“Topraklarımızı sermayeye vermeyiz’’

-
Aa
+
a
a
a

Dikmece Köyü’nde yöre halkı, tarım arazilerinin acele kamulaştırma kararının durdurulması talebiyle Cumhurbaşkanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açılması için başvuru yaptı.

""
Gezegenin Geleceği: 28 Eylül 2023
 

Gezegenin Geleceği: 28 Eylül 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Hatay’ın Antakya ilçesindeki Dikmece Köyü’nde yöre halkı, tarım arazilerinin acele kamulaştırma kararının durdurulması talebiyle dün Cumhurbaşkanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açılması için başvuru yaptı. Hatay Adliyesi önünde toplanan Dikmeceliler, tarım arazilerinin ve zeytinliklerine el konulmasına “Dikmece Köyü satılık değil,”, “Sermaye defol, bu topraklar bizim,” diyerek tepki gösterdi. Çiftçi Ali Doğan, “Atalarımızdan kalma arazilerimiz, zeytinlerimiz yok ediliyor. Köylülere sormadan kendi kafalarına göre coplayarak, su sıkarak, gaz sıkarak bizi kendi topraklarımızdan kovdular. Benim bildiğim tek iş çiftçilik,’’ dedi. Hasan Özgün ise “Bugün nöbet çadırında değil, adliye önünde direnişimize devam ediyoruz. 59 gündür haykırıyoruz ve bir kez daha söylüyoruz; Eğer bu istimlakler gerçekleşirse sadece Dikmece’de yüz binlerce asırlık zeytin ağacı katledilecek. Dikmece köyü boşaltılacak. Demografik, kültürel ve tarihsel yapı bozulacak. Biz bunun bozulmasını istemiyoruz. Topraklarımızı sermayeye vermeyiz,’’ diye konuştu.

Tüm canlı varlıklar birbirine bağlı

İklim Haber’den Erhan Arıca’nın haberine göre, biyolojik çeşitlilik, dünya üzerindeki canlı organizmaların çeşitliliğini ifade ediyor ve dünya üzerindeki tüm canlı varlıklar, yaşam döngülerini desteklemesi ve sürdürmesi ile birbirine bağlı. Farklı türler, bitki ve hayvanlar, kompleks ekosistemleri oluşturuyor ve etkileşim içinde bulunarak ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlıyor. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik, dünyadaki ekosistemlerin işleyişi için son derece önemli. Ancak günümüzde biyolojik çeşitlilik kaybı, insan faaliyetleri ve yine insan eliyle yaratılan iklim krizi gibi faktörler nedeniyle o kadar hızlı azalıyor ki altıncı kitlesel yok oluşa doğru ilerlediğimiz tahmin ediliyor. Dünya tarihinde bugüne kadar bilinen beş büyük biyolojik çeşitlilik yok oluş yaşandı. Ancak bunların tümü doğal olaylarla tetiklenmiş yok oluşlardı. Altıncı kitlesel yok oluş ise ne yazık ki tamamen insanların eseri. Artan soy tükenmeleri ve hızla düşen popülasyonlar ile birçok bilimsel kanıt, bir biyoçeşitlilik krizi yaşadığımızı gösteriyor. Kimileri bunun altıncı kitlesel oluşa eşdeğer olduğunu kabul etmese de genellikle bu görüşü desteklemek için Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) ‘Kırmızı Listesi’ kullanılıyor ve tür kaybı hızının arka plan yok olma hızından farklı olmadığı savunuluyor. Arka plan yok olma hızı, antropojenik olmayan yani insan dışındaki faktörlere bağlı olarak belirli bir süre içinde yok olması beklenen türlerin sayısını ifade ediyor. IUCN’nin yanıltıcılığı tam da bu noktada başlıyor. Çünkü kuş ve memelilerin neredeyse tamamı koruma kriterlerine göre değerlendirilmeye alınırken, omurgasızların yalnızca çok küçük bir bölümü koruma kriterlerine dahil ediliyor. Omurgasız türlerin gerçek soy tükenme sayısını tahminlerle birleştirdiğimizde, hızın arka plan hızını çok aştığı ve gerçekten de altıncı kitlesel yok oluşun başlangıcının yaşanabileceği gözlemleniyor.

Amazon yağmur ormanlarında kuraklık tehlikesi

Brezilya'nın Amazon yağmur ormanlarındaki nehir seviyelerinde tarihi düşüşler oldu. Yıl sonuna kadar 500 bin kişinin temel gıdalara erişimde sıkıntı yaşayabileceği belirtildi. Brezilya'nın Amazon yağmur ormanlarındaki kuraklık tehlikesi yüz binlerce kişiyi olumsuz etkileyebilir. Yetkililerden yapılan açıklamada, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık ortalamaları nedeniyle nehir seviyelerinde tarihi düşüşler olduğu ve yıl sonuna kadar 500 bin kişinin temel gıdalara erişimde sıkıntı yaşayabileceği belirtildi. Özellikle geçimini balıkçılıktan sağlayan insanlar için kuraklığın ciddi sorun haline geldiği vurgulanan açıklamada, iki hafta önce çevresel acil durum ilan edildiği aktarıldı. Açıklamada, acil durum kapsamında, devlet sivil koruma teşkilatının bölge halkına yiyecek, su ve hijyen yardımında bulunacağı bilgisi paylaşıldı. El Niño hava olayları kaynaklı kuraklıkla boğuşan Amazon yağmur ormanlarının ciddi yağış eksikliği yaşadığı ifade ediliyor. Devlet Bakanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın bölgeye 20 milyon dolar kaynak sağlayacağı bildirildi.

“Avrupa Birliği, fosil yakıtlardan aşamalı çıkışı kamuya belirtmeli”

Fransa, Avrupa Birliği’nin (AB) gezegeni ısıtan fosil yakıtlardan aşamalı çıkış için gereken tarihleri kamuya açık olarak belirtmesi gerektiğini savundu. Buradaki amaç, yaklaşan COP28 iklim zirvesinde küresel bir anlaşmaya varılması yönündeki baskıyı güçlendirmek. AB’nin 27 üye ülkesinden diplomatlar, COP28 için müzakere tutum taslağını hazırlıyor. Kasım ayının sonunda Dubai’de başlayacak zirvede, 200’e yakın ülke iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını güçlendirmeye çalışacak. Fransa, diğer AB ülkeleriyle paylaşılan bir belgede, “AB, fosil yakıt talebinden çıkış konusunda her bir fosil enerji için bilime dayalı olarak niceliksel bir gidişat ve bir çıkış tarihi içeren çok daha güçlü ve net bir anlatı benimsemeli,” dedi. Belgede, bir zaman çizelgesi belirlenmesinin ‘fosil yakıtlardan aşamalı çıkış konusunda anlaşmaya isteksiz olan ülkeler üzerindeki baskıyı artıracağı’ ifade ediliyor. AB ve diğerlerinin halihazırda üzerinde anlaşmaya vardığı ve petrol tüketimini azaltacak yeni benzinli araç satışının durdurulması gibi önlemlere de atıfta bulunuluyor. İklim değişikliğini engellemeye yönelik küresel çabalarla ilgili bu ay yayınlanan bir raporda Birleşmiş Milletler (BM), net sıfır emisyona ulaşmak ve çok daha şiddetli iklim değişikliğinden kaçınmak için ‘karbon tutma teknolojisine sahip çıkmayan tüm fosil yakıtlardan aşamalı çıkışın’ gerekli olduğunu söyledi.