Uzun çalışma saatleri, çalışma postürü, genel olarak hava koşulları ve sıcaklık değişiklikleri, güneş ışını vb. tüm koşullar çok açık ki çocuklar üzerinde, büyük işçilere göre daha fazla sağlık etkileri yapacaktır.
(Gökçer Tahincioğlu'nun bu yazısı T24'ün internet sitesinden alınmıştır.)
Günlük yevmiyeleri henüz belirsiz. 65 TL ile 85 TL arasında olabileceğini düşünüyorlar.
Çocuklar, çok işe yarıyor. Ancak buna rağmen çocuk işçilere yarım yevmiye ödeniyor.
Doktor Selçuk Atalay, bin bir zorlukla gidebiliyor yanlarına. Jandarma, karantina koşulları engel mevsimlik işçilere ulaşmaya. Atalay’ın sordukları, aldıkları yanıtlar tabloyu ortaya koyuyor.
Boylarını aşan otların, soğan sıralarının arasından yere çöküp, ördek yürüyüşü ile yürüyerek geçiyor ve küçük elleriyle saatlerce soğanların yanı başında biten büyük otları yoluyorlar. Hemen ardından sıra soğan hasadına geliyor. Onu da elle kopartmak gerekiyor. Güneşin altında saatlerce bu şekilde yürüyerek soğanlar toplanıyor.
Koronavirüs ile ilgili bütün dünya normalleşme adımlarının erken olup olmadığını, karantinanın sürüp sürmemesi gerektiğini tartışırken, onlar başka seslerin arasında, başka bir dünyada yaşıyorlar. İşleri daha çabuk bitirmeleri isteniyor. Çocuklar, uzaktan eğitime zaten çok uzak. Aileler, küçük çadırlarda bir arada her yıl olduğu gibi. Yine birbirlerine yakın, dünyaya uzaklar.
Ankara’nın çevresinde, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma dönemi geldi. Her yıl olduğu gibi güvencesiz çalışma, çocukların çalıştırılması, herhangi bir sosyal haklarının olmaması yine tartışılıp unutulacak. Bir sonraki yıl, bir ölüm, bir hastalık olana kadar.
Ancak bu yılın bir de salgın özelliği var. Beypazarı, Polatlı, Bala’da mevsimlik tarım işçileri, hangi yolla buraya gelip çalışmaya başladıkları belirsiz, faaliyetlerine başladılar. Elbette çocuk işçiler, güvencesiz çalışma, düşük ücret, sosyal haklarının olmaması yine sürüyor.
Koronavirüs önlemi ise yok. Jandarma, Bala’da, bölgede güçlükle çalışma yapan, işçilerle görüşerek, konuşmalarını kayda alanları engellemek istiyor ilk gidişlerinde. Gerekçe, bölgenin karantinada olması. Ama karantina koşulları yok tarım işçilerinin arasında. Engellenmek istenen aslında bütün bu manzaranın görülmemesi. Bu yüzden konuşanlar da tedirgin. İşlerini kaybetmek istemiyorlar. Çocukların görünmesinden, tanınmasından da endişe ediyorlar. Bu yüzden görüntülerle ilgili önlem alma sözü verilerek konuşma yapılabiliyor.
Atalay’ın bölgede yaptığı çalışmalar sonrasında hazırladığı rapor ise tabloyu net biçimde ortaya koyuyor. Gözleme dayalı rapor, özetle şöyle:
Bala Mevkiinde Mevsimlik Tarım İşçileri İle Yapılan Görüşme Notları
Bu çalışma; pandemi döneminde görece daha da görünmez hele gelen kesimlerin görünür kılınması amacıyla röportaj, video belge vb. yöntemlerle yürütülmesi planlanan bir seri alan çalışmasının ayaklarından birisidir.
13.05.2020 tarihinde, verimli topraklara sahip Bala’da görüşme yapılan mevsimlik tarım işçilerinin soğan tarımında çalışmak üzere geldikleri görülmüştür. Soğan bitkisi oldukça emek yoğun, yıl boyu çeşitli müdahaleler gerektiren bir ürün olarak anlatılmaktadır. Bu dönemde soğan tarımında yapılan işlem, soğan bitkisinin etrafında çıkan otların elle sökülmesidir.
Görüşmeler için önce 11.05.2020 tarihinde bölgeye gidilmeye çalışılmış ancak bu seyahat Kesikköprü
civarında Jandarma kuvvetleri tarafından bölgenin karantina altında olduğu söylenerek engellenmiştir. Görüşmeler için ikinci kez başka bir yoldan bölgeye varılmıştır. 13.05.2020 tarihinde yapılan görüşmelerin Jandarma kuvveti tarafından takip edildiği görülmüştür.
Bala mevkiinde 19 köyün nüfusunun neredeyse tamamının Kürtlerden oluştuğu bilinmektedir. Politik olarak seçimlere de yansıyan sonuçlarıyla bölge, hem iktidar hem de muhalefet partilerinin ilgisini çekmektedir.
