"Ukrayna - Rusya savaşı bölgedeki bütün Balkan devletlerinde siyasetin ana teması"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Slovakya, Güney Kore ve Hırvatistan’daki seçimlerin yanı sıra Çin ile Filipinler arasındaki gerilime, Almanya'daki Filistin’le ilgili kongrenin yasaklanmasına ve İsrail ile Sırbistan arasındaki yakınlaşmaya değiniyor.

""
Ufuk Turu: 16 Nisan 2024
 

Ufuk Turu: 16 Nisan 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Ahmet İnsel bu hafta Ufuk Turu’na Slovakya’daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile başladı. 6 Nisan Cumartesi günü ikinci turu yapılan seçimlerde aynı zamanda Yön-Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SMER-SD) lideri olan otokrat eğilimli popülist Başbakan Robert Fico’nun desteklediği eski Başbakan Peter Pellegrini’nin oyların %53’ünü alarak cumhurbaşkanı seçildiğini aktaran İnsel, seçimlerin ikinci turunun Fico’nun etkisiyle Slovakya’nın Ukrayna savaşına dahil olup olmama oylamasına dönüştüğüne dikkat çekti. İnsel, seçimleri Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı teması merkezinde Slovakya’nın tavrı ne olmalıdır konusuna dönüştüren ve özellikle Avrupa Birliği’nin Ukrayna konusunda aldığı tavırlara karşı mesafeli olması nedeniyle muhalefet tarafından Rusya yanlısı olmakla suçlanan Fico’nun muhalefetin adayının Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini kazanması durumunda Slovakya’nın Ukrayna’nın yanında savaşa gireceğini iddia ettiğini belirtti. Ancak Slovakya’da cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi olmadığına dikkat çeken İnsel, şu ana kadar Rusya’nın üstünlüğünde devam eden Ukrayna - Rusya savaşının bölgedeki bütün Balkan devletlerinde siyasetin ana teması haline geldiğini ifade etti.

Viktor Orbán

Ahmet İnsel, Robert Fico’nun her ne kadar sosyal demokrat partide yer alsa da giderek daha fazla aşırı sağa dayanarak iktidarda kalmaya çalıştığını ve diğer yandan Macar azınlığın oylarını Peter Pellegrini’ye yönelttiğini aktardı. Polonya’daki seçimlerin ardından gerçekleşen iktidar değişimi ile Viktor Orbán cephesi olarak bilinen popülist, milliyetçi cepheden uzaklaşan Polonya’nın yerini Slovakya’nın aldığını belirtti. Diğer yandan Macaristan Başbakanı Orbán’a göre Slovakya Başbakanı Fico’nun daha esnek bir popülist, otokrat eğilimli lider olduğuna dikkat çeken İnsel, Slovakya’nın Avrupa Birliği’yle sadece sözde karşı çıktığını ve ancak eylemde bunu pek göstermediğini belirterek, Ukrayna’ya yapılan yardım kararlarına Slovakya’nın veto uygulamamasını, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olması konusuna fiilen karşı çıkmamasını örnek olarak gösterdi.

Yoon Suk Yeol

Slovakya’nın daha otoriter milliyetçi aşırı sağ destekli bir yana güçlenmesi yanında tam tersi bir yönde gelişmenin Güney Kore’de gerçekleştiğini belirten Ahmet İnsel, geçtiğimiz hafta Güney Kore’de yapılan Parlamento seçimlerinde iki yıldan bu yana Cumhurbaşkanı olan eski bir savcı ve muhafazakar bir pozisyonu temsil eden halk iktidarı partisinden aday olan Yoon Suk Yeol’un tüm çabalarına rağmen Demokrat Parti’nin meclis coğunluğunu arttırarak seçimlerden galip çıktığını ifade etti. Katılımın %67 oranında olduğu seçimlerde, diğer küçük sol partiler ile ittifak oluşturan Demokrat Parti’nin oyların %52’sini alarak 176 milletvekili çıkardığını belirten İnsel, bu gelişmenin, uluslararası demokratik gelişmeleri izleyen kuruluşların ciddi bir otoriterleşme riski gördüğü Güney Kore’de cumhurbaşkanının elini biraz tutmuş olduğunu ifade ederek, başkanlık sisteminin olduğu Güney Kore’de meclis çoğunluğunun başkanın hemen hemen bütün eylemlerini engelleme kapasitesine ve hatta Cumhurbaşkanı'nın atadığı bakanları reddetme imkanına sahip olduğuna dikkat çekti. Güney Kore’de yapılan kamuoyu yoklamalarında kendisini %30 muhafazakar, %30 ilerici ve %40’ı da ılımlı olarak tanımlayan bir seçmen kitlesi olduğuna değinen İnsel, seçmen kitlesinin iktidarı değiştirebileceğini ifade ederken, son iki yılda özellikle medyaya yönelik ağır baskısı olan ve toplumsal kurallarda muhafazakar gelenekleri dayatmaya çalışan Yoon Suk Yeul’un 2022 yılındaki seçimleri Güney Kore’deki genç erkeklerin oylarını cezbetmeye çalışarak ilginç bir şekilde ucu ucuna kazandığını belirtti. İnsel, bunu, kadın mücadelesinde artık mağdur olanların erkekler olduğunu iddia ederek yapmaya çalıştığına dikkat çekerek, dünyanın pek çok ülkesinde özellikle genç kadınların giderek daha ilerici pozisyonları savunurken genç erkeklerin ise daha muhafazakar, aşırı sağ partilere yöneldiğini ekledi.

