Geçen Yılın Ardından: 2023 Ocak, Şubat, Mart, Nisan

-
Aa
+
a
a
a
Geçen Yılın Ardından: 27 Aralık 2023-Ocak
 

Geçen Yılın Ardından: 27 Aralık 2023-Ocak

podcast servisi: iTunes / RSS

Ocak

Ayın Sözü:

"Mevcut ekonomik gerçeklik temel insani değerlere hakarettir. Aşırı yoksulluk son 25 yıldır ilk kez artıyor ve bir milyara yakın insan açlık çekiyor ama milyarderler her gün kazanıyor."

Pandemi döneminde küresel servetin üçte ikisinin en zengin yüzde 1'lik kesime gittiğini açıklayan yeni rapor üzerine Oxfam İngiltere İcra Kurulu Başkanı Danny Sriskandarajah’ın sözleri. (BBC Türkçe)

Dünya

- Yeni yıl maalesef uğursuz denebilecek bir dizi felaket haberiyle başladı. Askeri gerilimin üst düzeyde olduğu Kore yarımadasında Kuzey Kore 2022'nin son gününde Japon Denizi'ne doğru üç adet balistik füze fırlattı. Füzelerin denize düştüğü açıklanırken Kuzey Kore yönetiminin yıl boyunca yaptığı füze denemelerinin 70'i geçtiği açıklandı. Güney Kore de yılın ilk gününe askeri tatbikat yaparak başladı. Buna karşı el arttıran Kuzey Kore, kıtalararası balistik nükleer füze üretimini bu yıl arttıracaklarını duyurdu.

- Yeni yılın ilk gününde mülteci ölümleri de gerçekleşti. Lübnan’dan Kıbrıs’a gitmek isteyen 300 kadar mülteciyi taşıyan bir tekne Lübnan açıklarında battı. İki mülteci hayatını kaybetti. İtalya’nın faşist başbakanı Georgia Meloni ise yeni yılda mültecilere karşı bir yasayı onayladı. Yasa, mültecilere yardım eden kurtarma gemilerine para cezası verilmesine ve gemilere el konulmasına izin veriyordu.

- Brezilya, 29 Aralık’ta dünyaya gözlerini yuman efsanevi futbolcu Pele için üç günlük yas ilan etti ve yeni yılın ilk günlerinde binlerce taraftarın katıldığı dev bir törenle yıldızını uğurladı. Birçok ligde maçlara Pele anmasıyla başlandı.

- Yeni yılın ilk gününde güzel haberler de vardı. Brezilya’nın aşırı sağcı hatta faşist başkanı Bolsonaro, 1 Ocak’ta görevi Lula da Silva’ya devretti. Gerçi kaybettiği seçimleri hileli olarak ilan etmeye devam ettiği için Trump’ın yaptığı gibi o da devir teslim törenine katılmadı ve ilginç bir tesadüf olarak Trump’ın yaşadığı Florida’ya gitti ama yine devir teslim gerçekleşti.

- Ancak daha ilk haftanın sonunda ülkede işler karıştı. Binlerce Bolsonaro taraftarı aşırı sağcı ve faşist başkent Brasilia’daki Ulusal Kongre binasını, Başkanlık Sarayını ve Yüksek Mahkeme binasını basarak ele geçirdi. Aylardır ordu karargahları önünde darbe çağrısı yapan kalabalığın sorunsuzca yürüyüş yaparak neredeyse hiç direniş olmadan binaları ele geçirmesi, hem de bunu ABD Kongre baskınının yıl dönümünden sadece iki gün sonra yapmış olmaları büyük bir tartışma yarattı.

- Saatler sonra binaları geri alan polis, baskında yer alan 500 civarı kişiyi gözaltına aldı ardından da hala ordu kışlaları önünde seçim sonuçlarını tanımayarak darbe çağrısı yapanların kamplarını dağıttı. Toplam gözaltı sayısı 1500’ü aştı. Bolsonaro ise baskın sırasında Florida’daydı. İlginç bir tesadüf ki Brasilia kentinin Emniyet Müdürü Anderson Torres de o sırada Florida’da çıktı ve zaten Bolsonaro döneminde Adalet Bakanlığı da yapmış olan Torres görevinden alındı. - Baskından sonraki haftasonu Brezilya sokaklarında onbinlerce kişi demokrasi gösterileri gerçekleştirerek aşırı sağcılara yanıt verdi.

- İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Filistin Yönetimi ve İsrail muhalefetinin uyarılarına rağmen, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra'nın yer aldığı Harem-üş Şerif'e gitti. Böylece yılın daha ilk günlerinde gerilim ve çatışmalar yaşandı. 15 yaşında bir Filistinli çocuk öldürüldü. Yeni yılın bu ilk üç gününde öldürülen Filistinli sayısı da üç oldu.

- Wikileaks kurucusu Julian Assange için kurulan Belmarsh Mahkemesi ABD’de toplandı. Mahkeme, ABD hükümetini Vietnam'daki savaş suçlarından yargılayan 1960'ların sonundaki Russell-Sartre Tribunals'tan ilham alarak kurulan bir sivil inisiyatifti. Mahkemede, Birleşik Krallık’ın ABD’ye iade etme kararı aldığı Assange’ın özgürlüğüne kavuşturulması, dünyada basın özgürlüğüne karşı girişilen saldırıların sona erdirilmesi konusunda gazeteciler, ifşacılar, hukukçular, yayıncılar ve milletvekilleri tanıklık yaptılar. Jeremy Corbyn, Noam Chomsky gibi birçok önemli kişinin katıldığı mahkemede Roger Waters da Assange için Wish You Were Here şarkısının çarpıcı bir yorumunu söyledi.

- İsrail yeni yıla aşırı sağ koalisyona karşı her haftasonu yapılan ve hemen her defasında 100 binin üzerinden göstericinin katıldığı demokrasi mitingleriyle başladı. Ellerinde gökkuşağı ve Filistin bayrakları da olan göstericiler Ben Gvir’e Nazi diyen dövizler taşıdılar. Ancak Ben Gvir’in yanıtı İsrail topraklarında kamuya açık alanlarda Filistin bayrağını yasaklamak oldu. Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, 40 yıldır tutuklu bulunan bir Filistinlinin serbest kaldıktan sonra Filistin bayrağı ile kutlama yapmasını kararın bahanesi olarak gösterdi.

- Ocak ayının son günlerinde ise önce İsrail güçleri Cenin kampına baskın yaparak 9 kişiyi öldürdü. Ertesi gün de Doğu Kudüs’te bir sinagog çıkışında gerçekleştirilen terör saldırısında 7 İsrailli sivil öldürüldü. Aşırı sağcılar bazı yerlerde Filistinlilerin evlerini yaktı, yolları kapatıp Arap sürücülere saldırdı. Aşırı sağcı hükümet terör saldırısı düzenleyen kişilerin ailelerinin tüm sosyal haklarını elinden alıp deport etme ve evlerini de yıkma kararı aldı. Bu yaşananlara rağmen, saldırıların hemen ardından gerçekleşen demokrasi eylemlerinin üçüncüsüne 60 bin İsrailli katıldı. Hükümete yönelik bu protestolara rağmen Ocak ayında öldürülen Filistinlilerin sayısı 35’i buldu. Üstelik öldürülenlerin sekizi de çocuktu.

- Dünya Ekonomik Forumu bir kez daha binlerce siyasetçi ve küresel zenginin katılımıyla Davos’ta gerçekleştirildi. İklim aktivistleri Greta Thunberg, Vanessa Nakate, Helena Gualinga ve Luisa Neubauer Davos'ta Fosil yakıt şirket CEO'larına "Faaliyetten men" ihtarnamesi çekti. İhtarname internet üzerinden 1 milyon imzacı desteğine ulaştı. Davos’ta bir yan etkinlikte konuşan Greta Thunberg, “Davos’ta, ön saflarda olanlar yerine iklim krizinden büyük ölçüde sorumlu olanları dinlemenin absürt” olduğunu söyledi.

- Zirvede, Yeniköy -Kemerköy termik santrallerine kömür sağlamak için İkizköy’deki Akbelen Ormanı‘nda ocak açmak isteyen ve yöre halkının bütün direnişine ve yürütmeyi durdurma kararlarına karşı ağaç kesimi yapan LİMAK şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı’nın konuşma yapması da oldukça anlamlıydı. Akbelen direnişçileri de şirket temsilcisinin konuşma yapmasına tepki çeken bir açıklama gerçekleştirdiler.

- Fransa Cumhurbaşkanı Macron emeklilik yaşını yükseltecek karar tasarısını sundu. Tasarıya karşı sendikalar sokaklara indi. Ocak ayı içerisinde bütün sendikaların katılımıyla iki büyük genel grev gerçekleşti. Grev sırasında yüzlerce noktada 1 milyonun üzerinde işçi sokağa indi.

- Birleşik Krallık’ta ise geçen yıl yasalaşan ve iklim aktivizmini hedef alan gösteri sınırlamalarının ardından bu kez de son aylarda yükselen grev hareketini hedef alarak grevleri sınırlandıran bir yasa parlamentoya sunuldu ve Lordlar Kamarası’nda onaylandı. Tasarı, aralarında demiryolları ve acil durum hizmetleri gibi alanlarda grevler sırasında bazı çalışanların işbaşı yapmalarını, bunu reddedenlerin işten atılabilmelerini öngörüyordu. Ayrıca bakanlara itfaiye, ambulans ve demiryolu hizmetlerinde grev sırasında minimum düzeyde hizmet verilmesini zorunlu kılma yetkisi veriliyordu.

- Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı tarafından kimsesiz mülteci çocukların tutulduğu Brighton Oteli önünden onlarca çocuğun zorla arabalara bindirilerek kaçırıldığı ortaya çıktı. Bakanlık çalışanlarının sızdırdığı bilgiye göre kalan 600 kadar çocuktan 136’sı bu şekilde muhtemelen çocuk kaçakçılarının eline düşmüştü ve İngiliz polis teşkilatı ise seyretmişti. Daha sonra başka otellerde kalan mülteci çocukların da benzer şekilde kayboldukları ortaya çıktı. Bu şekilde toplamda 222 çocuğun kaybolduğu söylendi.

- Dublin City University ve Trinity College’ta görev yapan iki akademisyen bir yapay zeka uygulaması olan ChatGPT’nin yazdığı bir finans makalesini akademik incelemeye sokarak ChatGPT’nin akademik kriterlere uygun bir makale yazmış olduğunu duyurdular. Hemen bir hafta sonra ise Claude isimli bir başka Yapay Zeka, George Mason Universitesi’nde girdiği ekonomi sınavından başarılı not almayı başardı. Sosyal bilimlerin en teknokratik alanı olan finans ve ekonomi böylece yapay zekanın kontrolüne doğru “ürkütücü” bir adım atmış oldu. DoNotPay adlı bir teknoloji girişiminin tasarladığı bir başka yapay zeka ise bir tür avukatlık yardımı yapmaya başladı ancak gelen tepkiler nedeniyle şimdilik durduruldu. Yapay zeka, sanığa duruşma sırasında kulaklık aracılığıyla danışmanlık yapacaktı. Bu haberlerden kısa bir süre sonra yine ChatGPT bu sefer de tıp alanında geçilmesi zor olan bir lisans sınavına ardından da bir hukuk lisans sınavına sokuldu. ChatGPT her iki sınavdan da yeterli notları elde etti ve hem tıp hem de hukuk alanında lisans almaya hak kazandı. Ayın son günlerinde ise bu kez özel bir yapay zeka ilk kez yeni bir iklim modellemesi için kullanıldı. Çok sayıda veriyi analiz eden uygulama gezegenin 10 yıl içerisinde 1,5 derece ısınmış olacağını ortaya koydu.

Ukrayna Savaşı

- Ukrayna yeni yıla maalesef füze saldırı altında girdi. Başkent Kiev, yılın son gününde de Rus roketlerinin ve insansız hava araçlarının saldırısı altındaydı. Kiev dışındaki bazı kentlere de roket saldırıları düzenlendi. Onbinlerce kişi elektriksiz kaldı ve yeni yılı sığınaklarda karşıladı. Ukrayna da vakit kaybetmeden hemen yeni yılın ilk gününde büyük bir askeri saldırı gerçekleştirdi.

- Ortodoks dünyanın Noel bayramı olan 6 Ocak’ta, Rusya lideri Putin Cumhurbaşkanı Erdoğan aracılığıyla Ukrayna’ya 36 saatlik Noel ateşkesi önerdi. Ukrayna ise ateşkes çağrısını ikiyüzlü olarak ilan etti. Rusya’nın bölgeye mühimmat ve asker taşımak istediğini belirterek ateşkesi reddetti.

- Savaş Ocak ayında Donetsk bölgesinde Bakhmut kentinde yoğunlaştı. Putin’e en yakın isimlerden olan ve Wagner şirketi CEO’su Yevgeny Prigojin, onbinlerce paralı Wagner askerinin Bakhmut kentini alabilmek için apartman apartman savaşmak zorunda kaldıklarını söyledi. İki tarafın da binlerce ölü verdiği iddia edildi.

- Ukrayna savaşının ekolojik maliyeti açıklandı. Toplam 2.220 ayrı çevresel etki belirlendi. Karadeniz’deki denizaltı ve gemi hareketliliği sonucu akustik travma nedeniyle 700 kadar yunusun öldüğü, toprağın silah kimyasalları ve mayınlar nedeniyle kirlendiği, 16 Ramsar alanından sekizinin Rus ordusu tarafından işgal edildiği açıklandı. Savaşın doğaya olan maliyeti 37,8 milyar Euro’yu bulmuştu.

Türkiye

- Yeni yıla cezaevinde giren Gezi tutukluları Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi yeni yıl mesajlarını paylaştı ve mücadeleye devam dediler. Beş yıldan uzun süredir hapiste tutulan Osman Kavala “Yeni yılda ülkemizin siyasi dengelerinin hukuk devleti olma yönünde değişmesini, cezaevlerinde insanların, madenlerde işçilerin, sokaklarda kadınların ölümlerine seyirci kalınmadığı, özgürlüklerin ve demokrasinin yaşandığı bir ülkeye kavuşmamızı diliyorum.” dedi.

- Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde 2022 yılında 78 gazetecinin gözaltına alındığını, 60’tan fazla gazetecinin saldırıya uğradığını, 43 gazetecinin cezaevinde olduğunu açıkladı ve bu ortamda Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayamadıklarını söyledi.

- Türkiye’nin bir diğer yeni yıl haberi de bir politik suikast oldu. Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş, Ankara’da vurularak öldürüldü. Ateş’in MHP liderliği ile sorunlar yaşamakta olduğu ve öldürülmeden kısa süre önce de İyi Parti ile görüştüğü öğrenildi. Cinayetle ilgili olarak MHP İstanbul yöneticilerinden Ufuk Köktürk göz altına alındı, bir başka şüpheli Ülkü Ocakları Genel Merkez eski yöneticisi Tolgahan Demirbaş ise MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde yakalandı. Yakalanamayan tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan bir transporter araçla Ankara’ya getirdikleri belirlenen iki kişi ise özel harekât polisi çıktı. Cinayete dair MHP’nin ve AKP’nin hiç açıklama yapmaması hatta başsağlığı dahi dilenmemesi tartışmalara yol açtı.

- Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin Hazine yardımı hesaplarına geçici olarak blokaj konulmasına karar verdi. Karar, yediye karşı sekiz üyenin oyuyla alındı. HDP ve muhalefet karara tepki gösterdi.

- AYM, OHAL'i kalıcı hâle getireceği savunulan 2018'de çıkan torba kanundaki birçok düzenlemeyi iptal etti. Mahkeme, ihraç edilen akademisyen, subay ve Dışişleri personelinin eski görevlerine dönmesinin önünü açtı.

- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında karar çıktı. 'Silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına karar veren mahkeme heyeti, tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, Fincancı'nın tahliyesine karar verildi. Fincancı’nın tahliyesi duruşma salonunda ve cezaevi çıkışında coşkuyla karşılandı. Fincancı cezaevinden çıkar çıkmaz barışı savunmaya devam edeceğini açıkladı.

- Türkiye’den sınır dışı edilen 500 Afgan göçmenin bir kısmı Türkiye’de yaşadıkları insan hakları ihlallerini basına anlattı. Göçmenler, Geri Gönderme Merkezleri denilen yerlerde dövüldüklerini, elleri ve ayaklarının bağlandıklarını ve kendilerine doğru düzgün gıda verilmediğini söylediler.

- 19 Ocak’ta Hrant Dink vurulduğu yerde, Agos’un eski binasının önünde 16. kez anıldı. Anmada sırasıyla 14. Uluslararası Hrant Dink ödülünü alan insan hakları aktivisti Shaharzad Akbar'ın mesajı, Gezi tutuklusu Çiğdem Mater’in mektubu okundu ve yönetmen Emin Alper anma konuşmasını yaptı.

- Genel seçimler öncesi Altı muhalefet partisinin oluşturduğu Millet İttifakı'nın hükümet programını içeren Ortak Politikalar Mutabakat Metni açıklandı. 244 sayfalık metinde, iki binden fazla madde farklı partilerden isimler tarafından kamuoyuna tanıtıldı ama hükümete yakın medya kanallarında pek bir haber değeri bulmadı.

İklim-Çevre

- Avrupa Birliği'nin (AB) Copernicus İklim Değişimi Servisi, 2022 yılının en sıcak 5. yıl olarak kayıtlara geçtiğini duyurdu. Ancak okyanus sıcaklıkları açısından La Nina gibi serinletici bir etki olmasına rağmen 2022 en sıcak yıl oldu. Ayrıca 2022, Çin, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Yeni Zelanda, Portekiz, İspanya ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere 850 milyon insanın yaşadığı toplam 28 ülkede kaydedilen en sıcak yıl oldu.

- Dünya yeni yıla radikal iklim olaylarıyla merhaba dedi. Filipinler yeni yıla sel felaketiyle girdi. Yarım milyondan fazla insanın etkilendiği ve 50 bin kişinin tahliye edildiği sellerde en az 49 kişi hayatını kaybetti. Öte yandan Avrupa yeni yılın daha ilk gününde 2023’ün ilk sıcak dalgasını yaşadı. Afrika’dan gelen sıcak hava dalgası Avrupa’nın sekiz ülkesinde tarihi sıcaklıklar görülmesine neden oldu. Sadece Almanya’da 950 gözlem noktasında ve Avrupa genelinde birkaç bin kadar ölçüm noktasında Ocak ayı sıcaklık rekorları ölçüldüğü açıklandı. Kışın ortasında Almanya’da ilk kez 20 derece sıcaklık görüldü. Polonya’da mevsim normallerine göre sıcaklıkların 1 derece olması gerekirken 19 derece ölçüldü.

- Hemen sonraki hafta ise Afganistan’da şiddetli soğuklar can aldı. Bazı yerlerde eksi 33 dereceye kadar düşen sıcaklıklar nedeniyle en az 124 kişi ve 70 bin hayvan öldü. Aşırı soğuklar Japonya, Kuzey Kore ve Çin’i de vurdu. Çin’in kuzeydoğusunda eksi 53 derece ölçüldü. Bu sırada Kaliforniya da fırtınayla mücadele ediyordu.

- ABD’de 155 yıldır yapılan ulusal ölçümler arasında 2023 Ocak ayı en sıcak 6. Ocak ayı olarak kayıtlara geçti. Ülkenin doğu bölgelerinde ise en sıcak Ocak ayı yaşandı.

- Araştırmacılar, Kuzey Kutbu'nda gemilerin neden olduğu ses kirliliğinin canlı yaşamını etkilediğini ortaya koydu. Bilim insanları bir buz kıran gemisinin çıkardığı sesi su altı rock konseri olarak nitelediler. Bölgede yaşayan canlıların iletişim kurmasını zorlaştırdığı ve strese yol açtığını belirttiler. Son altı yılda bu ses kirliliğinin iki kat arttığını açıkladılar.

- Bir başka araştırmada ise Grönland’da son bin yılın rekor sıcaklığının ölçüldüğü ve buzullardaki ortalama sıcaklığın 1,5 derece arttığı açıklandı.

- Guardian gazetesinin araştırması Disney, Shell, Gucci gibi küresel şirketlerin karbon offset uygulamalarının %94 gibi tamamına yakın uygulamalarının hiçbir şekilde karbon azaltımı sağlamadığını ortaya çıkardı. Şirketlerin bir yalanı daha böylece gözler önüne serilmiş oldu.

- Yeni yılın ilk gününde iklim hareketi Yokoluş İsyanı, disruption eylemlerine yani yolları, köprüleri, fosil yakıt üretimini ve müzeleri hedef alan “rahatsız etme” eylemlerine son verdiğini ilan etti. Aktivistler artık daha fazla kitlesel eylemlere yöneleceklerini duyurdu. Bu açıklamaya karşılık Just Stop Oil ve Insulate Britain hareketleri ise rahatsız etme eylemlerine devam edeceklerini açıkladı.

- Kolombiya'nın solcu hükümeti, fosil yakıtlardan uzaklaşıp yeni bir sürdürülebilir ekonomiye geçiş için yeni petrol ve gaz arama projelerini onaylamayacağını açıkladı.

- Bu yıl COP28 BM iklim zirvesine ev sahipliği yapacak Birleşik Arap Emirlikleri, zirvenin başkanlığına Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi’nin CEO’su Sultan Ahmed El Cebir’i getirdiğini açıkladı. Ülkenin Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanlığını da yürütmekte olan El Cebir böylece COP zirvesinin başkanlığına getirilen ilk fosil yakıt şirketi yönetici oldu. Mısır’daki COP27’den daha kötü bir zirve olabilir mi denirken zirvelerin 28. yılında bu da oldu!

- Almanya Garzweiler açık ocak linyit madeni alanını genişleterek Lützerath köyünü boşaltması üzerine aktivistlere direnişe geçti. Çok sayıda aktivist sert bir şekilde gözaltına alındı. Sosyal Demokrat, Yeşil ve Liberal partiden oluşan koalisyon hükümeti 2030’a kadar kömürden çıkmayı hedeflediğini söylemişti ancak Ukrayna savaşını bahane ederek yeni kömür sahaları açmaya, kapatılması planlanan termik santralleri çalışır durumda tutmaya devam etti.

- Luetzerath’a gidenler arasında Greta Thunberg de bulunuyordu. Luetzerath köyünün boşaltılarak madenin genişletilmesine onay veren Yeşiller Partisi’ni eleştiren Thunberg 35 bin kişiye seslendi. Üç gün boyunca iki defa gözaltına alınan Thunberg “İklimi savunmak suç değil” dedi. Greta, Yüzüklerin Efendisi'ndeki "kötülükler diyarı" Mordor'a benzetti ve “Almanya kendini utandırıyor” dedi.

- Azerbaycan, yasa dışı madenciliği durdurmak amacıyla Karabağ’ın ormanlarını savunduğu iddiasıyla başlattığı Laçin koridoru ablukasının ardından Ermenistan’a Karabağ’da on yıllardır çevre felaketine neden olduğu iddiasıyla Bern Sözleşmesi ihlalinden dava açtı. Yaban hayatı ve doğal habitatı koruma sözleşmesi olan Bern Sözleşmesi’nin ihlali böylece ilk defa iki devlet arasında dava konusu oldu. Ancak kendisi de ekolojik yıkım konusunda kötü bir karneye sahip olan Azerbaycan’ın iddiaları daha çok Sözleşmeyi kendi çıkarına yorumlamak şeklinde algılandı.

- Exxon Mobil, 2022 için 56 milyar dolar kâr açıklayarak yalnızca bir şirket rekoru değil, aynı zamanda batı petrol endüstrisi için tarihi bir rekor kırmış oldu. Aynı şekilde Shell de 2022'de kâr oranının, 115 yıllık tarihinin rekorunu kırarak 39,9 milyar dolara ulaştığını açıkladı.

- Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Türkiye’de 2022 yılında mevsim normaline göre en fazla yağış azalmasının yüzde 54 ile Marmara Bölgesi'nde yaşandığını ve sonbahar yağışlarının normale kıyasla yüzde 27 azalarak son 40 yıllık süreçte en düşük seviyede gerçekleştiğini söyledi.

- Aynı günlerde İstanbul’da ocak ayında erikler çiçek açtı. İstanbul’un barajlarının doluluk ortalamasının da yüzde 30’a indiği açıklandı. Mevsim normallerine göre 10 derecenin altında olması gerek sıcaklıklar 20 dereceyi aşmıştı.

- Ocak ayı uydu görüntüsü ülkenin en büyük gölü olan Van gölü havzasının kuruduğunu gösterdi. Uzmanlar bunun adeta bir felaket manzarası içerdiğini söylediler. Araştırmacılar, Tuz gölünde tam bir ekokırım yaşandığını ve Tuz Gölü'nün su alanının yüzde 10 seviyelerine kadar düştüğünü, Salda ve Tuz göllerinin kaybedilmekte olduğunu belirttiler.

- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2023 Ocak Ayı Alansal Yağış Raporu verilerine göre iklim krizine bağlı kuraklık nedeniyle Ocak ayında yağışlar normalin yüzde 52 altında seyrederek son 22 yılın en düşük seviyesinde kaldı.

Şubat

Ayın Sözü:

"Artık kamu ihalelerini kime nasıl paylaştıracağımızı konuşmayalım. Başta İstanbul olmak üzere kentlerimizi nasıl planlayacağımızı da konuşmayalım, hayata geçirelim. 1999 depreminden beri yapılacak olanlar belli. Tek eksiğimiz bunları hayata geçirmek."

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Şehir Plancılar Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu’nun beklenen İstanbul depremi için söylediği sözler. (Açık Radyo)

Türkiye

- Türkiye uğursuz bir sabaha uyandı. Maraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17'de 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ülke daha tam olarak durumun ağırlığını fark edememişken öğleden sonra yine Maraş’ın Elbistan ilçesinde bu kez de 7,6 büyüklüğünde yeni bir deprem meydana geldi. 1999 depreminden 3,9 kat büyük olduğu söylenen depremler 11 ilde ve hatta Suriye, Irak, İran, Ürdün, Lübnan ve Kıbrıs’ta dahi hissedildi. İki büyük deprem ve binlerce artçı yaşandıktan 15 gün sonra, artık kurtarma faaliyetlerine son verildiği açıklandığı sırada bu kez de Hatay merkezli 6,5 ve 5,8 büyüklüğünde iki yeni deprem daha oldu. Önceki depremler kadar olmasa da yine de bu depremler yeni yıkımlara ve ölümlere neden oldu.

- Maraş depremleri sonrasında yağmur, kar ve soğuklar sebebiyle kurtarma çalışmaları olumsuz etkilendi. Binlerce konutun yanı sıra İskenderun Hastanesi’nin yoğun bakım bölümü ve Antakya’daki devlet hastanesi yıkıldı, pisti hasar gören Hatay Havalimanı tüm uçuşlara kapatıldı, Hatay-Reyhanlı yolunun bazı bölümleri yıkıldı. Hatay’da AFAD binası dahi ağır hasar aldı ve boşaltıldı. Bölgede 30’dan fazla trafonun hasar alması ve binlerce binanın yıkılması nedeniyle günlerce elektrikler kesik kaldı. Türkiye genelinde okullar 1 hafta tatil edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da deprem nedeniyle 7 gün milli yas ilan edildiğini duyurdu.

- Depremin ikinci gününde, depremden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edildi. Yardım değil güvenlik kaygısıyla ilan edilen OHAL’e muhalefetten tepki geldi.

- Depremlerde resmi ölü sayısı 50.783 olarak tespit edildi ve bu ölümlerin neredeyse yarısı Hatay’daydı ancak cesetleri dahi bulunmayan binlerce kişi de kayıp olarak kayıtlara geçti. 164 bin 321 bina yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi. Yıkılan bina sayısı da 35 bin 355 olarak açıklandı. 7.340 kişi de enkazlardan çıkarılarak kurtarıldı. Ölenlerin 7 bin kadarını Suriyeli göçmenler oluşturuyordu. Yoğun bir ırkçı saldırıya ve ayrımcılığa maruz kalan göçmenlerin 50 bin kadarı Suriye’ye göç etmek zorunda kaldı.

- Yüzlerce kilometre aşağısındaki Suriye’de de depremin etkileri son derece yıkıcı oldu. Birçok şehirde onlarca bina yıkıldı ve ölü sayısı 8 bin 476 olarak açıklandı. Kıbrıs kıyılarında deprem kaynaklı küçük bir tsunami yaşandı. Bizzat uluslararası kamuoyuna yapılan yardım çağrısı üzerine dünyanın dört bir yanından yardım ekipleri Türkiye’ye geldi ve yardım kurtarma çalışmalarına başladı.

- Depremin altın saatleri olarak geçen ilk 72 saat içerisinde büyük bir koordinasyonsuzluk krizi yaşandı. İlk gün neredeyse hiçbir kurtarma ekibi bölgeye ulaşamadı, ulaşanlar ise AFAD’ın koordine edememesi nedeniyle kurtarma çalışmalarına başlayamadı.

- İtalya Ulusal Jeofizik Enstitüsü Başkanı, Maraş merkezli depremlerin Anadolu yarımadasını 3 metre batıya kaydırdığını açıkladı. İskenderun'da deniz seviyesi yükseldi, bazı caddeler su altında kaldı. İskenderun limanındaki Limak Port Limanı’nda bulunan konteynırlarda başlayan yangın ise günlerce yanmaya devam etti. Konteynırlarda kimyasal madde olduğu iddia edildi.

- AFAD ve Kızılay neredeyse felç olmuş durumdayken sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar büyük bir seferberlik örneği gösterdi. KESK, Eğitim-Sen, Odalar, belediyeler yardım listeleri ilan ederek malzeme tedariğine başladı.

- Öte yandan iktidara yakın köşe yazarları kriz yönetiminin başarısına dikkat çekerken NTV, Haber Türk ve TRT gibi ana akım medya depremzedelerin öfkeli protestolarına maruz kalıp ya yayının sesini ya da tamamen yayını kesti.

- Tepkilerin yükseldiği günlerde BTK'nin (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) Twitter erişimini kısıtladı. Hala enkaz altında olan insanların tweet attığı ve kurtarma ekiplerinin bu tweetlerdeki adreslere gittiği sırada hükümetin muhalefeti engellemek için twitter’a erişimi kısıtlaması büyük tepki çekti. Daha sonra Ekşi Sözlük ve Instagram'da da erişim sorunu yaşandı. Ancak Twitter gelen tepkiler üzerine açıldı. Bu sırada çok değerli saatler bir kez daha harcanmış oldu.

- Tepkiler sürerken Evrensel gazetesindeki habere göre İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) raporlarında AFAD’ın iki yıl boyunca arama kurtarma ekipman eksiğini gidermediği ortaya çıktı. AFAD Afetlere Müdahale Genel Müdürü İsmail Palakoğlu'nun İlahiyat mezunu olduğu ve daha önce Diyanet’te görev aldığı, afet yönetimi konusunda hiçbir deneyimi olmadığı ortaya çıktı.

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem bölgesinde gidip şahit olduğu yıkım ve kaos üzerine son derece sert konuşmalar yapmaya başladı “Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur.” Dedikten sonra AFAD’ın belediyelerden gelen yardım TIR’larını engellemesine karşı CHP’li belediyelere engellemeleri dikkate almama çağrısı yaparak "Gelsinler, tutuklasınlar" dedi.

- Bir başka konuşmasında ise Kılıçdaroğlu, kurtarma çalışmalarındaki yetersizliği ve yıkımın büyüklüğünü “asrın felaketi” söylemi ile geçiştirmeye çalışan hükümete “Asrın felaketi Erdoğan’dır” dedi. On binlerce ölüme karşın hiçbir sorumlunun istifa etmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu “Hesabını soracağım” diye konuştu. Yardım faaliyetleri için “koordine olamadılar” dedikten sonra İletişim Başkanlığı’nın devreye alındığını ve “Asrın Felaketi” kampanyasının öne sürüldüğünü söyledi.

- Depremler sonrası yaşanan krizin öfkesi tazeyken yaşanan türlü türlü yüzsüzlükler toplumunun öfkesini daha da artırıyordu. Henüz 2019 yılında inşa edilmiş olmasına rağmen Hatay’da yerle bir olan Güçlü Bahçe City’nin müteahhidi Servet Altaş, kendisini arayan gazeteciye "Her yer yıkıldı, benim binam mı mesele. Bana binayı soramazsınız" diye çıkıştı. Bir başka müteahhid Mehmet Yaşar Coşkun, savcılık ifadesinde, “Rönesans Rezidans'ın neden yıkıldığını ben de bilmiyorum” diye kendini savundu. Ayrıca çok sayıda müteahhit yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı.

- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Maalesef depremzedelere müdahaleleri hızlı bir şekilde ulaştıramadığımız bir gerçektir" itirafında bulundu. Erdoğan ayrıca, hane başına taşınma yardımıyla birlikte 15'er bin lira destek verileceğini söyledi.

- Depremlerin neredeyse tamamen yıktığı, binlerce binanın enkaz yığını haline getirdiği Hatay'daki Erzin ilçesinde ise tek bir bina bile yıkılmadı. Bunun nedeni ise 1999 depreminde tek bir çivinin bile oynamadığı Dilovası Tavşancıl örneğiyle aynıydı. Belediye Erzin’de kaçak ve yüksek yapıya müsaade etmemişti.

- Türkiye’deki binaların güvenliği konusunda CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak ilginç bir istatistik verdi: “Türkiye’deki müteahhit sayısı 453 bin iken Almanya’da 3 bin 800, 27 Avrupa Birliği ülkesinde ise toplam 25 bin olması, sektördeki vahim kuralsızlığı, başıboşluğu, çarpıklığı sergiliyor.” dedi.

- Sosyal medyada koparılan yağma haberleri fırtınasının ağır sonuçları oldu. Polislerin ve yurttaşların yağmacı olduğu iddiasıyla Suriyelileri ve başkalarını şiddetle cezalandırdığı görüntüler gelmeye başladı. Hatay’daki Altınözü İlçe Jandarma Karakolu Komutanlığında meydana gelen ölüm ve işkence iddialarına dair Altınözü Savcılığı soruşturma başlattı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), deprem bölgesinden gelen işkence ve kötü muamele görüntülerine ilişkin açıklama yaptı, "dehşet verici oranda" insan hakları ihlalleri haberleri gelmeye başladığına dikkat çekildi.

- Depremlerin sonrasında yaşanan beceriksizlik ekolojik bir felaketi de tetikledi. Sultansuyu barajı ve Malatya’nın Sürgü Barajı’nda çatlaklar meydana geldi. Hatay'da afet sonrası ortaya çıkan atıklar ve enkaz yıkıntıları Türkiye'deki biyolojik çeşitlilik için önemli bir sulak alan olan Milleyha Kuş Cenneti'ne deşarj edildi. Enkazlar birçok yerde zeytinlik alanlara veya kentlerin fazla yakınlarına boşaltıldı. Enkaz kaldırma çalışmalarında asbest tehlikesi uyarılarına hiç dikkat edilmedi. Greenpeace Akdeniz’in yaptığı hava kirliliği ölçümlerinde enkaz çalışmaları sebebiyle deprem bölgelerinde hava kirliliğinin DSÖ sınırlarının 5 katından yüksek olduğu ortaya çıktı.

- Felaketin yaşanabileceğine dair birçok uyarının yapılmış olduğu ancak hiçbirinin dikkate alınmadığı da görülüyordu. Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan Kahramanmaraş Belediye Başkanı'nı fay hattı için uyardıklarını, "çalışma yapmaya gerek yok" yanıtı aldıklarını duyurdu. Ardından Hatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Utku Şahin'in 2020 yılında yazdığı raporda Hatay'a yönelik uyarılarda bulunduğu ortaya çıktı. Raporda 52 bin bina yıkılacak, 30 bin can kaybı yaşanacak deniyordu. Şahin tarafından hazırlanan ve Resilience (Dirençlilik) Dergisi'nde yayınlanan akademik rapor, 7,5 büyüklüğünde depremde Antakya’da 57.891 binanın, 57.475’inin hasar göreceği, 52.133’ününse yıkılacağı ve 30.000 kişinin öleceği öngörüsünde bulunuyordu.

- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gaf demenin dahi yumuşak kaçtığı bir açıklama yaparak “Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi” dedi. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, Soylu'ya tepki göstererek "Yanlış depremde öldüğümüz için özür dileriz" yanıtını verdi.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan hakaretlerine bir yenisini daha ekledi. Depremden iki hafta sonra ilk kez Devlet Bahçeli’ ile birlikte Hatay’a giden Erdoğan burada Kılıçdaroğlu'nun "Eskiden Kızılay’ın çadırlarını görürdük her yerde, depremden hemen sonra binlerce çadır görürdük. Kızılay’ı çökerttiler, AFAD’ı çökerttiler" sözlerine isim vermeden sert tepki gösterirken, "Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede, ne çadırını ne yemeğini görmedik diyor. Be ahlâksız, be adi, be namussuz; günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor." ifadelerini kullandı.

- Deprem bölgesine yardımların yetersizliği ortaya çıkmışken bir de bağış rekabeti yaşandı. Ahbap Derneği 13 Şubat’ta pek çok ünlü ismin destek verdiği bir bağış kampanyası yaparak 850 milyon TL bağış topladığını duyurdu. Hemen iki gün sonra hükümet destekli ve bu kez 8 televizyon kanalının yayınladığı yine çok sayıda ünlünün katıldığı Türkiye Tek Yürek ortak yayınında AFAD ve Kızılay'a bağışlanmak için yardım toplandı. Canlı yayının sonunda bağış miktarı 115 milyar 146 milyon TL'yi geçerken, 9 milyondan fazla da sms gönderildi. 21 Şubat’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedelere yönelik sürdürdüğü ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyası kapsamında Halk TV’de düzenlenen ‘Halk Dayanışması’ canlı yayınında ise bir kez daha ünlülerin ama muhalif ünlülerin destek verdiği yardım kampanyasında 33 bin 098 aileye kira desteği için 330 milyon lira toplandı. Ertesi gün de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, depremlerden etkilenen vatandaşların barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla "Evim Yuvan Olsun" kampanyası başlattı.

- Hükümet destekli bağış kampanyalarında bir de skandal yaşandı. Deprem yardım programına 3 milyar lira bağışladığını ilan eden Cengiz Holding’e bağlı Eti Alüminyum AŞ’nin alüminyum yassı mamul üretim tesisi yatırımına ertesi sabah 3 milyar 10 milyon TL’lik yatırım için teşvik verildiği ortaya çıktı. Üstelik hükümetin kampanyasına destek veren tüm şirketlerin bağışları vergiden de düşülebilecekti.

- Maraş'taki depremlerinin üçüncü gününde depremzedelere gönderilmek üzere yardım kuruluşu Ahbap'a depremin üçüncü gününde 46 milyon TL’lik 2050 adet çadır satışı yaptığı ortaya çıkan Kızılay'ın, sahra eczaneleri kurmak ve ücretsiz ilaç dağıtmak için harekete geçen Türk Eczacılar Birliği'ne (TEB) ve ayrıca Arçelik, Opet, Michelin gibi firmalara da çadırları para karşılığında verdiği belirtildi. TEB Başkanı Arman Üney, tanesi yaklaşık 140 bin TL fiyatla 76 metrekare büyüklüğünde beş adet çadırı Kızılay’dan satın aldıklarını söyledi. Konuyla ilgili açıklama yapan Kızılay Başkanı Kerem Kınık ise "İşbirliği ahlakidir, akılcıdır, yasaldır.” Dedi. Kızılay’ın bir yardım kuruluşundan bir holdinge dönüşmüş olması da bir kez daha ayrıntılı şekilde tartışıldı.

- Bu olayın ardından Kızılay’ın AHBAP’a çadır yanında gıda maddeleri de sattığı ortaya çıktı. Çadır sattığı diğer firmalara da ayrıca konserve ve yapılan ikinci el yardımların satıldığı basında yer aldı. Kısa süre sonra da bu kez Mersin Limanı’nda depremzedelere giden ama ihtiyaç fazlasına dönüşen giysilerin, bazı belediye ve kurumlarca küresel bir atık toplayıcı olan AJ International’a satıldığı haberleri çıktı.

- Skandalların ardı arkası kesilmiyordu. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bursa’daki bazı meslek liselerinde çadır üretmek için atölyeler kurularak üretildiğini söylemişti. Ancak Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, bir basın açıklaması yaparak 410 çadırın Antep’ten Bursa’ya getirilip üzerlerine sadece Milli Eğitim Bakanlığı logosunun basılarak deprem bölgesine geri yollandığını açıkladı. Bu rezaletten sonra Bakan değil ama Bursa İl Milli Eğitim müdürü Serkan Gür görevinden alındı.

- Tüm bunlar yetmezmiş gibi depremin ilk günlerinde vinç operatörlerinin ve gıda tedarikçilerinin de depremzedelerden para aldığı ortaya çıktı. Deprem bölgesine gönderilen ve AFAD’ın kontrolüne verilen özel sektöre ait vinçlerin “Operatör yok. Para verirseniz çalışırlar” diyerek yurttaşlardan para aldıkları belirlendi. Para istenen kişilerden biri olan ve Hatay’da kızını kaybeden tiyatro sanatçısı Orhan Aydın “İlk dört gün su, çorba her şeyi para ile sattılar. Yol kenarlarına park edilen vinç sahiplerine gidip yalvardım. Saatine 10 bin TL istediler. Kızıma ulaşmaya çalıştım” diye konuştu.

- Deprem sonraki haftalar boyunca ve özellikle Kızılay skandalından sonra öğrenciler, siyasi partiler ve odaların yapmak istediği neredeyse tüm protesto ve basın açıklaması polis tarafından yasaklandı ve yüzlerce kişi birçok şehirde gözaltına alındı.

- Depremlerin ardından ara verilen Süper Lig'de maçlar, tribünlerden yükselen "hükümet istifa" sloganlarıyla başladı. 25 Şubat Fenerbahçe- Konyaspor maçında ve 26 Şubat’ta oynan Beşiktaş-Antalyaspor maçında tribünlerden "Hükümet istifa" sloganları. MHP Başkanı Devlet Bahçeli tribünlerden istifa sloganlarının atılması hakkında “sorumsuzluk ve şuursuzluktur" diyerek "Bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir.” dedi. Bunun üzerine önce Devlet Bahçeli, Beşiktaş üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu sonra da diğer bazı MHP’li üyeler Beşiktaş yönetiminden ve üyeliklerinden istifa ettiler.

- İçişleri Bakanı Soylu ise tribünlerden atılan 'Hükümet istifa' sloganına yanıt vererek, tehdit etti. Soylu, “Deprem meselesine gömüldüğümüzü zannedenler, kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler” dedi ve “bizim mesaimizi bölmesinler. Biz mesaimizi de böleriz. Ama bölerlerse, bu milletin karşı karşıya kaldığı süreçte bu millete haksızlık ederler. Ama mesaimizi bölmek isterlerse rahat böleriz.” diye de ekledi.

- Çok sayıda spor kulübü de hükümetin imdadına koşarak Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünlerinden atılan “Hükümet istifa” sloganlarını kınadı. İlk kınama mesajları Kayserispor, Konyaspor ve Alanyaspor’dan gelmişti. Daha sonra İstanbul Başakşehir, tüm futbolseverlerden ‘farklı ve faydasız amaçlara hizmet edenlerden uzak kalmasını’ istedi. Ankara Keçiörengücü sağduyu çağrısında bulundu. En son kınama mesajlarına Rizespor, Erzurumspor, Yeni Malatyaspor ve Afyonspor da katıldı. Çaykur Rizespor ise radikal bir çıkışla, sloganlar için ‘foseptik farelerinin çığlıkları 'değerlendirmesinde' bulundu. Hes İlaç Afyonspor, “Hükümet istifa” sloganı için ‘kirli siyaset ve zillet’ ifadelerine yer verirken Erzurumspor ‘etik dışı planlı provokasyon’ dedi.

- Bu sırada Adıyaman’a giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava nedeniyle ilk birkaç gün Adıyaman'da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için helallik istiyorum." dedi ve bilim insanlarının artçıların devam ettiği sırada inşaata başlanmaması gerektiği uyarılarına rağmen Mart’ta 30 bin konutun inşasına başlayacaklarını açıkladı.

- Ayrıca depremden sadece 2 hafta sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilan ettiği olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi'yle deprem bölgesindeki ormanlar ve meralar yapılaşmaya açıldı.

- 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporuna göre depremin toplam maliyeti Türkiye'de 148.8 milyar $ oldu. Türkiye'nin 2023 gayrisafi yurt içi hasılasının %9'una denk gelen maddi zarar, 1999 Marmara Depremi’nin yol açtığı maddi kaybın yaklaşık 6 katından fazlaydı.

- Hak odaklı çalışmalar yürüten altı örgütten oluşan sivil toplum heyeti, ayrıntılı bir deprem rapor hazırladı: Rapora göre, AFAD, UMKE, KIZILAY ve diğer resmi yapıların ilk iki gün deprem bölgesinde ya hiç ya da az sayıda ekiple bulunmuştu; bölgedeki bazı köylere ise haftalarca yardım ulaştırılamamıştı, yaşamını kaybedenlerin kimlik tespiti ve defin işlemleri bakımından tüm deprem bölgesinde geçerli standardize edilmiş bir sistem oluşturulmamıştı; Kürt, Alevi, Arap kasabaların, köylerin, mahalleler desteklerden ya geç ya da hiç yararlanamamıştı; mülteciler akıbetleri belli olmayacak şekilde araçlara doldurularak bölgeden zorla gönderilmiş ve mültecilere yönelik nefret söylemlerinin etkisi ile kriminalize edilmişlerdi; kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara, engellilere, gençlere ve yaşlılara özgü ihtiyaçlar takip edilmemiş, bu farklı ihtiyaçları odağa alan bir kriz yönetimi yapılamamıştı.

- Hatay'ın Karsu köyünden göç eden bir ailenin Amsterdam doğumlu kızı olan müzisyen Karsu Dönmez, Hollanda’da, Türkiye ve Suriye’deki depremzedelere yardım amacıyla düzenlenen ulusal dayanışma etkinliğinde herkesi duygulandıran bir şarkı okudu. 2 saatlik ortak yayın sırasında depremzedeler için yaklaşık 89 milyon Euro para toplanırken Hatay’da 16 yakınını kaybeden Karsu, depremde kaybettiği kuzeninin, kendisine ulaşamayınca telefonuna, “Neredesin sen?” diye sesli mesaj bıraktığını anlattı ve bu nedenle Neşet Ertaş’ın “neredesin sen?” şarkısını okudu.

Dünya

- Myanmar darbesi ikinci yılına girerken Amerikalı ve Britanyalı fosil yakıt şirketlerinin Myanmar’daki operasyonlarına devam ettiği ortaya çıktı. Guardian gazetesine sızan haberlere göre cunta rejimi insanlık suçlarını uygulamaya devam ederken Batı dünyasının bir kez daha iki yüzlülüğü gözler önüne seriliyordu. AB, Myanmar’a ekonomik yaptırım uygularken ABD ve Birleşik Krallık fosil yakıt şirketlerine yönelik herhangi bir yaptırım uygulamayarak kendi şirketlerinin bir krizi daha fırsata çevirerek yüksek karlar elde etmesine göz yumuyordu.

-Şirketler kar ededursun darbenin ikinci yıl dönümünde açıklama yapan Myanmar cunta yönetimi süresi dolan Olağanüstü Hal rejimini altı ay daha uzattığını ve bu yıl yapılması gereken demokratik seçimlerin ise ertelenerek başka bir bahara kaldığını açıkladı.

-Filipinler, Çin'in ihtilaflı Güney Çin Denizi'ndeki faaliyetlerini artırması ve Tayvan’ın statüsü konusundaki anlaşmazlık nedeniyle ABD’nin ülkede dört yeni askeri üsse erişimine izin verdi.

-İran’da 21 ve 22 yaşındaki bir çift, Tahran'daki Azadi (Özgürlük) Kulesi'nin önünde dans ederken çektikleri görüntülerini sosyal medya hesaplarından paylaşmaları sonrasında toplamda 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Görüntülerde başörtüsüz görülen bir kadın, erkek arkadaşı ile birlikte hiçbir şey söylemeden sadece dans ediyordu. Çifte yöneltilen suçlamalar arasında "yolsuzluğu ve fuhşu teşvik etmek", "ulusal güvenliğe karşı komplo kurmak" ve "devlete karşı propaganda yapmak" yer aldı..

- İsrail, terör suçlarından hüküm giymiş Arapları vatandaşlıktan çıkarmaya veya ikametinin iptaline ve Filistin Otoritesinden mali yardım alıyorlarsa Batı Şeria veya Gazze Şeridi'ne sürülmelerine izin veren bir yasa çıkardı..

- İsrail’de aşırı sağcı hükümete karşı yapılan haftasonu eylemleri Şubat ayı boyunca da onbinlerin katılımıyla devam etti. Aşırı sağcı koalisyonun parlamentoya Yüksek Mahkeme kararlarını değiştirme yetkisi veren yasa tasarısına karşı süren eylemler, tasarının parlamentoya sunulduğu gün dev gösterileri tetikledi. Yüz binin üzerinde eylemci parlamentoyu kuşattı ve vekillerin parlamentoya ulaşmasını engellemek için yolları kapattı. Şubat ayının son haftasında da 8. kez düzenlenen gösterilere bu sefer 300 bine yakın kişinin katılırken, Tel Aviv'deki eylemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının da görüldüğü dev bir poster açıldı. Putin, Orban, Netanyahu ve Erdoğan’ın resimleri üzerinde demokrasiyi yok ettikleri yazıyordu..

- İsrail ordusu Batı Şeria'nın Nablus kentine baskın düzenleyerek 11 Filistinliyi öldürdü, 102 kişiyi de yaraladı. Nablus'un tarihi Eski Şehir bölgesinde İslami Cihat Örgütü militanlarının bulunduğu öne sürülen bir evin etrafını çeviren İsrail askerleri, baskını protesto eden Filistinlilere gerçek mermiyle ateş açtı. Yaşanan katliamın ardından Gazze’den İsrail kentlerine füze atışları gerçekleşti. Filistinliler genel grev ve gösteriler örgütleyerek katliamı protesto etti. Yıl başından bu yana İsrail'in öldürdüğü Filistinlilerin sayısı 62'e ulaştı.

- Bu katliamından ardından Ürdün’de İsrailli, Filistinli, Mısırlı ve Amerikalı üst düzey yetkililerin katıldığı görüşmeler başladı. Fakat görüşmelerin başladığı gün önce Nablus yakınlarındaki Hawara’da iki İsrailli yerleşimci vurularak öldürüldü ve akşam da İsrailli aşırı sağcılar Hawara’yı basarak korkunç bir pogroma imza attı. Filistinlilere ait yüzlerce araç ve bina ateşe verildi, yüzün üzerinde kişi yaralandı, bir kişi vurularak öldürüldü. Netanyahu saatlerce güvenlik güçlerinin gelmediği olaylar hakkında sadece “kimse kendisini kanun yerine koymasın” dedi. Pogrom dünya çapında tepkilere neden oldu.

- Pogromun ertesi günü yine Hawara’da bir İsrailli sivil arabasında vurularak öldürüldü. Akşam ise Tel Aviv’de ırkçılık karşıtı bin kadar İsrailli pogromu protesto etti.

- Gösteriler devam ederken daha önce offshore hesaplara dair araştırmaları yayımlayan Uluslararası Gazeteciler Konsorsiyumu bu sefer de başında İsrailli eski bir özel kuvvetler çalışanının olduğu ve dünya çapında 33 başkanlık seçimine müdahalede bulunan bir grubu ortaya çıkardı. Kendisine Team Jorge diyen ekip “müşterileri”nin siyasi rakiplerine binlerce sosyal medya hesabı üzerinden karalama ve yalan haber kampanyası yapıyordu.

- Birleşik Krallık’ta grev yapmayı zorlaştıran yasa tasarının parlamentoya sunulmasının ardından son 10 yılın en büyük grevi gerçekleşti. Öğretmenlerin, devlet memurlarının, demiryolu ve otobüs işçilerinin ve üniversite çalışanlarının aynı anda çıktığı grevde yaklaşık 500 bin kişi iş bıraktı. Bazı sendikalar tarihlerinde ilk defa, ya da onlarca yıldır ilk kez grev kararı aldı.

- Bu genel grevden sadece günler sonra hemşireler ve ambulans çalışanları greve gitti. Hükümeti hemşirelere adil ödeme yapmayı reddederek ve sağlık çalışanlarını mesleklerinden zorla uzaklaştırarak "hastaları riske atmakla" kınayan on binlerce hemşire ve ambulans çalışanı, Ulusal Sağlık Hizmeti’nin tarihindeki en büyük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiş oldu.

- Fransa’da da emeklilik yaşanın yükseltilmesi tasarısına karşı grevler devam etti. Şubat’ın ilk haftasında genel grevlerin üçüncüsü gerçekleşti. 200'den fazla sokak gösterisine 757.000 kişinin katıldığı söylendi. Bir sonraki haftasonu ise bu kez 1 milyondan fazla kişi sokaklara indi.

- Brezilya’da Marcos do Val adlı senatör Jair Bolsonaro'nun darbe planlarını ifşa etti. 9 Aralık'ta Brezilya Devlet Başkanlığı Sarayı'nda darbe planlarının yapıldığı gizli toplantıya ilişkin detayları paylaşan senatör, eski Kongre üyesi Daniel Silveira'nın darbe önerisi yaptığında ve planını açıkladığında Bolsonaro'nun "sessizce oturduğunu" bir şey söylemese de planın açıklanmasını engellemediğini söyledi.

- ABD’de Çin’e ait olan ve askeri üsler hakkında istihbarat topladığı iddia edilen bir balon vurularak düşürüldü. Çin, balonun hava tahmin balonu olduğunu, rüzgarlar nedeniyle ABD’ye gittiğini açıkladı. Ardından yine Çin’e ait bir başka balon da Latin Amerika’da bulundu. Bu açıklamalardan bir hafta sonra ise önce Alaska üzerinde sonra da Kanada üzerinde ne olduğu belli olmayan iki cisim savaş uçakları tarafından vurularak düşürüldü. Bir sonraki gün de bu kez Michigan’da yine bir UFO Amerikan savaş uçakları tarafından düşürüldü. ABD medyasında “Çin ajanı balonlar” haberleri yapıldı. Çin de ABD'nin geçen yıldan beri en az 10 casus balonu Çin hava sahasına gönderdiğini iddia etti. Bu arada Kanada’da düşürülen balonun amatör bir baloncular kulübüne ait olduğu ve 400 bin dolarlık füzeyle düşürülen balonun sadece 12 dolarlık bir balon olduğu iddia edildi.

- ABD'de mahkeme, 11 Eylül saldırılarından etkilenenlerin, Afganistan Merkez Bankası'na ait olan ve Washington yönetiminin el koyduğu 7 milyar doların yarısını tazminat olarak alması yönündeki Biden yönetimi uygulamasına onay vermedi. Afganistan ekonomisinin yaklaşık yüzde 40'ına denk gelen paranın yarısı ile Afganistan’a insani yardım diğer yarısı ile 11 Eylül mağdurlarına tazminat ödenmesi planına karşı çıkan mahkeme "11 Eylül saldırılarının bedelini eski Afganistan İslam Cumhuriyeti ya da Afgan halkı değil, Taliban ödemelidir" dedi.

- İzmir’den yola çıkan ve içerisinde 200 civarı Afgan, İranlı ve Pakistanlı’nın bulunduğu mülteci teknesi İtalya açıklarında çarparak battı. 86 kişinin öldüğü açıklandı. Aşırı sağcı hatta faşist olarak da görülen hükümetin lideri Giorgia Meloni, mültecileri kurtarmak için çaba harcamadığı eleştirilerine karşı "vicdanım rahat" dedi.

- Yapay zeka konusunda yeni bir radikal adım daha atıldı. Dünyanın ilk yüzde 100 yapay zeka radyo kanalı Radio GPT yayına başladı. “Canlı, yerel ve Yapay zekanın çalıştırdığı” sloganıyla yayın hayatına başlayan radyonun tüm programcıları, sunucuları, DJ’leri yapay zekalardan oluşuyordu.

Ukrayna Savaşı

- Ukraynalı STK’lar kömürden çıkış ve Adil Geçiş planı çağrısı yaptı. Savaş bütün yıkıcılığıyla sürerken çok sayıda STK’nın yan yana gelerek hazırladığı “Ukrayna’nın Savaş Sonrası İyileşmesinde Kömür Madenciliği Bölgelerinin Adil Geçişine İlişkin Sivil Toplum Pozisyonu” başlıklı çalışma, savaş sonrası için adil bir geçiş programı hazırlıklarına şimdiden, savaşa rağmen başlanması gerektiğini söylüyordu.

- Pulitzer Ödüllü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, inanılmaz bir gazetecilik örneğine daha imza atarak, geçen yıl Kuzey Akım boru hattı sisteminin sabote edilmesinin arkasında ABD donanmasının olduğunu iddia eden bir haber yayınladı. Hersh bombaların Norveç gizli servisinin yardımıyla bir NATO tatbikatı kamuflajı ile yerleştirilip 3 ay sonra patlatıldığını içeriden aldığı bilgiye dayandırarak duyurdu. İlginç bir şekilde Hersh’ün bu iddiası Guardian gibi önemli gazetelerde yer bulamadı.

- Norveç Savunma Bakanlığı, Rusya Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Kuzey Filosu'ndaki savaş gemilerinin 30 yıldan beri ilk kez taktiksel nükleer silahlarla donatıldığını öne sürdü. "Konvansiyonel savaş kapasitesi zayıflayan Rusya için nükleer silahların önemi ciddi şekilde arttı" ifadelerine yer verilen Bakanlık raporunda, bu durumun NATO ülkeleri için göz ardı edilemeyecek bir tehdit oluşturduğu savunuldu.

- Fosil yakıt şirketleri Batının Rusya’ya uyguladığı yaptırımları aşmaya devam ediyordu. Bloomberg’in ortaya çıkardığı habere göre 311 gemi sinyallerini kapatarak Rusya’ya giden bir “karanlık filo” oluşturdu. Haberde, AB’nin geçen yılın sonlarında aldığı Rus petrolüne yönelik yasakların Şubat başında yürürlüğe girdiği ama şirketlerin hızla bu yasakları aşmanın yolunu bulduğu belirtildi. Guardian gazetesi ise Shell ve Vitol şirketlerinin ise Rus petrollerini AB yerine Türkiye’ye taşıyarak buradan Avrupa’ya sattığını yazdı.

- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ile savaşı başlatmasının birinci yıl dönümüne üç gün kala yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında Batı'yı, bu savaşı kışkırtmak ve tırmandırmakla ve ayrıca da Ukrayna'daki neo-Nazi ideolojiyi görmezden gelmekle suçladı. "Biz savaşı durdurmak için güç kullandık ve kullanıyoruz. Evimizi ve insanlarımızın canlarını koruyoruz, Batı'nın istediğiyse sınırsız hakimiyete sahip olmak" diyen Putin iki ülkenin uzun menzilli nükleer savaş başlıklarının sayısını 1550 ile sınırlayan SALT anlaşmasını askıya aldığını ilan etti.

- Putin, konuşmasını tuhaf bir biçimde aile ve dini değerlere de getirerek "Kendi insanlarına yaptıklarına bakın, aileyi, kültürel ve ulusal kimliği yok ediyorlar. Pedofili dahil çocuk istismarı hayatlarının normali haline geliyor ve papazlar aynı cinsiyetten evlilikleri kutsamak zorunda kalıyor" diyerek Batıyı “eleştirdi”. Yetişkin insanların hayat tarzlarına karışmayı kimsenin planlamadığını belirterek "dünya dinlerinin kutsal kitaplarına bakın. Ailenin bir erkek ve bir kadının birliği olduğu da dahil olmak üzere her şeyi yazıyorlar ancak bu kutsal metinler bile artık sorgulanıyor" ifadelerini kullandı.

- 24 Şubat’ta birinci yılını dolduran savaşta her iki tarafın da savaş suçu işlemiş olabileceğine dair kanıtlara yer verildi. Avrupa Birliği Adalet Komisyonu'na göre Ukrayna Savaşı'nın başından bu yana 65 bin savaş suçu vakası tespit edildi.

- BM verilerine göre, savaşın başından bu yana 8 milyondan fazla Ukraynalı ülkeden kaçtı ve Avrupa'da mülteci oldu. 5 milyon 300 binden fazla insan ise ülke içerisinde göç etti.

- İki taraftan da 100’er bin askerin öldüğü tahmin edilirken BM, 8 bine yakın da Ukraynalı sivilin öldürüldüğünü duyurdu.

- Askeri yardımlarda 30 milyar dolara yaklaşan bir toplamla ABD başı çekerken, AB ülkeleri ve İngiltere'nin askeri yardımları da 20 milyar dolara yaklaştı.

İklim-Çevre

- 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde bilim insanları son 50 yılda tüm dünyadaki sulak alanların en az yüzde 35’ini kaybettiğimizin altını çizdi. Türkiye’de ise son 60 yılda 260’tan fazla gölün, derenin, sulak alanın işlevsiz hale geldiğini ya da kuruduğunu, ayrıca 2023 yılı ocak ayı itibariyle sulak alanlarımızdaki su kayıplarının ortalamasının yüzde 75’in üzerinde olduğunu belirtildi.

- Bir başka araştırmada ise bilim insanları ilk kez tarihsel olarak ne kadar sulak alanının yok olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre son 300 yılda Avrupa, ABD ve Çin'deki sulak alanların yarısı yok edilmişti. Üstelik Birleşik Krallık, İrlanda ve Almanya gibi bazı bölgelerde kaybolan sulak alanların oranı %75'ten fazlaydı. Bilim insanları, 300 yılda küresel olarak, Hindistan büyüklüğünde bir alanın ortadan kalktığını açıkladı.

- 1959 yılından bu yana en uzun yağışsız dönemini yaşayan Fransa 21 Ocak’tan 21 Şubat’a kadar art arda 32 gün boyunca kayda değer bir yağış almadı. Yine yılın ilk iki ayında Alplerin normalden yüzde 63 daha az kar yağışı aldığı açıklandı. İtalya’nın Venedik kentinde ünlü kanalların bir kısmı kurudu, gondolların kanal tabanına oturduğu görüldü. Po Nehri, mevsim normalinden yüzde 61 daha az suya sahipti. İngiltere de 1993’ten beri en yağışsız Şubat ayını yaşadı.

- Türkiye’de ise İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, "su dönemi olarak tarif ettiğimiz ekimden bu yana 5 aylık periyotta, tarihimizin en az yağışını aldığımız dönemini yaşıyoruz” diye belirterek, İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranının yüzde 35,5'lerde olduğunu açıkladı. Bu arada su şehri diye bilinen Bursa’da Nilüfer Barajı tamamen kurudu. İzmir’in ise önceki yılın Ekim-Şubat dönemine kıyasla %31 daha az yağış alarak ciddi bir kuraklık yaşamakta olduğu açıklandı.

- Şili’de Şubat’ın ilk günlerinde 200’ün üzerinde orman yangını yaşandı ve en az 23 kişi hayatını kaybetti. Aynı sırada ABD ve Kanada’da aşırı soğuklar en az 11 kişinin canını alıyordu. Amerikan Ulusal Hava Durumu Hizmetleri dondurucu havanın 'bir kuşakta bir kez görülebilecek' bir olay olduğunu açıkladı. Yaklaşık 10 eyalette 'en düşük sıcaklık' rekoru kırıldı. Türkiye’de de kurak bir kışın ardından sonunda kar yağmaya başlamıştı ancak kar özellikle Marmara’ya fırtına ve aşırı soğuklarla birlikte gelmişti.

- Yeni Zelanda’yı vuran Gabrielle Kasırgası nedeniyle ulusal acil durum ilan edildi. Sel suları ve şiddetli rüzgarlar, taşkınlara, toprak kaymalarına ve 250 bin kişinin elektriğinin kesilmesine neden oldu. 9 kişi hayatını kaybetti. Başbakan Chris Hipkins kasırga için “Yeni Zelanda'nın son yüzyılda gördüğü en büyük hava olayı” dedi.

- Brezilya‘nın güneydoğusundaki kıyı bölgelerinde şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel ve heyelan, 57 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yerinden olmasına  neden oldu. São Paulo eyalet yetkilileri, uzmanların ‘eşi görülmemiş, aşırı bir hava olayı’ olarak nitelendirdiği şiddetli yağışların ardından altı şehirde 180 günlük ‘acil durum’ ilan etti.

- Shell ve ExxonMobil’den sonra bir diğer dev fosil yakıt şirketi BP, 2022 yılı için önceki yıla göre iki kat artışla 28 milyar dolarlık rekor bir kâr elde ettiğini duyurdu. Ancak hemen ardından da emisyon azaltma hedeflerini düşürdüğünü duyurdu. Daha önceki tahmininden daha fazla fosil yakıt üretimi planladığını açıklayan BP, daha önce fosil yakıt üretimini 2019 seviyelerinin %40 altına düşüreceğini açıklamışken şimdi 2030 yılına kadar üretimi yalnızca %25 oranında azaltmayı planladığını açıkladı.

- Centre for Climate Reporting tarafından yapılan bir araştırma Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleşecek ve başkanlığını devlete ait fosil yakıt şirketi Adnoc’un CEO’su Sultan Ahmed El Cebir’ın yaptığı zirve ekibinde en az 10 fosil yakıt şirketi çalışanının olduğunu ortaya çıkardı.

- ABD’nın doğu eyaletleri en sıcak Ocak ayını yaşadıktan sonra baharda açması gereken çiçekler Şubat’ın sonlarında yani 20 gün kadar erken açtı. New York'ta nergisler açtı, Kuzey Carolina'da kırmızı akçaağaçlarının yaprakları filizlendi, Washington'da kiraz çiçekleri tomurcuklandı. Bu sırada yıllardır aşırı kuraklıkla boğuşan Kaliforniya kar fırtınası nedeniyle karlar altında kaldı ve 100 binden fazla haneye elektrik verilemedi.

- Araştırmacılar PFAS şeklinde kısaltılan sonsuza dek doğada bulunmaya devam eden kimyasalları akrepler, pandalar, Sibirya kaplanları, kaplumbağalar, atlar, köpekler, deniz aslanları, yaban domuzları, su samuru ve istiridyeler dahil 120 kadar türün kanında bulunduğunu tespit etti. Bu kimyasalların kanserden karaciğer hastalıklarına kadar birçok ölümcül hastalığa neden olabildiği biliniyordu.

- ABD’nin Ohio eyaletindeki Doğu Filistin kasabasında 150 vagonluk bir tren devrildi. PVC plastik üretmek için kullanılan 5 vagon dolusu vinil klorür çevreye yayıldı. Kimyasal maddelerin tren yolu şirketi Norfolk Southern tarafından “kontrollü şekilde” doğaya salındığı açıklandı. Bunun üzerine toplantı düzenleyen kasaba halkı sağlık şikayetlerini dile getirse de tren şirketi toplantıya katılmadı. Şirket, sadece kontrollü salımın herhangi bir sağlık riski taşımadığı açıklamasıyla yetindi. Buna karşılık demiryolu işçilerini temsil eden Birleşik Demiryolu İşçileri ittifakı ise ülkenin demiryolu sisteminin kamulaştırılmasını talep eden bir açık mektup yayınladı. Çevre grupları, sendikalar ve Bernie Sanders şirketin güvenlik yerine hızı önceleyen kar hırsının kazaya neden olduğunu söylediler.

- Küresel sıcaklık artışının yüzde 30’una neden olan metan emisyonları 2022 yılında 135 milyon tonla rekor seviyede kalmaya devam etti. Metan emisyonlarının yüzde 75 azaltılmasına imkan sağlayan teknolojiler mevcut olmasına rağmen, fosil yakıt üreticileri bu düşüşü sağlamak için 2022’deki gelirlerinin sadece yüzde 3’üne denk gelen 100 milyar dolarlık yatırımı gerçekleştirmemişti. Kömür, petrol ve doğal gaz sektörlerinin her biri 40 milyon ton metan emisyonuna yol açtı. Uydu görüntüleri sadece 2022’de petrol ve gaz operasyonlarından kaynaklı 500 “süper salım” olayı tespit edildi.

- Geçtiğimiz yıl söküm için İzmir'in Aliağa limanına doğru yola çıkan fakat tonlarca asbest kullanılmış ekipman barındırdığı için çevreci örgütlerin direnişi sayesinde Türkiye karasularına giriş yasağı konan Brezilya’ya ait Sao Paolo gemisinin batırılacağı açıklandı. Tonlarca kimyasal zehir taşıyan ve nükleer silah denemeleri sebebiyle radyoaktiviteye de maruz kalan geminin su almakta olduğu iddiasıyla okyanusa batırılacağı söylendi. Başlangıçta çevreye zararı olmadığı söylenen Fransız imalatı geminin imal eden ülkede, tüm maliyetine rağmen geniş tedbirlerle sökülmesi gerekiyordu ama kolay yol bulunmuş oldu ve gemi denizin dibine batırıldı.

Mart

Ayın Sözü:

"Patriyarkal kapitalizmin yol açtığı yıkım, bizlere doğal afet diye açıklanmaya çalışılıyor. Doğayı, kentleri rant uğruna mahvedenler, afete müdahale biçimleriyle de insan hayatına zerre önem vermediklerini gösteriyor."

21. Feminist Gece Yürüyüşü için İstanbul buluşan kadınlar 'Hayatlarımız değil, patriyarka yıkılsın diye feminist isyandayız!' diyerek yaptıkları basın açıklamasında deprem felaketine bu sözlerle dikkat çektiler.(Artı Gerçek)

Dünya

- İran'da Mahsa Amini’nin 'ahlak polisi' tarafından gözaltına alınırken ölmesinin ardından patlak veren protestolara katılan kadın öğrencilerde zehirlenme vakaları görülmeye başlandı. Daha önce Kum ve Burucerd başta olmak üzere birçok şehirde görülen toplu zehirlenme vakaları Tahran’da da yaşandı. Bir hafta içerisinde ülke genelinde 26 okulda zehirli gaza maruz kaldığı için rahatsızlanan kız öğrencilerin sayısı 1.200’ü buldu. Zehirlenme olayının ardından uzun süredir oldukça azalan gösterilerde yeniden artış yaşandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de İran’ın bazı şehirlerinde sokak gösterileri gerçekleşti.

-Yunanistan’da 350 yolcunun bulunduğu bir yolcu treni ile bir yük treninin çarpışması sonucu 57 kişi hayatını kaybetti. Trenlerde çoğu tatilden dönen öğrenciler bulunuyordu. Yunanistan solu sokaklara döküldü. Ulaşımda özelleştirmeler ve neoliberal politikaların bu cinayete temel hazırladığını ileri süren partiler iktidarın hesap vermesi gerektiğini söylediler. Demiryolu işçileri, demiryolu ağındaki güvenlik sistemlerinin yıllardır yetersiz olduğunu söyleyerek sekiz gün süren grevler düzenledi.

- Demiryolu işçilerinin grevlerine 8 Mart’ta diğer sendikalar ve öğrenciler de genel grevle destek verdi. Grev günü 60 bin kişi sokaklardaydı. Grevin ardından hükümet Nisan ayında yapılması planlanan erken seçimlerinin ertelendiğini açıkladı. Grevler ilerleyen haftalarda da devam etti.

- Yunanistan’da bu eylem ve grevlerin sürdüğü sırada ülke bir mahkeme kararıyla şoke oldu. 473 kişinin yer aldığı rotadan çıkmış bir mülteci teknesini kurtararak kıyıya sağ salim ulaştıran Mısırlı bir göçmen balıkçı, 280 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mısırlı balıkçının, aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı göçmenleri yasadışı yollardan Yunanistan'a götürerek insan kaçakçılığı yaptığına karar verildi.

- Fransa’da emeklilik reformu yasasına karşı yüzbinlerin katıldığı eylemler ve grevler Mart ayında da devam etti. Ancak tasarı tüm protesto ve grevlere rağmen Senato’da kabul edildi. Meclis’teki oylamaya dakikalar kala Macron hükümeti tasarıyı Anayasa’nın özel bir maddesine dayanarak Meclis onayına sunmaktan vazgeçti ve yasayı doğrudan yürürlüğe sokma kararı aldı. Bunun üzerine binlerce kişi sokaklara indi, polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Meclis oylamasını atlayarak yasayı yürürlüğe koyması üzerine muhalefet Macron hükümetini mecliste güven oylamasına tabi tuttu. Macron sadece 9 oy farkla güvenoyu almayı başardı.

- İngiltere’de, geçen yıl farklı sektörlerde başlayan grev dalgası, enflasyonun üzerinde maaş zammı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda anlaşmaya varılamaması nedeniyle devam etti. Mart ayı ortasında yüz binlerce öğretmen, akademisyen, memur, doktor ve metro çalışanı greve gitti. Birleşik Krallık’ın Sendikalar Konfederasyonu (TUC), son on yılın en büyük grevine yaklaşık 500 bin kişinin katıldığını açıkladı.

- İsrail’de aşırı sağcı koalisyonun Yüksek Mahkeme’yi etkisizleştirme tasarısına karşı düzenlenen demokrasi mitingleri her hafta yüzbinlerin katılımıyla sürerken İsrail güvenlik güçlerinin ve İsrailli aşırı sağcı grupların Filistinlilere yönelik saldırıları da devam etti. Geçen ayın sonunda Huwara kentinde yaşanan pogromdan sonra yine aynı yerde Filistinlilere yönelik ırkçı saldırılar gerçekleşti. Mart ayı boyunca Batı Şeria’dan hemen her hafta ölüm haberleri gelmeye devam etti.

- İsrail ordusu içerisinden, hükümetin yüksek mahkemeye yönelik tasarısına karşı tepkiler yükselmeye başladı. Ordunun çeşitli aralıklarla eğitime alınan yedek askerleri arasında eğitime katılmayı reddeden gruplar ortaya çıktı. Özellikle elit bir savaş pilotu birliği olan 69. Squadron (Filo) içerisinde 3 pilotun eğitime katılmayı reddetmesi büyük ses getirdi. Başbakan Netanyahu, yedek askerlerin bu tepkisini İsrail için “varoluşsal bir tehdit” olarak nitelendirdi.

- Gösterilerin on birinci haftasında da onbinlerce kişi meydanları doldururken, istihbarat kurumlarında görevli bir grup gönüllü yedek de hükümete tepki olarak bazı görev emirlerine uymayacaklarını açıkladı. İsrail basın kuruluşlarına gönderilen bir mektupta, kendilerini "askeri özel kuvvetlere mensup gönüllü yedek askerler" olarak tanımlayan grup, "Demokrasi güvence altına alındığında gönüllü olmaktan mutluluk duyarız ancak bir diktatörle sözleşmemiz yok" dedi.

