Gezegenin Geleceği: 27. Gün

-
Aa
+
a
a
a

10 Kasım 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 27 gün kaldı.

 

Bugün sizlere iklimi kurtarmak için gerçek çözümlerin önündeki en büyük engellerden biri olan nükleer enerji ile ilgili haberler vermek istiyorum. Saddam Hüseyin'in inşa halindeki son iki nükleer reaktörünün Fransız ve İngiliz savaş uçakları tarafından yıkılmasının üstünden 19 yıl geçti. Irak, tam 19 yıl sonra sanki bütün sorunlarını çözmüş gibi nükleer oyuna geri dönmeye çalışıyor. Birinci Körfez Savaşı'nda yıkılan reaktörlerden en az birini yeniden inşa etmek isteyen Irak hükümeti, Fransız nükleer endüstrisiyle görüşmeler gerçekleştiriyor. Aynı zamanda Uluslararası Atom Enerji Kurumu IAEA ve Birleşmiş Milletler'le de görüşerek Irak üstündeki yasağın kaldırılması için çaba sarf ediyor. Açıklamalara göre, Irak ilk inşa edilecek reaktörü tamamen araştırma amacıyla kullanacak. Peki her gün yeni bir çatışmanın yaşandığı yerde nükleer reaktör ne kadar güvenli olabilir?

 

Amerika Birleşik Devletleri'nde, enerji şirketleri, yasa koyucular ve kullanıcılar Enerji Zirvesi'nde bir araya gelerek boşu boşuna nefes tüketip nükleer enerjiyi tartıştı. Güney Carolina'nın büyük elektrik şirketleri, ABD'nin sera gazı salım hedeflerini karşılayabilmesi için nükleer enerjinin tek yol olduğunu tekrar tekrar masaya getiriyorlar. Bu nedenle iki yeni nükleer enerji santrali inşa edilmesi için sonu gelmez ısrarları var. Ancak Güney Carolina, şu anki haliyle bile ülkenin nükleer enerjiye bağımlılığı en yüksek ikinci eyaleti. Ülkenin en büyük nükleer şirketinin de Güney Carolina'da olduğunu düşündüğümüzde, eyalete neden daha fazla nükleer santral inşa etmek istedikleri anlaşılıyor. Ülkenin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğini düşünen şirketler, güneşe ve rüzgara da yatırım yapılması gerektiğini söylediler. Ancak ardından, nükleer ve kömürü savundular. Tabii bu açıklamaları yapan şirketler, nükleer ve termik santral inşa eden şirketler. Bu da gezegenin geleceği yerine kendi ekonomik çıkarlarını düşündüklerini ortaya koyuyor.

 

Diğer küresel güç olan Rusya ise, uzaya çıkma yarışlarında diğer devletlerin bir adım önüne geçebilmek için nükleer enerjiyle çalışan uzay gemisi inşa etmeyi düşünüyor. Federal Uzay Kurulu Başkanı Perminov, ilk tasarımın 2012'de hazır olacağını, ardından gemiyi inşa etmenin 9 yıl ve 600 milyon dolara mal olacağını belirtti. Planı beğenen Başkan Medvedev ise, Bakanlar Kurulu'ndan ihtiyaç duyulan paranın derhal temin edilmesini istedi. Başkanın “çok ciddi bir proje” olarak adlandırdığı nükleer uzay gemisinin ne amaçla kullanılacağı henüz yetkililer tarafından da bilinmiyor. Yani Dünyaya yakın araştırmalar için de kullanılabilir, uzayın derinliklerine de gönderilebilir. Daha bu konu bile açık değilken önce paranın sağlanması, yine ekonomik çıkarların arkadaki gerçek neden olduğunu düşündürüyor. Öte yandan NASA'nın üst düzey mühendislerinden Stanley Borowski, uzayın derinliklerine nükleer  enerjiyle çalışan bir gemi göndermek sorun olmasa da, Dünyanın yörüngesine girerek etrafında dönecek bir nükleer uydunun çok ciddi tehlikelere yol açabileceğini bildirdi. Özellikle dünyanın yörüngesine girip, ilerleyen yıllarda dünyaya düşmesi durumunda, özellikle atmosferde yanarken nükleer uydu büyük tehlike teşkil edecektir. Rusya, nasıl bir süreç yaşanacağını yakın zamanda açıklayacak.

 

Bu arada nükleer dediğimizde ilk akla gelen ülke olan İran, elindeki uranyumun tamamının Tahran'daki medikal reaktöre yakıt olarak dönebilmesi için yurtdışına gönderilmesine karşı olduğunu açıkladı. Yetkililerin karmaşık ve sık sık birbiriyle çelişen açıklamaları, diğer ülkelerin kafasını karıştırıyor.  Geçtiğimiz ayın başında yapılan uluslararası görüşmelerde, İran'ın hızlı bir şekilde nükleer bomba üretmesine yetecek kadar uranyumu ülkesinde bulundurmamasına karar verilmişti. Bu şekilde uluslararası alanda, nükleeri gerçekten barışçıl amaçlarla kullandığına dair güven kazanacaktı. Görüşmeler, şu anda tıkanmış durumda.

 

Japonya'da bir nükleer reaktörde Fransız yapımı MOX yakıtının kullanılmaya başlandığı açıklandı. MOX, özellikle Greenpeace'in çok uzun yıllardır karşı çıktığı bir yakıt. Çünkü bu yakıtın içerdiği plütonyum, kolayca ayrıştırılarak nükleer silahlarda kullanılabilir. Ayrıca Fransa'dan Japonya'ya taşınırken herhangi bir terörist grubun eline geçebilir, ya da bir kaza yaşanabilir.

 

Yakında nükleer enerji Türkiye’ye de gelebilir… Nükleer ile yaşamaya hazır mısınız? http://nukleer.greenpeace.org adresine gidip sizde sesinizi duyurun!

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 27 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi, Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü