Türkiye ve Fransa'nın Libya'daki çıkar çatışmaları

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Cengiz Aktar, Nereye Doğru’da Libya'daki son durumu ve Avrupa Birliği özelinde güncel gelişmeleri aktardı. 

Libya Bingazi
Nereye Doğru: 12 Ocak 2021
 

Nereye Doğru: 12 Ocak 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Aktar, hükümet sözcüsü Ömer Çelik’in 6 aylık süreyle Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını üstlenen Fransa hakkında açıklamalarından hareketle, “Fansa'nın Türkiye ile ikili bir ilişkisi var. Fransa bir yandan Yunanistan ile yakın askeri ilişkilerini sürdürürken diğer yandan Türkiye’nin Libya’daki paralı askerleri ile ilgili inatçı tavrından dertli. Berlin- Libya toplantısından sonra Paris-Libya toplantısında da Türkiye bütün çağrılara rağmen paralı askerlerini çekmekten imtina etti. Bu temel bir sorun olarak Libya’nın önünde duruyor.” Aktar ek olarak, Libya'da seçim için yeni bir tarih belirlenemediğini ve bir kesim insanın artık seçim olmayacağını, fiiliyatta bölünmüş Libya’nın artık resmen bölüneceğini iddia ettiklerini belirtti. Aktar, ikinci olarak, 2022 baharında gerçekleşecek olan Avrupa’nın Geleceği Konferansı’na dair, “Şu sırada epey bir faaliyet var. Bu konferans yeni bir anlaşmaya vasıl olmak amacıyla yapılıyor. Faaliyetlerin gerçekleşmesi epey zaman alır ama en azından konuşuluyor.” dedi. Aktar, ilgili faaliyetler çerçevesinde kurulan Vatandaş İnisiyatifi’nden bahsetti. Sıradan Avrupa vatandaşlarının Avrupa’nın geleceği ile ilgili karar alıcılara fikirler sunduğunu ve bu önerilerin dikkate alınmasının olasılık dahilinde olduğunu belirten Aktar, inisiyatifin bazı tavsiyelerini şu şekilde sıraladı:  “Bütün Avrupa çapında bir çevre eğitiminin alınması talep ediliyor. Buna ilaveten AB üye devletlerinin katılımıyla ortak bir Avrupa Çevre Sorunlar Tüzüğü geliştirmek isteniyor.  Bu tüzüğün üye devletler ve vatandaşlar arasında bir sinerji teşvik edeceğini söyleniyor.” Aktar tüzüğe ilişkin, “Geçiş dedikleri dönem çok tartışmalı. Pek çok ülke geçişin pahalıya mal olacağını çünkü yeteri kadar yenilenebilir enerji olmadığını iddia ediyor ve bunun bir ekonomik bedeli olacağını, enflasyonu yükselteceğini söylüyorlar. Uzun vadeli ve hayati bir meselede enflasyon çıkar mı çıkmaz mı tartışılıyor. O yüzden nükleer enerjinin doğalgazın temiz enerji olarak sınıflandırılması meselesinin arkasında da bu var.” yorumunda bulundu. “Üçüncü olarak, ortak etiketleme sistemi öneriliyor. QR kod yardımıyla ürünün ekolojik ayak izi açıklanabilecek. Çevre dostu enerji kaynaklarına ek yatırım için daha fazla mali kaynak talep ediliyor ve son olarak kimyasal pestisitler konusunda gübrelemenin azaltılmasını öneriliyor.” 

Aktar son olarak, 2022 yazında sanal ortamda gerçekleşecek olan Dünya Ekonomik Forumu'nun, forum katılımcılarına yöneltilen “Önümüzdeki 10 yıl için küresel ölçekte en ciddi riskler nelerdir?” anketine ilişkin, “On riskin beş tanesi çevre ile ilgili. İklim eylemi başarısızlığı, aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı, insanın çevreye verdiği zarar ve doğal kaynak krizleri çevre ile ilgili riskler arasında sıralanıyor.” bilgisini verdi. 

 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)