Sri Lanka'da sol görüşlü Cumhurbaşkanı

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Sri Lanka'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Almanya’daki eyalet seçimlerine değinirken, aynı zamanda Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın Tiran’da Bektaşi Devleti kurulmasına yönelik açıklaması hakkında bilgi veriyor.

""
Ufuk Turu: 24 Eylül 2024
 

Ufuk Turu: 24 Eylül 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

22 milyon nüfuslu Sri Lanka’da 2022 Temmuz’unda hükümetin iflasına ve devletin borçlarını ödeyemez hale gelmesine bağlı olarak enerji ve gıda maddesi temin edilememesi karşısında çok büyük halk gösterilerinin yapıldığını ve Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa’nın istifa ederek ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını hatırlatarak, parlamentonun geçici cumhurbaşkanı olarak daha önce başbakanlık yapmış olan merkez siyasetçi Ranil Wickremensinghe’yi seçtiğini aktaran Ahmet İnsel, 2023 yılında IMF ile yapılan anlaşma sonucunda 3 milyon dolarlık yardım karşılığında vergi oranlarının arttırılması ve bazı kamu harcamalarının kısıtlanması gibi kemer sıkma politikasının uygulanmaya konulduğu Sri Lanka’da %70 civarında olan enflasyonun %1 veya %2’ye düştüğünü ve son bir buçuk yıldan bu yana gayri safi milli hasılanın büyümesinin yeniden başladığını ancak diğer taraftan halkın memnuniyetsizliğinin hâlâ hakim olduğunu belirtti. Bu memnuniyetsizliğin kaynağının, iktisadi olarak halkın ciddi biçimde yoksulluk çekmesi olduğuna dikkat çeken İnsel, artık etnik ve dini konular üzerinden oluşan siyasi gruplaşmalar ve tartışmalar yerine iktisadi ve sosyal konulara yoğunlaşan bir ilginin ortaya çıktığını vurguladı. Bu atmosferde geçtiğimiz Cumartesi gerçekleşen seçimlerde beklenen şekilde Marksist kökenli aday Anura Kumara Dissanayake’nin oyların %42’sini alarak seçimde birinci geldiğini aktan İnsel, dünyada çok da kullanılmayan sıralama seçim oylaması, tercihli oylama ya da alternatif oylama adları ile anılan bir seçim sisteminin olduğu Sri Lanka’da seçmenlerin bir adaya oy verirken aynı zamanda isterlerse ilk üç adayı da tercihlerine göre sıralayabileceklerini belirtti. Eğer bir aday seçimde doğrudan %50’inin üstünde oy alamaz ise seçim komitesinin oyları yeniden sayarak tercihli oy sıralamasına göre ilk iki aday arasında yeniden bir tasnif yaptığını ifade eden İnsel, geçtiğimiz Pazar günü yapılan yeniden tasnif sonucunda birinci gelen Dissanayake’nin oyların %55’ini almış olarak kabul edildiğini ve cumhurbaşkanı olarak seçildiğini belirtti. İnsel, oy pusulasının elenmemiş ilk adayına bakarak ilerleyen bu seçim sisteminin Avustralya ve İrlanda’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde; Papua Yeni Gine’de ise parlamento seçimlerinde uygulandığı bilgisini de verdi.

Anura Kumara Dissanayake

1965 yılında kurulan Halk Kurtuluş Cephesi adlı Marksist grubun üyesi olan Anura Kumara Dissanayake’nin 1971’de ve ardından 1981’lerde örgütlediği silahlı ayaklanmaların Sri Lanka merkez güçleri tarafından ağır bir şekilde bastırıldığını hatırlatan Ahmet İnsel, 1989’da silahlı mücadeleye son verdiğini açıklayan Halk Kurtuluş Cephesi’nin 1994’te seçimlere katıldığını aktardı. 2000’lerin başında Dissanayake’nin örgütün başına geçtiğini ve o zamandan bu yana seçimlere düzenli olarak çeşitli biçimler altında katıldığını, 2019’da ise Dissanayake’nin önderliğinde kurulan Ulusal Halk İktidarı Koalisyonu adı altında diğer sol partilerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, gençlik hareketlerinin de yer aldığı çok geniş bir koalisyonun kurulduğunu ve seçimlerde 225 milletvekillik parlamentoda sadece üç milletvekili kazanabildiğini hatırlatan İnsel, Ulusal Halk İktidarı Koalisyonu’nun temsilcisi olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine giren Dissanayake’nin tercihli oyların da sayılmasıyla cumhurbaşkanı seçildiğini belirtti. İnsel, Ulusal Halk İktidarı Koalisyonu’nun meclisteki mevcut milletvekili sayısına bağlı olarak Dissanayake’nin parlamentoyu feshederek seçime gidebileceğini de belirtti.

