1 Planet 1 Right kampanyası devam ediyor

-
Aa
+
a
a
a

1 Planet 1 Right Kampanyası, Türkiye’de “Hak parçalanmaz bütündür” diyerek devam ediyor.

Fotoğraf: Doğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 16 Aralık 2020
 

Gezegenin Geleceği: 16 Aralık 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünyanın en büyük doğa koruma ağlarından birisi olan BirdLife yani Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun farklı ülkelerdeki ortaklarıyla birlikte yürüttüğü 1 Planet 1 Right Kampanyası, Türkiye’de “Hak parçalanmaz bütündür” diyerek devam ediyor. Sağlıklı bir ekosistem içerisinde yaşama hakkının en temel insan haklarından birisi olduğunu vurgulayan yüz binlerce doğa sever, Birleşmiş Milletler’den sağlıklı bir doğal çevrede yaşama hakkının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne dahil edilmesini talep ediyor. Eylül 2021’de yapılması öngörülen Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi öncesinde bir araya gelen doğa severler, tüm dünyayı derinden etkileyen COVID-19 pandemisinin insanlığa, doğayla uyumlu bir yaşamın ne kadar önemli olduğunu hatırlattığını vurguluyor. Sağlıklı bir ekosistemde yaşama hakkı, aralarında Türkiye’nin de olduğu 100’den fazla devlet tarafından zaten anayasal ya da hukuksal olarak bir hak olarak tanımlanıyor. Fakat dünyanın farklı yerlerinde milyonlarca canlı türünün yaşamlarını sürdürdüğü ekosistemler, tahrip edilmeye devam ediyor. Bu yüzden doğa severler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde sağlıklı bir gezegende yaşama hakkının bütün canlılar için temel haklardan birisi olarak tanımlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Yüz binlerce doğa sever adına konuşan Doğa Derneği Biyoçeşitlilik Araştırma Koordinatörü Şafak Arslan: “Bir milyondan fazla canlı türünün nesli tehlike altında. İklim krizi artık hepimizin yaşamını tehdit ediyor. Bütün dünyayı etkileyen bir salgının hayatlarımız üzerindeki etkileriyle birlikte yaşamayı öğrenmeye çalışıyoruz. Kabul etsek de etmesek de, bütün bu yok oluşun arkasında tercihlerimiz ve yaşam şeklimiz yatıyor. Sağlıklı bir gezegende yaşayabilmemiz için birlikte yaşadığımız milyonlarca canlının ve yeryüzünün yaşam kaynakları olan derelerin, dağların, tuzcul çayırların, göllerin kısacası bütün ekosistemlerin korunması gerekiyor. Bu yüzden sağlıklı bir ekosistemde yaşama hakkının Birleşmiş Milletler tarafından hak olarak tanımlanması şart” diyor ve  yaşam haklarını insan icadı dillerde savunamayan tüm varlıkların sesi olmak için herkesi dogadernegi.org üzerinden kampanyaya destek olmaya davet ediyor.

2020 İnsani Gelişme Raporu yayınlandı

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından  bu yıl ilk kez hazırlanan Gezegensel Baskılara Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi’ni de içeren “2020 İnsani Gelişme Raporu” yayımlandı. Ülkelerin resmi istatistik kurumlarından ve güvenilir uluslararası kurumlardan elde edilen veriler ışığında hazırlanan İnsani Gelişme Endeksi, uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ile kabul edilebilir bir yaşam standardı gibi üç temel boyutta ortalama insani gelişme düzeyinin uzun vadeli takibi sonucunda oluşturuluyor. İnsani Gelişme Raporlarının 30’uncu yılında yayımlanan “Önümüzdeki Sınır: İnsani Gelişme ve Antroposen” başlıklı rapora göre, COVID-19 küresel salgını, dünyanın karşı karşıya olduğu en yeni kriz ancak, insanların doğa üzerindeki baskısı son bulmazsa, krizlerin sonuncusu olmayacak. Rapor bu bağlamda, ülkelerin karbondioksit emisyonu ve madde ayakizlerinden oluşan iki yeni unsuru daha hesaplamalara katarak İnsani Gelişme Endeksi’ni uyarlayan yeni bir insani gelişme endeksi daha ortaya koydu. “Gezegensel Baskılara Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (GİGE)” adlı deneysel nitelikteki bu yeni küresel endeks, bir yanda gezegene baskıları azaltırken diğer yanda yoksulluk ve eşitsizliklerle mücadele etmenin gerekliliğini gösteren, yeni bir insani gelişme ölçüsü getiriyor. Endekse göre, dünyada hiçbir ülke, gezegenimiz üzerinde ağır baskı yaratmadan çok yüksek insani gelişmeyi henüz başarabilmiş değil. Rapor bu yanıyla, dünya liderlerine insani gelişmede ilerlerken çevre ve doğa üzerindeki ağır baskıları azaltmak için cesur adımlar atma yönünde bir çağrı niteliğinde. Antroposen veya İnsan Çağı, insanlık tarihinde ilk defa, gezegenin insanları şekillendirmesi yerine insanların gezegenin geleceğini şekillendiren baskın güç olduğu yeni bir jeolojik çağ olarak tanımlanıyor. Rapora göre, insanlığın ve gezegenimizin yeni bir jeolojik çağa girdiği bu dönemde, tüm ülkelerin, insanların gezegene yaptıkları tehlikeli baskıları eksiksiz göz önünde tutarak kendi ilerleme yollarını yeniden tasarlamaları ve değişimi önleyen devasa güç ve fırsat eşitsizliklerini ortadan kaldırmalarının zamanı geldi. İnsani Gelişme Endeksi’ni ülkenin kişi başına karbondioksit emisyonu ve madde tüketim düzeyine göre uyarlayan ve 2019’daki verilere dayanarak hazırlanan endekste Türkiye, 0,746 değerle 169 ülke arasında 44’üncü konumda yer aldı.

Antalya'da sağanak yağış ekili alanlara zarar verdi

Antalya‘da üç gün boyunca aralıklarla devam eden ve kent içerisindeki birçok noktanın sular altında kalmasına neden olan sağanak yağış ekili alanlara da zarar verdi. Antalya Valiliği yağmur ve sonrasındaki sel nedeniyle 3 bin dekar kapalı, 6 bin 530 dekar ekilin alanın zarar gördüğünü açıkladı. Antalya Valiliği sosyal medya hesabından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine dayanılarak yapılan açıklamada “Şiddetli yağışlar Alanya, Manavgat, Serik, Aksu ve Gazipaşa ilçelerimizde kapalı üretim alanlarında 3000 dekar, açık üretim alanlarında ise 6530 dekar alanda zarara neden oldu” denildi.