TGS genel başkanı Durmuş:  “Bırakın gazeteciler işini yapsın”

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

Deprem bölgesindeki gazetecilerin durumunu ve akreditasyon uygulamasını konuşmak üzere Türkiye Gazeteciler Sendikası genel başkanı Gökhan Durmuş’a bağlandık.

Fotoğraf: Nevşehir Belediyesi
TGS genel başkanı Durmuş:  “Bırakın gazeteciler işini yapsın”
 

TGS genel başkanı Durmuş:  “Bırakın gazeteciler işini yapsın”

podcast servisi: iTunes / RSS

(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hali değildir.)

İçinde bulunduğumuz dönemin Türkiye’deki ve tüm dünyadaki gazetecilerin durumunu anlatmak için bir örnek olduğunu söyleyen Durmuş, nerede olurlarsa olsunlar gazetecilerin gerçekleri aktarmaya çalıştığını ifade etti.

Depremin ilk gününden itibaren bölgeye giden ve bölgede çalışan gazetecileri aradıklarını belirten Durmuş, şu durumda anlatacak gerçek çok fazla olduğu için kısıtlamaların da bir o kadar yoğun olduğunu ifade etti. İnternet kısıtlaması, bant daraltması, dezenformasyon yasasının geçmesiyle önüne geçilemez bir hâle geldi. 

Bant daraltma çalışmasının yapılmasına yönelik Durmuş sözleri söyledi:

Bant daraltarak sadece haberin önüne geçmediler. İnsanların yaşam hakkının da önüne geçtiler. 10 ili etkileyen bu afette insanlar sosyal medya üzerinden yardım çağrısında bulunuyordu. Haberin önüne geçilmesi elbette insanı kızdırıyor ve öfkendiriyor ama insanın yaşam hakkının önüne geçmek kabul edilemez. Bant daraltma çalışmasından ötürü pek çok vatandaşımız yaşadığını bile haber veremedi. Bu durumu Türkiye kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. 

Durmuş, gazetecilere uygulanan kısıtlama ile ilgili görüşlerini şöyle ifade etti:

Ekmeğin suyun olmadığı yerlerde gazeteci arkadaşlarımız görevini yapmaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde onların kısıtlandığı haberini aldık. Böyle büyük bir afet yaşamışken yaraları sarmak yerine gerçeklerin açığa çıkmasını engellemeye çalışmak hiçbir fayda sağlamaz. Bir gazeteci, bir bölgeye yardım gelmediğinin haberini yapıyorsa aslında oraya yardım çağırıyordur. Onu engelleyerek oradaki insanlara kötülük yapıyorsunuz. Bizim iktidarımızın bakış açısı, haberi engellemeye yönelik. 20 yıldır alınmayan önemlerin ortaya çıkmasını engelleme çabası bu. Gerçekler öyle ya da böyle su yüzüne çıkıyor. Buradaki dramların üstünü gazetecileri engelleyerek örtemezsiniz.

OHAL ile birlikte yeniden gündeme gelen, gazetecilerin akreditasyona sahip olması kuralını Durmuş şu sözlerle açıkladı:

Eğer bir haberi takip etmek istiyorsanız bunu İletişim Bakanlığı’na bildirmeniz gerekiyor. Ama böyle bir durumda, gazetecilerden akreditasyon istemek kadar saçma bir şey olamaz. İletişim Başkanlığı’nın görevi bu olmamalı. Gazeteci deprem bölgesinde haberi takip ederken akreditasyon almak zorunda olmamalı. Gerçekten anlam veremiyoruz. Bırakın gazeteciler işini yapsın. Onları mimlemeyi bırakın.

Gelen tepkiler üzerine akreditasyon uygulamasının dün akşam kaldırıldığını belirten Durmuş, sadece yabancı basın mensuplarının bu uygulamaya tabi olduğunu dile getirdiklerini aktardı. Güvenlikle ilgili bir kaygı olduğu durumda akreditasyon istemenin mantıksız olmadığını belirten Durmuş, özellikle böyle bir afet durumunda sahada çalışan gazeteciden böyle bir talepte bulunmanın mantıksız olduğunu ifade etti. 

Durmuş, Türkiye’deki gazetecilerin durumuyla ilgili görüşünü şöyle dile getirdi:

Ülkede gazeteciler işlerini yapmak için yoğun bir mücadele vermek zorunda kalıyor. Ama bu durumda halkın ve okurun da haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor. Ülkedeki kutuplaşmadan ötürü halk haber alma hakkına sahip çıkmıyor. Bu sağlandığında ülkedeki gazeteciler daha rahat hareket edebilecekler.