Chomsky Büyük Bilimci

-
Aa
+
a
a
a

10 Şubat 2002

PazarOrhan Bursalı

Bu hafta ülkemizde dünya bilimi açısından çok önemli, hatta bilimin en ağır toplarından bir konuğu ağırlayacağız: Noam Chomsky.

Kürtleri Türkiye asimile ediyor, dediği kitabı mahkemeye verildiği için, 74 yaşındaki bu delifişek, bizzat yargılamada hazır bulunmak vesilesiyle kalkıp Türkiye’ye geliyor.

İçin için gülüyorum ve Chomsky’ye şapka çıkartıyorum!

Çünkü tam bir mizah ustalığı sergiliyor ve kimbilir de ne eğleniyordur!

Ben, Chomsky’nin böyle bir vesileyle bile gelmiş olmasından çok memnunum.

Türkiye Devleti ve hükümetini temsilen, uygar birileri, hatta Chomsky’yi havaalanında karşılamalıdır. Türkiye Bilimler Akademisi de, ona hoşgeldin demelidir.

Chomsky’ye kızılmaz.

O dünya çapında “dokunulmazlığı” olan çok saygın bir bilim insanıdır.

ABD’nin en saygın üniversitesi MIT’de 50 yıldır kürsü sahibidir, ama kendi hükümetine ve devletine de emperyalist diye saldırır. Sadece ABD için değil, dünyada çeşitli iktidarlar açısından da iflah olmaz bir “baş belâsı”dır!

Peki de Chomsky bu gücü nereden alıyor?

Dilbilim, matematikve felsefe okuyan Chomsky, dilbilim’in belki de Einstein’i düzeyinde bir bilim insanı. 1957 yılında ortaya attığı, 1960 ve 70’lerde geliştirdiği “üretici-dönüşümsel” dil kuramı, dilbilim araştırmalarında ve tartışmalarında devrim yarattı.

Chomsky, dünyada konuşulan bütün dillerin ortak yapılarına dikkat çekti, hepsinin bir kurallar bütünlüğüne sahip olduğunu, ancak bebek bu kuralların bilincinde olmadan konuşmayı öğrendiğini ve dilin gramer yapısına uygun cümleler kurduğunu söyledi. Peki bu kuralları hiç bilmeden ve düşünmeden nasıl konuşuyordu?

Bu konuda Chomsky’den önceki genel kabul gören görüş, daha çok, bebeğin çevresinden bu yeteneği öğrendiği biçimindeydi.

Chomsky’ye göre, bütün insanların beyinlerinde örtük bir şekilde varolan bir dilbilgisel sistemle doğar. Bu yeti, her insana, kendi ana dilinde, o güne kadar “bilmediği, işitmediği ve söylemediği bütün cümleleri üretebilme ve onları anlayabilme imkanını verir”.

Çocuk hangi milliyette doğarsa doğsun, her dili öğrenme ve mantık yeteneğine sahiptir. “Çocuğun dili öğrenmesi duyduğu cümlelerin basit tekrarı ve taklidiyle olmaz. O, dilin ilkelerini anlayacak ve kendi kendine yeni cümleler üretecek yetenektedir”. Bu açıdan insan “benzersiz bir zihinsel örgü”ye sahiptir.

Chomsky, daha sonra dilin yapısına ilişkin mantıksal ve matematiksel modeller ortaya koydu. Dilin “yaratıcı gücüne”, ve bireyin “zekâsının olağanüstü” özelliğine işaret etti. Dilin işleyiş mekanizmalarını ve kuramlarını “betimlemek”le yetinmeyerek, bunları “açıklayıcı” aşamaya geçti.

Ayrıca, dillerin evrensel özelliklerine dikkat çekti. Bütün dillerin temel dilsel kuralları olduğunu ve insanın da bu kuralları doğuştan yetisiyle hemen kavrayabildiğini, ve sonsuz sayıda doğru cümle üreten dinamizme sahip olduğunu gösterdi.

Chomsky’nin kuramı, dil öğrenimi, psikoloji psikiyatri çalışmalarında önemli değişikliklere ve yeni çalışmalara yol açtı.

Fakat günümüzde en sürpriz gelişme, Chomsky’nin dil yetisinin doğuştan geldiği kuramının, genetik izlerinin bulunması oldu.

Bir İngiliz ailesinde yaşanan konuşma bozukluğuna bazı genlerdeki hataların yolaçtığı saptandı. Bu ailenin üç kuşak bireyleri birbirlerini anlamakta zorluk çekiyorlardı. Oxford’da moleküler biyolog Tony Monaco ve arkadaşları, 7. kromozom üzerinde Speech1 adını verdikleri hatalı bir gen saptadılar (Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı 775) ve insanın konuşma yetisiyle doğduğunu ortaya atan Chomsky’nin tezini biyolojik olarak doğrulanmasına kapı açtılar.

Dil yetisi madem yani kalıtsal ve genetik özellik taşıyor ve konuşma insan denen yaratığın en önemli ve ayırtedici özelliğidir... Molekülsel, biyolojik bir yapıya sahiptir....

O halde: Dil yetisine apayrı bir organ olarak bakılabilir. İnsanı insan yapan en önemli organ hatta. Tıpkı görme, duyma, işitme, dokunma, koku alma organları gibi, hem onların ötesinde ve üstünde, hem bir kısmıyla birlikte çalışan hem de onlardan bağımsız varolan...

Dil yetisi çok üstün doğanlar var. Belki genetik bunların genlerini bulacak ve bu özelliği herkese aşılayabilecek!

Hangi nedenle olursa olsun, hoşgeldin büyük dil kuramcısı!...

(Kitaplar: ”Dilbilim Akımları- Zeynel Kıran; XX.Yüzyıl Dilbilimi- Berke Vardar (TDK); XX.Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları- Mehmet Rıfat, (YKY)

[email protected]