Eber Gölü'nde sular iki ayda dört kilometre çekildi: Kuruma tehlikesi kapıda

-
Aa
+
a
a
a

Afyonkarahisar‘da bulunan Türkiye‘nin 12. büyük gölü olan Eber Gölü‘nde su çekilmesi tehlikeli boyutlara ulaştı.

Gezegenin Geleceği: 2 Aralık 2020
 

Gezegenin Geleceği: 2 Aralık 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Gölün suyu ekim ayında 2.5,  kasım ayında da 1.5 kilometre çekildi. Böylece gölde toplam çekilme dört kilometreyi buldu.  Gölde son yıllarda yaşanan su çekilmesinin kuraklık, iklim değişikliği ve bilinçsiz sulama kaynaklı olduğu belirtilirken bu durum gölün kuruma riskini de beraberinde getirdi. Geçtiğimiz senelerde balık tutanların, kamış toplayıcılarının kayıklarla ilerlediği yerlerde suların çekilmesiyle motorlu taşıtlarla açılan yollardan göl suyuna ulaşılıyor. Bir zamanlar gölde kullanılan kayıklar ise artık karada. 

Arazi Özel Raporu Türkçede

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından 2019 yılı Ağustos ayında yayımlanan Arazi Özel Raporu; iklim değişikliğinin arazi kullanımı ile ilişkisini ele alıyor. Rapor, TEMA Vakfı’nın temel çalışma alanlarından biri olan arazi bozulumu hakkında önemli bulgular içeriyor. Raporu Türkçeye kazandıran TEMA Vakfı bu bulgulara dikkat çekerek, COVID-19 salgını ile yeniden gündeme gelen “doğal alanların tahribatı”, “gıda güvenliği” ve “iklim krizi” tartışmalarının arazi kullanımı ekseninden tekrar ele alınması gerektiğini ifade ediyor. Rapor ile ilgili konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “TEMA Vakfı olarak bu önemli raporu Türkçe’ye kazandırdığımız için mutluyuz. Rapor, ülkemizin de içinde yer aldığı ve iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli biçimde hissedileceği Akdeniz kuşağı ile ilgili kritik bilgiler içeriyor. Raporda yer alan bilimsel veriler; TEMA Vakfı olarak çalışmalarımıza temel aldığımız toprak, tarım arazileri, mera ve ormanların tahribatının küresel ısınmaya etkileri ile bu doğal varlıkları koruma çalışmalarının iklim değişikliğine uyum ve mücadelede ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek yerler arasında gösterilen Akdeniz Bölgesi’nde yer alan ülkemizde verimli tarım topraklarının korunması, toprak dostu sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması, ormanların korunması ve genişletilmesi ile büyük bir bölümü bozulmuş meraların ıslahının önemini her zaman vurguluyoruz. Doğal varlıkların tahribatının önlenmesi ve sürdürülebilir yaşam için arazi kullanım planlarının bir an önce yapılmasının ve uygulanmasının gerekli olduğunu sürekli hatırlatıyoruz. İhtiyacımızdan fazla tüketmemenin, gıda israfını önlemenin doğal varlıklara olan baskının azaltılmasına ve iklimin korunmasına büyük katkısı olacağını ifade ediyoruz. Bugün doğal varlıkların korunması ve sürdürülebilir yönetimi, tahrip olmuş arazilerin ıslahı ve daha az tüketim konusunda atacağımız her adım gelecekte iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkileri hafifletecek” dedi. Rapora TEMA Vakfı’nın web sitesinden ulaşılabilir.

Gediz Nehri için özel proje

İzmir Ekolojik Denge Derneği tarafından yürütülen “Yaşasın Gediz, Temiz Su Temiz Gıda” projesi Çiğli Belediyesi’nin desteğiyle hayata geçiyor. Projenin ilk ayağında Gediz nehrinin Çiğli bölgesindeki kısmında analiz istasyonları kurulması planlanıyor. Böylece, uzaktan takip sistemi ile suyun analizi yapılıp anlık dijital veri olarak toplanacak, arşivlenecek ve canlı olarak izlenebilecek.  İstasyonlar aracılığıyla su ile birlikte toprağın ve bölgedeki bitkilerin durumu da takip edilebilecek. Bu sayede Çiğli’de Gediz nehrinden beslenen tarım alanları için önemli bir adım atılmış olacak. İlerleyen süreçte ise 400km’lik Gediz nehrinin tamamında uzaktan takip sistemi kurulması planlanıyor. Dernek, bu verilerle kirliliği lokal olarak müdahale edebilmesini sağlamayı amaçlıyor. Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ile yaptıkları görüşmede projelerine destek sözü alan İzmir Ekolojik Denge Derneği Başkanı Tolga Çalışkanelli’nin konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Türkiye’nin en önemli havzalarından biri olan ve Ege bölgesi’nin tarımına en büyük katkıyı sağlayan Gediz Havzası’nın yok olmaması adına büyük bir adım atıyoruz. Projemizin hayata geçmesiyle birlikte çiftçiye, milli ekonomiye ve küresel iklim krizine karşı geleceğe yatırım yapmış olacağız” ifadelerine yer verdi.

"Yeni kanun kırıma sürükler"

Ekoloji Birliği, geçtiğimiz günlerde yasalaşan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un tüm canlı yaşamını büyük bir yıkıma ve kırıma sürükleyeceği gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı‘nca veto edilmesini istedi. Mektupta, ‘’Dünyamızın ve insanlığın, ne daha fazla madene, ne daha fazla enerji santraline ihtiyacı var. Dünyamızın ve insanlığın, yaşam alanlarının daha fazla talanını, ekolojik sistemin daha fazla tahribatını doğal döngü içinde onaracak imkanı ve zamanı kalmadı’’ dendi.

 

Öte yandan Yeşil Gelecek Derneği’nin Heinrich-Böll-Stiftung Derneği’nin desteğiyle gerçekleştirdiği yerel yönetimlerle ilgili son çalışması “Büyükşehirlerin Yeşil Belediye Karnesi Raporu”nun tamamlanması ile beraber Dernek “Yeşil Belediye Seminerleri” düzenliyor. 5-6 Aralık’ta düzenlenecek seminerlerde, konuşmacılar Yeşil Belediye olmanın yerel yönetimler için neden önemli olduğu ve yeşil bir yerel yönetimin nasıl olması gerektiğini anlatacak.  

Bu arada Yaban hayvanları ve doğal yaşam üzerine bilgiler içeren “Birbirimize İhtiyacımız Var” başlıklı çocuk kitabı, artık görme engelli çocukların da erişimi için hazır. Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteğiyle yeniden basımı gerçekleştirilen kitap, Kars Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle ilköğretim okullarında dağıtılırken, kitabın sesli betimlemesi de KuzeyDoğa Youtube kanalından yayımlanarak görme engelli öğrencilerin erişimine açıldı. KuzeyDoğa Derneği tarafından hazırlanan Görme engelli öğrencilere yönelik bu ilk çalışmanın, sonrakiler için de bir başlangıç olacağı dile getirildi.