Suriye’deki iç savaşın 10. yılı: AP’den Türkiye’ye ‘şiddetli kınama’

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru programında Cengiz Aktar, Avrupa Parlamentosu’nun Suriye’deki savaşın 10. yılı için hazırladığı rapordan Türkiye ile ilgili bölümü aktardı.

Nereye Doğru: 17 Mart 2021
 

Nereye Doğru: 17 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

11 Mart’ta, Suriye İç Savaşı’nın başladığı tarih olması münasebetiyle Avrupa Parlamentosu’nda çok kapsamlı bir karar çıktığını söyleyen Aktar, bu kararda savaşın yaşandığı on yıl boyunca uluslararası ve hükümetler arası kuruluşlardan Suriye ile ilgili çıkmış olan bütün kararlara atıfta bulunulduğunu belirtti. Suriye’deki duruma birçok ülke müdahil olsa da, esas problemin kaynağının Şam olduğunun açıkça gözler önüne serildiği bu kararda Şam yönetiminden ayrıntıyla bahsedildiğini de sözlerine ekledi.  

Suriye’deki durumun giderek Afganistanlaştığını belirten Aktar, bu durumun Türkiye’yi de birebir ilgilendirdiğinin altını çizdikten sonra Avrupa Parlamentosu’nun açıkladığı kararda Türkiye ile ilgili çıkan tek paragrafın çevirisini paylaştı. 

“Türkiye’yi herhangi bir Birleşmiş Milletler yetkisi dışında yasa dışı olarak işgal ettiği Kuzey Suriye’den askerlerini çekmeye çağırıyoruz. Türkiye’nin savaş hukuku ile alakalı uluslararası Cenevre Sözleşmeleri kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerini ihlal ederek Suriyeli Kürtleri işgal altındaki Kuzey Suriye’den tutuklanmak ve yargılanmak üzere Türkiye’ye yasa dışı olarak gönderilmesini kınıyoruz. Türkiye’ye nakledilen tüm Suriyeli tutukluların derhal Suriye’deki işgal altındaki bölgelere geri gönderilmesini istiyoruz ve Türkiye’nin bu durumu devam ettirmesinden endişe duyuyoruz.  Yerinden edilmeler, Suriyeli Kürt nüfusa karşı etnik temizlik anlamına gelebilir. Türkiye’nin yasa dışı işgalinin Suriye, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de barışı tehlikeye attığını vurguluyoruz. Türkiye’nin Libya ve Dağlık Karabağ’daki çatışmalarda Suriyeli paralı askerleri kullanmasını uluslararası hukuka aykırı olarak şiddetle kınıyoruz."

Cengiz Aktar’ın bahsettiği Suriye savaşının 10. Yılı hakkındaki Avrupa Parlamentosu kararına buradan ulaşabilirsiniz:  

***

9-10-11 Mart’ta gerçekleştirilen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumunun ele alındığını söyleyen Aktar, bu toplantıdan bir karar ya da yaptırım çıkmasının söz konusu olamayacağını geçen hafta belirttiğini hatırlattı. Türkiye’nin AHİM kararlarını “uygulamadığı”ndan dolayı bir nevi ceza alması için 47 ülkenin üçte ikisinin oyunun gerektiğini ama henüz o aşamada bulunulmadığını da sözlerine ekledi. Osman Kavala ile ilgili çıkan kararın çok rahatsız edici bir karar olduğunu belirten Aktar, dokuz maddeli kararın son üç maddesini şöyle aktardı. 

“7. Madde: Yeni İnsan Hakları Eylem Planı’nın yakın zamanda kabul edildiğini not ediyoruz. Türk makamlarını yukarıda belirtilen reformları uygulama bağlamında sürekliliği sağlamaya teşvik ediyoruz ve Avrupa konseyinin bu amaçla yardım ve destek vermeye hazır olduğunu ifade ediyoruz. 

8. Madde: Yetkilileri özgürlükten yoksun bırakma ile ilgili şikayetlere öncelik vermesini sağlamak için Anayasa Mahkemesi tarafından alınan tedbirler hakkında bilgi vermeye davet ediyoruz.

9. Madde: Komisyonun her olağan ve insan hakları toplantısına başvuranın durumunu, yani bu durumda Osman Kavala’nın durumunu, serbest bırakılıncaya kadar incelemeye karar vermiştir. “

Bu maddelerin, Avrupalı kurumların gayri demokratik ülkelerin pratikleri karşısında ne kadar güçsüz ve çaresiz olduğunu gözler önüne serdiğini belirten Aktar, Türkiye’deki insan hakları ihlallerin üç sembol ismi, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Ahmet Altan’dan hiç bahsedilmediğinin altını çizdi. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi bağlamında Ahmet Altan’ın dosyasının büyük daireye üç aydır ulaşamadığını, dosyanın gereken yere intikal etmesinin engellendiğinin bilindiğini de sözlerine ekledi. 

***

Cengiz Aktar, 12 Mart’ta İstanbul’da Türkiye-Avrupa ilişkileri bağlamında ilginç bir toplantı yapıldığının haberini de iletti. Bu toplantıya, Avrupa’dan Fransa’nın Avrupa işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı, Almanya’nın Dış Politika Baş Danışmanı ve Ankara’daki Avrupa Komisyonu temsilcisinin, Türkiye tarafından da Avrupa işlerinden sorumlu Dış İçleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı ve sarayı temsilen de İbrahim Kalın’ın katıldığı bilgisini verdi. Bu toplantının içeriğini bilemediğini söyleyen Aktar, toplantının Recep Tayyip Erdoğan’ın 25-26 Mart’ta düzenlenecek olan Avrupa Birliği olağan zirvesine davet edilme isteği nedeniyle olabileceğini belirtti.  

2015 yazından sonra Ege’de boğularak ölen on bin mülteci ve milyonlarca insanın yollara dökülmesi sonrasında Avrupa Birliği ile Türkiye ve hatta Yunanistan arasında 18 Mart 2016’da imzalanan, mülteci savunucularının utanç anlaşması olarak adlandırdığı anlaşma vesilesiyle, 25-26 Mart’taki zirveye bir davet gelebileceğinin konuşulmuş olacağını da belirtti.  Mülteci savunucuların ifadeleriyle belirtmek gerekirse, hem Türkiye’nin hem de Yunanistan’ın mülteciler için bir zindan haline geldiğini, yaklaşan botları zorla geri döndürme faaliyetlerinin ayyuka çıktığını, iç savaş ne kadar sürdürülebilir değilse, savaş sonucunda ortaya çıkan mültecilik halinin de sürdürülebilir bir durum olmadığını söyleyen Aktar, Türkiye’deki 3,6 milyon mülteci ile ilgili olarak imzalanan 18 Mart Anlaşması’nın uzayacağını belirtti.  

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Aylin Çalap’a teşekkür ederiz.)