Nemrut Dağı Kalderası'nda beton karşıtı kampanya başlatıldı

-
Aa
+
a
a
a

Nemrut Kalderası'nda geçtiğimiz Ağustos ayında, "Tabiat Anıtı Çevre Düzenleme İşi" adı altında başlatılan betonarme inşaat, uzmanlardan ve kamuoyundan gelen tepkiler sonucunda Bitlis Valiliği tarafından durdurulmuştu. İnşaatın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün talimatıyla yeniden başlatılması üzerine Özcan Erboy tarafından bir kampanya başlatıldı.

Gezegenin Geleceği: 23 Ekim 2020
 

Gezegenin Geleceği: 23 Ekim 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Nemrut Kalderası'nda geçtiğimiz Ağustos ayında, "Tabiat Anıtı Çevre Düzenleme İşi" adı altında başlatılan betonarme inşaat, uzmanlardan ve kamuoyundan gelen tepkiler sonucunda Bitlis Valiliği tarafından durdurulmuştu. İnşaatın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün talimatıyla yeniden başlatılması üzerine Özcan Erboy tarafından bir kampanya başlatıldı. Change.org/NemrutKraterGoluneDokunma adresindeki kampanyayı 5000’e yakın kişi imzaladı. Nemrut Dağı Kalderası'nda beton dökülecek alanın, Tabiat Anıtı, Turizm Alanı, 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Ramsar Alanıstatüsünde bulunduğunun ifade edildiği kampanyada şu bilgilere yer veriliyor: “Bu alanla ilgili UNESCO'nun Küresel Jeopark Ağı'na dahil edilmesi için yapılan başvuru süreci halen devam etmekte. Avrupalı Seçkin Destinasyonlar projesi kapsamında "Mükemmeliyet Ödülü" alan ve "yeryüzü cenneti" olan Nemrut Kalderası'na yapılan her türlü müdahale belirtilen alanın doğasını bozacak.” Kampanya Change.org/NemrutKraterGoluneDokunma adresinde. 

"Torba yasa geri çekilsin"

Meclis gündemindeki torba yasanın, enerji ve maden şirketlerine yeni imtiyazlar sunduğunu söyleyen 100’e yakın kurum bir araya gelerek, yasanın geri çekilmesi talebiyle bir kampanya başlattı. Change.org/TorbaYasayiGeriCek adresindeki kampanyayı şu ana kadar 20 bine yakın kişi imzaladı. Söz konusu, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 13 Ekim Salı günü Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşüldü. Yasanın çok yakında bir üst komisyonda görüşülmesi bekleniyor. Kampanyayı yürüten çevre kurumları, kanun geçerse aşağıdaki değişikliklerin olacağını söylüyor:  ''Maden şirketlerinin 12 ay ruhsatsız çalışması, işletme izin alanı dışına cezasız bir şekilde taşması, devlete olan borçlarına göz yumulacak. Havaya çok miktarda kimyasal ve zehirli gaz salan, araba lastiği, orman ürünleri ve çöp yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallerinin önü daha da açılıyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması kapsamı genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının artmasına neden olunuyor. Cumhurbaşkanı izni ile T.C. Kanunlarından muaf enerji şirketleri kuruluyor. Enerji yatırımları için gereken taşınmazlar kolayca, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak ediliyor ve halkın, köylünün toprakları sermayeye peşkeş çekiliyor. Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.'' Kampanyada ayrıca şu ifadelere yer veriliyor: “Bu teklifte, maden ve enerji şirketlerini denetleyen mekanizmalar "bürokratik engel" olarak tanımlanıyor. Kamu yararına hizmet etmeyen, sermayeyi önceleyen, kamulaştırma işlemlerinin hızlı ve denetimden uzak gerçekleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmak isteniyor.  Halihazırda uygulamada olan kanunların bile koruyamadığı doğayı daha da fazla tahrip edecek, sermayenin sahip olduğu ayrıcalıklara yenilerini ekleyerek halkın omuzlarına yeni yükler bindirecek bu kanun teklifi geri çekilmeli.”Kampanya Change.org/TorbaYasayiGeriCek adresinde. 

Eğirdir Gölü'nde su çekilmeleri artıyor

Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarından biri olan Eğirdir Gölü’nde su çekilmelerinin her geçen yıl arttığını söyleyen Nuriye Aktun, yetkililerin bu konuda önlem alması talebiyle bir kampanya başlattı. Change.org/EgirdirGolu adresindeki kampanyada Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici’nin konuyla ilgili yorumlarına yer veriliyor. Son yıllarda göldeki ortalama su seviyesinin 16 metreden 4 metreye kadar düştüğünü belirten Erol Kesici, “Eğirdir Gölü kırmızı alarm vermekte” diyor. Gölün iyi yönetilerek su bütçesinin korunması gerektiğinin altını çizen Erol Kesici, devletin 1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü’nün korunmasıyla ilgili yasalar çıkardığını ancak bunların sağlıklı uygulanamadığını belirtiyor. En son 2013 yılında Eğirdir Gölü Özel Hükümleri’nin çıkarıldığını ifade eden Kesici, “Orada gölün kenarında ne yapacağınızı, gölden ne kadar su alabileceğinize ilişkin bütün hükümler var. Ama maalesef bu hükümler popülist davranışlarla uygulanmamakta. Örneğin 914,54 su kotuna geldiği zaman bir damla dahi su alınmaması gereken dönem. Ama bu illa o döneme kadar su alacağın anlamına gelmez. Göl yaklaşık olarak yüzde 60’lık seviyesini kaybetmiş. Bu kurumaya yüz tutmak demek” diyor. Kampanya, Change.org/EgirdirGolu adresinde

Bir kampanya da Lüleburgaz'dan

Lüleburgaz Emek ve Dayanışma Derneği, başlattığı kampanyada Kırklareli Pınarhisar'a bağlı Kaynarca Beldesi’nden başlayıp Lüleburgaz'a ulaşan derenin insan ve diğer canlıların sağlığını ve yaşamını tehdit eder derecede kirli olduğu söylüyor ve kirliliğin önlenmesi için taleplerini sunuyor. Change.org/LuleburgazDeresi adresindeki kampanyada ifade edilen talepler şu şekilde: ''Fabrika atıklarının, tarımsal zehirlerin, hayvan çiftlikleri atıklarının ve yerleşim yeri kanalizasyonlarının dereye salınması önlensin; Bütün bu atıkların dereye salınması yerine, kapalı boru sistemiyle en yakın arıtma tesisine ulaştırılsın.'' Kampanya Change.org/LuleburgazDeresi adresinde