Haftanın Sergisi 17

-
Aa
+
a
a
a

Haftanın Sergisi – 17

 

Şerif Erol: Her hafta bu vakitlerde hep yüzyüze konuşuruz ama bugün hava muhalefeti...

 

Haldun Dostoğlu: İnan orada olmayı çok istedim bugün, çaba da gösterdim ama doğrusunu istersen beceremedim. Bir de şöyle bir durum yaşıyoruz, saat 11’i çeyrek geçeden itibaren bizim yaşadığımız bölgede ve İstanbul’un çok geniş bir bölgesinde elektrik yok.

 

ŞE: Şu anda neredesin Haldun?

 

HD: Teşvikiye. Duyduğum kadarıyla Boğaz’dan Avcılar’a kadar olan bölgede zaman zaman elektrikler yokmuş, hatta Anadolu tarafında da şu anda bir bölgede kesik.

 

ŞE: Anadolu Ajansı’ndan gelen bültene bakılırsa “elektrik kesintisi kısmen giderildi” deniyor, halen düzenli olarak su verilemiyormuş yalnız.

 

HD: Şu anda telefonla bağlantı kuruyorum sizinle, bu telefon benim bulunduğum ofiste bir santrala bağlı, elektrik yok ve elektrik gelirse hat kesilebilir, sizden ve dinleyicilerden özür dileyelim.

 

ŞE: Estağfurullah.

 

HD: Aslında orada olmayı planlarken,  iki tane de sergi açılıyor, her iki sergiyi de görüp söz etmeyi düşünüyordum ama bu sergilerin bugün artık açılıp açılmayacağını da bilmiyorum. Yine de en azından söz edelim. Bir tanesi Aksanat’ta ‘Hayalet Çizgi’ adlı bir sergi açılıyor, Ali Akay ve Levent Çalıkoğlu küratörlüğünü yapmışlar, umarım haftaya Perşembe günü bunu dile getirme şansımız olur.

Diğeri de yine İstiklal caddesinde Yapı Kredi’de D Grubu sergisi açılıyor ilk defa, belki de 1951’den sonra kapsamlı bir D Grubu sergisi ilk 2004 yılında açılacak. Zeynep Yasa Yaman adlı sanat tarihçimiz vardır, D Grubu üzerine bir doktora tezi yapmıştı yıllar önce, o da yanılmıyorsam Yapı Kredi Yayınlarından yayınlandı. O tezin çerçevesi etrafında oluşan bir sergi. D Grubu nedense bizim sanat tarihimizde adı çok sık geçer, D Grubu ressamıdır, D Grubu sergisine katılmıştır, vs. gibi. D Grubu aslında çok da önemli değil, daha doğrusu bu ressamları bir araya getiren, yani D Grubu adı altında sergi açan sanatçıları biraraya getiren herhangi bir motif yok.

Hatta D Grubu’nun ilk üyelerinden Elif Naci hayattayken kendisinden de dinlemiştim. “Niye siz kendinize ‘D Grubu’ diyorsunuz?” diye sormuştum, ilk kurulduklarında bunlar 4 kişilermiş, Zeki Faik İzer, Nurullah Berk, Elif Naci, Zühtü Müridoğlu. 4 kişiler, “alfabenin de dördüncü harfi, A, B, C, D, biz de kendimize D grubu diyelim” demişler. Böyle sevimli, sempatik bir niyetle yola çıkılmış, daha sonra grup büyümüş, Cemal Tollu, Abidin Dino, Bedri Rahmi, Turgut Zaim, Eşref Üren, Arif Kaptan, Sabri Berkel, Fahrinüssa Zeyd, zaman zaman Hakkı Anlı, Zeki Kocamemi, Şerif Akdik ve bazı sergilerde de Leopold Levi yer almış. Bir ara 1933-51 arasında düzenli olarak her yıl bir kere sergilemişler. Belki de böyle düzenli gitmeleri, sistematik gitmeleri, aynı ad altında gitmeleri bunları sanat tarihimizde bu adın altınının çizilmesine neden olmuş ama bir daha tekrarlıyorum, bu sanatçıları bir araya getiren ne bir manifesto var, ne bir sanat kuruluşu var, ne bir üslup birliği var, daha sonra birbirilerinden tamamen yolları ayrılmış, kaderleri ayrılmış sanatçılar. Toplum olarak böyle grup tavrı içinde davranan sanatçılara alışık olmadığımız için biz de sempati ile bakıyoruz.

 

ŞE: Evet bize bir şey ifade ediyor hiç şüphesiz. Şunu merak ettim, Elif Naci söylüyor “4 ressamdık ve alfabenin de dördüncü harfi D idi ve ‘D Grubu’ dedik”. Bu dört ressam biraya gelip en azından bir isim koyma ihtiyacını nasıl hissediyorlar acaba?

 

HD: Tabii bu 30’lu yıllar ve o yıllarda Avrupa’da da böyle grup hareketleri var, Dada en önemlisi, 20’lerden sonra sürrealistler, vs. bir sürü grup var. Bir takım akımların etrafında toplanan sanatçıların kendilerine koydukları grup adları var. Herhalde bu dört ressam da biraraya geldiklerinde “hadi birlikte sergi yapalım, kendimize de bir ad koyalım” gibi çok naifçe bir niyet de olabilir. Hatta bu gruptan sonra, daha sonra ‘Liman Grubu’ adıyla Selim Turan ve yine Abidin Dino’nun da içinde yer aldığı –diğerlerini hatırlayamayacağım- grup da bir araya gelirken “madem İstanbul liman şehri biz liman resimleri yapalım ve adımız da ‘Liman Grubu’ olsun” demişler. Orada ortak bir payda var, hepsi açtıkları sergilerde İstanbul ve limana dair, liman peyzajları ya da liman çalışanları, tersane, vs. resmetmişler ama D Grubu’nda böyle bağlayan doğrusu belirgin bir şey yok. Ama sanat tarihimizde de hep bir referanstır D Grubu ressamı olması.

 

ŞE: Şüphesiz. Aksanat’ta ‘Bir Hayalet Çizgi’ ve Yapı Kredi’de D Grubu olarak iki sergi açılıyor. Haftaya daha ayrıntılı konuşuruz.

 

HD: Bu sergiler eğer bugün açılmayı başarırlarsa bizim de yarından itibaren izleme şansımız olur.

 

(22 Ocak 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır.)