Akbelen direnişi ve iklim krizi üzerine yazılmış makale ve analizleri takipçilerimizle paylaşıyoruz.
Akbelen direnişi
Baskın Oran, Akbelen’de yaşanan sürecin hukuki, tarihi, sosyolojik, ekonomik, politik, ve kaotik arka planını madde madde anlatıyor ve bu trajik gelişmelerden ülkenin geleceğine ilişkin umutlu sonuçlar çıkarmayı bir şekilde başarıyor.
Middle East Eye yazarı Katherine Hearst, Akbelen ormanı direnişi Akbelen’de bulunan aktivistlerle konuşarak ve bunun hem ülke, hem bölge, hem de belki küresel olası sonuçlarını anlatıyor.
Çiğdem Toker, YK Enerji “çalışanlarının” 18 basılı gazeteye verdiği madeni savunan tam sayfa ilanı rakamlar, oranlar üzerinden radikal biçimde sorguluyor.
Gökçer Tahincioğlu, Akbelen’den Hasankeyf’e çevre katliamlarını geniş kapsamlı ve radikal bir eleştirel analizle anlatıyor.
Bahadır Özgür, Muğla’daki Yatağan Termik Santrali’ne Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen ‘sıfır atık’ projesi kapsamında ‘çevreci işletme belgesi’ verilmesini santralin neden olduğu sağlık ve çevre felaketi raporları üzerinden anlatıyor.
Murat Sevinç, Akbelen’de yaşananları genel bağlam çerçevesinde ele alıyor ve “Türkiye tipi kapitalizmin ve güvencesi parti-devlet rejimi” diyerek açıklıyor.
AİHM eski yargıcı Rıza Türmen Akbelen sorununun ekonomik ve ekolojik yönü yanında hukuk, demokrasi ve insan hakları boyutlarını ele alan makalesinde Akbelen direnişini genişleterek sürdürmenin Türkiye’deki demokrasi mücadelesi açısından büyük önemini anlatıyor.
İklim krizi
33 yıldır iklim krizi üzerine birçok kitap ve makalenin yazarı Bill McKibben “Ben dememiş miydim ya” şeklindeki dört kelimelik cümlenin dildeki belki en anlamsız ve boşa harcanmış cümle olduğunu belirttiği makalesinde gezegenin her yanında son haftalarda yaşanan aşırı sıcak dalgalarını ele alıyor ve bu kritik dönemde mücadeleyi yükseltmenin her zamankinden daha da hayati olduğunu anlatıyor.
George Monbiot, Birleşik Krallık yönetiminin Kuzey Denizi’nde 100 kadar fosil yakıt sahasına izin veren ve bunun “net sıfır hedefleri”ne uygun olduğunu belirten ikiyüzlü kararını eleştiriyor ve ya aşırı zengin fosilciler ve onların emrindeki hırslı politikacılar kazanacak ya da insanlık kazanacak diyor.
Graham Readfearn, gezegenin yüzlerce noktasında sıcaklık rekorları kırıldığı sırada Antarktik buzullarındaki tarihi düşük buzlanma miktarlarını ve bunun olası ürkünç sonuçlarını anlatıyor.
İklim bilimci Peter Kalmus, ABD Başkanı Joe Biden’ın “iklim acil durumu” ilan etmesinin ve bunu şimdi, şu anda yapmasının neden hayati derecede önemli olduğunu anlatıyor.
Manish Bapna, “umutsuzluk değil eylem zamanı” diyerek sona erdirdiği özlü yazısında iklim krizi ile mücadelenin can alıcı önemini gayet net anlatıyor.
Çok Geç Değil kitabının yazarı Rebecca Solnit, iklim krizini durdurmanın imkânsız olduğu anlatılarak yayılan ve yaygınlaştırılan umutsuzluğun neden tamamen yanlış ve saçma olduğunu, kaybetmek gibi bir seçeneğimizin asla mevcut olmadığını anlatıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antònio Guterres, hükümetlerarası iklim değişikliği paneli gibi dünyanın en büyük bilim panelinin verilerine atıf yaparak küresel ısınma çağının sona erdiğini, bunun yerine “küresel kaynama çağının” başladığını, fosil yakıtlara derhal son verilmesi için siyasi liderlere basınç yapılması gerektiğini söylüyor.
FAIR adlı ABD medya ombudsman kuruluşu baş analisti Julie Hollar, Nature Communications dergisinde yayınlanan ve Atlantik Okyanus su akıntısının (Amoc) 2025 gibi yakın bir tarih dahil olmak üzere yakın gelecekte küresel ısınma nedeniyle altüst olabileceğini, bunun da muazzam yıkıcı sonuçları olabileceğini anlatan araştırma sonuçlarını açıklıyor ve bunun ABD de dahil dünya yerleşik medyasında nedense yankı bulmamasının sebeplerini ortaya koyuyor.
