Gezegenin Geleceği: 28. Gün

-
Aa
+
a
a
a

 

9 Kasım 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 28 gün kaldı.

 

Hafta sonunu sabahtan akşama kadar Berlin Sivil Toplum Merkezi'nin düzenlediği Küresel Perspektifler Konferansı'nda geçirdim. İstanbul’a dönmeden önce son kez size Berlin’den sesleniyorum. Küresel Perspektifler Konferansı'nda uluslararası sivil toplum kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticileri ile bir aradaydım. Hep beraber “Küresel Kriz Zamanlarında Kararlı Eylemler” nasıl yapabiliriz onu tartıştık. ActionAid, Uluslararası Af Örgütü, Greenpeace, Oxfam, Terre des Hommes, WWF, World Vision, Cildren Aid, CBM, Uluslararası Kız ve Kadın İzci Federasyonu, Harvard Üniversitesi ve hatta uluslararası yönetim danışmanlığı şirketlerinin katıldığı toplantıda herkes küresel iklim değişikliği konusunda Kopenhag öncesi, son dakika, neler yapılabilir onu tartıştı. Özellikle “tck tck tck” diye bilinen GCCA yani “İklim Eylemi için Küresel Koalisyon”un çalışmalarına daha fazla destek olmak üzere karara varıldı. Buradaki en önemli konu çevre örgütleri ile beraber insani yardım ve insan hakları, çocuklara, gençlere, kadınlara ve engellilere yönelik yardım kuruluşlarının da bu konuda aktif olmaya karar vermeleriydi. Pratik olarak hemen Obama ve diğer ülke başkanlarına yönelik bir mektup hazırlandı ve bütün katılan genel müdürler ve yöneticiler tarafından imzalandı.

 

Toplantıda Barcelona İklim Toplantısından gelen sivil toplum temsilcileri de vardı. Bir temsilcinin önerisi özellikle Erdoğan ve Netanyahu’nun yani Türkiye ve İsrail’in iklimin değişikliğinin yaratacağı güvenlik sorunları, hatta neden olabileceği bölgesel savaşlardan ötürü, Obama’ya yani Amerika Birleşik Devletlerine Kopenhag’da gerekli katılımı ve kararlılığı göstermesi için çağrı yapması gerekliliği oldu.

 

Barcelona İklim Görüşmeleri, tahmin ettiğimiz gibi gerçeklerin ortaya çıktığı bir süreçti. Cuma günü biten görüşmelerin sonunda, kayda değer bir ilerleme kaydedilemedi. Üstelik ABD ve AB bakanları, Kopenhag'da hukuki bağlayıcılığı olan bir anlaşma yapılmayacağını açıkça söylediler. Ilk başta son derece hevesli başlayan görüşmeler, görüşmecilerin ülkelerinden aldıkları “Dur” çağrısıyla verimsizleşti. Gelişmiş ülkelerdeki isteksizlik, G77 ülkelerini biraraya getirdi. Gelişmekte olan ülkeler hukuken bağlayıcı bir anlaşma yapılmasına hazır olduklarını dile getirdiler. Ancak gelişmiş ülkelerin üstlerine düşen görevi yapmaları gerekiyor. Kopenhag gitgide daha çok önem kazanıyor.

BM İklim Değişikliği Sözleşmesi Genel Sekreteri Yvo de Boer, Barcelona'da teknoloji paylaşımı, gelişmekte olan ülkelerdeki ormansızlaştırmanın azaltılması, gelişmekte olan ülkelere fon sağlanması gibi konularda gelişme yaşandığını söyledi. Kapanış konuşmasında G77 ve Çin adına konuşan Sudanlı İbrahim Mirghani, Kyoto Protokolü'nün güncelleştirilmesinden öteye gitmeyen bir karara varılmak istendiğini ancak buna asla izin vermeyeceklerini dile getirdi.

 

Gelişmiş ülkelerin orta dönem karbon salım hedefleri ile gelişmekte olan ülkelerin finansmanı hakkında net kararlara varılamamış olması, Barcelona görüimelerinin bekleneni veremediğini gösteriyor. Çünkü Barcelona, 180 ülkeden 4500 katılımcıyı bir araya getirdi ve gelişme sağlanması için Kopenhag'dan önceki son şanstı. Oysa ki görüşmelerde yalnızca ortak bir vizyon için temeller atıldı. Bu da Kopenhag'da yalnızca 2050'ye kadarki süreç için uzun dönem hedefleri konması anlamına geliyor. Tabii eğer biz, hepimiz, hepiniz gereken anlaşma için yeterince baskı oluşturamazsak.

Örneğin, ABD'nin önemi ve yavaşlığının herkes farkında. İklim yasasını Senato'dan geçirdiler, ancak 2011'den önce yasanın yürürlüğe girmesini beklemek fazla iyimser olur. Işte Greenpeace, bu yavaşlığa karşı çıkmak için Cuma günü yine Barcelona'daydı. Aktivistler, şehrin en önemli anıtlarından biri olan Kristof Kolomb heykeline dev bir pankart astılar. Pankartta “İklim Kaosunun suçlusu kim?” yazıyordı. Amaç, ABD'nin sera gazı salımlarına ilişkin kararlarda oynadığı önemli roldeki başarısızlığını hatırlatmak ve dünya liderlerine iklim değişikliğine gereken önemi göstermeleri çağrısında bulunmaktı. Greenpeace, iklim değişikliği için doğru bir karara varılana dek vazgeçmeyecek. Umarız hepimiz bu kararlılığı göstererek liderlerin yönünü değiştirebiliriz.

 

Greenpeace gemisi Beluga Berlin duvarının yıkılışını anma günlerinde Berlin’e kanallardan geçerek geldi. “Berlin Yeşil Çember” kurucusu çevre aktivisti Gülcan Nitsch’le beraber, Beluga gemisini ziyaret ettik. Gülcan bana Kopenhag’da BUND ekibi ile beraber 12 Aralık’ta liderlere çağrıda bulunacak eylemcilerin arasında olacağı müjdesini verdi. Beluga’nın köprüsünde “Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 28 gün” yazıyordu. Hep beraber gezegenin geleceği için geri saymaya devam ediyoruz – sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü