Van Gölü havzasında toplu martı ölümleri yaşanıyor

-
Aa
+
a
a
a

Van Gölü havzasında toplu martı ölümleri yaşanmaya başladı.

Fotoğraf: DHA
Gezegenin Geleceği: 7 Temmuz 2021
 

Gezegenin Geleceği: 7 Temmuz 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Van Gölü havzasında toplu martı ölümleri yaşanmaya başladı. Ölen martılardan alınan numuneler üzerine yapılan incelemeler sunucunda ölümlerin açlığa bağlı stresten kaynaklandığı ortaya çıktı. Üreme zamanlarında, insanların bulunmadığı ve riskli olmayan yerleri seçen martılar, Van Gölü havzasına özellikle de Adır Adası‘na geliyor. ‘Martı Adası’ olarak da bilinen adaya gelen martılar yumurtalarını buraya bırakıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, DHA’ya yaptığı açıklamada inceleme sonucunda martılarda herhangi bir hastalık belirtisi görmediklerini söyledi. Aslan, “Martılar yalnız üreme zamanlarında sakin olan yerlere göç etmekte. Üremeleri için uygun ortam hazırlamakta, bunu seçerken de yiyeceğin ve güvenliğin en iyi olduğu yerleri seçmekte çünkü buraya 1 milyona yakın martı yuva yapmakta. Adır Adası’nda kuluçkaya yatmakta. Bu 1 milyon martı ikişer yumurta bıraktığı zaman yavru çıkarttığı zaman sayı üçe katlanmakta” dedi. Bu yıl kuraklığın olması ve sulak alanlarda suyun erken tükenmesine bağlı olarak inci kefali balığının da göçünü erken tamamladığını belirten Aslan, “Dolayısıyla martıların beslenme sorunu ortaya çıktı. Bizler ölümlerin olduğu bölgede çalışarak ön incelememizi tamamladık. Bu ölümlerin her yıl yaşanan ölümlerle aynı nedenle olduğunu tespit ettik. Herhangi bir hastalık veya salgın söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

Kuzey Avrupa'da rekor sıcaklıklar

Kanada’dan sonra, Kuzey Avrupa’da bulunan Nordik ülkeler, hafta sonu boyunca rekor sıcaklıklar gördü. Bazı bölgelerde sıcaklık 34 dereceye çıkarken Finlandiya’nın Laponya bölgesi, 1914’ten beri en yüksek sıcaklığa ulaştı. The Guardian’da yer alan habere göre, Finlandiya’nın ulusal meteoroloji enstitüsü, 1844’te sıcaklık ölçümleri başladığından bu yana en sıcak Haziran ayının yaşandığını belirtti. Laponya’da bulunan Kevo’da ise 1914’ten beri en yüksek sıcaklık, 33.6 derece görüldü. İsveç’in bazı bölgeleri de Haziran ayı için en yüksek sıcaklıkları yaşadı. Kanada ve ABD’nin batı kesimleri başta olmak üzere Kuzey Yarımküre’de hissedilen aşırı sıcaklar, iklim değişikliğinin sonuçları konusundaki endişeleri artırıyor. Uzmanlar, insan kaynaklı küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, sıcak hava dalgaları ve aşırı hava olaylarının görülme sıklığını artırdığını belirtiyor.

Fransa'da senato referandumu engelliyor

Fransız Senatosu, iklim değişikliğine karşı mücadelenin Fransız Anayasasında yer alıp almayacağını belirleyecek referandumu engellemek için oy kullandıklarını söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, gezegeni korumak için yeterince eylemde bulunmadığı yönündeki eleştirilere yanıt olarak bu yönde bir referandum yapma sözü vermişti. Yasama meclisinin üst kanadı olan Senato, muhalefetteki muhafazakarların hakimiyetinde. Mayıs ayında, anayasanın iklim değişikliğine karşı mücadeleyi “garanti etmesini” sağlayan yasa tasarısını sulandıran Senato daha az bağlayıcı bir ifade tercih etti. Macron’un partisine bağlı bir grup senatör yaptıkları açıklamada, senatonun oylamasının referandum düzenleme ihtimalini kesin olarak ortadan kaldırdığını söyledi. Maddenin orijinal ifadesi, Macron tarafından iklim değişikliğiyle mücadele için politika önerileri hazırlamak üzere kurulan 150 vatandaştan oluşan bir panel tarafından önerildi. Bir referandumun gerçekleşmesi için alt ve üst meclisin anlaşması gerekiyor.

Bizim hâlâ umudumuz var

16 ülkedeki kullanıcı tutumları üzerine yapılan bir ankete göre, insanların küçük bir bölümü fark yaratmak ve küresel ısınmayı yavaşlatmak için hâlâ zaman olduğuna inanıyor. 55 yaş ve üzeri kişiler, davranışlarının çevre üzerinde olumlu bir fark yaratabileceğine en güçlü şekilde inanan grup. Mintel tarafından yapılan ankete göre Brezilya, İspanya, Kanada, İtalya, Çin ve Tayland’daki insanlar, şimdi harekete geçersek gezegeni kurtarmak için hâlâ zaman olduğu konusunda en iyimserler arasında yer alıyorlar. Ortalama olarak, ankete katılanların %54’ü gezegeni kurtarmak için zaman olduğu konusunda hem fikir ve %51’i davranışlarının çevre üzerinde olumlu bir fark yaratabileceğine inanıyor. Japonya ise en karamsar ülke konumunda. Görüşülen kişilerin yalnızca %15’i davranışlarının bir fark yaratabileceğine; %35’i ise gezegeni kurtarmak için zaman olduğuna inanıyor. Anket, kullanıcıların, şirketlerin ürünlerini satın alıp almama konusunda bilinçli bir seçim yapabilmeleri için ürünlerinin çevresel etkileri konusunda net olmalarını istediklerini ortaya koydu. Anket ayrıca küresel ısınma için kimin sorumlu tutulacağına dair farklı görüşleri de ortaya çıkarıyor. Araştırmaya göre, İnsanların kendi ülkelerinin iklim değişikliğinden mustarip olduğunu düşünme olasılığı daha yüksek. 16 ülkeden İnsanlar ortalama %44’ü yaşadıkları ülkenin iklim değişikliğinden mustarip olduğunu söylerken, ortalama %33’ü yaşadıkları ülkenin iklim değişikliğine katkıda bulunduğuna inanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı, Mayıs ayındaki yol haritasında emisyonları net sıfıra düşürmenin ayrılmaz bir parçasının bireysel tüketimin de düşürülmesi olduğunun önemini vurgulamıştı. Net sıfıra ulaşmak için gereken kümülatif emisyon azaltımlarının yarısından fazlasının tüketici tercihleri ​​ve davranışlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.