Şili’de eski solcu öğrenci lideri Boric devlet başkanı oldu

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ahmet İnsel, Ufuk Turu’na Şili’deki seçimlerle başladı. Sudan ve Bulgaristan’daki gelişmeler ile devam edip son olarak Türkiye’deki güncel iktisadi gelişmeleri yorumladı.

Boric'in miting fotoğrafı
Ufuk Turu: 21 Aralık 2021
 

Ufuk Turu: 21 Aralık 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Programa, Şili’deki seçimlerin ikinci turunun da tamamlandığını ve kazanan ismin oyların %56,5’ini alan 35 yaşındaki Gabriel Boric olduğunu duyurarak başlayan İnsel, ilk turda birinci gelen J. Antonio Kast’ın ise %44’te kaldığını belirtti. Seçim öncesi tabloyu özetleyen İnsel, Pinochet döneminin sona ermesinden beri merkez sol-merkez sağ  yarışının buluduğunu, bugün ise birbirine taban taban zıt “radikal sol-radikal sağ” adayların yarıştığının altını çizip bu kutuplaşmanın Şili’deki toplumsal çatışmanın derinliğini gösterdiğini belirtti.

İkinci turda Boric lehine değişen bu oy dağılımının sebebini seçmen katılımına bağlayan İnsel, seçimlerde oy kullanmanın zorunlu olmaktan çıkarıldığı 2011 yılından beri en yüksek katılımın gerçekleştiğini (%55) vurguladı. Özellikle gençlerin ve büyük kentlerdeki katılımın arttığını ifadelerine ekledi. Boric’in 2011-2012 yıllarında öğrenci hareketinin liderlerinden biri olduğunu, daha sonra milletvekilliği ile devam ettiğine değinirken, Şili’deki bu anlamlı değişimi, 2019 yılında başlayan eşitliksiz karşıtı toplumsal hareketin bir sonucu olarak yorumladı. Bu toplumsal hareket, devlet tarafından şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışılsa da Pinochet döneminden kalan anayasayı değiştirmek için Kurucu Meclisin kurulmasının referanduma götürüldüğünü ve %77’lik evet oyunun çıktığını hatırlatan İnsel, Boric’in seçim sonrası zafer konuşmasında da belirttiği gibi en büyük vaadinin anayasa değişikliğini desteklemek olduğunu aktardı. Mevcut anayasanın Boric’in seçim vaadleri olan emeklilik ve sağlık sisteminin değişmesini engelleyen bir anayasa olduğunu ve halkın çok büyük bir kesiminin de bu sistemlerin değişmesi için anayasanın en kısa zamanda değişmesini istediklerini ifade eden İnsel, 2022 yılının ikinci yarısında halk oylaması ile kabul edilmesi ile birlikte anayasanın değişiminin gündeme geleceğini ilave etti. Bu değişimlerin detaylarına değinen İnsel, finans durumuna göre emekli primlerinin verildiği bir emeklilik sitemi ve Covid sonrası çöken özelleştirilmiş sağlık sisteminin yerine evrensel bir sağlık sisteminin getirilmesi olarak açıkladı. Seçim sonuçlarının kabul edilmemesi endişesi bulunsa da seçim sonrası milyarder cumhurbaşkanı Sebastian Pinera’nın Boric’i tebrik ettiğini ileten İnsel, yeni hükümetin 11 Mart tarihinde göreve başlayacağını ekledi. Meclis çoğunluğunun açık bir çoğunluk olmadığını; merkez-sol partilerin, Komünist Parti’nin, reformist sağ hareketlerin desteği olsa da Gabriel Boric’in vaadlerini ne kadar hızlı gerçekleştirebileceğinin belli olmadığını, muhafazakar partilerin de mecliste ciddi bir çoğunluğa sahip olduklarını sözlerine ekleyerek Şili turunu tamamladı. 

Sudan’da belirsizlik devam ediyor

Geçtiğiz haftanın pazar günü yüz binlerce kişinin katılımı ile, ekim ayında sivil toplum ile yapılan anlaşmayı fesh eden El-Burhan’ın darbesine karşı büyük bir gösteri yapıldığını, göstericilerin sarayın yakınlarında oturma eylemi teşebbüsünün polisin şiddetli müdahalesi ile sonlandığını aktaran İnsel, iki kişinin hayatını kaybettiğini, onlarca kişinin gaz kapsülleri nedeni ile yaralandığı ekledi. Bu vakalara rağmen darbeden beri polisin ilk defa eskisi kadar şiddet göstermediğini, hatta bazı yerlerde askerler ile halk arasında sıcak ilişkilerin kurulduğunu iletti. Ayrıca 25 Aralık’ta daha büyük bir protestonun çağrısının yapıldığını ilave etti. Bu gelişmeleri, Afrika’daki bir dizi diktatörlüğü – BAE, Katar-  tedirgin etmesi bakımından çok önemli bulan İnsel, protestoların diğer halkara örnek teşkil edebileceğini vurguladı. Diğer taraftan, ordunun elinde bir tür esir olan başbakanın bir türlü hükümet kuramadığını, darbecilerin de istediklerini elde edemediklerini belirten İnsel, nereye gidebileceği kestirilemeyen bir belirsizlik ortamının bulunduğunu sözlerine ekledi.

Bulgaristan’da yeni koalisyon hükümeti göreve başladı

Bulgaristan’da seçimler sonrası yeni hükümetin göreve başladığını ve Harvard mezunu ikiliden Kiril Petrov’un başbakan olduğunu bildirerek başlayan İnsel, bu koalisyon hükümetini oluşturan partileri hatırlatarak devam etti. Değişime Devam Partisi’nin yanında Sosyalist Parti, merkez-sağ Demokratik Bulgaristan Partisi ve komedyen Trifonov’un Böyle Bir Halk Var Partisi’nin oluşturduğu dörtlü koalisyonun geniş bir çoğunluğa sahip olduğunu açıkladı. Bununla beraber önemli konularda çok zıt görüşleri savunan bakanların bulunduğunu da sözlerine ekledi. Bir taraf Rusya ile ilişkilerin pekiştirilmesini savunurken diğer tarafın AB’ye yaklaşılması gerektiğini ileri sürmesi veya salgın konusunda aşı karnesi oluşturulup oluşturulmaması gibi konularda görüş ayrılıklarının buluduğunu aktaran Ahmet İnsel, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in de bu görüş ayrılıklarına dahil olduğunu belirtti. Bu ayrılıklara rağmen yolsuzluklara karşı mücadele konusunda koalisyonun ve cumhurbaşkanının birlikte halk hareketinin yanında olduklarını vurguladı. 

Türkiye’de dolar kurunun ani değişimi 

Son kısımda kısaca Türkiye’deki güncel ekonomik gelişmelere değinen Ahmet İnsel, dolar kurunun 18 TL’den 11 TL’ye düşmesini iktisat tarihinde ender rastlanan bir durum olarak nitelendirdi. Bu büyük oran değişiminden yola çıkarak yaşanılan irrasyonel dönemin yegane sorumlusunun cumhurbaşkanı olduğunu ve kurun ciddi oranlarda yükselip düşmesinin sebebinin de onun yaptığı konuşmalar olduğunu ifade etti. Dün akşam cumhurbaşkanının ilan ettiği program içinde doların düşmesini sağlayan fiili etmenin faizlerin arttırılması olduğunu, nasıl uygulanacağının belli olmamakla beraber mevduat faizlerinin dövize bağlı olduğunu ileri sürdü. Fakat daha yüksek faiz ile borçlanan hazinenin bunun bedelini ödeyeceğini de ekledi. 

 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)