Genel Durum
Yıl boyu bölgeye başta soğan olmak üzere değişik tarım ürünleri için işçiler çalışmaya gelmektedir. Soğan tarımı için değişik aylarda, değişen sayılarda işçiye gereksinim olmaktadır. Bu durum bazı mevsimlik işçilerinin, mevsimi aşan sürede aylarca bölgede kalmasının yolunu açmaktadır. Mevsimlik tarım işçileri bölgede kendileri tarafından kurulmuş çadırlarda kalmaktadır. Bu çadır alanlarında aileleri ile birlikte yaşayan işçiler değişik tarlalara çalışmak üzere gitmektedirler. Çok küçük çocuklar ve kadınların bir kısmı yemek, bulaşık vb. işleri de yapmak üzere çadır alanlarında kalmaktadır.
İşçilerin günlük yevmiyelerinin ne kadar olacağı Adana’da belirlenen işçi ücretleri ile aynı olmaktadır. İşçiler günlük yevmiye miktarları belirlenene kadar avanslarla çalışmaktadırlar. Görüşmede bu yıl için işçilerin henüz günlük ne kadar ücret alacaklarını bilmedikleri görülmüştür. İşçi grupları “çavuşlar” tarafından getirilmekte ve işçiler ücretlerinin bir kısmını “çavuşlara” vermektedir. Çavuşlar işçilerin gıda alışverişlerini toplu olarak yapmakta, onlara ihtiyaç olduğunda sonradan mahsuplaşmak üzere para verebilmektedirler.
Görüşmeler sırasında bir çadır alanı ve bir de işçilerin çalıştığı tarla ziyaret edilmiştir. Görüşme yapılan işçilerin bir grubu Urfa’dan bir kısmı da Diyarbakır’dan gelmişlerdir. Çadır alanında elektrik ve su olmadığı görülmüştür. Küçük bir güneş paneli vasıtasıyla cep telefonları şarj edilmeye çalışılmaktadır. Görüşme yapılan çadır alanına internet bağlantısı ulaşmamaktadır.
COVID-19 Pandemisi ile ilgili Önlemler
Bölgede genel olarak salgınla ilgili herhangi bir tedbir alınmadığı görülmüştür. Görüşmeler sırasında maske kullanan hiç kimse görülmediği gibi sosyal mesafeye de uyulmamaktadır. İşin ve çadır alanlarının koşulları da sosyal mesafeyi korumaya uygun görünmemektedir. Her çadırda ( 6-8 m2) 7-8 kişinin kaldığı görülmüştür. Çalışma sırasında işçilerin yan yana sıra olarak dizlerinin üzerinde ot sökerek sabah 07.00 akşam 19.00 arasında çalıştığı görülmüştür.
İşçilerin geldikleri illerden yola çıkarken ateşlerinin ölçüldüğü, her minibüste birkaç boş koltuk bulundurulduğu, Jandarma tarafından yolda birkaç kez durdurularak tüm işçi ve ailelerinin ellerine dezenfektan sıkıldığı öğrenilmiştir. İl çıkışlarında mevsimlik tarım işçiliği izin belgeleri kontrolü yapıldığı söylenmektedir.
Genel olarak işçilerin salgına ilişkin ilgilerinin ve bilgilerinin çok düşük seviyede olduğu gözlemlenmiştir. İşçiler ve bölgenin köylüleri arasında el sıkışma, öpüşme, sarılma sıkça görülmektedir.
Çadır alanında su olmaması hijyen sorunlarını artırmaktadır.
Çocuk işçiler
Yapılan görüşmelerde bölgede çocuk işçiliğin yaygınlıktan öte, ağırlıklı biçim olduğu gözlemlenmiştir.
Bölgede çocukların 11 yaşından itibaren tarımda çalıştıkları anlaşılmaktadır. Çocuklar erken yaşta okuldan ayrılmakta, okumaya devam etmeye çalışanlar uzun süre devamsızlık yapmak zorunda kalmaktadır. İşçi çocukları, çocuk işçiler uzaktan eğitime düzenli olarak katılamamakta, katılanlar cep telefonlarının internet bağlantısına ulaşabildiği tepeliklere çıkıp oralardan bağlantı kurmaya çalışmaktadırlar. Bölgede (fındık tarımında olduğu gibi) çocuk işçiliği konusunda herhangi bir yasak bilgisi, duyarlılığı olmadığı gözlemlenmiştir. Çocuk işçilik her yıl yaşanan doğal bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.
Uzun çalışma saatleri, çalışma postürü, genel olarak hava koşulları ve sıcaklık değişiklikleri, güneş ışını vb. tüm koşullar çok açık ki çocuklar üzerinde, büyük işçilere göre daha fazla sağlık etkileri yapacaktır.