- Haftalarca süren ve yüzbinlerin katıldığı gösterilerin ordu ve bürokrasi içerisinde de bölünme yaratması, özellikle yedek askerlerin görev almamaya başlaması üzerine Savunma Bakanı Yoav Gallant "Düzenlemeyi durdurun" çıkışında bulundu. 13 haftayı bulan bu büyük mücadelenin sonunda Netanyahu düzenlemeyi İsrail Parlamentosu'na (Knesset) sunmayı ertelediğini açıkladı.

- ABD’de 2008 ekonomik krizinden sonraki en büyük banka iflasları gerçekleşti. Silikon Vadisi diye bilinen yüksek teknoloji alanında kredi sağlayan en önemli bankalardan Kaliforniya merkezli Silicon Valley Bank (SVB), battı ve bankaya kayyum atandı. SVB, ABD'nin büyük bankaları arasında 16'ncı sırada yer alıyordu. Hemen ardından da New York merkezli Signature Bank'a kayyum atandı. Bankacılık sektöründe yaşanan panik sonucu JPMorgan, Bank of America ve Wells Fargo hisseleri yüzde 5’in üzerinde düştü.

- Bankacılık şoku Avrupa’ya da sıçradı. İsviçreli bankacılık devi Credit Suisse'in hisselerinde yüzde 29'u aşan bir kayıp yaşandı. Bankanın 1 haftada kaybettiği değer yüzde 40.6’ı buldu. Credit Suisse'te yaşananların etkisiyle Avrupa borsalarında ve banka hisse değerlerinde düşüşler yaşandı.

- 20 Mart, Irak’ın ABD öncülüğündeki işgalinin 20. Yılıydı. ABD’de birçok yerde savaş karşıtları sokaklara çıktı. Bu sırada Irak savaşı belgelerini yayınlayan Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın mahpusluğu devam ediyor ve ABD’ye iadesi bekleniyordu. Savaşın 20. Yılında Assange da unutulmadı. Kendisi için yapılan bir şarkı yayınlandı.

- Guardian gazetesinin sahibi konumundaki Scott Trust şirketi, gazetenin kurucularının transatlantik köle ticareti ve sahipliğinde oynadığı rol için bir özür yayınladı ve on yıl boyunca bir restorative-onarıcı adalet programına başlayacaklarını duyurdu. 2020'de başlayan ve Guardian gazetesinin kurucuları ile kölelik arasında bir ilişki olup olmadığını inceleyen akademik araştırmanın sonuçlarına göre gazetenin 1821 yılında kurucusu olan pamuk tüccarı John Edward Taylor ile kuruluşunu finanse eden diğer Manchesterlı işadamlarının kölelik sistemi ile bağları ortaya çıkarıldı. Özür metninde, gazetenin kurucularının insanlık suçu işledikleri ve gazetenin pamuk ticaretini savunan yazılarından ötürü mağdurların ailelerinden özür dilediği yazıyordu. Açıklanan onarıcı adalet programın 10 yıllık bir süreçte 12,3 milyon doları bulacağı belirtildi. Program dahilinde Guardian, hem kölelik sistemine dair özel bir yayıncılık yapacağını hem de siyah hareketini takip eden muhabirler çalıştırarak bu konuda daha fazla haber yayınlayacağını açıkladı.

Ukrayna Savaşı

- Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında, savaş suçları işlediği iddiasıyla tutuklama kararı çıkardı. ICC’nin Putin’e yönelttiği suçlamalar arasında, Ukrayna’da işgal ettiği bölgelerde bazı çocukların yasa dışı şekilde Rusya’ya götürülmesi de yer alıyordu. ICC ilk kez BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden birinin başkanı hakkında böyle bir karar almış oldu.

- Ukrayna savaşının kilitlendiği Bakhmut savaşında Mart ayının sonunda iki tarafın da çok ağır kayıplar vermesine rağmen Rus ordusu ve Wagner birliklerinin saldırısı durduruldu. Rus Savunma Bakanlığı ile özerk Wagner Grubu arasındaki gerilim ve rekabetin de bu başarısızlıkta payı olduğu söylendi. Sokak sokak, bina bina çatışmaların yaşandığı, Rus birliklerin çok ağır bombardımanı altında süren Bakhmut çatışmaları, Ukrayna savaşının en uzun ve en kanlı cephesi olarak kayda geçti.

Türkiye

- Depremin ilk günlerinde yaşanan büyük bir skandal ortaya çıktı. Hatay’daki Özel Defne Hastanesi, Antakya’daki Özel Doğu Akdeniz Hastanesi ve Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde depremden sonra yoğun bakım ünitelerinde bulunan onlarca hasta ve bebeğin günlerce unutulduğu ve bu sürede birçoğunun hayatını kaybettiği haberleri ulusal basında yer aldı.

- Felaketler yetmezmiş gibi, çadır alanlarına hizmet veren özel elektrik şirketlerinin çadırlara sayaç takarak bu koşullarda dahi para kazanma amaçlarından vazgeçmedikleri görüldü.

- Eleştirilerin odağındaki AFAD’a dair skandallar da bitmek bilmedi. AFAD'ın 16 kişilik yatağı, duşu ve tuvaleti olan TIR’larını İstanbul’da Hasdal yerleşkesinde tuttuğu ve uzun süre deprem bölgesinde göndermeği ortaya çıktı.

- Ayrıca Kızılay’ın Etimesgut’taki çadır fabrikasını uzun bir süredir AKP Keçiören ilçe teşkilatı kurucularından Ali Gökşin’in işlettiği ortaya çıktı. AKP’li Gökşin, Kızılay’ın fabrikasını kiralayarak ürettiği çadırları Kızılay’a satıyor, Kızılay da satın aldığı çadırları AFAD’a ve başka derneklere, firmalara satıyordu.

- Mart ayında deprem tartışmaları en çok enkazların atılması ve kalıcı konutların inşasına başlandığı alanlar üzerinden yapıldı. Maraş’ta Sütçü İmam Üniversitesi’nin Türkiye'de tek, dünyada üç tane olan gen merkezi alanında kalıcı konut inşaatına başlandı. Ceviz, antepfıstığı ve badem ağacı genlerinin geliştirildiği sahaya konut yapılmasına çevreciler ve üniversite hocaları tepki gösterdi. İklim Adaleti Koalisyonu da Hatay’da, yıkılan binaların enkazlarının Altınözü ilçesindeki zeytinliklerin olduğu alana ve Samandağ’da deniz kenarına döküldüğünü duyurdu.

- Deprem bölgesini Şubat ayının soğuklarının ardından Mart ayı ortasında da aşırı yağışlar ve sel felaketi vurdu. Urfa, Malatya, Adıyaman ve Diyarbakır’da birçok çadır kent seller nedeniyle yaşanamaz hale geldi. Beşi Suriyeli göçmen olmak üzere 19 kişi yaşamını yitirdi. Ev ve işyerleri sular altında kaldı, arabalar sürüklendi.

- Deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken bir yandan da seçim sathına giren ülke, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in açıklamasıyla sarsıldı. Bir önceki gün 6’lı Masa veya Millet İttifakı’nın başkanlar toplantısında başkanlık seçiminde ortak aday çıkarma konusunda uzlaştıkları deklare edilmişti. Ancak Akşener ertesi gün beklenmedik bir çıkışla Kılıçdaroğlu’nun aday olarak çıkarılmaya çalışılmasının kendilerine yönelik bir baskı olduğunu ve kendilerinin noter mekanizması olmadığı yönünde ağır eleştiriler getirerek ABB Başkanı Mansur Yavaş ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na aday olma çağrısında bulundu.

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise "Halil İbrahim Sofrası" konuşmasını bir video ile paylaştı. Seçim döneminde oldukça ünlenen bu açıklamasında Kılıçdaroğlu “Türkiye'nin bütün renklerini birleştire birleştire kazanmak için yola çıktık. Soframız böylece gittikçe genişledi. Çünkü amaç sadece ceberrut sarayı göndermek ya da değiştirmek değildir. Amaç, aynı zamanda yeni güzel bir Türkiye oluşturmaktır. Bu sofraya şu oturmasın bu oturmasın diyerek bu ülkeyi toparlayamayız” dedi.

- Bu sırada İYİ Parti’ye gelen olağanüstü tepkiler sonucu Akşener geri adım atarak sadece üç gün sonra yeniden 6’lı masaya döndü. Dönüş formülü olarak da Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları gösterildi. Bu şekilde kameraların karşısına çıkan 6 siyasi parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ortak adayları olarak ilan etti.

- Türkiye, deprem gündemi yerine Akşener’in çıkışını tartışırken yeni bir olağanüstü gündemle daha sarsıldı. Bursaspor- Amedspor maçı ırkçı saldırılara sahne oldu. Önce Amedspor’un oteli önünde “ne mutlu Türküm diyene” sloganları eşliğinde havai fişek atıldı ardından maçtan hemen önce Bursapor oyuncuları Amedspor oyuncularına saldırdı. Maç öncesinde Bursa taraftarı “Şehitler ölmez vatan bölünmez”, “Ne mutlu Türküm diyene” gibi sloganlar attı. Maç esnasında ise beyaz Toros ve Jitem üyesi olduğu söylenen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın fotoğraflarının bulunduğu pankartlar açıldı ve sahaya aralarında bıçak ve merminin de olduğu çok sayıda tehlikeli madde atıldı. Hakemler tüm bunlara rağmen maçı tatil etmedi ve Bursaspor Amedspor’u 2-1 mağlup etti.

- Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Bursaspor'a 9 maç seyircisiz oynama cezası verdi. Fakat Bursaspor Kulübü, "Bu ceza bize değil tek çatı altında bir araya gelen tüm takımların vatansever taraftarlarına verilmiştir" şeklinde bir açıklamayla ırkçı saldırganlıktan yana tavır aldı.

- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde binlerce kadın birçok ilde sokaklara indi. İstanbul’da 21. Feminist Gece Yürüyüşü için Taksim’e çağrı yapan kadın örgütleri bu yıl da eylem yasağıyla karşılaştı ancak "8 Mart Yasaklanamaz!" diyen binlerce kadın Cihangir’de buluşmayı başardı. Son derece renkli döviz ve pankartlar taşıyan kadınlar “Bu, sokak arasında yaptığımız son 8 Mart olsun” dediler ve “hükümet istifa”, “Emine’nin kocası istifa” sloganları attılar.

- 21 Mart’ta Newroz birçok kentte coşkuyla kutlandı. Seçimlere yönelik yapılan konuşmalarda 14 Mayıs’ta Erdoğan’ın yenileceği anlatıldı. HDP’nin kapatılması ihtimaline karşılık olarak Yeşil Sol Parti’den seçimlere girileceğini açıklanması nedeniyle tüm miting alanlarında HDP ve Yeşil Sol Parti bayrakları vardı. İstanbul ve Diyarbakır Newrozlarında yüzlerce kişi çoğunlukla sarı-yeşil-kırmızı atkı, bere, poşu, bayrakla alanlara girmekte ısrar ettiği için gözaltına alındı.

İklim-Çevre

- Afrika’nın güneyinde meydana gelen Freddy Tropikal Fırtınası Mozambik, Madagaskar ve Malawi’de bin beş yüz kadar insanın canını aldı, 655 milyon dolar zarara yol açtı. Freddy, Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından bu bölgede görülen en şiddetli fırtınalardan biri ve 37 gün sürmesi sebebiyle de en uzun süren fırtına olarak kaydedildi.

- ABD’nin yıllardır kuraklık yaşayan eyaleti Kaliforniya’yı ise önce çok sert bir kar fırtınası vurdu ve ardından kar ve yağmur yağışıyla birlikte “atmosfer şelalesi” adı verilen hava olayı yaşandı. Meydana gelen sellerde en az 14 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda konut kullanılamaz hale geldi.

- Fırtınalar durmadı ve Mississippi eyaletinde meydana gelen hortumlar nedeniyle en az 23 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda insan, yıkılmış binaların enkazı altında mahsur kaldı.

- Mart ayının sonlarında İspanya’da bu yılın ilk büyük orman yangını yaşandı. Sıcaklıkların 30 dereceyi aştığı Valencia kentinde yaşanan orman yangınında binlerce hektar orman alanı kül olurken 1.500 kişi bölgeden tahliye edildi. Kurak geçen kışın sonunda 30 dereceyi bulan sıcaklıklarla birlikte yaşanan orman yangını gelecek ayların da habercisiydi. Ardından da Asturias bölgesinde çıkan orman yangınları nedeniyle son 20 yılın en kötü mart ayı yaşandı. 20 bin hektar alanı etkileyen yangınlar üç hafta boyunca söndürülemedi.

- Greta Thuberg geçtiğimiz ay Almanya’da açık kömür sahasının genişletilmesi eylemlerinde gözaltına alınmasının ardından bu kez de Norveç’te Enerji Bakanlığı’nın önündeki oturma eyleminde gözaltına alındı. İskandinavya’nın – ve tüm Avrupa’nın – tek yerli halkı olan Sami halkına ait topraklarda 150 kadar rüzgâr türbini yapılması projesine karşı gerçekleşen eylemlerde Thunberg “iklim eylemi bazı insanların yaşamı pahasına yapılan bir şey olamaz. O zaman bu iklim adaleti olmaz” dedi.

- Guardian'a göre, çoğu petrol ve gaz tesislerinden olmak üzere 1.000'den fazla "süper emisyon yayıcı" saha, 2022'de atmosfere metan salıyordu. Başka bir analiz de dünya çapında tek başına ABD'de 30 yıllık tüm sera gazı emisyonlarına eşdeğer metan çıkaracak olan 55 "metan bombası" (1 milyar ton CO2 salımına eş değer salım) olduğunu ortaya koydu.

- ABD'de iş yapan 26 petrol şirketini analiz eden bir rapora göre, Big Oil denilen bu dev fosil yakıt şirketleri 2022 yılında toplu olarak 290 milyar dolarlık kârla, 2021 yılına göre kârlarını % 126 oranında artırdı.

- Bu arada ABD Başkanı Joe Biden, Alaska’da Willow projesi isimli bir fosil yakıt çıkarma projesine onay vererek iklim aktivistlerinin sokaklara dökülmesine neden oldu. Dev bir karbon bombası olan projenin 30 yıl boyunca 580 milyon varil petrol üreteceği ve 270 milyon ton CO2 saalımı yapacağı belirtiliyordu. Bu yetmezmiş gibi, bu karardan hemen 2 hafta sonra ise Biden bu kez de Meksika Körfezi’nde İtalya’nın yüzölçümü büyüklüğünde bir alanda fosil yakıt arama izni verdi. Seçimlerin öncesinde “iklim başkanı” denilen Biden böylece bu titri ne kadar hak etmediğini göstermiş oldu.

- Bilim insanları plastik atıkların canlılarda yol açtığı bir hastalığı ilk kez tanımlandı. Yutulan plastiğin yabani hayvanlardaki patolojik etkilerinin ilk kez belgelendiği hastalığa "plastikoz" adı verildi. Avustralya'nın Lord Howe Adası'ndaki yelkovan kuşlarında görülen hastalığın, plastiğin midedeki yumuşak dokuyu tekrar tekrar zedelemesi sonucu geniş bir yara dokusu oluşturduğu belirlendi.

