‘Dev otel projesine dur de!’

-
Aa
+
a
a
a

Akdeniz foklarının ve Caretta carettaların yuvaları betonlaşmaması için başlatılan imza kampanyası devam ediyor.

Gezegenin Geleceği: 19 Ocak 2024
 

Gezegenin Geleceği: 19 Ocak 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

‘Akdeniz fokları ve Caretta carettaların yuvası betonlaşmasın’ diyen Gazipaşa Hepimizin Platformu’nun change.org/gazipasa adresinde yürüttüğü kampanyadan güzel bir haber geldi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Selinus Sahilini beton bloklarıyla donatmak isteyen otel projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini durdurdu. Ankara’da yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı sonunda, otel yapmayı planlayan firmaya süre veren Bakanlık, ÇED raporundaki eksiklerin giderilmesini istedi. “Gerek Bern Sözleşmesi, gerek Barcelona Sözleşmesi ve İstanbul Deklarasyonu sahillerimizdeki deniz kaplumbağaları ve Akdeniz foklarının korunması konusunda hem belediyeleri hem hükümetleri bağlayıcı özellikte. Söz konusu canlı türlerinin Türkiye’deki sınırlı sığınaklarından biri Gazipaşamız. Türkiye kıyılarında aşırı ve hızlı bir yapılaşma sonucu elde kalan çok değerli bazı kıyı alanlarını da farkında olarak ya da olmayarak kaybediyoruz. Bu kayıpların geri döndürülmesi olanaksız,” diyen Gazipaşa Hepimizin Platformu, Selinus Sahilini korumak için yetkililere seslenmeye devam ediyor, “Yok olan sadece peyzaj güzelliklerine sahip doğal alanlar değil, yaşamı kıyılara bağlı yaban hayatı da yok oluyor. Geriye kalan doğal kıyılarımızın bu süratli yapılaşma ve betonlaşmadan korunarak gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılması acil bir gereksinim olarak karşımızda.” Platform, otel projesinin durdurulması için şu sözlerle de çağrıda bulundu, “Bu doğa katliamına dur demek için sen de kampanyamıza destek ol. Bu dünya birlikte yaşadıkça güzel, doğa tekelleşmesine dur demek için imzana ihtiyacımız var.” Kampanya, change.org/gazipasa adresinde.

Türkiye - İklim Programı 2023 Değerlendirmesi

Türetim Ekonomisi Derneği & Change.org Türkiye - İklim Programı 2023 Değerlendirmesi yayınlandı. Raporda, geçen sene Türkiye’de iklim krizi ile mücadeleye yönelik 70’ten fazla kampanya başlatıldığı, bu değişim taleplerine ise 600 binden fazla imza geldiği belirtildi. 2023’te en fazla imzalanan, başarıya ulaşan veya etki yaratan kampanyalar, halkın taleplerini ön plana çıkarıyor. Rapora göre, yılın en çok imzalanan kampanyası 62 binden fazla imza ile İkizköy Akbelen’de Kömür Madenini Durdurun kampanyası oldu. Çevre mücadelesinin simgesi haline gelen mücadele, 24 Temmuz sabahı Akbelen Ormanı’nda kömür madeni için ağaçların kesilmeye başlanması ile ortaya çıktı. Diğer en fazla imza alan kampanyalar, ormanların maden, santral ya da turizm gibi amaçlarla kullanılmasını değil, ormanların ve ağaçların korunmasına yönelikti. Fosil yakıtlardan özellikle kömürden çıkışa yönelik, maden ve santral karşıtı kampanyalar etki yarattı. Gençlerin, iklim ve gelecek haklarının korunmasına yönelik talepleri kamuoyunda karşılık buldu. Ayrıca, halkımız 6 Şubat depremleri sonrası afet dirençli kentlere yönelik birçok imza kampanyası başlattı. Rapor, 2023 yılında dokuz kampanyanın başarıya ulaştığını veya olumlu etki yarattığını da vurguladı. Muğla Deştin’de çimento fabrikası iptal edildi; Kastamonu’da sel alanına okul projesi iptal edildi; Avdan’a kömür madenine yürütmeyi durdurma kararı verildi; Zonguldak’ta yer alan Çatalağzı Termik Santrali’nin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından koruma altına alındı; Latmos Dağları’na arkeolojik sit alanlarında madencilik yapılamaz kararı verildi; İzmir Belediyesi zehirsiz uygulamalara geçti; Sığla ağaçları kurtuldu; İstanbul Teknik Üniversitesi’ne vegan menü opsiyonu geldi, Plastik atık ihracatı konusunda umut verici kararlar alındı. Rapora Change.org Türkiye - İklim Instagram hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz.

‘Trakya'da nükleer santral istemiyoruz!’

Türkiye İnsan Hakları Platformu, change.org/NukleersizTrakya adresinde bir imza kampanyası başlattı. “Trakya topraklarına, doğamıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Trakya’da nükleer santral yapılmasını istemiyoruz,” diyen platform, deprem bölgesi olan Trakya’da nükleer santral kurulmasına karşı ses çıkarmaya davet ediyor. “Trakya bölgesi sınırları içerisinde barındırdığı yaklaşık 12 milyonluk nüfus ile Türkiye'nin en yoğun nüfuslu bölgeleri arasında yer almakta. Böyle bir bölgede nükleer, kıyamet olur. Aynı zamanda Trakya, aktif bir deprem bölgesi. Trakya bölgesinde yapılmak istenen nükleer santral depremden ne derecede etkilenecek, depreme ne kadar dayanıklı olacak, depremden hasar almadan çıkabilecek mi gibi soruların yanıtlarını bilmiyoruz. Ama zaten riskli olan bir bölgede bu denli riskli bir proje bir felaketle sonuçlanmaya aday. Unutmayalım; canımız nükleerden daha değerli,” açıklamasında bulunan platform, nükleer santralin bölgedeki verimli topraklar üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere dair endişelerini de şu şekilde dile getirdi, “Trakya bölgesi verimli toprakların bulunduğu bir bölge. Bölgede, Türkiye'nin yıllık pirinç ve ayçiçeği üretiminin %60 gibi büyük bir kısmı karşılanmakta. Aynı zamanda endemik türleri içerisinde barındıran Trakya bölgesi, yapılacak nükleer santral yatırımından nasıl etkileneceği bizleri tedirgin etmekte.” Radyoaktif atıklar ve atıkların bertaraf sorunları, büyük güvenlik riskleri, yüksek bakım ve onarım maliyetleri gibi ciddi ve geri dönülemez sorunlar taşıyan nükleer santrallerden Trakya’yı korumak için başlatılan kampanya, change.org/NukleersizTrakya adresinde.