Atlantik Okyanusu sirkülasyonu bin yıldır ilk kez en zayıf noktasında

-
Aa
+
a
a
a

Avrupa’ya ılık ve ılıman hava getiren Körfez Akıntısı’nın (Gulf Stream) temelini oluşturan Atlantik Okyanusu sirkülasyonu bin yıldır ilk kez en zayıf noktasında.

Gezegenin Geleceği: 2 Mart 2021
 

Gezegenin Geleceği: 2 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Nedeni ise iklim sistemlerindeki çöküş. Atlantik Meridyen Devirme Sirkülasyonu’nun (AMOC) daha da zayıflaması İngiltere’de daha fazla fırtınaya ve daha yoğun kışlara, Avrupa genelinde ise sıcak dalgalarına ve kuraklıklardaki artışa neden olabilir. Bilim insanları küresel ısınma devam ederse AMOC’ın daha da zayıflayacağını ve bu yüzyılın sonuna kadar yaklaşık yüzde 34 ile yüzde 45 arasında düşebileceğini tahmin ediyor. Bu da bizi sistemi geri dönüşü olmayan bir şekilde istikrarsız hale getirecek bir ‘devrilme noktasına’ yaklaştırabilir. Buna ek olarak ABD’nin Atlantik kıyısındaki deniz seviyelerinin de yükselmesine neden olabilir. Nature Geoscience’ta yayınlanan araştırmanın yazarlarından Potsdam İklim Etki Araştırma Enstitüsü’nden Stefan Rahmstorf, dolaşımın şimdiden yüzde 15 oranında yavaşladığını ve bunun etkilerinin görüldüğünü söyledi. 

Araştırma: Orman yangınları

Küresel bir araştırmaya göre, daha şiddetli ve sık yaşanan yangınlar orman yoğunluğunu ve ağaç boyutunu azaltarak gelecekte ormanların karbon tutma kabiliyetine zarar verebilir. Orman yangınları doğal olarak meydana gelen olaylar olmasına ve doğal ormanların yenilenmesine rağmen, küresel ısınma ve insan faaliyetleri yangınların sıklığının ve yoğunluğunun artmasına neden oluyor. Orman yangınları her yıl gezegenin yüzeyinin %5’ini yok ederek atmosfere yıllık fosil yakıt emisyonlarımızın beşte birine eşdeğer oranda karbondioksit salıyor. Afrika, Avustralya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’daki 29 bölgeden onlarca yıllık verileri analiz eden araştırmacılar, her yıl yangın çıkan sahaların %63 daha az ağaç ve %72 daha az bazal alana sahip olduğunu keşfettiler. Daha az sayıda, daha küçük ağaçların olduğu ormanların da daha az karbon tutması muhtemel. Araştırmacılar, karbon tutmaya yönelik ağaçlandırma çalışmalarında ekim yerlerinin dikkatlice seçilmesi ve yangın sıklığındaki değişiklikleri dikkate alması gerektiği konusunda uyardı. 

606 maden sahası ikinci kez ihalede

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) 68 ilde yer alan 606 adet maden sahasını ikinci kez ihaleye açtı. MAPEG’in konuya ilişkin ilanı Resmi Gazete‘de yayınlandı. Burada sunulan bilgilere göre 20 Nisan’da ihaleler başlayacak. Yapılan açıklamada “6592 sayılı Kanunla Değişik 3213 sayılı Maden Kanununun hükümleri uyarınca hukuki durumları sona eren ve ihalelerinin yapılması sonucu müracaat olmayan 606 adet maden sahasının ihaleye açılacağı” belirtildi. İki kez yapılmasına rağmen müracat olmaması durumunda ise sahanın aramalara açık hale geleceği aktarıldı.

Rüzgâr enerjisi yükseliyor

Danimarka 2020’de elektriğinin neredeyse yarısını; İrlanda% 40, Almanya ve İngiltere’nin her biri ise %27’sini rüzgar enerjisiyle sağladı. En fazla rüzgar kapasitesini Hollanda alırken, Almanya ikinci sırada yer aldı. Ayrıca, Polonya gibi yeni aktörler de var. Rusya da 0.8 GW devreye alarak yükselen yıldızlar arasında yer aldı. WindEurope ticaret birliğinde analist olan Ivan Komusanac, “Bu yıl önceki yıllara göre çok daha fazla çeşitlilik vardı. İlk beşte bazı yeni yüzler görüyorsunuz” dedi. Ancak Komusanac, AB ülkelerinin, yeni iklim hedefini karşılamak için beklenen artış bir yana, Komisyon’un 2030 itibariyle mevcut yenilenebilir enerji hedefini karşılayacak kadar iddialı olmadığı konusunda uyardı. Ülkelerin her yıl 18 GW kurması gerektiğini, ancak mevcut planların bunun en az 3 GW gerisinde kaldığını söyledi.

"Asıl tehlike küresel soğuma"

Dünyada küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliğinin felaketlere yol açtığı konuşulurken; İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, asıl tehlikenin küresel soğuma olduğunu iddia etti: “2020'lere kadar küresel ısınma artarak devam edecek. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı'nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecek. En son 1929 yılında geçildi. 2-3 yıla kadar tekrar bekliyorum" dedi. Hangi araştırma ve bilimsel veriye göre söylediği anlaşılamayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, ''Büyükşehirlerde özellikle kanalizasyon ve yağmur suları ayrılmalı. Yağmur suları denize verilmemeli. Yağmur suları tekrar barajlara basılmalı ''dedi. 

Öte yandan 350 Türkiye dünyanın dört bir yanından iklim için ses veren ve yaşamı savunan kişilerin bir araya geleceği Küresel Adil İyileşme Buluşması’na çağrıda bulundu. 9-11 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek üç günlük çevrimiçi etkinlikte interaktif atölyeler ve paneller düzenlenecek; aktivistler, sanatçılar ve topluluk liderleri bir araya gelecek. 350 Türkiye tarafından yapılan çağrıda “Bir araya gelme, güç toplama, hayallerimizi inşa etme zamanı” ifadeleri kullanıldı.