"Sağ siyasi oluşumlar göçmen karşıtlığı, iklim inkarcılığı ve aşı karşıtlığı gibi temaları vurguluyor"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel, Avusturya’daki parlamento seçimlerini, Çek Cumhuriyeti’ndeki bölge seçimlerini, Rusya’da kadın hareketlerinin yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını ve Lübnan’a gerçekleşen İsrail saldırısını ele alıyor.

""
Ufuk Turu: 01 Ekim 2024
 

Ufuk Turu: 01 Ekim 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

%78,5 oy oranı ile bugüne kadar ki en yüksek seçim katılımının olduğu Avusturya’da, Özgürlük Partisi’nin (FPO) birinci parti geldiğini aktaran Ahmet İnsel, Avrupa’nın popülist, aşırı sağ partileri arasında yer alan partinin Avusturya’daki Nasyonel Sosyalist ya da Alman Birliği özlemini taşıyan siyasi oluşumların 1948 yılında kendilerine yönelik yasakların kaldırılmasının ardından birleşerek 1954 ya da 1956’larda kurulduğunu ve II. Dünya Savaşı sonrası Avusturya’nın geleneksel partilerinden biri haline geldiğini belirtti. Seçimlerde %28,8 ile tarihinin en büyük oy oranını alan partinin, 2000’lerde iki kez olmak üzere, %20’nin üzerinde oy aldığını, 2017’de Muhafazakar Parti ile birlikte koalisyon kurduğunu ve partinin lideri olan Herbert Kickl’in İç İşleri Bakanlığı yaptığını hatırlatan İnsel, partinin yükselişinin, Nazi hayranlığına dayanan derin tarihe işaret ettiğini vurguladı. Son 25 yıldır partinin Büyük Almanya fikri yerine Avusturya’nın Almanya’dan ayrı bir kimliği olduğunu öne çıkarmaya başladığını ve Avusturya kimliğinin tehdit altında olduğu kampanyası ile iktidara yürüdüğünü aktaran İnsel, Avusturya’da II. Dünya Savaşı sonrasında uzun yıllar Sosyal Demokrat Parti’nin iktidarda olduğunu, onun ardından Muhafazakar Parti’nin 37 yıldan beri ya Sosyal Demokratlarla, ya Yeşillerle, ya da aşırı sağ ile ittifaklar yaparak iktidar ortağı olduğunu belirtti. Son seçimlerin kaybeden partilerinin; oyların %26’sını alarak 19 milletvekilliğini kaybederek 52 milletvekili çıkarabilen Muhafazakarlar ve oyların %8,6’sını alarak 10 milletvekilliğini kaybederek 16 milletvekili çıkarabilen Yeşiller olduğunu da aktaran İnsel, öte yandan Sosyal Demokratların oylarını koruyarak milletvekili sayısını 41’den 42’ye çıkardıklarını ve birinci gelen Özgürlük Partisi’nin ise 25 milletvekilliği daha alarak toplamda 56 milletvekili çıkardığını ifade etti. Yeşiller’den ve Muhafazakarlar’dan önemli bir kısmının Avusturya’daki aşırı sağcı Özgürlük Partisi’ne yöneldiğine dikkat çeken İnsel, Özgürlük Partisi’nin seçim kampanyasındaki temaların son derece komplocu olduğunu belirtti ve Covid dönemini partisi için büyük bir fırsata çeviren Kickl’in sokağa çıkma yasağı karşısında aşı olmama özgürlüğünü ve sokağa çıkma özgürlüğünü ileri sürerek özgürlükleri savunduğunu ve toplumdaki varolan hoşnutsuzluğu kanalize ettiğini aktardı. Partinin iklim değişikliğinin bir palavra olduğuna dayanan bir kampanya yürüttüğünü ve göçmenlerin ülkeye kabul edilmemesinin yanında Avusturya vatandaşlığını elde etmiş göçmenlerin de vatandaşlıklarının ellerinden alınarak tersine göçe zorlanmalarına dayanan bir politikayı savunduğunu belirten İnsel, bütün dünyada sağ siyasi oluşumlar tarafından göçmen karşıtlığı, iklim inkarcılığı, aşı karşıtlığı gibi temaların vurgulandığına ve dış güçler gibi hayali tehditlerin yaratıldığı büyük komplo teorilerinin ileri sürüldüğüne dikkat çekti. Avusturya’daki seçimlere sosyoekonomik sınıfsal seçmen kitlesi açısından bakıldığında, işçi sınıfının en çok oy verdiği partinin Özgürlük Partisi olduğunu aktaran İnsel, işgücü piyasasında göçmen işçilerle aralarında rekabet olmasından ötürü işçi sınıfının oy yöneliminde göçmen karşıtlığının rol oynadığını belirtti. Öte yandan, seçimlerde %2 oy alan Komünist Partisi’nin meclise girmesi durumunda, Özgürlük Partisi ile ittifak yapmaya yanaşmayan diğer partilerin yerini alma olasılığının doğacağını aktaran İnsel, ittifak yapılamaması halinde ise sosyal demokratlar, liberaller ve muhafazakarlar arasında üçlü bir koalisyona gidilebileceğini belirtti.

Andrej Babiš

Çek Cumhuriyeti’nde Haziran ayında yapılan milletvekilliği seçimlerinde başbakanlığı kaybeden Andrej Babiš’in popülist sağ partisinin geçen haftalarda yapılan bölge seçimlerinde 13 bölgeden 10’unda birinci geldiğini aktaran Ahmet İnsel, ancak Avusturya’da seçime katılım oranının tam aksine Çek Cumhuriyeti’nde bölgesel seçimlere katılımın %33 ile tarihteki en düşük katılım olduğunu belirtti. Babiš’in partisinin geçtiğimiz aylarda yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde liberal gruptan ayrılarak Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz Partisi ve Avusturya Özgürlük Partisi’nin de içinde yer aldığı aşırı sağ gruba dahil olduğunu hatırlatan İnsel, iktidar ortağı olan Korsan Partisi’nin oy kaybederek bir çöküş yaşadığını, Komünist Partisi’nin ise güçlendiğini dile getirdi. 

Rusya ile ilgili gelişmelere geçen Ahmet İnsel, geçtiğimiz haftalarda Rusya’da meclisin kadınların çocuk yapmama özgürlüğü teması altında propaganda yapılmasını yasaklayan ve bunu dile getiren kişi ve kurumlara para cezaları öngören bir yasa tasarısını görüştüğünü aktardı. Kutsal ailenin korunması ileri sürülerek, feminizmin Rusya’da yasaklanmasından bahsedildiğini ve nüfusun azalmasından hareketle çocuk doğurmaya dini kutsallık atfedilerek bir varoluş tepkisinin vurgulandığına dikkat çeken İnsel, Rusya’nın ciddi bir nüfus düşüşü ile karşı karşıyayken varoluş tepkisi göstermesinin, Ukrayna ile süregelen savaşta pek çok vatandaşını kaybettiği düşünüldüğünde bir çelişki olduğunu ifade etti. 

Son olarak Lübnan - İsrail çatışmasına değinen Ahmet İnsel, İsrail birliklerinin 5 kilometre içine girdiği Lübnan’daki 10 bine yakın Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerinin bulunduğu yerden hareket edemez hale geldiklerini bildirdiklerini belirtti. İlk defa Beyrut’ta bir binanın bombalandığını, Lübnan’da Hamas ve Hizbullah dışındaki Laik Filistin örgütlerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin üç yöneticisinin ve El Fetih’in silahlı örgütü olan El Aksa Şehitleri Tugayı’nın liderinin de öldürüldüğünü aktaran İnsel, İsrail’in güvenlik gerekçesiyle gerçekleştirdiği bu operasyonun ABD tarafından desteklendiğini belirterek Ufuk Turu’nu noktaladı.