İklim aktivistlerinden büyük petrol ve gaz şirketlerine çağrı

-
Aa
+
a
a
a

İklim aktivistleri, büyük petrol ve gaz şirketlerine yenilenebilir kaynaklara geçiş çağrısında bulundu.

Fotoğraf: Greenpeace
Gezegenin Geleceği: 9 Mart 2022
 

Gezegenin Geleceği: 9 Mart 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre,  İklim aktivistleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in Ukrayna‘ya açtığı savaş da dahil olmak üzere dünya çapında çatışmaları körükledikleri için büyük petrol ve gaz şirketlerine yenilenebilir kaynaklara geçiş çağrısında bulundu. Greenpeace Fransa aktivistleri, fosil yakıt kullanımının uluslararası çatışmaları tetikleme ve finanse etmekteki rolünü hatırlatmak ve Avrupa‘yı Rus petrol ve gazından çekilmeye ve yenilenebilir enerjilere yatırım yapmaya çağırmak için cumartesi günü denize açılarak Fransa‘nın Montoir-de-Bretagne limanında Total Energies‘e ait sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tankerinin önünde “Fosil Yakıt Savaşı” yazan bir pankart açtı. Jessica Corbett‘in Common Dreams‘te yer alan haberine göre, Greenpeace Fransa’nın fosil yakıt kampanyasının başkanı Helene Bourges, “Fosil yakıtları terk etmemiz için daha kaç füzenin sivillerin hayatını yok etmesi gerekiyor?” diye sordu ve “Putin’in işgali, dünya çapında petrol ve doğal gazın körüklediği birçok çatışmanın bir örneği”dedi.“Kremlin‘in ceplerini dolduran tankların sahibi petrol devleri, imajlarını korumak için acınası bir çabayla Rusya’dan çekilmek için yarışıyor. Ancak olan oldu ve yaptırımlara rağmen Putin’in gazıyla dolu gemiler hala Avrupa‘da demirliyor” ifadelerini kullandı Bourges. ”İhtiyacımız olan tek şey, Avrupa’yı gaz bağımlılığından kurtarmak için eşi görülmemiş bir program yürütmek üzere Avrupa Birliği‘nin (AB) siyasi iradesi.” diye ekledi. Amerikalı iklim aktivisti Bill Mckibben de The Guardian’da:“Ukrayna’nın yanında yer almak istiyorsanız, petrol ve doğal gaza karşı durmanın bir yolunu bulmalısınız. Rusya’nın zavallı bir ekonomisi var: Bugün ihracatının %60’ı petrol ve doğal gaz; askeri operasyonlara da parayı bu sağlıyor”

Danıştay 13. Dairesi, Kanal İstanbul projesi kapsamında “Halkalı-Ispartakule Arası Demiryolu Hattı İnşaatı” ihalesini hukuka aykırı bularak iptal etti. “Pazarlık usulü” yöntemiyle yapılan ihalede gerekli açıklık ve rekabetin sağlanmadığı belirtilen kararda, ihalenin Kamu İhale Kanunu’nun 21/b fıkrasında aranan “ivedilik şartını” taşımadığı vurgulandı. Danıştay, kararın “kesin nitelik” taşıdığına dikkat çekerek “karar düzeltme yolu”nun da kapalı olduğuna hükmetti. DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, kararın gerekçesinde, pazarlık usulünün uygulanabilmesi için 21. maddenin (b) bendinde sayılan şartlardan bağımsız olarak bunlarla birlikte aranması gereken şartlardan olan “ivedilikten” kastın, hem ihale sürecinin bir an önce tamamlanması hem de ihale konusu işin kamu hizmetinin kesintiye uğramaması için mümkün olan en kısa zamanda bitirilmesi anlamı taşıdığı ve yapım tekniği açısından özellik arz ettiği ileri sürülen işlerde de aynı şartın birlikte aranacağı belirtildi. Kararda, “Davalı idarenin pazarlık usulü ile ihale yapma gerekçelerinin işin süresinin 1170 gün olarak belirlenmesi hususu göz önüne alındığında istisnai bir yöntem olan pazarlık usulü ile ihaleye çıkılması için geçerli neden olarak görülemeyeceği anlaşılmakta” denildi.

Elektrik ve doğalgaz  fiyatlarında son dönemde yaşanan artış, Ukrayna’daki savaş ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) hazırladığı kırılganlık raporu, fosil yakıtlara bağımlı Türkiye gibi ülkelerin sadece iklim krizine değil, enerji ve jeopolitik krizlere karşı da ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi.  Bu hafta yayımlanan IPCC raporuna göre, Türkiye, aşırı hava olaylarına karşı Avrupa'nın en kırılgan ülkesi ve artan kuraklık tehdidi altında. Öte yandan Türkiye, zengin yenilenebilir enerji potansiyeli sayesinde enerji bağımsızlığına ulaşmada en şanslı ülkelerden.  Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca Konya’da düzenlenen Türkiye'nin net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim politikalarının altyapısını oluşturacak İklim Şurası’nda, emisyon yoğunluğu en yüksek fosil yakıt olan kömürden kademeli çıkışa dair bir ibare bulunmadığı gibi, aksine enerjide ithal kaynaklara bağımlılığımızı artıracak gaz ve nükleer yatırımların artışına dair tavsiye kararları alındı. İklim alanında çalışan sivil toplum ve düşünce kuruluşları, hem İklim Şurası öncesinde hem de Şura’daki komisyonlarda taleplerini dile getirmişti; ancak bu taleplerin önemli bölümü Şura kararlarına yansımadı.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, iklim kampanyacılarının muhalefetine ve kabinedeki bazı mevcut şüphelere rağmen, İngiltere’nin Rus kaynaklarından kurtulması için yerel gaz ve petrol üretimini artırmak zorunda kalabileceğini söyledi. Başbakan, İngiltere’nin, Kuzey Denizi’nde üretimi artırma yolları aradığını duyurdu. Ancak uzmanlar, bu üretimin önemli ölçüde artmasının 20 yıl alacağını ve yerel enerji faturaları üzerinde çok az etkisi olacağını belirttiler. Basın toplantısında konuşan Johnson şunları söyledi: “Üzerinde durduğumuz noktalardan biri, kendi hidrokarbonlarımızın potansiyelini daha fazlasını kullanma olasılığı. Bu, CO2’yi azaltma taahhüdümüzden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Şu anda bir kriz olduğu gerçeğini yansıtmamız gerekiyor. Daha fazla hidrokarbon odaklı bir geçiş ile kendimize güvenimizi artırmalıyız.” Johnson önümüzdeki günlerde bir enerji tedarik stratejisi belirleneceğini söyledi. Ülkenin Başbakanı Kuzey Denizi’ndeki üretime odaklandıkça, İngiltere’nin net sıfıra yönelik baskısının baltalanmayacağı konusunda da ısrar etti. Bunun yenilenebilir ve nükleere geçişi kolaylaştırmak için gerekli bir eylem olduğunu iddia etti.