Ömer Madra, bölgedeki bir diğer önemli gelişme olarak ABD’nin Çin’e karşı bölge ülkeleriyle yakınlaşmasına işaret ederken,Ahmet İnsel, bölgedeki küçük adacıkların kime ait olduğuna yönelik ihtilafların olduğunu belirterek konuyla ilgili özellikle Filipinler’in alarm durumunda olduğunu belirtti. Çin’in çok geniş bir alanı Çin denizine çevirme girişimine dikkat çekerek, Filipinler işe Çin’in savaş gemilerinin neredeyse burun buruna geldiklerini ifade etti.

Slobodan Milošević

Hırvatistan’da 17 Nisan’da yapılacak olan meclis seçimleri hakkında bilgi veren Ahmet İnsel, Sosyal Demokrat Parti'nin lideri olan ve giderek sağ partilerle yakınlaşarak sağ temaları benimseyen Cumhurbaşkanı Slobodan Milošević’in dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde meclis seçimlerine olan adaylığını ve kazanması halinde başbakan olacağını ilan etmesini ele aldı. Milošević’in aday olmak istiyorsa cumhurbaşkanlığından istifa etmesi gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi'ne karşı Anayasa Mahkemesi üyelerini gangsterler ve okuma yazması olmayan köylüler olarak tanımladığına dikkat çeken İnsel, göçmenlerin Hırvatistan’a sadece sosyal yardım için geldiklerini ileri sürerek, göçmen karşıtı bir politika izleyen Milošević’in Slovakya Başbakanı Robert Fico gibi Sosyal Demokrat Parti'nin lideri olmakla birlikte, giderek aşırı sağ bir pozisyon benimsediğini ve her iki liderin Rusya’yı destekleme konusunda Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın çizgisine yaklaştıklarını ifade etti.

Sandra Benčić

Başbakana karşı hizmetçi ve sahtekar gibi ifadelerde bulunan popülist bir lider olarak Slobodan Milošević’in söylemlerinde köylüleri ve hizmetçilik yapan insanları küçümsediğini gösteren ifadeler olduğunu belirten Ahmet İnsel, Hırvatistan’da özellikle turizm alanında olmak üzere ciddi iş gücü kaybının yaşandığına dikkat çekti ve Avrupa Birliği’ne üye olduktan bu yana başka ülkelerde çalışmak için 300 bin Hırvat vatandaşın ülkeyi terk ettiğini belirtti. Kamuoyu yoklamalarının muhafazakar başbakan Andrej Plenković’in partisinin oylarını %30, Sosyal Demokrat Parti liderliğindeki ittifakın oylarını %20 olarak gösterdiğini ve ancak bunun hızlı bir şekilde değiştiğini ifade eden İnsel, iktidardaki Hırvat Demokratik Birliği Partisi Plenković hükümetine yönelik yolsuzluk iddiaları olduğunu ve hükümetinin birçok bakanının geçtiğimiz yıllarda istifa etmek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Diğer taraftan Milošević’in saldırgan ve aşağılayıcı tavrından, küfürlerle dolu söylemlerinden rahatsız olan bir kesim olduğuna ve Sol’da geçen seçimlerde meclise beş kişi göndermiş olan Yapabiliriz! (Mozemo!) Partisi'nin oylarını biraz arttırabileceğini beklendiğini ifade eden İnsel, önceki yerel seçimlerde Milošević’in partisi ile ittifak yaparak Zagreb Belediye Başkanlığı'nı alan Yeşil Sol Parti’nin lideri Sandra Benčić’in yükselen bir figür olarak gözüktüğüne değindi ve Zagreb dışında pek bir etkinliği olmayan Yeşil Sol Parti’nin genç kuşağın desteğini almakla birlikte, oylarını arttırmasının biraz zor gözüktüğünü dile getirdi.



Almanya’da geçtiğimiz Cuma - Cumartesi günleri yapılması planlanan Filistin’le ilgili bir kongrenin Alman hükümeti tarafından yasaklanmasını değerlendiren Ahmet İnsel, aralarında Yunanistan Eski Maliye Bakanı ve Avrupa Birliği Parlamentosu Üyesi Yanis Varoufakis’in de bulunduğu katılımcılara Almanya’ya giriş yasağı getirildiğine dikkat çekti. Gözaltına alınmaların da yaşandığını belirten İnsel, gerekçenin ırkçılıkla mücadele çerçevesinde bir suç işlenmesini engellemek olarak gösterildiğini ifade etti. İnsel, YouTube üzerinden ulaşılabilir olan Varoufakis’in konuşmasının Ümit Şahin tarafından Türkçe’ye çevrilerek Yeşil Gazete’de yayınlandığını belirtti.

Benjamin Netanyahu ve Aleksandar Vučić

Son olarak İsrail - Filistin çatışması ilgili bir haberi değerlendiren Ahmet İnsel, Türkiye’den İsrail’e ihraç edilen jet yakıtının savaş için değil, yolcu uçakları için verilen bir jet yakıtı olmasının gündeme geldiğini hatırlatarak Sırbistan’da ortaya çıkan verilere göre, Mart ayında Sırbistan’dan İsrail’e 14 bin avroluk silah ya da mühimmat satıldığına dikkat çekti. İsrail’in saldırısının başlamasından itibaren Sırbistan tarafından İsrail’e üç posta halinde silah veya mühimmat satışı gerçekleştiğini ifade eden İnsel, Şubat 2024’de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde Netanyahu’nun Sırbistan Cumhurbaşkanı'nı İsrail’in dostu olarak değerlendirdiğini ve hem sözleri hem de eylemleriyle İsrail’e verdiği sarsılmaz destek için şükranlarını sunduğunu ifade ederek Ufuk Turu’nu bitirdi.