Batı Karşıtı Mini Zirve: Erdoğan, Putin ve Reisi Tahran'da buluştu

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’da Cengiz Aktar’ın gündeminde Tahran’daki üçlü zirve, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik süreçleri, Libya’daki son gelişmeler ve AB’nin Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile üyelik müzakerelerine başlaması vardı.

Zirveden Türkiye, Rusya ve İran bayrakları yan yana
Nereye Doğru: 20 Temmuz 2022
 

Nereye Doğru: 20 Temmuz 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Aktar, 19 Temmuz’da Tahran’da Recep Tayyip Erdoğan, Vladimir Putin ve İbrahim Reisi arasında gerçekleşen üçlü zirveye ilişkin üç önemli sonucun altının çizilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Birincisi bu üçlü tamamen Batı karşıtı bir fotoğraf verdiler. Hepsi farklı nedenlerden, ama orada bir mini Batı karşıtı küçük bir oluşum görüldü. Üstelik İran ilk defa Rusya’nın Ukrayna saldırısıyla ilgili olarak çok açık bir tavır aldı” dedi. Devamında Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan Suriye’den çıkma çağrısına değinen Aktar “Resimle bağlantılı olarak söylüyorum: Batı karşıtı; Amerika Birleşik Devletleri karşıtı ve NATO karşıtı. Ukrayna konusunda da bu dediğim gibi İran tavır aldı. Fakat diğer, temenni edilen savaşa gelince, Suriye’de bu Münbiç ve Tel Rıfat üzerinde yoğunlaşan savaş -TSK emelleri diyelim- ile ilgili maalesef oradan Ankara, Tahran ve Moskova’dan istediğini elde edemedi. Ali Hamaney Türkiye’nin yeni bir harekatı hem kendisine hem ülkeye zarar verir dedi. Zaten Amerika Birleşik Devletleri’nin, Batı’nın genelde bu harekatla ilgili tavrı belli, o yüzden Ankara açısından oradan bir yeşil ışık okumak mümkün değil. Kaldı ki hep söylüyoruz, bu savaş beşeriyetin en akçalı işi, en pahalı işi, Türkiye’nin iktisadi durumu ortada, tekrar orada bir harekat hiç akla yatkın değil açıkçası.” yorumunda bulundu.

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri

İkinci olarak, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik sürecine değinen Aktar, 30 NATO üyesi içinde Türkiye hariç, kalan 29 ülkeden 14’ünün bugüne kadar oylama sürecini tamamladığı bilgisini verdi. En uzun ve zahmetli sürecin Amerika’da olacağını ama orada bir sorun beklenmediğini bildiren Aktar, tek sorunlu ülke olan Türkiye’deki süreç ile ilgili olarak da “Ağırdan alınıyor. Malum meclis kapalı, meclis açılınca bakacağız falan diyecekler herhalde. İki arada bir derede bir durum söz konusu tabii. Karşılığında bu memorandumda uzun uzun konuştuğumuz Finlandiya ve İsveç’in Türkiye’ye karşı yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden söz etti Erdoğan, malum o yükümlülüklerin yerine getirilmesi imkansız, bakalım ne olacak bunu da bekliyoruz.” dedi.

Libya’ya silah, mühimmat ve cihatçı ihracatı sürüyor

Aktar, Libya’da Temsilciler Meclisi’nin başbakan seçtiği Fethi Başağa’nın daha meşru, daha akla yatkın, daha makul bir başbakan olarak durduğunu ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’ye karşı giderek mesafe aldığını belirtti ve önemli bir gelişme olarak milis güçlerin çıkartılmasının konuşulduğunu iletti. Aktar “Şimdi en önemli gelişme bu; orada herkes -malum eli silah tutan erkeklerin hepsi silahlı Libya’da, milisler var- kendi milisini öne sürüyor ama bu barış görüşmeleri döneminden kalan “5+5” tabir edilen bir askeri komite var, bunlar aylardır toplanmıyorlardı ve şimdi hem Sirte’de hem Bingazi’de toplanmak üzere karar aldılar. Herhalde o başıbozuk milislerin, her iki tarafın milislerinin üzerine gidilecek, öyle anlaşılıyor.” dedi. Aktar, Libya’da Türkiye’nin durumuyla ilgili olarak “Rusya’nın Wagner’i çektiği söyleniyor. O paralı askerlerini artık Ukrayna’ya intikal ettirdiği söyleniyor ama hala bilinmeyen, bir soru işareti olarak duran oradaki güç Türkiye. Silah, mühimmat ve cihatçı ihracatı eskisi gibi Libya’ya sürüyor, Syrian Observatory for Human Rights (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)’ın verdiği bilgiler, ki onlar en ciddi kuruluş, sürekli Türkiye’nin ‘ihracatını’ takip ediyorlar ve yayınlıyorlar. Şimdi bir başka gelişme oldu, pek fırsat olmadı bahsetmeye, Avrupa Birliği’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı şekilde deniz yoluyla Libya’ya silah transferini engellemek üzere kurulmuş, o bağlamda kurulmuş bir İrini Operasyonu var, gene Türkiye’den gelen bir gemiyi çevirdiler ve mürettebat gene -ilk defa olmuyor, onun için gene diyorum- geminin aranmasını kabul etmedi. Kabul etmediği zaman belli ki hububat taşımıyorsun, silah taşıyorsun, yani gizli bir şey taşıyorsun” yorumunda bulundu.

“F-16 Satışı pek olası durmuyor”

Yunanistan hava sahasındaki veya “orası senin hava sahan değildir” yaklaşımından kaynaklanarak yapılan uçuşların devam ettiğini söyleyen Aktar “Sürekli, bir Akar konuşuyor, bir Soylu konuşuyor, bir Erdoğan konuşuyor, hepsi savaş diliyle Yunanistan’a konuşuyorlar. Tabii bu sadece Yunanistan’da değil, Amerika Birleşik Devletleri ve Kongre’de, özellikle bu F16 satışıyla bağlı olarak ister istemez diğerleri hep not ediliyor. Böyle bir ortamda F16 satışının yapılması hiç olası gibi durmuyor. Hem git Tahran’da Reisi ve Putin ile ele ele tutuş, fotoğraf ver hem Libya’ya mühimmat ve cihatçı yollamaya devam et, hem Yunanistan üzerinde savaş uçaklarını uçur hem Suriye’ye girmeye yelten hem de ondan sonra git Amerika’dan uçak lazım de” yorumunu yaptı.

Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’un AB üyelik süreci başlıyor

Aktar, Batı Balkanlardaki bu iki ülkenin üyelik müzakerelerine başlıyor olmasının önemli bir gelişme olduğu ifade eden Aktar “Hem Tiran hem Üsküp müzakerelere başlıyor. Yeri gelmişken hatırlatayım, Kuzey Makedonya’da iç savaş çıkmaması hakikaten bir mucizedir. Belki 17 senedir Makedonya mı olacak, Kuzey Makedonya mı olacak, Güney Makedonya mı olacak, ne olacak diye bir sorun vardı malum, o halledildi. Bulgaristan ‘Makedonca diye bir dil yoktur, o Bulgarcanın bir yan koludur veya lehçesidir’ deyip engelliyordu ve Şimdi Sofya engelini kaldırdı ve en önemlisi Komisyon, AB kurumları yeni bir kararı beklemeden müzakereleri başlattılar.” dedi.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Ceren Demirci’ye teşekkür ederiz.)