Küresel Güneyi yok sayan bir iklim zirvesi başarılı olabilecek mi?

-
Aa
+
a
a
a

İklim Haber’den Barış Doğru ve Bulut Bagatır’ın hazırlayıp sunduğu İklim Habercileri'nin yedinci programında Birleşik Krallık’ın Glasgow kentinde devam eden COP26’nın ilk haftasında yaşanan gelişmeleri ele aldı. ​​​​​​

Küresel Güneyi yok sayan bir iklim zirvesi başarılı olabilecek mi?
 

Küresel Güneyi yok sayan bir iklim zirvesi başarılı olabilecek mi?

podcast servisi: iTunes / RSS

Bir yıl ertelenen iklim zirvesi (COP26) 31 Ekim’de başladı ve 12 Kasım’a kadar devam edecek. Zirveden önce Türkiye Paris Anlaşması’nı mecliste onayladı, ardından 2053’e kadar net sıfır emisyona ulaşacağını açıkladı.

Türkiye EK-I listesinden çıkma talebini geri çekti

COP26’ya günler kala Türkiye tarafından bir önemli adım daha geldi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Sekretaryası'na  gönderilen 27 Ekim tarihli sözlü notada “Türk tarafı, 26. Taraflar Konferansı Oturumunun geçici gündeminden Sözleşme'nin Ek I'inde yer alan listenin değiştirilmesine ilişkin önerisini geri çekmeye karar vermiştir" denildi. Türkiye böylece uzun yıllardır her COP öncesi gündeme soktuğu bu talebi geri çekmiş oldu. COP26 Başkanı Alok Sharma da Türkiye’ye talebini geri çektiği için teşekkürlerini iletti. 

Türkiye’nin net sıfır hedefi doğrultusunda zirve öncesinde ve sırasında iki önemli rapor yayımlandı. İstanbul Politikalar Merkezi’nin “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” raporuna göre, ekonomide yapılacak düzenlemelerle Türkiye, karbonsuzlaşma hedefine 30 yılda ulaşabilir. En hızlı karbon azaltımı yapılabilecek sektörün elektrik olduğu vurgulanırken, elektrik üretimi kaynaklı emisyonların 10 yılda yarıya indirilmesi öngörülüyor.

Türkiye 2030’da kömürden çıkmak için “Kirleten Öder” ilkesini uygulamalı

Bir diğer rapor ise toplamda 7 STK’nın bir araya gelip hazırladığı “Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” raporu. Çalışma, kirleticilerin iklim değişikliğine sebep olan seragazlarını serbestçe salmasının önüne geçilip, kirletme bedellerinin ödetilmesi sağlanırsa ve kamu kaynaklarıyla desteklenmeleri sonlandırılırsa en geç 2030 yılına kadar Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürden çıkmasının doğal seyrinde gerçekleşeceğini ortaya koyuyor. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, Roma’daki G20 Liderler Zirvesi’nin ardından COP26’ya hareket etmesi beklenirken Türkiye’ye geri döndü. Reuters’ın görüştüğü bir yetkili Erdoğan’ın “protokol sorunları” sebebiyle bu planlanmayan dönüşü yaptığını söyledi. Üst düzey yetkili, şunları dile getirdi: “Cumhurbaşkanı’nın zirveye katılmadan dönmesinin temelinde protokol ve güvenlikle ile ilgili Türkiye’nin taleplerinin İngiltere tarafından tam olarak karşılanmaması var. Güvenlik için istenen araç sayısı ve güvenlikle ilgili diğer bazı taleplerimizin tam olarak karşılanmaması nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir karar aldı. Bizim açımızdan da önemli olan böyle bir zirveye katılmayı çok önemsiyorduk ama bunun yapılması gerekti.”

“Kararlarınızla korkunç bir gelecek yaratacak ya da bunu önleyeceksiniz”

İsveç’ten Greta Thunberg, Uganda’dan Vanessa Nakate, Polonya’dan Dominika Lasota ve Filipinler’den Mitzi Jonella Tan bir acil durum çağrısı paylaştı. Genç iklim aktivistleri “Vereceğiniz kararlarla bizi bekleyen korkunç bir geleceği ya yaratacaksınız ya da önleyeceksiniz. Bunu belirleyecek güç sizin elinizde” diyerek dünya liderlerine seslendiler. Çağrıda, hükümetlerin seragazı emisyonlarını azaltmaktaki başarısızlığını dünyanın her yerindeki genç insanların “ihanet” olarak tanımladığını belirten iklim aktivistleri bunun şaşılacak bir yorum olmadığı ifade ettiler.