- Brezilya kıyılarındaki ücra bir volkanik ada olan Trindade Adası'nda ise "plastik kayalar" keşfedildi. Keşif karşısında dehşete düşen araştırmacılar, plastik kirliliğinin Dünya'nın jeolojik özelliklerine işlediğine işaret ediyordu. "Plastiglomerat" adı verilen kayaçların, erimiş plastik ve tortu tabakasından oluştuğu ve çoğunlukla sıcaktan eriyerek kayalarla birleşen balıkçı ağlarından kaynaklandığı açıklandı.

- Bilim insanları, fosfat kullanımında gezegenin sınırlarına gelmekte olduğumuz ve “fosfogedon”a yani fosfat kıyametine doğru gitmekte olduğumuzu açıkladı. Bilim insanları fosfatın yanlış kullanımının gübre üretimini ve dolayısıyla gıda üretimini olumsuz etkilerken tarlalardan yağmurlarla nehirlere taşınan fosfatın bir de arıtılmadan boşaltılan kanalizasyon atıkları ile birleşmesi sonucu da nehir ve göllerde alg patlamasına ve kitlesel balık ölümlerine neden olduğunu açıkladı. Ayrıca alg patlamalarının daha çok metan salımı yoluyla küresel ısınmayı da hızlandırdığı belirtildi.

-Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu’nun dördüncü ve son bölümü de yayımlandı. IPCC ilk raporunu 1990 yılında yayımlamıştı. Bu son raporun çalışması 2018’de başlamıştı. İlk bölümü 2021’de, ikinci ve üçüncü bölümleri ise 2022’de yayımlandıktan sonra bu son bölüm önceki onbinlerce sayfalık raporların bir özeti şeklinde sorunları ve yapılması gerekenleri bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya koymak üzere hazırlandı. Rapor üç ana konuya vurgu yapıyordu; küresel ısınma bir adalet sorunudur, yeni fosil yakıt projeleri net sıfır hedefleriyle uyumsuzdur ve dünyanın bu hedeflere ulaşmasını sağlayacak yeterli finans ve teknolojik düzeyi vardır. Tüm devletlerin onayından geçerek yayımlanan bu rapordan sonra IPCC’nin 2030 yılına kadar yeni rapor yayımlamayacağı da açıklandı.

- 22 Mart Dünya Su Günü’nde BM tarafından Dünya Su Raporu açıklandı. BM verilerine göre yaklaşık iki milyar insanın -yani yeryüzündeki insanlığın dörtte birinin- güvenli bir biçimde içme suyuna erişimi bulunmuyor ve 3,6 milyar insan hijyen standartlarına uygun bir kanalizasyon sisteminden mahrum yaşıyordu. Su Raporu, dünya üzerinde yaklaşık üç milyar insanın her yıl en az bir ay su kıtlığı sıkıntısı yaşadığını da ortaya koyuyordu.

- Mart ayının son günlerinde, iklim adaleti mücadelesine tarihî bir zafer olarak geçen BM oylamasında, çevreyi kirleten ülkeleri iklim acil durumuyla mücadele etmedikleri için yasal olarak sorumlu tutmayı kolaylaştıracak bir karar kabul edildi. Vanuatu ve genç aktivistlerin öncülük ettiği başvuruda, devletlerin iklim kriziyle mücadele konusundaki yükümlülüklerini netleştirmek için ve eylemsizlik nedeniyle karşılaşacakları sonuçları belirlemek için Uluslararası Adalet Divanı’na yasal görüş almak üzere başvurmaları oybirliğiyle kabul edildi.

- Dünya genelinde görülen kuş gribi salgını Türkiye’ye de sıçradı. Afyonkarahisar ve Denizli’de 20 Ocak- 1 Mart tarihleri arasında yaklaşık 6,5 milyon kanatlı hayvan itlaf edildi. Kasım ayında on milyonlarca kuşu etkileyen salgının yabani kuşlar arasında hızla yayılması endişeye neden olmuştu. Fransa, "yüksek risk" nedeniyle ülke çapında tavuk çiftliklerinde zorunlu karantina uygulaması başlatmıştı, 22 milyon kuşun yaşamına da son verilmişti. Salgın son olarak memelilere sıçramış İngiltere'de tilki ve su samurlarında ve dünyanın farklı yerlerinde yunuslarda, ayılarda ve kedilerde görülmüştü.

- Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) hazırladığı Türkiye 2022 Yılı İklim Değerlendirmesi Raporuna göre geçtiğimiz yıl, Türkiye’de 1030 sıra dışı hava olayı yaşandı. 20 yıldır sürekli olarak artış gösteren aşırı hava olayları geçtiğimiz yıl rekor kırdı. Ayrıca 2022 yılı, 14,5 derece ortalama ile Türkiye’nin en sıcak yedinci yılı oldu. Kış mevsimi ortalama sıcaklığı 4,5 dereceyle mevsim normallerinin 0,6 derece üstünde seyretti.

- TÜİK’in 1990-2021’e ait sera gazı emisyonu verileri toplam sera gazı emisyonunun 31 yılda yüzde 157,1 arttığını gösterdi. Verilere göre, Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2016 yılından 2021'e dek Türkiye'nin emisyonlarında 63,3 milyon ton artış meydana geldi. Türkiye’nin emisyonları önceki yıla göre yani 2020’ye göre yüzde 7,7 oranında arttı.

Nisan

Ayın Sözü:

"Güney Kutbu'ndan gezegene şu mesaj gitti: Git Geber!"

Yazar, akademisyen ve aktivist Bill McKibben, Nature dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmayı bilim dilinden gündelik dile böyle "tercüme ediyor." Araştırmada Antarktika buzlarının hızla erimesinin derin deniz dibi akıntılarını 2050’ye kalmadan %40 oranında yavaşlatacağı, bunun da dünyanın iklimini yüzlerce yıl boyunca altüst edeceği belirtiliyor.(substack.com)

Dünya

- İsrail’de Netanyahu hükümeti yüzbinleri sokağa döken “Yargı Reformu” adlı -- ve fakat bağımsız yargının yetkilerini iktidar lehine budamayı hedefleyen-- yasa tasarısını bir süreliğine geri çektiğini söyledi. Ancak, muhalefet bunun eylemleri sindirmek için yapılan bir taktik olduğunu söyleyerek haftasonu gösterilerine devam etti. 9.3 milyon nüfuslu ülkede yüzbinlerce İsrail vatandaşı sokaklarda aşırı sağcı koalisyonu protesto etti.

- Ramazan ayı içinde İsrail güvenlik güçleri birkaç defa El Aksa camiinde ibadet edenlere son derece sert bir şekilde saldırdı. İsrail operasyonlarında bir Filistinli çocuk öldü. Bunun üzerine Lübnan’dan İsrail’e füzeler atıldı. İsrail de Gazze ve Lübnan’ı vurdu. Suriye’de İran destekli gruplara drone saldırıları gerçekleştirdi. İsrail’de sivillere yönelik terör saldırılarında ise üç İsrail vatandaşı ve bir turist hayatını kaybetti.

- Tüm bu kargaşanın ortasında İsrail aşırı sağı da sokağa indi. Aralarında Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in de bulunduğu 20 bin aşırı sağcı, Batı Şeria’da işgal edilerek 2013’te İsraillilerin yerleşimine açılan Evyatar’a yoğun polis gücü eşliğinde yürüdü. İşgal yanlıları Evyatar’ın yasal olarak yerleşim bölgesi olarak tanınmasını istiyordu.

- Bu yürüyüşten iki hafta sonra aşırı sağ bir kez daha ve bu sefer çok daha kalabalık bir şekilde sokağa inerek yargı reformu adı verilen yasa değişikliğini savundu. Yaklaşık 200 bin kişi ellerinde silahlar da taşıyarak Yüksek Mahkeme üyelerinin resimlerini ayaklar altında çiğnedi.

- Fransa’da da Cumhurbaşkanı Macron’un öncülüğündeki emeklilik yaşını yükseltme yasasına karşı eylemler ve grevler Nisan ayı boyunca devam etti. Zaten günlerdir çöp işçilerinin greviyle ve öğrencilerin sokak eylemleriyle sarsılan ülkede Nisan’ın daha ilk haftasında ilan edilen genel grevde ülke çapında 1 milyondan fazla insan sokaklara indi. Grevler, gösteriler ve muhalefet partilerinin itirazlarına rağmen, sonuçta yasa onaylandı.

- Finlandiya’daki seçimlerde oyların yüzde 20,8’ini alan muhafazakâr Ulusal Koalisyon Partisi (NCP) seçimin galibi oldu. Irkçı Finler Partisi oyların yüzde 20,1’ini alarak ikinci, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti ise yüzde 19,9’unu alarak üçüncü oldu.

- Finlandiya’da seçimleri muhafazakâr partinin kazanması ve ırkçı Finler Partisi’nin ardından dünyanın en genç başbakanı durumundaki sosyal demokrat Sanna Marin, parti başkanlığını bıraktığını açıkladı. Bundan bir hafta kadar sonra da Yeni Zelanda İşçi Partisi lideri Jacinda Ardern siyasetten çekildiğini açıkladı. Böylece iki genç, başarılı kadın solcu bir hafta içinde liderliklerini bırakarak koltuk sevdasında olmadıklarını da göstermiş oldular.

- Bu arada Finlandiya, resmen NATO'nun 31. üyesi oldu. Böylece, Rusya'nın NATO'yla olan sınırının uzunluğu neredeyse iki katına çıktı. Türkiye ve Macaristan’ın itirazlarını düşürmesi sonucu NATO’ya giren Finlandiya’nın ardından bu iki ülkenin İsveç’e yönelik itirazları ise bir süre daha devam etti.

- ABD ordusuna ait 300’den fazla çok gizli dosya basına sızdırıldı. Bu sızıntı Wikileaks’in sızdırdığı Irak dosyalarından sonraki en büyük sızıntı oldu. Dosyalarda Ukrayna savaşına dair ABD istihbaratı ve ABD’nin kendi müttefikleri olan İsrail, Güney Kore, Ukrayna gibi ülkelerde gerçekleştirdiği istihbarat faaliyetlerine dair bilgiler yer alıyordu.

- ABD’nin Tennessee eyaletinde inanılması güç bir gelişme yaşandı. Eyalette yaşanan bir okul katliamı sonrası bireysel silahlanma karşıtı protestolara katılan Eyalet Meclisi üyesi iki Demokrat Partili siyah temsilci Meclis’teki Cumhuriyetçi çoğunluk tarafından meclisten atıldı. Ancak aynı eylemde yer alan Demokrat Parti’den diğer bir temsilci Gloria Johnson hakkında bir ceza verilmedi çünkü o beyazdı. Amerika’da bir kez daha gözler önüne serilen bu kurumsal ırkçılık büyük tepki çekti. İkisi de siyah ve meclisin en geç üyeleri olan Justin Jones ve Justin Pearson, daha sonra Nashville konseyi’nin kararıyla görevlerine iade edildiler. Justin Pearson, kararın ardından yaptığı konuşmada halkın beyaz üstünlükçülüğü suçlu bulduğunu söyledi.

- Hemen her gün bir kitle katliamının yaşandığı ve bireysel silahlanmanın ciddi bir tartışma konusu olduğu ABD’de bu kez de bir hafta içerisinde üç şaşkınlık verici cinayet işledi. Önce 16 yaşındaki Ralph Yarl yanlış evin kapısını çaldığı için ev sahibi tarafından vuruldu. Ardından 20 yaşındaki Kaylin Gillis, arkadaşları ile birlikte yanlış yola girip yanlış evin önüne gelince ev sahibi tarafından vurulup öldürüldü. Daha sonra da iki genç kadın otoparkta yanlış arabanın kapısını açmaya çalışınca koltuktaki şoför tarafından vurularak öldürüldüler. 4. saldırıda ise evinin arka bahçesinde basketbol oynayan William White ve 6 yaşındaki kızı Kinsley’nin topu yan evin bahçesine kaçınca yan komşu baba ve kızı silahla vurarak yaraladı. Tüm bunlar sadece bir hafta içerisinde oldu.

- Sudan'da paramiliter “Hızlı Destek Güçleri” (HDG) sivil yönetime geçiş sürecinde kendilerinin orduya bağlanması yönündeki planlara karşı darbe girişiminde bulunarak Hartum'da havalimanını ve kritik önemdeki bazı noktaları ele geçirmeye çalıştı. HDG, diktatör Ömer el Beşir döneminde Darfur bölgesinde isyanı bastırmak için kullanılan Cancavid milislerinden türeyen paramiliter bir gruptu ve 100 bin militanı ile 2019’daki Sudan devrimi sonrasında demokrasiye geçilmesini engelleyen bir güç olmuştu. Sudan ordusu, HDG’nin bir kez daha sivil yönetime geçiş sürecine yönelik kanlı girişimine bu kez sert yanıt verdi ve HDG karargâhlarını bombaladı. Sadece birkaç hafta içerisinde ölü sayısı 600’ü aştı. Yüz binlerce kişi göç etmek zorunda kaldı.

- Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), 2022 yılına ilişkin küresel askeri harcamalar raporunu yayınladı. Rapora göre, 2022'de küresel askeri harcamalar bir önceki yıla kıyasla yüzde 3.7 artarak 2 trilyon 240 milyar dolara ulaşmıştı. Bu meblağ, ülkelerin toplam gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYİH) yüzde 2.2'sini oluşturuyordu.

- Ukrayna’da savaş tüm yıkıcılığıyla sürerken savaşın kazananları arasına gıda fiyatları üzerine bahis oynayan yüksek riskli koruma fonları (hedge funds) da girdi. Fosil yakıt şirketlerinin ve silah şirketlerinin yüksek kazançları zaten biliniyordu. Greenpeace ve Lighthouse Reports’un araştırması 10 büyük koruma fonunun savaşın erken döneminde gıda fiyatlarının tırmanacağını öngörerek tahıl ve soya ürünlerine gıda borsalarında yatırım yaptığı ve böylece 2 milyar dolar kâr elde ettikleri açıklandı. Onların kârı, elbette, gıda fiyatlarında spekülatif bir yükselme etkisi ve açlığın şiddetlenmesi anlamına geliyordu.

- Rusya’da Vladimir Putin’in en güçlü muhalifi Navalni cezaevindeki hücresinde zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Bir başka muhalif siyasetçi Vladimir Kara-Murza ise “vatana ihanet”ten 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Eski bir gazeteci olan Kara-Murza da daha önce iki kez zehirlenmiş ve ölümden dönmüştü.

Türkiye

- Deprem bölgesindeki sorunlar bu ay da giderilemedi. Konteynırlara yerleşebilen depremzede sayısı oldukça azdı. Molozların hızla ve plansızca toplanması çalışmaları ise devam etti. Hatay’ın Samandağ ilçesinde halk sağlık koşulları gözetilmeksizin sürdürülen moloz kaldırma çalışmalarına ve kent yakınında biriken moloz dağlarına karşı 3 Nisan’da “yaşam nöbeti”ne başlandı. Yaşam nöbeti tutanlara daha ertesi gün polis gözyaşartıcı gazla müdahale etti.