Narendra Modi ile Anura Kumara Dissanayake

Anura Kumara Dissanayake’nin IMF ile olan anlaşmayı sürdürmekle birlikte yolsuzluklarla mücadele edeceğini, sosyal adalet temelli bir sosyal değişimi ve 1981’deki parlamenter rejime geri dönüşü vaat ettiğini belirten Ahmet İnsel, aynı zamanda seçim kampanyası sırasında uzun yıllar boyunca iktidarı elinde tutan büyük oligark, feodal ailelerin iktidarına son vermeyi, özellikle gazetecilerin ve insan hakları savunucularının kaybolması, öldürülmesi ile ilgili soruşturmalar açılarak suçluların cezalandırılması yönünde vaatleri olduğunu da aktardı. Öte yandan, sosyal değişim vaadinin iktisadi açıdan piyasa ekonomisinin dışına çıkarak güdümlü ve planlı bir ekonomiye geçişi içermediğine dikkat çeken İnsel, Hindistan Cumhurbaşkanı Narendra Modi’nin Dissanayeke ile birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacağını belirttiğini dile getirdi.

Almanya’daki eyalet parlamentosu seçimlerine geçen Ahmet İnsel, Bradenburg’da gerçekleşen seçimlerde Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) birinci geldiğini ve onu aşırı sağ parti, Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) takip ettiğini aktardı. Bu partileri ilk defa seçimlere giren Sahra Wagenknecht’in partisinin üçüncü olarak ve Hıristiyan Demokrat Birliği Partisi’nin dördüncü olarak izlediğini belirten İnsel, seçimlerin en büyük kaybeden iki partisinin hiç milletvekili çıkaramayan Yeşiller ve Sol Parti (Die Linke) olduğunu aktardı. Almanya’da 2019 yılından bu yana eyalet seçimlerinde partilerin oluşturdukları koalisyonların partilerin renkleriyle bilindiğini belirten İnsel, Bradenburg’daki koalisyonun adının Kenya’nın bayrak renklerini temsil etmesi nedeniyle Kenya koalisyonu olduğunu ifade etti. Sosyal Demokratlar ve Hristiyan Demokratların milletvekili sayısının 44 olduğunu ve bu iki parti arasında bir koalisyon kurulacağının beklendiğini aktaran İnsel, Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) önde geldiği Thuringe ve Saksonya’daki seçimlerin ardından Bradenburg’da gerçekleşen son seçimlerde sosyal demokratların önde çıkmasının iktidardaki Olaf Scholz’u bir nebze de olsa rahatlatmış olabileceğini belirtti.

Son olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın yaptığı konuşmada Arnavutluk hükümetinin hoşgörülü bir İslam’ı desteklemek için Dünya Bektaşi Tarikatı’nı Tiran’da egemen devlete dönüştürmeye hazır olduğunu ilan ettiğini aktaran Ahmet İnsel, dünya Bektaşilerinin lideri olan Baba Mondi’nin yeni devletin siyasi bir amacı olmayacağını sadece manevi bir amaç taşıyacağını bildirdiğini, Vatikan gibi bir egemenliğe sahip olacağı düşünülen devlet hakkında henüz çok fazla bilginin olmadığını ifade etti. Arnavutluk’ta Bektaşiliğin dördüncü din olarak görüldüğünü ve bazı verilere göre Müslüman nüfusun yaklaşık %20’sinin Bektaşi olduğunu aktaran İnsel, Rama’nın bu fikri birdenbire ortaya atmasında, muhaliflerin eleştirilerine maruz kaldığı İtalya ile yapılan göçmen antlaşmasının üzerini örterek dikkatleri başka yöne çekmesinin, Arnavutluk’un narko devlet olduğuna yönelik iddialar karşısında yeni bir meşruiyet zemini oluşturmanın ve Avrupa Birliği üye devletleri arasında yer almak isteyen Arnavutluk’un kendisini radikal, cihatçı siyasal İslam’dan ayırmaya çalışmasının etkili olabileceğini belirterek Ufuk Turu’nu bitirdi.