G20 ülkeleri COP26 öncesi fırsatı kaçırdı

COP26’dan hemen önce Roma’da bir araya gelen G20 ülkeleri 1.5 derece hedefi için “anlamlı” eylemlerde bulunma konusunda anlaştılar ancak yeterli somut taahhütte bulunmadılar ve COP26 öncesindeki önemli bir fırsatı teptiler. Zirvenin nihai bildirisi, 2050’ye kadar net sıfır karbon emisyona ulaşmak için bir taahhüt içermiyor. Bunun yerine G20 liderleri, bu yüzyılın ortalarına doğru net sıfıra ulaşmanın öneminin altını çizerek Çin ve Suudi Arabistan’ın pozisyonlarına benzer ifadeler kullandılar. Greenpeace bildiriyi hem zayıflığı hem de “hedef ve vizyon eksikliği” nedeniyle kınayarak G20 liderlerinin Glasgow’daki COP26 iklim konferansı öncesindeki “fırsatı kaçırdıklarını” söyledi.

Ancak yine de G20 zirvesinden Türkiye’yi de ilgilendiren önemli bir sonuç çıktı. ABD ve AB, 2024 yılına kadar çelik ve alüminyum ticaretine ilişkin dünyanın ilk karbon bazlı sektörel düzenlemesini müzakere etme taahhütlerini açıkladı. AB’nin pek çok ABD ürününe uyguladığı gümrük vergilerini derhal kaldırdığına dikkat çekilirken, anlaşmanın iklim değişikliğine karşı mücadelede ve iki tarafın çıkarlarına zarar veren çarpık ekonomik uygulamalara karşı mücadelede küresel bir ilk olduğu vurgulandı. Ülkeler bu yolla çalışanlarını ve endüstrisini korurken ve endüstrisinin küresel pazarda rekabet etmesini sağlarken iklim kriziyle mücadelede büyük bir kazanç sağlamayı hedefliyorlar.

Küresel liderlerden nesiller arası adalet vurgusu

İngiltere Başbakanı Boris Johnson Liderler Zirvesi kapsamında yaptığı konuşmada, “İnsanlık iklim değişikliği konusunda zamanı çoktan aştı. Kıyamet saatinde gece yarısına bir dakika kaldı ve şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. Bugün iklim değişikliği konusunda ciddi adımlar atmazsak, yarın çocuklarımız için çok geç olacak” dedi. Boris Johnson’dan sonra söz alan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise, zirve öncesinde yalnızca belirli sayıda ülkenin 2050 yılında net sıfır emisyon hedefi koyduğunu belirterek, ülkelerin daha önce olduğu gibi her beş yılda bir değil, her yıl iklim hedeflerini güncellemeleri gerektiğini ifade etti. 

ABD Başkanı Joe Biden ise, iklim değişikliğinin halihazırda dünyaya büyük zarar verdiğine dikkat çekerek, “Şu anda dünya tarihinde bir dönüm noktasındayız” uyarısında bulundu. Dünya liderlerinden ABD’nin eski Başkanı Donald Trump yönetiminin Paris Anlaşması’ndan çekilmek için attığı adımlar için de özür diledi. Biden, “Sanırım özür dilememeliyim ama ABD’nin Trump yönetimi Paris Anlaşması’ndan çekilip bizi bir nevi başımızı derde soktuğu için özür dilerim” ifadelerini kullandı. “Glasgow’daki buluşmamız, yolculuğun sonu değil, bunu hepimiz biliyoruz” diyen Başkan Biden, bunun “gerçekten sadece bir başlangıç çizgisi” olduğunu kaydetti.

Çin Devlet Başkanı COP26’da yeni bir taahhüt sunmadı

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, herhangi bir yeni önemli taahhütte bulunmayı başaramayan COP26 iklim konferansına yaptığı yazılı açıklamada, gelişmiş ülkeleri iklim kriziyle mücadelede “gelişmekte olan ülkelerin daha iyisini yapmasına yardımcı olmak için destek sağlamaya” çağırdı. Çin lideri ayrıca tüm tarafların “iklim sorunuyla ortaklaşa mücadele etmek” için daha güçlü adımlar atmasını talep etti ve ülkesinin “yeşil ve düşük karbonlu enerji geçişini hızlandıracağını, yenilenebilir enerjiyi güçlü bir şekilde geliştireceğini ve büyük rüzgar ve güneş enerjisi santralları planlayıp inşa edeceğini” söyledi.

Hindistan 2070’e kadar Net Sıfır emisyona ulaşacağını taahhüt etti

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, COP26 iklim görüşmelerinde 2070’i ülkesinin net sıfır karbon emisyonuna ulaşacağı tarih olarak ilan etti. Ancak bilim insanları yıkıcı iklim etkilerini önlemek için 2050 yılını işaret ediyor. Hindistan’ın bu taahhüdü 20 yıllık bir gecikme anlamına geliyor. Ancak Narendra Modi, Hindistan’ın “ruh ve lafzıyla” iklim taahhütlerine bağlı kaldığını savundu ve ülkesinin dünya nüfusunun %17’sini içerdiğini, ancak küresel emisyonların yalnızca %5’inden sorumlu olduğunu kaydetti. Modi, diğer dünya liderlerine Hindistan’ın enerji karışımında geçtiğimiz yıl yaklaşık %38 olan yenilenebilir enerji payını 2030’a kadar %50’ye çıkaracağını söyledi.

Türkiye’nin de dahil olduğu 100’den fazla ülkeden ormansızlaşmayı durdurma sözü 

Dünya ormanlarının %85’inden fazlasını temsil eden 100’den fazla dünya lideri, 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı ve arazi bozulmasını durdurma ve tersine çevirme taahhüdünde bulundu. Toplamda 19 milyar dolarlık bir bütçe harekete geçirilecek. Glasgow’daki COP26 iklim görüşmelerindeki ortak bildiri, dünya ormanlarının %85’ini oluşturan Brezilya, Endonezya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerin liderleri tarafından desteklendi. Taahhüdü destekleyen ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.

ABD, BM iklim müzakerelerinde High Ambition Coalition’a (Yüksek Hedef Koalisyonu) yeniden katıldı. 1.5 derece hedefini sağlayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler grubu, Paris Anlaşması’nın önemli bir parçasıydı. Dünyanın en büyük ekonomisi ve Çin’den sonra en büyük ikinci yayıcının koalisyona geri dönme kararı, COP26 zirvesinin sıcaklık artışlarını 1,5 derece ile sınırlamaya odaklanan girişimlerine önemli bir destek verecek. Koalisyon, hükümetlere seragazı emisyonları ve kömürün aşamalı olarak kaldırılması konusundaki çabalarını 1,5 derece ile tutarlı bir şekilde artırma çağrısında bulunacak ve zengin ülkeleri iklim finansmanına sağladıkları katkıları iki katına çıkarmaya çağıracak. Ayrıca fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların sonlandırılmasını talep ediyorlar.

Yaklaşık 90 ülke metan emisyonlarını yüzde 30 azaltmak için ABD ve AB’ye katılıyor

Yaklaşık 100 ülke AB ve ABD’nin metan emisyonlarını 2030’a kadar %30 seviyesinde azaltma çağrısına katıldı. Metan, karbondioksitten sonra gelen temel seragazı ve karbondioksitten daha yüksek bir ısı tutma potansiyeline sahip ancak atmosferde daha hızlı parçalanıyor. Bu da metan emisyonlarının azaltılmasının küresel ısınmayı dizginlemede hızlı bir etki yaratabileceği anlamına geliyor. Biden yönetiminden bir yetkiliye göre, ilk olarak Eylül ayında açıklanan Küresel Metan taahhüdü, şu anda küresel ekonominin üçte ikisini oluşturan ilk 30 metan yayıcısının yarısını kapsar durumda. Yeni imza sahipleri arasındaysa, dünyanın en büyük beş metan yayıcısından biri olan Brezilya da var. Çin, Rusya, Hindistan, en büyük beş yayıcı arasında olan diğer üç ülke, ise bu anlaşmayı imzalamadı. Bu ülkelerin tümü, daha “taahhüde katılması hedeflenen ülkeler” listesine alındı.

ABD, Güney Afrika’nın kömürden daha hızlı bir çıkışı finanse etmesine yardımcı olmak için milyarlarca dolarlık bir ortaklıkta İngiltere, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği’ne katıldı ve bunun diğer ülkeler için bir model olması bekleniyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Glasgow’daki Birleşmiş Milletler COP26 zirvesinde, girişimin toplam değerinin 8,5 milyar dolar olduğunu ve “kömürün uluslararası finansmanını keserek” dünyanın iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacağını söyledi. Dünyanın 12. en büyük seragazı yayıcısı olan ve elektriği için büyük ölçüde kömür enerjisine dayanan Güney Afrika, fonun 2030 itibarıyla emisyonları azaltmak için daha iddialı bir taahhütte bulunmasına yardımcı olacağını söyledi.

“COP26 en ‘beyaz’ ve ayrıcalıklı zirve olarak anılacak”

Küresel güneydeki topluluklardan binlerce kişinin COP26’dan dışlandığını ifade eden kampanyacılara göre zirve, şimdiye kadarki en “beyaz” ve ayrıcalıklı zirve olarak anılacak. dünyanın dört bir yanındaki yerli hareketleri, savunmasız toplulukları, sendikacıları ve genç grevcileri temsil eden COP26 Koalisyonu, Glasgow’a seyahat etmek adına yardımcı oldukları kişilerin üçte ikisinin vize, akreditasyon, COVID aşılarına erişim eksikliği, değişen seyahat kuralları ve “kıt ve pahalı” konaklama nedeniyle pes ettiklerini açıkladı. COP26 Koalisyonu’ndan Rachael Osgood zirvenin, çoğu hükümetin sorumluluğunda olan birden fazla bağlayıcı faktör nedeniyle, şimdiye kadar düzenlenen en seçkin ve dışlayıcı COP olarak belirlendiğini söyledi.