- Maraş ve Hatay merkezli depremlerden sonra 10 il Afet Bölgesi ilan edilmiş sonra bu sayı 11’e çıkartılmıştı. Depremlerden neredeyse iki ay sonra altı il daha, bölgede hasarlı binalar bulunduğu gerekçesiyle Afet Bölgesi ilan edildi. Bu iller; Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman’dı.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından eleştirilen ve AKP tarafından dokuz kez çıkarılan imar affı ile ilgili olarak "Yeni dönemde parlamentoyla ilgili 50. maddede katalog suçlar yerini alacak. Biz daha da köşeye sıkıştıracağız. Çünkü bu işin affı maffı olmaz" dedi.

- CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, deprem bölgesinde sadece 72 konteyner kentin olduğunu, bunların 62'sinin de vatandaşlar tarafından bağışlarla yapıldığını ifade etti.

- CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, 300 bin Hataylının oy kullanmak için kente geri döneceğini belirtti. Ancak, ilginç bir şekilde, Hatay havalimanına başka şehirlerden gelişler 17 Mayıs’a kadar yani seçimden 3 gün sonrasına kadar yasaklandı. Fakat havalimanından başka şehirlere gidiş için uçuşlara devam ediliyordu. Mantıklı bir açıklaması yapılmayan bu uygulamanın seçmenlerin Hatay’a gelmesini engellemek için yapıldığı iddia edildi.

- Yerli otomobil Togg’un üretilen ilk araçları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a, ilk sipariş verenler olmaları dolayısıyla teslim edildi.

- Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, bireysel silahlanmanın artık çocuklara kadar indiğini ortaya koydu. Verilere göre, 2022 yılında toplam 3 bin 352 çocuk, “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun” kapsamında hâkim karşısına çıkarıldı. Silah ya da bıçak bulundurduğu gerekçesiyle hâkim karşısına çıkarılan çocuk sayısında 2021 yılına oranla 2022 yılında yüzde 131’lik artış yaşandığı belirtildi.

- Ermeni soykırımının 108inci yılı anmaları bir önceki yıl olduğu gibi bir kez daha yasaklandı. Üstelik bu sefer sadece Sultanahmet ve Taksim’deki anmalar değil Ankara’da düzenlenen bir panel de yasaklandı. Buna rağmen İnsan Hakları Derneği, Halkların Demokrasi Partisi, 1915 Anma Paltformu ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De gibi birçok grup, soykırımla yüzleşilmesi gerektiğine yönelik açıklamalar yaptı.

- Yurttaş Girişimi, 2 bin günü aşkın zamandır Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan Osman Kavala'ya ve 365 gündür tutuklu olan Gezi tutukluları; Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Mücellâ Yapıcı ve Tayfun Kahraman’a "Yanındayız" mesajı vermek için Silivri'ye gitti.

- Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, arka arkaya yayınladığı videolarla gündem oldu. Önce Kürtler başlıklı bir video yayınlayarak "Şu an milyonlarca Kürt'e terörist muamelesi yapılıyor” dedi. Ardından Alevi başlıklı bir video yayınlayan Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi inancına mensup olduğunu açıkladı. "İlk oyunu verecek olan" gençlere seslendi ve "Alevi olmaz" diyen bu sisteme "doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur" diyecek misin?" diye sordu. Video 30 milyonun üzerinde sayıda insan tarafından izlendi.

- Nisan ayı boyunca birçok yerde Yeşil Sol Parti seçim büroları ve standlarına saldırılar gerçekleşti. Ayın son günlerinde Diyarbakır merkezli bir polis operasyonunda 21 ilde 120’den fazla gazeteci, tiyatro oyuncusu, hak savunucusu, avukat ve aktivist gözaltına alındı, 20’den fazlası tutuklandı. Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı liderlerinin bu konuda hiçbir açıklama yapmaması dikkat çekti.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak canlı yayınında gündemi değerlendirirken rahatsızlandı. Birden kesilen yayın, yaklaşık 20 dakikalık aranın ardından yeniden başladı. Kısa süre devam ettikten sonra bitirilen programın ardından Erdoğan’ın ciddi bir sorunu olmadığı açıklandı; ancak, Cumhurbaşkanı’nın Mersin ve daha birkaç başka yerdeki miting ve programları iptal edildi.

- Seçimlere sadece iki hafta kalmışken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tüm sınırları zorlayarak önce 14 Mayıs seçimleri hakkında “Batı'nın siyasi darbe girişimidir” dedi. Ardından da iyice abartarak “Hani LGBT+Q diyorlar ya onun içerisinde hayvanla insanın evlenmesi de var" diye absürd’e varan bir açıklama yaptı.

İklim Çevre

- ABD’de Nisan ayının hemen ilk günlerinde meydana gelen fırtınada en az 24 kişi öldü. Tennessee, Arkansas, Alabama, Indiana ve Illinois’yi etkileyen fırtına ve 40’ın üzerinde hortum nedeniyle, ağaçlar yıkıldı, arabalar takla attı, evler çöktü. Şiddetli fırtınanın enerji nakil hatlarına verdiği hasar nedeniyle 610 binin üzerinde hane elektriksiz kaldı.

- Gene Nisan’da Florida’da tarihinin en büyük yağmur ve sel olayları yaşandı. Uzmanların bin yılda bir yaşanabilecek bir olay dediği aşırı yağmurlarda 24 saat içerisinde 66 cm’lik yağış oldu. Otoyollar sel suları altında kaldı, arabalar sel sularına kapıldı.

- Laos, Tayland, Bangladeş ve Çin’de ise birçok şehirde sıcaklıklar 40 dereceyi aştı. Bu ülkelerin her biri Nisan ayını rekor sıcaklıklarla bitirdi. Hemen ardından da Mauna Loa’da atmosferdeki karbon parçacıklarını 1958’den -yani 65 yıldan- beri düzenli olarak ölçen merkez 424,83 ppm ile 12 gün içerisindeki altıncı rekor ölçümü dünyaya duyurdu.

- İspanya da tarihinin en sıcak Nisan ayını yaşadı. Nisan sıcaklıkları mevsim normallerinin 7 ila 11 derece kadar üzerine çıktı. Düşen yağmur miktarı ise mevsim normallerinin dörtte biri kadardı.

- Avrupa‘da Aralık ve Şubat ayları arasında ortalama sıcaklıklar 1991-2020 ortalamasının 1,4 derece üzerinde gerçekleşti. Mevsim normallerinin üzerinde artan sıcaklık 2021-2022 kışını Avrupa’da şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ikinci kış mevsimi haline getirdi.

- Okyanus yüzeyi sıcaklıkları Nisan ayında yeni bir rekor kırdı ve 21,1C olarak ölçüldü. Bu, 2016 yılında ölçülen 21 dereceyi aşarak yeni bir rekor oldu. Aynı gün atmosferde de rekor kırıldı ve havadaki sera gazı partiküllerinin milyonda 421 parçacık (ppm) olarak ölçüldü. Böylece CO2 partikülleri üst üste 11inci kez 2 ppm’den fazla artmış oldu.

- Nature dergisinde yer alan çok önemli bir araştırma sonucu Antarktika buzullarının beklenenden çok daha hızlı erimekte olduğunu ve bu şekilde devam ederse 2050 yılında Atlantik okyanusundaki AMOC akıntısının yüzde 40 gibi bir oranda azalacağını ortaya koydu. Normal koşullarda yüzyıllar içerisinde gerçekleşmesi beklenen böylesi bir akıntı hızı düşüşünün 30 yılda gerçekleşebilecek olması bilim dünyasında şok etkisi yarattı.

- Shell’in de Exxon Mobil şirketi gibi iklim değişikliğini çok erken bir tarihte bildiği ortaya çıktı. Yeni bir araştırmanın elde ettiği şirket içi yazışmalara göre Shell’in 1970’lerde görevlendirdiği bilim insanları fosil yakıtların iklimi ısıttığı uyarısını yapıyordu. Şaşırtıcı olmayan şekilde Shell de gerçekleri çok erken bir tarihte öğrenmiş ama gizlemiş ve hatta iklim değişikliğine dair şüphe yaratacak raporlar yayınlayarak düpedüz yalan söylemişti.

- Global Energy Monitor adlı kuruluş tarafından her yıl kömürlü termik santrallerin bir değerlendirmesini sunan “Yükseliş ve Çöküş: Kömürlü Termik Santrallerin Küresel Takibi” raporunun dokuzuncusu yayınlandı. Türkiye özelinde bir incelemenin de sunulduğu raporda, Türkiye’nin tüm dünyada planlanan kömürlü termik santral kapasitesi bakımından, Çin ve Hindistan’ın ardından üçüncü sırada yer aldığı belirtiliyordu. Türkiye’nin proje stokunda yaklaşık 11 gigaWatt’lık (GW) yeni kömürlü termik santral projesi yer alıyordu. Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine uymak için tüm dünyada yılda ortalama 117 GW’lık kömürlü santralin kapatılması gerekirken geçen yıl sadece 26 GW’lık kömürlü santralin kapatıldığı belirtildi.

- ABD'li uzmanlar, gıdalardan içme suyuna ve hatta kan damarlarına kadar sızan plastik kirliliğinin çocuk sahibi olmayı giderek zorlaştıracağını açıkladı. Epidemiyolog Shanna Swan ve meslektaşları, ftalat gibi endokrin bozucu kimyasallar nedeniyle erkeklerin penislerinin daha anne karnında daraldığını tespit etti. Uzmanlara göre ftalatlar, insan vücudundaki endokrin sistemi denen hormon üretim mekanizmasına müdahale ediyor, bu müdahale de gelişim, üreme, beyin ve bağışıklıktaki problemlere yol açıyordu. Endokrin bozucu kimyasalların; tuvalet kâğıdı, kişisel bakım ürünleri, kozmetikler, gıda ambalajları, oyuncak ve deterjan gibi yaygın ürünlerde kullanıldığı belirtildi.

- Öte yandan PFAS denilen sonsuza dek kimyasalların kadın doğurganlığı üzerindeki etkisine ilişkin bilinen ilk araştırmaya göre, kanlarında yüksek düzeyde "sonsuza dek kimyasallar" bulunan kadınların gebe kalmaya çalıştıkları ilk yıl içinde hamile kalma şanslarının %40 azaldığını ortaya koydu. DSÖ de aynı hafta yaptığı açıklamada dünya genelinde her altı kişiden birinin kısırlıktan etkilendiğini duyurmuştu.

- Bilim insanları, mikroplastik ve nanoplastiklerin (MNP) canlılar için meydana getirdiği tehlikeyi gözler önüne serdi. Fareler üzerinde yapılan araştırma, yutulan MNP'lerin kan-beyin bariyerini aşarak beyne girebileceğini ortaya koydu.

- En zenginlerin su kullanımında en yoksul kesimlere göre 50 kat daha fazla tüketim yaptıkları ortaya çıktı. Cape Town’da yapılan araştırmaya göre yüzme havuzu, bahçe sulama, arabama yıkama gibi temel ihtiyaçların ötesine geçen faaliyetler su kullanımında zengin-yoksul ayrımı açısından önemli adaletsizliklere yol açıyordu.

- Almanya, son 3 nükleer rektörünü de kapatarak nükleer enerji üretimine son verdi. Ukrayna savaşı nedeniyle reaktörlerin kapatılması Nisan ayına ertelenmişti. Kapatılan reaktörlerin ardından dünya genelinde faaliyet gösteren nükleer reaktör sayısı 419'a geriledi. 2002'de bu sayı 441’di.

- Dünyanın en büyük 60 bankasının Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana fosil yakıt şirketlerine 5,5 trilyon dolar finans sağladığı açıklandı. Sadece 2022 yılında bu desteğin miktarı 673 milyar dolar olmuştu. Bu desteği sağlayan 60 bankadan 49’u 2050 yılına kadar net-sıfır hedefi açıklamıştı.

- ABD’de yapılan iki yeni araştırma, açıklanan resmi metan salım oranlarının gerçeklerden çok daha az olduğunu bir kez daha gösterdi. ABD’deki fosil yakıt çıkarma alanlarında yeni geliştirilen ölçüm tekniği ile yapılan araştırmalar ABD’nin metan salımlarının resmi olarak ilan edilen ölçümlerden yüzde 70 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

- Yeryüzü Günü’nde her yıl olduğu gibi bu yıl da onbinlerce kişi birçok ülkede sokaklardaydı. En büyük gösteriler ABD ve Britanya’da gerçekleşti. Britanya’da Yokoluş İsyanı 200 kadar çevre örgütünü birleştirerek The Big One hareketini kurduğunu ilan ederek onbinlerce kişiyle sokağa indi.

- Türkiye’deki depremlerden arıların da etkilendiği ortaya çıktı. Deprem bölgesinde arılar depreme, kış mevsimi dolayısıyla kış salkımı pozisyonunda yakalanmıştı. Bu halde depreme yakalanan arıların panik nedeniyle strese girdiği ve bir süre bal yapamadığı söylendi. Ardından gelen soğuk havanın ve aşırı yağışların da arıları ve arıların bal yaptığı bitkileri olumsuz etkilediği belirtildi.

- Seçimlere sadece üç hafta kala Karadeniz gazının tesislere gönderilmesi büyük bir törenle duyuruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir “müjde” vererek bir ay boyunca tüm konutların gaz kullanımının ücretsiz olacağını açıkladı. Bu açıklamadan hemen birkaç gün sonra da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gabar’da Suudi Arabistan kalitesinde petrol bulduklarını duyurdu. Gabar petrolünün Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 12'sini karşılayacağı söylendi.

- Fosil yakıtlara yönelik “müjdelerin” hemen ardından Akkuyu Nükleer Santrali’ne nükleer yakıt çubuklarının gelişi büyük bir törenle, sanki santral açılışıymışçasına kutlandı. Aslında inşası devam etmekte olan santrale yakıt çubuklarının getirilmesi yıl ortasında planlanırken seçimlerin erkene alınması sebebiyle yoktan varedilen bir törenle bir nükleer gösteri yapılmış oldu.

- Nükleer Karşıtı Platform, Mersin ve İstanbul’da santral törenini protesto etti. Ancak polis defalarca aktivistlerin otobüsünü durdurdu, bazı aktivistler gözaltına alındı.

- “Yeşil Nobel” olarak da bilinen Goldman Çevre Ödülü‘nün (Goldman Environmental Prize) bu yılki sahipleri arasında, daha önce Yeşil Oscar olarak bilinen Uluslararası Whitley Doğa Koruma Altın Ödülü‘ne de layık görülen Akdeniz Koruma Derneği‘nin Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kızılkaya yer aldı. Kızılkaya, Türkiye’nin deniz koruma alanlarının genişletilmesi, deniz koruma bölgelerindeki koruculuk sistemi ile denizde kaçak avlanmaya karşı verdiği mücadele, ekosistemin korunması ve izlenmesine dair çalışmaları nedeniyle ödüle layık görüldü. Böylece Goldman Çevre Ödülü Türkiye’den bir kişiye verilmiş oldu.