçok ölüme yol açtı.